Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anadolu, bölgesi or genel, güneydoğu, özellikler

Güneydoğu Anadolu Bölgesi/genel özellikler

Eski 05-19-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Güneydoğu Anadolu Bölgesi/genel özellikler



GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ
Genel özellikler:



Bu bölgemiz, Güneydoğu Toroslar'ın etekleri ile Suriye sının arasında yer alır Kuzey kenarı, dağların uzanışını izleyerek âdeta bir yay çizer Alanı ve nüfus sayısı bakımından coğrafî bölgelerimizin en küçüğüdür Yurdumuzun ancak yüzde 8'e yakın bir kısmını kaplar

Yerşekillerinin sadeliği ile dikkati çeken bir bölgedir Burada en geniş yeri platolar kaplar Bununla beraber, Güneydoğu Anadolu'nun batı ve doğu kısımları arasında bazı farklar vardır Bölgenin batı yarısında kuzeydeki dağların eteklerinden Suriye düzlüklerine doğru alçalan Gaziantep – Urfa platoları uzanır




Denizden 800 – 500 metre yükseklikte olan bu plato, Fırat ırmağı ve bu Irmağın kollan ile yarılmıştır Bölgenin doğu yarısı biraz dara engebeli ve yerşekilleri bakımından daha çeşitlidir Bu kısmın ortasında, geniş bir çanak şeklindeki Diyarbakır havzası yer alır Kuzeydeki Hazar gölünden kaynağı alan Dicle ve Toroslardan inen birçok kollan (Ambar, Batman, Garzan ırmakları) bu havzaya yönelir Diyarbakır havzası kuzeyden, Toroslar'ın eteklerindeki tepelikler, güneyden de Mardin eşiği adı altında tanınan bir yüksek alan çevirir Batısında ise, Karacadağ yükselir Güneydoğu Anadolu'nun en yüksek noktası olan Karacadağ genç, fakat sönmüş, bir volkandır Bu dağdan çıkan lav akıntıları binlerce kilometre karelik bir alana yayılmıştır

Bölgede iklim, genel çizgileri ile Akdeniz ikliminin özelliklerini gösterir Burada a kışlar en yağışlı, yazlar en kurak mevsimdir Fakat Güneydoğu Anadolu deniz etkilerinden uzaktır Bu sebeple burada Akdeniz ikliminin, sıcaklık bakımından çok karasal bir çeşidi ile karşılaşılır Yurdumuzun en güney kısımlarında yer almasına rağmen, kışın sıcaklık oldukça düşüktür Don ve kar yağışı olağandır Bu, karasal karakterin birli sonucudur Gene karasallık sebebiyle, Türkiye'de yazın sıcaklığın en faz-a la yükseldiği bölge Güneydoğu Anadolu'dur Bütün Türkiye'de en yüksek sıcaklıklar da bu bölgede ölçülmüştür (Diyarbakır 46,2; Urfa 46,5)

Başlıca ürünler ve coğrafî dağılışları:

Tahıllar (buğday, arpa, mısır, pirinç) : Tahıl iki sebeple tarım hayatımızın en önemli ürünüdür: Halkımızın beslenmesinde baş yeri alır; ekili topraklarımızın (3/4'ü) ve kırsal bölgelerdeki işgücünün en büyük bölümünü toplar

Buğday: Halkımızın en önemli besin maddesi ve ihraç malı olan buğday üzerinde durarak, son 47 yıllık süre içinde, tarımının gidisini izlemek; ekili alan, üretim ve verim durumlarını belirlemek yerinde olur :

1934-1938 ortalaması 34 milyon ton
1939-1945 ortalaması 35 milyon ton
1946-1950 ortalaması 36 milyon ton
1961 -1979 ortalaması 123 milyon ton



1) 1934'den 1950'ye kadar süren onbeş yıl içinde Türkiye buğday üretiminin 35 milyon tonda âdeta durağan kaldığını görüyoruz

Aynı yıllarda buğday ekili topraklar da yine 4 milyon hektar dolaylarında durağan kalmıştır Bu dönemde üretim hemen tamamen iklim koşullarına bağlı idi Bu koşulların iyi veya kötü olmasıyla yıldan yıla değişiyordu Örneğin 1948 yılı 481949 yılı ise 25 milyon tonla en yüksek ve en düşük rekolte (elde edilen toplam ürün) yıllarıdır ve görüldüğü gibi arasında iki kat fark vardır Oysa aynı dönemde Türkiye’nin nüfusu 16 milyondan 21 milyona yükselmiş, 5 milyona yakın artmıştır Böylece tohumluk dahil, kişi başına yılda düşen buğday miktarı 218 kg'dan 172 kg'a inmiştir

2) 1950 -1963 arası, buğday tarımı bakımından dikkat çekicidir Bu dönemde gerek ekili alanlar, gerekse üretim bir "sıçrama" göstermiş, ekili alan iki kata yakın genişlerken, üretim de 5 milyon tondan 10 milyona ulaşmıştır

Uzun süre ortalama 35 milyon tonda kalan buğday üretiminin böylece iki kata çıkması ülkemiz ekonomisi için kuşkusuz sevindirici bir olaydır Fakat bu artığın nedeni, tarım tekniğinde iyileştirmeği gerçekleştirerek verimin artırılmış olmasına bağlanamaz Burada rol oynayan etken, çok sayıda traktör kullanmak ve tarla alanlarını mera, çayır hatta yer yer ormanlar zararına da olsa artmış olmaktır Bu ise, yararları yanında sakıncaları da olan bir yoldur

