Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Fizik / Kimya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
canlılar, ökaryot

Ökaryot Canlılar

Eski 04-26-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ökaryot Canlılar



Ökaryot Canlılar

Bu gruba giren canlıların hücreleri prokaryotlardan farklı olarak sitoplazmalarında zarlı organelleri (Çekirdek, Mitokondri, Kloroplast, Golgi cisimciği, Endoplazmik Retikulum vb) taşırlar Bu tip hücrelere ökaryotik hücre denir Ökaryotik canlılar dört alemde incelenir


A) Protista Alemi


Bu grup canlılar tek hücrelidirler Hücre yapıları ökaryotik özellik gösterir Genellikle Kamçılılar (Flagellata), Kök Ayaklılar (Rhizopoda), Sporlular (Sporozoa) ve Silliler (Ciliata) olmak üzere dört grup altında incelenirler


a) Kamçılılar (Flagellata)


Sayıları bir ya da daha fazla olabilen kamçı (flagella) ile hareket ederler Bölünerek çoğalırlar Sitoplazmalarında kloroplast bulunur Flagellatlar birbirlerine sitoplazmik uzantılarla bağlanarak kolonileri oluşturur Kolonilerde doku farklılaşması ve organizasyon yoktur Yalnızca hücreler arasında basit bir iş bölümü vardır Bugün bilinen iki koloni Pandorina ve Volvox kolonileridir Volvox kolonisi hücre sayısı ve hücreler arası iş birliği bakımından Pandorina'ya oranla daha gelişmiştir Bu iki koloni, bir hücreli canlılarla çok hücreli canlılar arasında geçiş formunu oluşturur




Kolonisi Genel Şeması Kolonisi Genel Şeması


b) Kök ayaklılar (Rhizopoda)


Yalancı ayakları ile hareket ederler Bu grubun en iyi bilinen örneği Amip'tir






c) Sporlular (Sporozoa)


Özel bir hareket organeline sahip değillerdir Sporlarla çoğalırlar Örnek olarak sıtmaya neden olan Plazmodiumları verebiliriz


d) Silliler (Ciliata)


Hareketlerini siller sayesinde yaparlar En iyi örnek Paramecium'dur Tatlı sularda yaşarlar Fazla suyu kontraktil kofulları ile atarlar Bölünme ve eşeyli üreme ile çoğalırlar





B) Fungi Alemi (Mantarlar)



Bu alem de iki alt grupta incelenir;


a) Cıvık Mantarlar


Belirgin bir hücre şekli olmayan çok çekirdekli sitoplazmaya sahip organizmalardır Çoğalmaları yukarıya doğru uzayan saplı spor keseleri ile olur


b) Gerçek Mantarlar


Çok hücreli heterotrof canlılardır Parazit ve çürükçül yaşarlar Üremeleri meydana getirdikleri sporla olur Ekmek ve peynir küfleri, mayalar ile şapkalı mantarlar bu gruba girer


C) Bitkiler Alemi


Çok hücreli, ökaryotik ototrof olup kloroplast taşırlar Bu sayede fotosentez yaparlar Çiçekli bitkiler ve çiçeksiz bitkiler olmak üzere iki filuma (şube) ayrılırlar


a) Çiçeksiz Bitkiler


Eşeyli ve eşeysiz üreme birbirini takip eder (Döldeğişimi) Eğrelti otları ve karayosunları olmak üzere iki klasise (sınıf) ayrılır
Karayosunları ; İletim demeti yoktur Döldeğişimi vardır Nemli bölgelerde yaşarlar
Eğreltiler; İletim demeti bulundururlar Yaprak, kök ve tohum bulundurmazlar Üremeleri karayosunlarındaki gibi döldeğişimi şeklindedir

b) Çiçekli Bitkiler


Çoğalmaları tohumla olur Tohum şekline göre iki klasise (sınıf) ayrılırlar
Açık Tohumlular (Kozalaklı Bitkiler) ; Tohum taslağı ovaryum tarafından örtülmemiştir Bu yüzden açık tohumlu bitkiler denilmektedir Çam, ardıç, göknar, ladin bu grubun belirgin örneklerindendir Her zaman yeşildirler
Kapalı Tohumlular ; Tohumları ovaryum tarafından örtülmüştür Tek çenekli ve çift çenekli olmak üzere iki gruba ayrılırlar


