Demokritos Kimdir? |
04-24-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Demokritos Kimdir?Leukippos’un öğrencisi Demokritos, (MÖ 460 - 370) Sokrates'den sonra ölmüş olmasına rağmen, "Sokrates öncesi doğa filozofları"ndan sayılır Hocasının ortaya attığı teoriyi büyük ölçüde geliştirerek ünlenmiştir Parmenides'in temsil ettiği tekçilik (monism) ile Empedokles'in çokçuluğu (pluralism) karşısındaki aracılık girişimleri sonucu, "Atom veya bölünmeyen öz" teorisi ile ünlenmiştir (Bazı kaynaklar Empedokles ve Anaksagoras'ı da "atomcular" sınıflandırmasının içine sokmaktadır Bu görüş isabetli bir tespittir) Var oluş ile ilgili çok kesin bir görüş ortaya koymuştur Evren'deki oluşuma, kesin bir zorunluluk egemendir Bütün olup bitenleri bir rastlantı ile izâha çalışmak saçmalıktır "Yaratılmamış, yok olmayan, değişmeyen varlık, özdeksel atomdur Öz, maddeyi temsil eder ve onunla her nesne yapılabilir" şeklinde özetlenebilecek bir görüşle, materyalist doğa biliminin ilk temellerini atmıştır Atomcular, sadece bir hacim, bir şekil ve belki de bir ağırlık içeren bölünmez en küçük birim olarak târif ettikleri atomun ve atomların hareket ettiği boşluğun (eter - ether - esir) ezelî, ebedî mevcudiyetini ortaya atmışlardır Bütün bu materyalist görüşlere rağmen, "tek gerçek, atomlar ve atomların hareketidir" prensibini, ruhun açıklanması aşamasında da tutarlı bir şekilde kullanmışlardır Bilinçli bir materyalist yaklaşımla, algılama ve düşünmeyi, vücuttaki en ince, en hafif ve en düzgün ateş atomlarının hareketi olarak izâh eden Demokritos, kendisinden önceki düşünürlerin üzerinde durmadığı oranda, ahlâk (etik) ile de ilgilenmiştir Ek Bilgiler Demokritos’un doğduğu yer İonia’da Teos ( Urla’nın güneyinde) olmalı Kendisine “Abderalı filozof” deniyorsa da, belki de sonradan buraya gelip yerleşmiştirUzun yolculuklara çıkmış, bütün Yunanistan’dan başka, Mısır’ı, Anadolu’yu, İran’ı dolaşmış Yurdunda siyaset işlerine hiç karışmamış, köşesine çekilmiş bir bilgin hayatı yaşamış “Bir tanıtı bulmayı, Pers kralı olmaktan üstün tutarım” dermiş İlkçağın en büyük doğa araştırıcısı sayılır “Varolan” ona göre de, meydana gelmemiştir, yok olmayacaktır, değişmezdir, hep kendi kendisiyle aynı kalır Ama “varolan”ın dışında bir de “varolmayan”, yani “boşluk” da, uzay da vardırUzay yüzünden “varolan”, kendileri artık bölünmeyen, görülemeyen kılıklara (ideai) ayrılırBunlara da Demokritos atom (bölünemeyen) adını verir Atomlarda olabilen biricik değişiklik harekettir, yani yer değiştirmedir Atomların birbirlerinden ayrılmaları, sadece nitelik bakımındandır, sadece büyüklük, küçüklük, yer, düzence vb ayrılıklarıdır Onun için Demokritos atomlarda ( bu gerçek varlıklarda) renk, ses, sıcaklık, soğukluk vb niteliklerin bulunmadığını söyler Renkleri görmemiz, sesleri işitmemiz, sıcaklığı duyumlamamız, tatlıyı, acıyı tatmamız, ancak, bir duygu yanılmasıdır, bir “karanlık” bilgidir Duyular, asıl gerçeği, yani nesnelerin artık bölünemeyen son parçalarını (atomları) bilebilecek gibi keskin değildirler Duyu bilgisi nesnelerin iç dokusunu, gerçek yapısını göremez, bunu ancak düşünen akıl kavrayabilir Ama bunu söylemekle Demokritos, henüz düşünme ile algı, düşünülen dünya ile algılanan dünya arasında ilkece bir ayrılık yapmıyor; bu ikisini birbirinden ayıran yalnız, keskinlik ve kesinlik dereceleridir Demokritos Anaxagoras’ın anlayışı ile savaşarak, onun teleolojik açıklama denemesi karşısına çok kesin bir mekanist görüşü