3) 1963'den günümüze kadar uzanan döneme gelince: Buğday üretimi 1963'ü izleyen ilk yıllarda yeniden duraklamış, hatta bazı yıllar 1963 düzeyinin de altına inmiştir Çünkü yeni tarım alanları açmaya dayanan yol artık ülke yararına ters düşmüştür Fakat, şu gerçek de artık gün ışığına çıkmıştır : "Türkiye, giderek büyüyen buğday gereksinimini ancak verimi artırmakta karşılayabilir" Bunun için de uygulanan tarım politikasını değiştirerek, yeni makineler kullanmak, sulamayı ve özellikle gübre tüketimini artırarak üretimi doğal koşulların etkisinden mümkün olduğu kadar kurtarmak gereği anlaşılmıştır Bu yoldaki girişimler sonunda, buğday üretimimiz, bu kez daha çok verimin artmasına bağlı olarak yeniden büyümeğe başlamıştır Meselâ 1969'dan beri üretim hiç bir yıl 10 milyon tonun altına düşmediği gibi, son yıllarda 14 -175 milyon tona kadar ulaşmıştır

Çünkü eskiden hektar başına 10-12 kental olan verim yükselmiş ve bazı yıllar 18 kentale kadar çıkmıştır

Türkiye’de buğday üretiminin dağılış (ortalama üretime göre)


Haritada buğday tarımının coğrafî dağılışını görüyoruz Anadolu ve Trakya'nın iç kesimlerini kaplayan bozkırlar Türkiye'nin en önemli tahıl üretimi alanlarıdır Buna karşılık kıyılar, özellikle çok yağışlı ve yazın oldukça serin olan Karadeniz kıyıları, dağlık alanlarla, arpa, çavdar gibi tahıllara daha elverişli olan Doğu Anadolu'nun yüksek ovalan buğdayın az yetiştiği yörelerdir Zaten Türkiye üretiminin ortalama % 40'ını îç Anadolu bölgesi (başta Konya ili olmak üzere) karşılamaktadır

Arpa, mısır ve pirinç: Arpa tahıllar arasında ekim alanının genişliği ve üretimi bakımından ikinci sırayı alır Coğrafî dağılışı hemen tamamen buğday gibidir; İç Anadolu bölgesi yine başta gelir ve Türkiye üretiminin ortalama üçte birini sağlar
Arpa, bira endüstrisinin bir sayılı hammaddesidir Ortalama 35-53 milyon ton yıllık üretimle Türkiye başlıca üretici ülkeler arasında yer alır

Türkiye’de mısır üretiminin dağılışı (ortalama üretime göre)


Mısır tarımının coğrafî dağılışı öteki tahıllara uymaz Bir yaz bitkisidir; kıştan sonra ekilir, yaz sonlarında hasat edilir Bu sebeple ilkbahar ve özellikle yaz mevsiminin yağışlı olması veya Aşağı Sakarya havzasında olduğu gibi, toprağın nemli, yeraltı su örtüsünün yüzeye yakın bulunması gerekir Haritada görüldüğü gibi, daha çok kıyı bölgelerimizde, özellikle Karadeniz kıyılarında yetiştirilir Bu kıyılarda öteden beri buğdayın yerini alan bir besin olarak tüketilir

Mısır üretimimiz son yıllarda l milyon tonu aşmışsa da, dünya ülkeleri arasındaki yerimiz önemsizdir (AB Devletleri 140 -180, Arjantin 10, Brezilya 15, hattâ Romanya ve Yugoslavya 8'er milyon ton)

Pirinç: Aslında Muson Asyası ülkelerinin ürünü olan pirinç, bazı Akdeniz ve Orta Doğu ülkeleriyle birlikte memleketimizde de yetiştin lir Tanırımın coğrafî dağılışı hiç bir toprak ürününe benzemez Eğer pirinç yetiştirilen yerler büyük ölçekli bir haritada işaret edilirse, bazı akarsularımızın vadileri boyunca uzanan dar şeritler meydana getirdiği görülecektir Çünkü pirinç akarsu vadilerinden uzaklaşamaz; yetişme döneminin bir bölümünü "çeltiklik" denilen, özel surette hazırlanmış ve su ile Ceylanpınar 47,6 derece) Yaz aylarının ortalama sıcaklığı bile 35 - 40 derece arasındadır Bu yüzden buharlaşma çok fazladır Oysa bu sırada hemen hiç yağış düşmez Bu durumda, uzun yaz mevsimi boyunca bütün bölgede çok şiddetli bir kuraklık hüküm sürer Zaten yıllık yağış tutarları da pek fazla değildir

Bölgeye ortalama 500 milimetre dolayında yağış düşer Bu miktar, İç Anadolu'dan biraz daha fazladır Fakat, sıcaklık yüksek olduğu için Güneydoğu Anadolu Türkiye'nin başlıca yarıkurak alanlarından biridir Bazı yıllarda yağışlar, ortalamanın da çok altına iner Bu gibi yıllarda bölge âdeta yarı çöle dönüşür Yapılan incelemelere göre, ortalama 10 yılda bir bölge böyle şiddetli bir kuraklığın etkisi altına girer