D) Hayvanlar Alemi


Çok hücreli ökaryotik ve heterotrof canlılardır Bir yere bağlı olmadan yaşarlar Omurgasız ve omurgalı hayvanlar olmak üzere iki filuma (şube) ayrılırlar


a) Omurgasız Hayvanlar


Sırt bölgelerinde sinir şeridi, kapalı dolaşım sistemi ve iç iskelet bulundurmazlar Genel olarak onbir ayrı grup altında incelenirler
Bu gruplar ;
- Süngerler
- Yassı solucanlar
- Çok ayaklılar
- Yumuşakçalar
- Arachnidler
- Halkalı solucanlar
- Sölenterler
- Derisi dikenliler
- Kabuklular
- Böcekler
- Yuvarlak solucanlar'dır


b) Omurgalı Hayvanlar


İç iskelete sahiptirler, kapalı dolaşım sistemi ve sırt tarafında sinir kordonu bulunur Hepsi ayrı eşeylidir Beş sınıfa ayrılırlar
Bu sınıflandırma sudan karaya ve basitten karmaşığa doğru şöyledir;


Balıklar


Derileri pulludur Dış döllenme görülür Yüzgeçleri ile hareket ederler Balıkların kalpleri iki gözlüdür Kalpte kirli kan bulunur Kalp, kanı temizlenmek amacı ile solungaçlara gönderir Vücutta temiz kan dolaşır İç iskelet bazı gruplarda (Köpekbalığı) kıkırdaktan yapılmıştır Diğer grupların iskeleti kemiktendir


Kurbağalar


Hem karada hem suda yaşarlar Suda yaşadıkları evreye larva evresi denir Bu evrede solungaç solunumu yaparlar Ergin evrede karasal yaşama geçerek, akciğer solunumu yaparlar Devamlı su kenarında yaşayarak derilerini nemli tutarlar Bu özellikleri deri solunumunu kolaylaştırır Kalpleri üç gözlüdür Akciğerden gelen temiz kan ile vücuttan gelen kirli kan kalpte birbirine karışır Böylece vücuda karışık kan pompalanır Bu nedenle kurbağalar soğukkanlı canlılardır ve kış uykusuna yatarlar


Sürüngenler


Derileri pulludur Deride salgı bezi bulunmaz Akciğer solunumu yaparlar Kalpleri üç gözlüdür Temiz ve kirli kan kalpte birbirine karışır Soğukkanlı canlılardır Kış uykusuna yatarlar Kertenkele, timsah, yılan, kaplumbağa ve dinozorlar bu gruba girer


Kuşlar


Derilerinde tüy vardır Sıcakkanlı canlılardır Kalpleri dört odalıdır Temiz ve kirli kan birbirine karışmaz Akciğerleri iyi gelişmiştir Serçe, tavuk, keklik, turna, kelaynak gibi binlerce örnek verilebilir


Memeliler


Derilerinde kıl bulunur Sıcakkanlıdırlar Kalpleri dört odalıdır Temiz ve kirli kan birbirine karışmaz Akciğer solunumu yaparlar Yavru ana bireyin uterusunda gelişir ve doğumla dünyaya gelir Memelilerin denizde ve karada yaşayan formları vardır Yunus, balina, fok, denizaslanı denizde; tavşan, sincap, deve, koyun, inek ve yarasa karada yaşayan memelilere örnek verilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ökaryot Canlılar

Eski 03-23-2011   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ökaryot Canlılar