koyar: Evren yalnızca atomların çarpışmaları ve birbirleri üzerindeki basınçları ile oluşmuştur; evrendeki oluşa kesin bir zorunluluk egemendir; bütün olup bitenler, nedenlerden zorunlu olarak meydana gelmişlerdir Böylece Demokritos, Anaxagoras’ın öğretisinde belirir gibi olan erek (telos) kavramını kabul etmediği gibi, rastlantı kavramını da açık olarak reddeder: Rastlantının sözünü etmemiz yalnız bilgisizliğimizden ileri gelir; bir olayın nedenini bilmedik mi, bunu rastlantıyla açıklamaya kalkışırız Bu görüşüyle de Demokritos mekanist bir doğa biliminin temellerinin atmış oluyordu Demokritos “ gerçek, atomlar ve atomların hareketleridir” öğretisini ruhu açıklamada da kullanır Örneğin, algı ile düşünme, bu iki ruh olayı ona göre vücudumuzdaki atomların en incesi, en hafif ve en düzü olan ateş atomlarının( bunlar vücudu sıcak tutarlar, hareketli, dolayısıyla canlı kılarlar) bir hareketidir Bu da açıkça materialist bir anlayıştır Gerçi Demokritos’tan önceki filozoflar da “varolanı”, bu arada ruhu da, cisimsel saymakla materialisttirler, ama Demokritos’unki çok bilinçli bir materializm Demokritos’un ahlak öğretisi de doğa felsefesine dayanır Kalan birçok fragment’den, onun “doğru bir yaşayışın dayanakları nedir?” sorusunu, kendisinden önceki felsefede bulamadığımız bir ölçüde araştırdığını görüyoruz Bu bakımdan Demokritos bir geçit döneminin düşünürüdür Ondan önce başlıca kosmos (doğa) sorunu üzerinde durulmuştu: Demokritos’ta ise insan hayatı ile ilgili sorunlar, kosmos sorunu kadar yer almışlardır Nitekim Yunan felsefesinin bundan sonraki dönemi de başlıca insan ile ilgili sorunları ele alacaktır Demokritos’a göre duygular ile istekler de ateş atomlarının hareketleridir Bu hareketler durgun, ölçülü iseler insanı mutlu yaparlar, çok kızışık iseler mutsuzluk yaratırlar Onun için mutluluk, ruhun dinginliğidir Demokritos ruhun bu durumuna euthymia (ruhun iyi durumda olması) diyor Euthymia’yı insan eylemlerinin son ereği yaptığı için, Demokritos, bundan sonra Yunan ethiğinde başlıca bir anlayış olacak olan eudaiminizm’in ( mutçuluğun) kurucusu sayılabilir Demokritos’un eudaimonizmi çok temiz ve soylu Mutluluğa erişmek isteyen, yararına olanla olmayanı ayırt etmeyi bilmelidir Bunun ölçüsünü de insan, haz ve acı duygularında bulabilir, yalnız, göreli olarak iyi olanla, mutlak olarak iyi olanı ayırmayı da bilmelidir Göreceli olarak iyi olanla, mutlak olarak iyi olanı ayırmayı da bilmelidir Göreli olarak iyi olanlar: maddi-duyusal sevinçler, güzellik, şeref ve zenginlik gibi şeylerdir Mutlak iyi ise, ruhun iyi bir durumda bulunmasıdır (euthymia) Ruh böyle bir durumda olunca, insan yalnız iyi olandan sevinç duyar, kötüyü yapmak şöyle dursun, istemez bile İnsanın ahlakça değerinin ölçüsü, düşünüşüdür İnsan dışarıdan bağımsız olarak, sevinçlerini kendisinden devşirebilecek durumda olmalıdır Mutlu olmak için yapılacak şey, ruh dinginliğine erişmek, bunun için de her türlü sarsıcı tutkulardan, duygulanımlardan kaçınmaktır Demokritos bu duruma en iyi bilgelikte varılacağı kanısındadır Demokritos, astronomide Pythagorasçıları bir yana bırakırsak, gelişmenin en yüksek noktasıdır Ama Demokritos, öbür yandan, doğadan çok insanla ilgilenen yeni bir gelişmenin, başlıca insan sorunu üzerinde duran bir düşünürler topluluğunun da çağdaşıdırBu düşünürlere de Sofistler adı verilir |
Cevap : Demokritos Kimdir? |