Bitki örtüsü bakımından Güneydoğu Anadolu, yurdumuzun en fakir bölgelerinden biridir Ormanla kaplı alanların oranı %3 kadardır Bölgenin ancak biraz daha fazla yağış alan bazı yüksek kısımlarında (Torosların eteklerinde ve Mardin eşiğinde), genellikle meşelerden oluşan seyrek ormanlara rastlanır Bunun dışındaki yerler steplerle kaplı, hatta bazı yerlerde çölümsü step görülmektedir

Özellikle Urfa dolaylarındaki platolar bölgenin en çıplak, orman bakımından en fakir kısımlarıdır Buralarda orman alanları, arazinin yüzde birini bile bulmaz Güneydoğu Anadolu'nun orman bakımından bu fakirliği, yarıkurak iklimi île, kuşkusuz, ilgilidir Fakat bunda, ormanların binlerce yıldan beri çeşitli sebeplerle tahrip edilmiş olması da önemli bir rol oynamıştır Ormanların çok daralması, zaten yarıkurak olan bu iklim alanında yazın kendini gösteren su kıtlığını daha da şiddetlendirmiştir

Bölgeden Fırat, Dicle ve bunların kolları geçer Fırat ve Dicle yurdumuzun en çok su geçiren büyük akarsularıdır İlkbaharda yağmurlar ve eriyen karlarla beslenerek kabarırlar Fakat, şiddetli buharlaşma ile çok su kaybettikleri ve karla beslenmeleri azaldığı için yaz sonunda seviyeleri çok alçalır Dicle'yi, Güneydoğu Toroslar'dan inen birçok ırmak besler Bunlardan bazıları Dicle'den de çok su geçirir Şiddetli bir yaz kuraklığının etkisinde olan bu bölgede bütün bu ırmaklar, tarım, yerleşme gibi bakımlardan çok büyük bir önem taşırlar Bunlardan içme suyu ve sulama için yararlanılır Fakat çoğu yerde bu ırmaklar platolar içine gömülmüş, derin vadiler içinde akarlar Bu sebeple bunlardan, kanallar açarak sulama bakımından kolayca faydalanmak ve böylece kurak iklimin olumsuz etkilerini gidermek imkânı yoktur Çünkü, vadi tabanlarındaki sınırlı ekim alanları, özellikle bostanlar ve sebze bahçeleri dışında, başlıca tarım alanları platoların yüzeyinde, akarsu yatağından daha yüksektedir Bu yüzden, bölgedeki su sorununun çözümlenmesi ancak büyük para ve emek sarfederek kurulacak tesislerin yapımına bağlıdır

Güneydoğu Anadolu, nüfusu en az olan bölgemizdir Türkiye nüfusunun ancak yüzde 6 kadarı burada yaşar Fakat yüzölçümü küçük olduğundan nüfus yoğunluğu, Doğu Anadolu'dakinden daha yüksek, hemen hemen İç Anadolu'daki kadardır (kilometre kareye ortalama 30 kişi dolayında) Nüfus dağılışı, her şeyden önce iklim şartlarına, su teminindeki kolaylığa ve bunlara bağlı olan tarım imkânlarına bağlıdır Bu sebeplerle nüfus, bölgenin daha nemli olan batı kısmı ile, Mardin eşiği ve Toros eteklerinde kümelenmiştir Buralarda yoğunluk Türkiye ortalamasına yaklaşır, hatta bazı yörelerde geçer Buna karşılık, Fırat ve Dicle arasındaki kurak stepler Türkiye'nin en tenha alanlarındadır

Beşerî coğrafya bakımından, bölgenin başlıca özelliklerinden biri der çok eski bir yerleşme ve uygarlık alanı olmasıdır Güneydoğu Anadolu tarihteki ünlü "Verimli Hilâl" in orta kısmını meydana getirir Amanos, Güneydoğu Toros ve Zagros dağlarının çizdikleri yayın önünde, Akdeniz kıyılarından İran körfezine doğru âdeta bir hilâl gelelinde uzandığı için bu isimle anılan bu alanın, uygarlık evriminde çok büyük rolü vardır

'Zamanımızdan 8-9 bin yıl kadar önce, insanların bazı yabanî bitkileri ve hayvanları ilk defa olarak evcilleştirdikleri, avcılık ve toplayıcılıktan tarım ekonomisi basamağına yükseldikleri bölge burasıdır Bu, uygarlık evriminde gök önemli bir aşamadır Evcilleştirilmiş tahıllardan ve hayvanlardan bazıları bu bölgede hâlâ daha yabanî olarak da görülür Daha sonraki çağlarda da bu bölge birçok uygarlıklara sahne olmuş, kültür ve tarım tekniği ile ilgili birçok bilgiler buradan öteki bölgelere yayılmıştır