1-Bakteri ve virüslerden farklı olarak gerçek bir çekirdeğe sahip organizmalar
2-Ökaryot hücre: Zarla çevrili organelleri ve gerçek çekirdeği olan hücre
3-Zar ile çevrili gerçek organelleri bulunan hücreler
4-Golgi cihazı, mitokondri ve zarla çevrili nukleusları olan organizmalara ait
5-Ökaryot hücreli canlılar, hücrelerinde zarlı organelleri bulunan canlılardır

Ökaryot hücreli canlılar 4 grup altında incelenir :

1-Protista 2-Mantarlar 3-Bitkiler 4-Hayvanlar












__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Ökaryotlar - Ökaryot Canlılar

Eski 03-23-2011   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Ökaryotlar - Ökaryot Canlılar





Ökaryotlar - Ökaryot Canlılar


Latince Eukaryota, hücrelerinin yapısından dolayı beraber gruplandırılmış bir canlılar grubudur Bilimsel sınıflandırmada Ökaryotlar, Bakteriler ve Arkeler, tüm canlıları kapsayan üç ana gruptur

Ökaryotların tanımlayıcı özelliği genetik malzemelerinin zarla çevrili bir (veya birkaç) çekirdek içinde yer almasıdır Bu nedenle kelime, Eski Yunanca eu, gerçek ve karyon, çekirdek sözcüklerinden türetilmiştir Sıfat hali ökaryotiktir Bakteri ve arkeler çekirdeksiz olduklarından beraberce prokaryot olarak adlandırılırlar (Eski Yunanca pro-, evvel ve karyon çekirdek sözcüklerinden) Çekirdeğin yanı sıra, ökaryotların mitokondri veya kloroplast gibi zarla çevrili çeşitli organelleri vardır, bu tür hücre içi karmaşık yapılar da prokaryotlarda bulunmaz

Ökaryotların ortak bir atası olduğu için bir üst alem (domain) olarak tanımlanmışlardır Üst alem sisteminde ökaryotların, prokaryotlara kıyasla, arkelerle daha çok ortak özellikleri vardır ve bu yüzden arkelerle beraber Neomura kladı içinde gruplandırılırlar

Ökaryotlar arasındaki farklılıklar


Ökaryotlar genel olarak hayvan, bitki, mantar ve protista olarak dört gruba ayrılırlar Ancak protista grubu aslında hayvan, bitki ve mantar olmayan ökaryotların içine atıldığı bir grup olduğu için bazı biy loglar tarafından kabul görmez ve onun yerine daha küçük gruplar sayılır

Çok çeşitli ökaryotik hücre tipi olmakla beraber hayvan ve bitkiler en yaygın ve iyi bilinen ökaryotlar olduklarından ökaryot yapısının anlaşılması için iyi bir başlangıç noktası oluştururlar Ancak, mantar ve çoğu protistanın hayvan ve bitkilerden önemli farklılıkları vardır

Hayvan hücresi





Tipik bir hayvan hücresinın yapısı


Hayvan hücresi, hayvanların dokularını oluşturan bir ökaryotik hücre tipidir Hayvan hücreleri, diğer ökaryotlardan (özellikle bitki hücrelerinden) belirgin bir farklılık gösterir, hücre duvarı ve kloroplastları yoktur ve kofulları daha küçüktür Hücre duvarı esnek olduğundan hayvan hücreleri çeşitli şekillere girebilir ve fagositik bir hücre başka cisimleri içine alabilir İnsan hücreleri biyolojik olarak ökaryotik hücrelerle aynı kategoriden sayılırlar



Bitki hücresi




Tipik bir bitki hücresinın yapısı


Bitki hücreleri diğer ökaryotik organizmaların hücrelerinden oldukça farklıdırlar Belirgin özellikleri:

Büyük bir merkezî koful (tonoplast adlı bir zarla çevrilidir) hücrenin turgorunu (hücre zarının hücre duvarına yaptığı basıncı) düzenler ve sitozol ile bitkinin öz suyu arasında moleküllerin hareketini kontrol eder
Selüloz, protein ve çoğu zaman ligninden oluşmuş bir hücre duvarı, protoplastlar tarafından hücre zarının dışına yerleştirilir Buna karşın, mantar hücre duvarları kitinden, bakterilerinki ise peptidoglikandan meydan gelir
Plasmodesmata, hücre duvarındaki gözenekleri birbirine bağlayarak her bir bitki hücresinin ona bitişik hücrelerle haberleşmesini sağlar Bu, mantarlarda görülen hif ağından farklıdır
Plastidler başlıca hücre içi organellerdir, çeşitli biyokimyasal tepkimeler bunların içinde gerçekleşir, ayrıca besin depolamak için kullanılırlar Fotosentezin yapıldığı kloroplastlarda bulunan klorofil, bitkilerin yeşil renginden sorumludur
Kamçısı (flagellası) olmayan bitkilerde (örneğin iğne yapraklılar ve çiçekli bitkiler), hayvan hücrelerinde bulunan sentrioller de bulunmaz
Mantar hücresi



Mantar hücreleri en çok hayvan hücrelerine benzerler, ama şu farklılıklarla
:

Hücre duvarı Kitinden oluşmuştur
Hücreler birbirinden daha az ayrışmıştır Gelişmiş mantar türlerinin hücreleri septum denen gözenekli bölmelerden oluşur, bunlardan sitoplazma, organeller ve bazen çekirdek geçebilir Koenosit olarak adlandırılan septumlu türlerde organizma aslında tek bir dev hücredir Basit mantarlarda böyle bölmeler yoktur
Yalnızca en ilkel mantarlar, Chytridiomycota bölümünde yer alanlar, kamçılıdır
Yapı



Ökaryotik hücreler prokaryotlardan genelde çok daha büyüktürler Organel olarak adlandırılan çeşitli iç zarlar ve iç yapılar, ayrıca, miktrotüpçük (microtubule), mikroiplik (microfilament) ve ara ipliklerden (intermediate filaments) oluşmuş bir hücre iskeletine sahiptirler Hücre iskeleti, hücrenin iç yapısını ve şeklini belirler Ökaryotik DNA, kromozom olarak adlandırılan doğrusal tomarlar halindedir, bunlar çekirdeğin bölünmesi sırasında kopyalanıp mikrotüpçükler tarafından çekilirler Eşeysiz hücre bölünmesine (mitoz) ek olarak çoğu hayvan hücresi hücre kaynaşması yoluyla gerçekleşen bir eşeyli üreme sürecine (mayoz) sahiptir; bu, prokaryotlarda görülmez

İç zar

Ökaryotik hücrelerde çeşitli zarla çevrili yapılar bulunur, bunlara toplu olarak içzar sistemi denir Vezikül veya koful (vaküol) gibi basit bölmeler başka zarlardan tomurcuklanarak meydana gelirler Çoğu hücre endositoz adı verilen bir süreçle besin ve diğer maddeleri içlerine alır; endositozda dış zar içe kıvrılıp sonra büzülerek bir vezikül oluşturur Çoğu diğer zar çevrili organelin evrim sırasında bu tür veziküllerden meydana gelmiş olduğu muhtemel sayılmaktadır

Çekirdek, çekirdek kılıfı olarak adlandırılan bir çift zar ile çevrilidir Çekirdek örtüsünde bulunan gözenekler moleküllerin girip çıkmasını sağlar Çekirdek kılıfının çeşitli tüp veya yapraksı uzantıları endoplazmik retikulum (ER) olarak adlandırılan yapıyı oluşturur, bu yapı protein ulaşımı ve olgunlaşmasından sorumludur Granüllü ER'de ribozomlar bulunur ve bunların sentezlediği proteinler, ER'nin iç kısmına (lümenine) girer Bu proteinler sonradan Düz ER'den (yani ER'nin granülsüz kısmından) tomurcuklanan veziküllerin içine girerler Çoğu ökaryotta bu protein taşıyan veziküller Golgi aygıtı veya diktiyozom denen yassılaşmış vezikül desteleriyle kaynaşırlar ve proteinler orada çeşitli yapısal değişimlere uğrarlar