05-07-2010 | #2 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Demokritos Kimdir?Demokritos: Sokrates öncesi doğa felsefesinde, atomcu okulun Leukippos’la birlikte kurucusu olan ünlü filozof Metafiziği: O da Yunan felsefesini meşgul etmiş olan, birlik ile çokluk arasındaki ilişkinin neden meydana geldiği, ve dolayısıyla «neyin gerçekten varolduğu problemi üzerinde yoğunlaşmıştır Ona göre, çokluk, yani doğada varolan tüm nesneler bir şeyden, maddeden meydana gelmişlerdir Demokritos, sözü edilen bu birliği, maddenin, kendilerinin ataman adını vermiş olduğu küçük ve bölünemez parçacıkları olarak tanımlar Onun görüşüne göre, çokluk bir olanın meydana getirdiği farklı ve değişik birleşim ya da düzenlemelerden başka hiçbir şey değildir Doğadaki her şey, maddenin bölünemez parçacıkları olan bu bileşensel öğelere indirgenebilir Bundan dolayı, doğada her ne kadar sayılamayacak kadar çok sayıda şey varolsa bile, bunların hepsi de, son çözümlemede tek bir şey türüne, yani atomlara ya da maddeye indirgenebilir Öyleyse, gerçekten var olan atomlar ya da madde olup, dış dünyadaki çokluk görünüşten başka bir şey değildir Onun söz konusu materyalist görüşünde, öyleyse, gerçekten varolan atomlar olup, atomların varoluşu kendilerinin içinde hareket edecekleri, onlardan daha az gerçek olmayan boşluğun ya da varolmayanın varoluşunu gerektirir Bu nedenle, çokluk ya da varolanlar, gerçekten varolan atomların boşluk içinde değişik şekillerde bir araya gelişleriyle açıklanmak durumundadır Atomlar, ezeli ve ebedi olan gerçekliklerdir, yani evrenin yapıtaşları olan, her şeyin kendilerinden meydana geldiği atomlar için oluştan, varlığa geliş ve yok oluştan söz edilemez Dahası atomlar katı olup, bundan dolayı değişmeye de tabi değildirler Demokritos’un atomları yine kavramsal, mantıksal ve fiziki olarak bölünemezdir Onun atomları, modern atom görüşünde olduğu gibi, bir güç merkezi, matematiksel bir nokta olmayıp, yer kaplayan bir parçacıktırYani, atom matematiksel olarak değil de, fiziken bölünemez olan bir birimdir Onların fiziki bakımdan bölünememelerinin nedeni ise, katılıkları ve dolayısıyla, kendi içlerinde boşluk ihtiva etmemeleridir Atomlar, yine sonsuz sayıda olup, kendi içlerinde bir birlik meydana getirirler Onun atomculuğunda, nitelik bakımdan birbirlerinin aynı olan atomlar, birbirlerinden niceliksel bakımdan farklılık gösterirler Diğer bir deyişle, varlığa gelmemiş, başka bir gerçeklikten türememiş, yok edilemez, değişmez ve ezeli-ebedi olan bu atomlar, birbirlerinden şekil ve büyüklük bakımından ayrılırlar Atomların bazıları yuvarlak, bazıları düz, bazıları küre, bazıları küp şeklinde, bazıları gözenekli, diğer bazıları da çengellidir Birbirlerinden aralarındaki boşlukla ayrılan atomlar, tıpkı harflerin sözcükleri, tümceleri ve bir bütün olarak yazıyı meydana getirmesi gibi, gerçekliğin temel yapı taşları olarak ortaya çıkarlar Gerçekliği meydana getiren tüm cisimler, atomlardan oluşur Onların bir araya gelişleri ve birbirlerinden ayrılışları sonucunda, bileşik cisimler meydana gelir Onları birleştiren ve ayıran, Demokritos’a göre, atomlara dışarıdan bir fail güç tarafından aktarılan hareket değil de, onların özünde varolan harekettir Buna göre, boş mekan içine yayılmış olan atomlar sürekli bir hareket hali içinde olup, onların hareketleri birtakım çarpışmalara yol açar Bu çarpışmalar iki yönlü bir sonuç doğurur: Birbirlerine hiçbir şekilde uymayan atomlar çarpışınca birbirlerinden uzaklaşırlar veya birbirlerine uyan, şekilleri birbirlerine denk düşen