Ekonomik bakımdan Güneydoğu Anadolu, her şeyden önce, tarım ve hayvancılık gelirlerinin yüksek olduğu bir bölgemiz olarak göze çarpar Ekili - dikili topraklarının oranı Türkiye ortalamasının üstündedir Bu oran, kuzey komşusu Doğu Anadolu'dakinden iki kat daha fazladır Bu ilhakımdan Akdeniz bölgemizi de geçer Fakat tarıma ayrılan topraklar, bölge içinde batıdan doğuya gidildikçe genel olarak azalır Yarıkurak iklimine ve zaman zaman bölgeyi etkileyen şiddetli kuraklıklara rağmen, ekili - dikili toprakların bu kadar yüksek bir orana erişmesi ilk bakışta yadırganabilir Fakat bu durum, bölgenin yerşekilleriyle ilgili bir sonuçtur Gerçekten de Güneydoğu Anadolu'da tarım yapılabilecek düzlükler çok yaygındır Toprakları da genellikle verimlidir sulandığı takdirde çok yüksek verim sağlar Bununla beraber, yarıkurak iklim yüzünden, nadasa ayrılan toprakların oranı da çoktur Bu bakımdan bölge, başka bir yarı-kurak bölgemiz olan İç Anadolu'ya benzer Sıcaklık şartları elverişli olduğu için, toprak ürünleri çok çeşitlidir Bununla beraber en çok, buğday, arpa, darı ve pirinç gibi tahıllarla, bazı baklagiller (özellikle mercimek) ve ayrıca batı kısmında büyük ölçüde bazı meyveler yetiştirilir

Güneydoğu Anadolu'da hayvancılık, en az tarım kadar önemlidir, hatta bazı yörelerinde önemi, tarla iğlerinden de fazladır En çok koyun Eve keçi gibi yarıkurak şartlara daha kolay uyan küçükbaş hayvan beslenir Hayvancılıkla geçinen bir kısım halk göçebedir Bunlar yazın yüksek yerlere, Karacadağa ve Toroslara sürüleri ile çıkarlar Kışı da, bölgenin daha sıcak olan düzlüklerinde, havzalarında geçirirler Canlı hayvan satışı ile, yapağı, tiftik, kıl, deri ve yağ gibi hayvan ürünleri bölgenin önemli gelirleri arasındadır Nüfus sayısı az olduğundan, Güneydoğu Anadolu tarım ye hayvan ürünlerinin fazlasını öteki bölgelerimize yollar

Bölgenin en büyük yeraltı zenginliği, doğu yarısında, Diyarbakır ve Siirt çevresindeki petrol yataklarıdır Türkiye'de üretilen petrolün hemen tamamı buradan çıkarılır Adıyaman çevresinde de az miktarda petrol elde edilir Krom, manganez, demir, asfaltit ve fosfat yatakları, bölgenin çeşitli yerlerinde rastlanan, fakat henüz değerlendirilemeyen diğer yeraltı kaynaklarıdır

Bölgenin Türkiye Ekonomisindeki Yeri :

Güneydoğu Anadolu'nun tarım olanakları büyüktür Hava şartları bakımından elverişli geçen yıllarda büyük miktarda ürün alınır Türkiye tahıl üretiminin ortalama yüzde 7 kadarını, mercimek üretiminin yarıdan çoğunu bu küçük bölge sağlar Hayvan sayısı ve hayvansal ürünleri de fazladır Oysa nüfus azdır Bu nedenle Güneydoğu Anadolu, bazı toprak ve hayvan ürünlerinin ihtiyaçtan fazla üretildiği bir bolluk bölgesi olarak ekonomimize katkıda bulunur Bununla beraber bu katkı, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinin katkıları kadar büyük değildir Fakat sulama olanakları sağlandığı, mevcut sulama tesisleri genişletildiği, tarım çalışmalarında gerekli düzenlemeler yapıldığı takdirde, bölgenin tarım ürünleri bakımından Türkiye ekonomisinde bugünkünden çok daha önemli bir yer alacağı kuşkusuzdur Bu amaçla Fırat ve kolları üzerinde çok büyük barajlar yapımına girişilmiştir Bunlar işletmeye açılarak büyük ölçüde elektrik üretildiği ve geniş alanlarda sulu tarım yapıldığı zaman, Güneydoğu Anadolu'nun görünümü temelinden değişecektir

Bugün için Güneydoğu Anadolu, her şeyden önce, petrol yataklarıyla yurt ekonomisinde özel bir yer işgal eder Türkiye'de her yıl üretilen 3 milyon ton dolayındaki petrolün tamamı buradan elde edilir Petrol tüketimimiz yılda 15 milyon tonu aştığına göre, demek ki bu çok önemli ve pahalı maddeye olan ihtiyacımızın 1/4 kadarını Güneydoğu Anadolu : karşılar Türkiye'nin petrol rezervinin ne kadar olduğu henüz tam olarak bilinmiyor Bununla beraber, bu rezervin en büyük kısmı da, büyük bir olasılıkla, gene Güneydoğu Anadolu'dadır

Bu bölgemizin petrol ekonomisi bakımından önemi, Irak petrol üretim alanlarını (Kerkük yatakları) Güneydoğu Anadolu üzerinden Akdeniz kıyılarına (Yumurtalık limanı) bağlayan petrol borusunun (pipe-line) işletmeye açılması ile daha da artmıştır Uzunluğu 900 kilometre kadar olan bu boru hattı yılda 25 milyon ton kadar Irak petrolünü Akdeniz kıyısına taşıyabilir Bu sayede Türkiye, petrolün topraklarımızdan geçiş hakkı olarak, gelir elde ettiği gibi, Irak'tan satın aldığı petrolü de en ucuz şekilde yurda ithal eder

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Güneydoğu Anadolu Bölgesi/genel özellikler

Eski 05-13-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Güneydoğu Anadolu Bölgesi/genel özellikler





GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

En küçük coğrafi bölge olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi yer şekilleri ve Buna bağlı olarak yerleşme ve ekonomik özellikler açısından iki bölüme ayrılmıştırBunlar,Orta Fırat Bölümü ve Dicle Bölümü’dürBölgeyi bölümlere ayıran sınır Karacadağ volkan konisinden geçer