Veziküller, çeşitli amaçlar için özelleşmişdir Örneğin lisozomlar, besin kofullarının içindekileri sindiren enzimler bulundur, peroksizomlar ise hücre için zehirli olan peroksiti parçalar Çoğu protozoada bulunan büzülür (kontraktil) kofullar hücredeki fazla suyu toplayıp dışarı atarlar, ekstruzomlar ise avcı (predatör) canlıları kaçırmak ve hücrenin avını yakalaması için dışarı madde atmaya yarar Çok hücreli canlılarda hormonlar çoğu zaman veziküllerde üretilirler Yüksek bitkilerde hücre hacminin büyük bir kısmı merkezi koful tarafından işgal edilir, hücrenin osmotik basıncı onun tarafından sabit tutulur

Mitokondri ve plastitler





Mitochondri yapısı :

1) İç zar

2) Dış zar

3) Krista

4) Matriks





Mitokondriler hemen her ökaryotta bulunan organellerdir Bir çift zarla çevrilidir, içte olanı krista adı verilen iç kıvrımlardan oluşur, hücre solunumu burada gerçekleşir Kendi DNA'ları vardır ve başka mitokondrilerin bölünmesi sonucu meydana gelirler Evrim sırasında endosimbiotik bakterilerden (proteobakterilerden) oluştukları teorisi genel kabul görmüştür Mitokondrisi olmayan az sayıda birkaç protozoda da mitokondri türevi organeller, hidrojenozom ve mitozomlar gibi, mevcuttur

Bitki ve çeşitli alg gruplarında ayrıca plastitler bulunur Bunların da kendi DNA'ları vardır ve endosimbiontlardan (bu durumda siyanobakterilerden) oluşmuşlardır Bu plastitlerin çoğu kloroplasttır, siyanobakteriler gibi bunlar da klorofil içerir ve fotosentez yoluyla enerji üretir Diğer plastitler gıda depolamaya yarar Plastitlerin tek bir kökeni olması muhtemel olmakla beraber plastit bulunduran bitki grupları evrimsel olarak birbirine yakın değildir Bazı ökaryotlar plastitlerini ikincil bir endosimbiyoz veya yutma yoluyla edinmişlerdir

Çekirdeğin de endosimbiotik kökenli olduğu öne sürülmüştür, bu konunun ayrıntısı aşağıda verilmiştir Ayrıca, ökaryot kamçısının da endosimbiotik kökenli olduğu, spiroketlerden geliştiği de iddia edilmiştir Hücre anatomisi ile uyumsuzlukluğu ve hücre çoğalmasıyla bağdaştırılamadığı için bu iddia genel kabul görmemiştir

Hücre iskeleti



Çoğu ökaryotun kamçı (flagella veya flagellum) adı verilen, ince uzun ve hareketli sitoplama uzantıları vardır Bunlar tübülin ve kısa kirpiklerden (silyalardan) oluşur, her ikisi de hareket, beslenme ve duyumla ilişkilidir Bunlar prokaryot kamçılarından tamamen farklıdır Kamçıyı içinden destekleyen bir demet mikrotüpçüktür, bunlar bazal cisimden (kinetozom ve sentriyol olarak da adlandırılır) çıkar Mikrotüpçükler kamçının içinde, merkezde iki tekli ve onun çevresinde dokuz ikili olarak düzenlenmişlerdir Kamçının ayrıca üzerini kaplayan saçlar (mastigonemler) ve onu zar ve hücre iskeletine bağlayan pullar da bulunabilir Kamçının içi sitoplazmaya bağlıdır Mikroiplik yapılar (aktin ve ona bağlanan α-aktinin, fimbrin, filamin) hücre zarının alt yüzeyinde tabaka ve desteler halinde bir ağ oluşturur Mikrotübüllerin motor proteinleri, örneğin dinein ve kinesin, bu ağa dinamik bir özellik sağlar