Yer şekilleri

Yer şekilleri sade olan bölgede yükseltisi fazla olmayan ova ve platolar geniş yer kaplar
Dağlar : Bölgenin kuzey kesiminde Toros dağ sırasının güney yamaçları uzanır Burada asıl Toroslar ile onun önünde ikinci bir kıvrımlı dağ kuşağı uzanır Bölgenin ortasında 1938 m yükseltiye sahip sönmüş Karacadağ Volkanı yer alır Bölgenin batısında ise Gaziantep Platosu üzerinde yükselen Kartal Dağları önemli yükseklik oluşturur
Ovalar : Karadağ’ın batısında Altınbaşak (Harran), Ceylanpınar ve Birecik ovaları yer alır Dicle nehri ve kollarının toplandığı Diyarbakır Havzası’nda fazla geniş olmayan ancak çok verimli bir ovaya geçilir

Platolar :
Karacadağ’ın batısındaki Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman platoları Fırat ve kolları tarafından derin bir şekilde yarılmıştır Karacadağ’ın doğusu ise daha engebeli bir yapı gösterir Bu bölümün güneyinde Mardin-Midyat Eşiği yer alır



Akarsular ve Göller
Akarsular








Bölgenin iki önemli akarsuyundan biri olan Fırat, kaynağını Doğu Anadolu Bölgesi’nden alır Bölgede ise Toroslar’dan gelen Kahta ve Karadağ’dan gelen küçük akarsularla beslenir Güneydoğu Toroslar’ın güneye bakan yamaçlarından birçok kol halinde çıkan Dicle Nehri ise bölgenin diğer önemli akarsuyudur Her iki akarsu da Basra Körfezi’ne sularını boşaltır

Göller

Bölgede doğal oluşumlu göl yoktur Ancak Fırat ve Dicle üzerinde kurulmuş baraj gölleri bulunmaktadır Bölgenin ve ülkenin en büyük baraj gölü olan Atatürk Barajı bu bölge sınırları içindedir



İklim

Denizden uzak olduğu için sıcaklık bakımından karasal iklim özellikleri görülür Kışlar oldukça soğuk olup, en çok yağış bu mevsimde düşer Yaz mevsimi ise enlemin, karasallığın ve güneyden esen çöl rüzgarlarının etkisiyle çok sıcak ve kurak geçer Buharlaşma şiddeti çok fazla odluğundan yaz mevsiminin en kurak geçtiği bölgedir Ayrıca batıdaki Gaziantep Yöresi’nde belirgin olarak Akdeniz ikliminin ektileri görülür



Doğal Bitki Örtüsü

Bölgenin doğal bitki örtüsü bozkırdır İç Anadolu bozkırlarına göre çok fakirdir Bölgede antropojen bozkırlar da geniş yer kaplamaktadır Ormanların en az alan kapladığı bölge olan Güneydoğu Anadolu’da mevcut ormanların büyük bölümü de tahrip edilmiştir Toros Dağları eteklerinde görülebilen ormanlar ise kuraklık nedeniyle çok zayıftırDicle Nehri boylarında yer yer kavak ve söğüt toplulukları görülür



Nüfus ve Yerleşme

Nüfusu en az olan bölgemizdirAncak doğum oranının yüksek,yüzölçümünün küçük olması nüfus yoğunluğunun fazla olmasına neden olmuştuOrta Fırat Bölümü ve özellikle Gaziantep Yöresi yoğun nüfuslanmıştırYağışın azaldığı düzlüklerde nüfus azalırBölgede ekonomik gelişmenin yavaş olması,terör olayları gibi nedenlerden dolayı göç veren bir bölgedir Ayrıca mevsimlik işçi göçleri de olmaktadır



İller

Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Siirt, Şanlıurfa



Ekonomik Özellikler
Tarım




Tarım halkın temel geçim kaynağıdır Tarım arazisi geniş olmasına karşın kuraklık nedeniyle tarımın en önemli sorunu sulamadır Tarım topraklarının çok parçalı, tarım işletmelerinin küçük işletmeler şeklinde olması tarımsal verimi düşürmektedir Tarım alanlarının üçte biri nadasa alınmaktadır GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ile birlikte sulu tarım alanları genişlemekte, nadas arazisi azalmakta, tarım ürünü çeşitliliği artmaktadır

Tarım Ürünleri

Buğday : Bölgedeki tarım alanlarının yarısından fazlasında buğday ekilir En fazla ekim alanına sahip Şanlıurfa’yı Diyarbakır izler

Arpa :
Bölgede yetiştirilen diğer önemli tahıl olan arpa, en fazla Şanlıurfa, Siirt ve Adıyaman’da yetiştirilir

Pamuk :
Bölgede en fazla ekilen endüstri bitkileri arasında yer alan pamuk, halen sulanmakta olan Akçakale ve Gaziantep’te yetiştirilir

Kırmız Mercimek :
Kuraklığa dayanıklı bir baklagildir Türkiye üretiminin tamamına yakınını bu bölge sağlar En çok Şanlıurfa ve Gaziantep’te yetiştirilir

Susam :
Az bir alanda ekimi yapılmaktadır Ancak üretimi bölge için önem taşır

Çeltik :
Siverek’te yetiştirilmektedir

Antep Fıstığı :
Bölgenin karakteristik ürünüdür Üretimin % 90’ı bu bölgede gerçekleşir

Üzüm : Özellikle Gaziantep çevresinde bağcılık gelişmiştir Üretilen üzüm yaş olarak tüketilmesinin yanı sıra pekmez, pestil ya da içki yapımında kullanılır

Zeytin : Akdeniz ikliminin etkileri görülen Gaziantep yöresinde Kilis ve Islahiye çevresinde yetiştirilir

Tütün :
Sulama ile birlikte ekim alanları genişlemektedir Üretimde Adıyaman ve Batman önde gelir

Sebze : Sulanabilen alanlarda domates, biber, patlıcan gibi çeşitli sebzeler yetiştirilmektedir

Meyve :
Bölgenin karpuz üretiminde ayrı bir yeri vardır Özellikle Diyarbakır çevresinde ağırlığı 20 kg’ı aşan karpuz yetiştirilmektedir



Hayvancılık

Bölgede hayvancılık önemli bir ekonomik faaliyettir Bölgenin doğal özellikleri ve gelenekleri hayvancılığın gelişmesine zemin hazırlamıştır Bitki örtüsünün bozkır olması nedeniyle küçükbaş hayvancılık yaygındır Bölgede en çok koyun yetiştirilir Koyundan sonra en fazla yetiştirilen kıl keçisidir ve Toros Dağları eteklerinde otlatılır Ayrıca Toros Dağları’nda arıcılık yapılmaktadır



Ormancılık

Kuraklık nedeniyle ormanların en az bulunduğu bölgedir Toroslar’ın eteklerinde bulunan ormanlar da çok zayıftır Bu nedenle bölgede ormancılık gelişmemiştir



Madenler ve Enerji Kaynakları

Madenler : Bölge maden bakımından zengin değildir Gaziantep, Islahiye ve Kilis’te krom ve bakır yatakları bulunur Kilis-Gölbaşı’nda fosfat çıkartılır Ayrıca Toros Dağları’nda krom ve çinko yatakları vardır

Enerji Kaynakları :



Petrolün çıkarıldığı tek bölgedir Diyarbakır Havzası’nda Raman, Garzan, Şelmon yatakları ile Adıyaman’da Yanarsu Havzası’nda çıkartılır Türkiye’nin petrol boru hatları bu bölge topraklarından geçer Ayrıca Cizre’de önemli bir enerji kaynağı olan linyit çıkarılır
Enerji Üretim Tesisleri : Bölge enerji üretiminde giderek önem kazanmaktadır GAP kapsamında 22 hidroelektrik santral kurulması planlanmıştır Önemli barajları Atatürk, Kralkızı ve Deve Geçidi’dir



Endüstri

Başlıca endüstri tesisleri şunlardır :
Besin : Diyarbakır, Şanlıurfa
İçki : Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır
Pamuklu Dokuma : Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır
Battaniye, Kilim, Halı : Siirt, Gaziantep
Petrol Rafinerisi : Batman



Ulaşım

Bölgede önemli dağ sıralarının olmaması ulaşımı kolaylaştırmıştır Ancak Güneydoğu Toroslar, İç ve Doğu Anadolu ile olan ulaşıma engel olmaktadır Irak ve Suriye’ye bağlanan önemli yollar da bölgeden geçmektedir Bölgede iki ana demiryolu hattı vardır Bunlardan biri Kurtalan-Diyabakır-Gaziantep üzerinden Doğu ve İç Anadolu ile bağlantıyı sağlar Diğeri Adana-Gaziantep üzerinden geçerek Nusaybin’e ulaşır Güneydoğu Anadolu’daki demiryolu hattında çoğunlukla tarımsal ürün ve maden taşınır



Turizm





Doğal güzellikleri ve tarihi zenginliğine karşın bölge turizm açısından yeterince gelişememiştir Adıyaman’daki Nemrut Dağı’nda bulunan Komagene krallığına ait mezarlar ve çeşitli anıtlar adeta açık hava müzesi durumundadır Şanlıurfa’daki Balıklı Göl halk tarafından kutsal sayılmakta, dinsel turizm için potansiyel oluşturmaktadır Diyarbakır’da bulunan Orta Çağ’a ait surlar, kuleler bölgedeki diğer turistik zenginliklerdir Ayrıca Gaziantep Yöresi’ndeki Karkamış ve Roma dönemine ait kalıntılar çok fazla turist çekmektedir



Bölgenin Ülke Ekonomisindeki Yeri

Bölgenin Türkiye ekonomisine katkısı çok azdır Doğu Anadolu Bölgesi’nden sonra geri kalmış ikinci bölgemizdir Aşağıda bölge ekonomisinde önemli yer tutan ürün ve ekonomik faaliyet türlerinin listesi verilmiştir
Petrol Antep Fıstığı Baklagiller Üzüm Pamuk Hayvancılık

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Güneydoğu Anadolu Bölgesi/genel özellikler

Eski 06-24-2010   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Güneydoğu Anadolu Bölgesi/genel özellikler





GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ,

Türkiye'de coğrafi bölgelerin en küçüğü ve en az nüfuslusu Yaklaşık 58 600 km2; 4,3 milyon nüfus