Sentriyoller çoğu zaman kamçısı olmayan hücre ve gruplarda da bulunur Genelde kinetid olarak adlandırılan birli veya ikili gruplar halinde bulunurlar, mikrotüpçüklerin köklerini oluştururlar Bunlar hücre iskeletinin ana bileşkelerinden biridirler ve inşaları birkaç hücre bölünmesi boyunca olur Bir kamçı ana hücreden kalır, öbürü ise ondan türetilir Sentriyoller ayrıca çekirdeğin bölünmesi sırasında iğ ipliği oluşumunda da rol oynayabilirler

Hücre iskeleti, hücrenin şeklini belirlemekte ve hareketini (kemotaksi ve kemokinez gibi) sağlamakta önemli bir rol oynar Bazı protistlerin çeşitli başka mikrotüpçüklü organelleri de vardır: örneğin, radioloria ve heliozoa, suda yükselme veya av yakalama için aksopodialara sahiptirler, haptofitlerin ise haptonema adlı kamçı gibi bir organeli vardır

Bitki hücre duvarı



Bitki hücrelerinin bir hücre duvarı vardır; bu, hücre zarının dışında yer alan, oldukça esnemez bir tabakadır Hem hücreye yapısal destek sağlar, hem de bir filtre mekanizması olarak çalışır Hücrenin için su girmesi halinde aşırı şişmeyi engeller Birincil hücre duvarını oluşturan başlıca karbonhidratlar selüloz, hemiselüloz ve pektindir Selüloz mikrofibrilleri hemiselüloz bir yulara bağlanarak bir selüloz-hemiselüloz ağ oluştururlar, bu da pektin matriks içinde yer alır Birincil hücre duvarında bulunan başlıca hemiselüloz ksiloglukandır

Üreme



Çekirdek bölünmesi ile hücre bölünmesi çoğunlukla eşgüdümlü olur Bu genelde mitoz yoluyla gerçekleşir, bu süreç sonucunda her kromozomun birer kopyası yavru hücrelere dağıtılır Çoğu ökaryotta ayrıca bir eşeyli üreme süreci vardır, bunda tipik olarak haploit ve diploit ***ler (nesiller) sırayla birbirini izler Haploit ***de her kromozomun bir kopyası vardır, diploit ***de ise iki; haploit *** mayoz bölünme ile meydana gelir, diploit *** çekirdek kaynaşması (singami) ile Ancak, bu genel kalıp içinde epey bir çeşitlilik görülebilir

Köken ve evrim

Ökaryotik hücrenin oluşumu canlıların evriminde önemli bir dönem noktasıdır, çünkü ökaryotlar tüm karmaşık hücreleri ve nerdeyse tüm çok hücreli canlıları içermektedir Bu süreci oluşturan olayların zamanlamasını kestirmek zordur; Knoll (1992) yaklaşık 1,6-2,1 milyar yıl önce oluştuklarını öne sürmüştür Modern canlı gruplarına ait oldukları bariz olan fosiller (kırmızı yosunlar) yaklaşık 1,2 milyar yıl önceden kalmadır

1980'ler ve 90'larda yapılan araştırmalar sonucunda çizilen rRNA filojenik ağaçlarında çoğu ökaryot organizma çözümlenememiş bir "taç" grup içinde bırakılmıştı (ama bu teknik anlamıyla gerçek bir taç değildi) Bu grup, mitokondri kristalarının şekline bağlı olarak ikiye bölünmüştü Mitokondrisi olmayan birkaç grup ayrı bir dal olarak diğer ökaryotlardan ayrılıyordu, dolayısıyla bu eksikliğin çok eski dönemlerden kalma olduğu düşünülüyordu, ancak artık bunun "uzun dal çekimi" adı verilen bir artifakt olduğu belirlenmiştir Bu grupların diğer ökaryotlardan ayrıldıktan sonra mitokondrilerini kaybettikleri bilinmektedir