Bir yay çizen G-D Toroslar'ın eteklerinden G'de Suriye ve Irak ile sınırımıza kadar uzanan, "Verimli Hilal" adı İle anılan ve çok eski tarihöncesi kültürlerin gelişme alanı olan bölge, aynı zamanda Yukarı Mezopotamya olarak da bilinir Yer şekilleri bakımından G-D Anadolu, Arabistan platformu ile K'deki kıvrımlı ve şaryajlı dağlar arasında platoların en geniş yeri kapladığı bir geçiş alanıdır K'de 1 000 m dolayında olan plato yükseltisi, G'de 500-600 m dolayına iner K'de plato üzerinde, Arabistan platformunun örtü tabakalarından oluşan ve Türkiye'nin başlıca petrol yataklarını içeren kenar kıvrımlar To-ros yayına kabaca paralel olarak uzanır Bölgenin D yarısında kenar kıvrımlarla G'deki Mardin eşiği kabartısı ve B'daçok genç bir bazaltlk volkan yapısı olan Kara-cadağ (1 919 m) arasında bir çanaklaşma ve çökelme alanı olan Diyarbakır havzası yer alır Bölgenin B bölümü ise, çoğunlukla kireçtaşlarından yapılmış Şanlıurfa ve Gaziantep platoları ile kaplıdır

Mezopotamya'nın 2 büyük akarsuyu Fırat ve Dicle İle kolları bu platolar İçine gömülmüştür Bölge D'ya gidildikçe şiddetlenen ve G'e gidildikçe kuraklaşan, ama genel olarak Akdenlzsel özellikler gösteren karasal bir İklimin etkisindedir Yazlar kurak ve çok sıcak geçer (temmuz ort sıcaklığı B'da Gaziantep'te 27,1°C, ortada Şanlıurfa'da 31,5°C, D'da Diyarbakır'da 31°C); Türkiye'de en yüksek sıcaklıkların ölçüldüğü yerler buradadır (Şanlıurfa 46,5°C, Diyarbakır 46,2°C) Kışlar yağışlı ve bulunulan enleme göre oldukça soğuktur (Ocak ort, Gaziantep 2,3°C, Şanlıurfa 4,9°C, Diyarbakır 1,5°C); sıcaklık - 20°C dolayına düşebilir Yağışlar K'den G'e ve B'dan D'ya azalır (yıllık ortalama yağış tutarı Siirt 737 mm, Diyarbakır 497 mm, Gaziantep 574 mm) G'de yer alan bazı yüksek yerler, daha yağışlıdır (Mardin 688 mm) G-D Anadolu yurdumuzun orman bakımından en fakir bölgelerinden biridir K'deki dağlık kesimde ve Mardin eşiği üzerinde görülen çoğu bozuk meşe ormanları, bölgenin ancak % 3 kadarını kaplar Bunun dışındaki alanlar G'e gidildikçe fakirleşen bozkırlar halindedir

G-D Anadolu km2'ye 73 kişiyi aşan yoğunluğu ile Türkiye ortalamasının üstünde nüfuslanmış bir bölgemizdir Ama bu bakımdan iklim şartlarına, su ve tarım olanaklarına bağlı olarak çeşitli yöreleri arasında büyük farklar vardır Bu nedenle nüfus, özellikle, bölgenin daha elverişli olan B kesimi ile Toros eteklerinde ve Mardin eşiği alanında toplanmıştır Elverişli topraklarına karşın, susuz ve kurak bazı platolar çok tenhadır Başlıca kentler de (Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin ve Siirt) doğal koşulların belirlediği yörelerde, tarihi yollar üzerinde kurulmuştur


Kentleşme ve nüfus yoğunluğu üzerinde rol oynayan yeni bir etken de petrol ve petrol sanayisidir (Batman) G-D Anadolu'nun bir başka özelliği de, yıllık nüfus artış oranının Türkiye ortalamasının üstünde oluşudur Tarım bakımından dünyanın en eski kültür odakları arasındadır Zamanımızdan 9-10 bin yıl kadar önce birçok yabani bitki ve hayvan burada evcilleştlrilmiştir Günümüzde de tarım bölge ekonomisinde en önemli yeri tutar Bu bakımdan tarla ürünleri başta gelir ve bölge tarımsal gelirinin % 70 kadarını sağlar Türkiye yüzölçümünün ancak °/o 7 kadarına eşit yer kaplayan bu bölge alanına ve nüfusuna (Türkiye nüfusunun % 8,5'i kadar) oranla tarımsal üretim fazlalığı İle dikkati çeker Türkiye'de üretilen baklagiller ve sebzelerin °/o 28,7'si, üzümün % 33,7'si, buğdayın °/o 12,2'si, zeytinin % 13,2'si, antepfıstığının % 94,7'si, mercimeğin yarıdan fazlası bu bölgenin payına düşer

Makineli tarıma elverişli geniş ve verimli topraklarına karşın, tarımı kısıtlayan başlıca etken, uzun yaz aylarındaki kuraklık ve su kıtlığıdır GAP'ın tamamlanmasıyla bölgenin Türkiye ekonomisinde zaten önemli olan bu payı çok büyük ölçüde artacak ve bu gelişme dolaylı etkileriyle bölgenin yapısını ve görünümünü değiştirecektir Tarla tarımının yanında, hayvancılık ve hayvan ürünleri de bölgenin geleneksel ve hatta bazı yörelerde başta gelen gelir kaynağıdır En çok koyun ve keçi gibi yarı kurak koşullara uyan küçükbaş hayvan beslenir Türkiye'de beslenen koyunların % 10 kadarı bölgenin payına düşer Bir kısım halk göçebe hayvancılıkla uğraşır Canlı hayvan satışı ve hayvan ürünleri tarımsal üretim değerinin % 30 kadarını sağlar G-D Anadolu'nun en büyük yeraltı zenginliği, çoğu Diyarbakır ve Siirt çevresinde yer alan petrol yataklarıdır Ayrıca, Irak'ta Kerkük petrol bölgesinden başlayan, her biri yaklaşık 900 km uzunlukta iki boru hattı Irak petrolünü bölgeden geçerek Yumurtalık limanına taşır