Aktin ve diğer moleküllere dayandırılarak hazırlanmış ağaçlar farklı ve daha tam bir görüntü ortaya çıkarmıştır Ökaryotların çoğu aşağıdaki üst gruplara aittir:

Opisthokonta (Opistokontlar) Animalia (Hayvanlar), Fungi (Mantarlar), Choanoflagellatea (Koanoflagellatlar), vb Amoebozoa (Amebozlar/Amebozolar) Çoğu kalın kökbacaklı Amoeba (Amip) ve Mycetozoa (Sıvaşık küf) Rhizaria (Rizarlar) Foraminifera (Foraminiferler), Radiolaria (Radyolarlar) ve diğer çeşitli amipsi protozlar/protozolar Excavata (Ekskavatlar) Çeşitli kamçılı protozlar/protozolar Primoplantae/Archaeplastida (Primoplantlar/Arkeplastitler) Embryophyta (Kara bitkileri), yeşil algler, kırmızı algler ve Glaucophyta (Glaukofitler) Chromista (Kromistler) Kahverengi algler, diatomlar, Oomycete (su küfleri), vs Alveolata (Alveolatlar) Silyalılar, Apicomplexa (Apikompleksler), Dinoflagellata (Dinoflagellatlar), vs Birkaç sınıflandırma uzmanı, unikont ve bikontlar adlı iki büyük klad tanımaktadırlar; unikontlar tek kamçılı bir atasal canlıdan türemiş, bikontlar ise iki kamçılı bir atasal canlıdan türemişlerdir Bu sistemde ofistokontlar ve amibozoanlar unikont sayılırlar, kalanlar bikontturlar Kromistler ve alveolatlar, kromalveolatlar adlı atasal olarak fotosentetik daha büyük bir gruba ait olabilirler, ama bu görüş halen tartışmalıdır Bazı küçük protista grupları, özellikle sentrohelidler, bu üst gruplardan hiçbiri ile ilişkilendirilmemişlerdir Ökaryotlar Arkelerle genetik mekanizmaları açısından yakın derecede ilişkilidir, bu yüzden bazı uzmanlarca Arkelerle birlikte Neomura kladına yerleştirilirler Ancak, hücre zarının yapısı gibi başka bakımlardan ökaryotlar bakterilerle benzeşirler Bu durumu açıklamak için üç hipotez önerilmiştir:

Ökaryotlar iki hücrenin kaynaşması ile oluşmuşdur, sitoplazma bir bakteriden, çekirdek bir arkeden (alternatif bir görüşe göre ise bir virüsten) oluşmuştur
Ökaryotlar Arkelerden gelişmişler ve proto-mitokondrilerden öbakteriyel özellikler edinmişlerdir

Ökaryotlar ve Arkeler değişime uğramış bir bakteriden ayrı ayrı gelişmişlerdir
Sonuncu hipotez halen en çok kabul görmektedir İç zar sistemi ve mitokondrilerin kökeni de tartışmalıdır Fagotrofik hipoteze göre endositozun gelişmesini takiben bu zarlar oluşmuş ve sonra özelleşmişlerdir; mitokondriler, plastitler gibi, yutma yoluyla edinilmişlerdir Sintrofik hipoteze göre bir ön ökaryot (proto-ökaryot), beslenmek için ön mitokondriyi (proto-mitokondriyi) kullanıyordu, zaman içinde büyüyerek onun tamamen sarmıştır; iç zarlar ise daha sonra oluşmuşlardır, kısmen mitokondri genlerinin katkısıyla (bu hipotezin bir versiyonu hidrojen hipotezi olarak bilinir)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.