Bu bakımlardan bölgenin Türkiye ekonomisinde özel bir yeri vardır Krom, manganez, demir, asfaltit, perili ve fosfat öteki önemli yeraltı kaynaklarıdır Geleneksel sanayi kollan son zamanlarda yeni dalların katılmasıyla büyük ölçüde çeşitlenmiştir (çimento, dokuma, besin, kimya, madeni eşya ve tarım aletleri, yem) Başlıca sanayi merkezleri Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin ile petrol sanayisi sayesinde büyük kent durumuna gelen Bat-man'dır Bölgenin Verimli Hilal'ln alanında, Anadolu'yu arap âlemine bağlayan kara ve demiryolları üzerindeki konumu, bütün tarih boyunca olduğu gibi, bugün de önemini korumaktadır Havayolu ile de yurdun öteki bölgelerine bağlı olan G-D Anadolu, aynı zamanda türk kültür tarihinin birçok ünlü bilim adamını yetiştirmiş geleneksel odaklarını kapsar

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Güneydoğu Anadolu Bölgesi/genel özellikler

Eski 01-03-2011   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Güneydoğu Anadolu Bölgesi/genel özellikler





Güneydoğu Toroslar’ın güneyinde yer alır Batıda Akdeniz , Kuzeyde ve Doğuda Doğu Anadolu, güneyde Suriye ile komşudur

DAĞLARI: Bölgenin kuzeyinde Güneydoğu Torosları uzanır Karacadağ, Mazo Dağı ve Mardin Eşiği diğer dağlarıdır


OVALARI: Altınbaşak, Suruç, Viranşehir ve Ceylanpınar’dır


PALTOLARI: Antep, Urfa, Adıyaman ve Diyarbakır Platolarıdır


AKARSULARI: En önemli akarsuları Fırat ve Dicle’dir

İKLİMİ: Ülkemizde yağışın en az düştüğü İçanadolu’dan fazladır Buna rağmen kuraklı daha fazla yaşanır Bunun nedeni buharlaşmanın fazla olmasıdır Bölgede yağış batıdan doğuya ve güneyden kuzeye doğru artar Bu artışın nedeni yükseltidir

BİTKİ ÖRTÜSÜ: Bölgenin büyük bir bölümünde bitki örtüsü bozkırdır


NÜFUS VE YERLEŞME: Nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir Nüfusun yoğun olduğu yerler Antep Yöresi, Torosların güney etekleri ve akarsu boylarıdır


TARIM VE HAYVANCILIK: Ekili-dikili alan sıralamasında 4 sırada yer alan bölgede tarımın en büyük sorunu sulama ve kuraklıktır GAP’la sulama sorunu çözüldüğünde bölgeden elde edilen tarımsal ürün miktarı artacaktır
Bölgede tarımı en çok yapılan ürünler şunlardır: Antepfıstığı, üzüm, pamuk, karpuz, kırmızı mercimek, buğday, arpa, susam ve nohuttur


YER ALTI KAYNAKLARI: Yer altı kaynakları içinde en önemlisi petroldür Petrolün tamamına yakını bu bölgeden çıkarılır Doğalgaz, linyit ve fosfat diğer yer altı kaynaklarıdır
SANAYİ: Bölgede sanayi gelişmemiştir Başlıca sanayi tesisleri petrol arıtma, çimento, yem, gıda ve dokumadır GAP’la birlikte tarıma dayalı sanayinin gelişme göstermesi beklenmektedir


TURİSTİK YERLER: Urfa Balıklı Göl, Adıyaman Nemrut Dağı, Hasankeyf
Güneydoğu Anadolu Bölgesı’nin Genel Özelikleri:
1 Bölgeler arasında en küçük yüzölçüme (% 7,5) ve en az toplam nüfusa sahiptir
2 En yüksek yaz sıcaklıklarına bu bölgede rastlanır Bunda güneyden gelen sıcak hava akımları etkilidir
3 En az ormanlık alana sahiptir (% 3)
4 Türkiye’de petrolun büyük bölümü ve Fosfat’ın çoğu bu bölgedan sağlanır
5 En fazla kırmızı mercimek, antep fıstığı ve su¬sam bu bölgeden elde edilir
6 Buharlaşmanın fazla olmasından dolayı en kurak bölgemizdir
7 Bitkiler en fazla suya bu bölgede ihtiyaç duyarlar
8 En az bulutlu günler bu bölgede görülür
9 Bölgede doğal göl yoktur
10 Yıllık sıcaklık ortalaması 14 -16°C,
En sıcak ay ortalaması 30 – 32°C,
En soğuk ay ortalaması 3-5°C
11 Yıllık yağış miktarı 400 – 500 mm civarında olup yağışın mevsimlere dağılışı şu şekildedir:

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.