atomlar, çarpışma sonucunda birleşip bileşik cisimleri meydana getirirler Bu şekilde oluşan bileşik cisimler, renk, koku, tat, sıcaklık gibi, duyusal niteliklere sahip olurken, atomların kendileri töz bakımından aynı kalır Dünyamız da, Demokritos’a göre, bu şekilde meydana gelmiştir Atomların ağırlığı olup, onlar boşlukta aşağıya doğru düşerler Daha ağır olanlar daha hızlı düşer, daha hafif olanlar ise, yukarıda kalır Atomların bu hareketi bir çevrintiye yol açar Bu hareketin sonucunda aynı büyüklük, ve ağırlıkta olan benzer atomlar birleşir Ağır atomlar merkeze yığılırken, daha hafif atomlar çevreye doğru fırlar; ağır atomlar merkezde, önce havayı, sonra suyu ve daha sonra da toprağı meydana getirirken, çevreye doğru fırlayan atomlar eteri meydana getirir Bilgi Görüşü: Demokritos’a göre, ruh da atomlardan oluşur Şu farkla ki, başka türden iki atom arasına bir ruh atomu gelecek şekilde bütün bir bedene yayılan ruh atomları, daha ince, düz, ve yuvarlaktırlar Bilgi de, doğal olaylar gibi, atomlar arasındaki vurma ve çarpışma olaylarının özel bir türünden başka bir şey değildir Buna göre, algılanabilen cisimlerden çıkan birtakım akıntılar daha sonra duyu organlarına gelerek, onlara çarpar ve orada bir suret, imge meydana getirirler Bununla birlikte, Demokritos, tüm materyalizmine karşın, algının bilgi vermediğini, bizi yalnızca görünüşlere, varolanların ikincil niteliklerine götürdüğünü savunmuştu Bilginin iki yolunu birbirinden ayıran Demokritos’a göre, algısal bilgi, görünüşlerin, gerçekte varolmayan ikincil niteliklerin bilgisini verdiği için, aşağı türden bir bilgi olmak durumundadır Bizim farklı cisimlere yüklediğimiz renk, ses, koku ve tat gibi duyusal nitelikler, cisimlerin bizzat kendilerinde olmayıp, yalnızca atomların çeşitli birleşimlerinin duyu organlarımız üzerindeki etkileridir Atomların katılık, büyüklük, şekil gibi birincil niteliklerinin dışında, başka hiçbir nitelikleri yoktur Bize yalnızca görünüşü veren, varolanların birincil niteliklerine hiçbir şekilde ulaşamayan duyu algısı, şeylere ilişkin gerçek bir bilgi sağlayamaz Demokritos bizim atomları, gerçekte oldukları şekliyle algılayamadığımızı öne sürer; bununla birlikte, biz onları düşünebiliriz Algıların, görünüşlerin bittiği yerde başlayan düşünce ya da entellektüel sezgi, varlığın bizzat kendisine, atoma ulaşır O da, kendisinden önceki tüm diğer Yunan filozofları gibi, bir rasyonalisttir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Demokritos Kimdir? |
12-26-2010 | #3 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Demokritos Kimdir?Demokritos’a göre evren, doluluk ve boşluktan oluşmuştur Dolu kısım, bölünemez küçük parçacıklar, yani atomlar tarafından doldurulmuştur; bunlar ölümsüz ve yalındırlar Nitelikleri aynı ama biçimleri ayrıdır Varlıklar, bu atomların bir araya gelmelerinden oluşmuşlardır ve bir arada bulundukları sürece vardırlar; şayet bunları oluşturan atomlar bir nedenle dağılırsa yok olur giderler Evrende gözlemlenen değişim, atomların birleşmesi ve dağılmasından ibarettir Atomcu kuram, özünde mekanist ve deterministtir, ama bu dönemde atomların nasıl hareket ettiklerine ilişkin güçlü bir yaklaşımın eksikliği duyulmaktadır Demokritos, ruhu maddeden ayırmaz; ruhu oluşturan atomlar daha ince, daha hafif ve daha hareketlidir; hepsi o kadar Bu tür ince atomların birleşimine ruh dediği gibi akıl da der Bunlar, evrenin her yerine dağılmıştır; öyleyse evren canlı ve akıllıdır Ancak Tanrı yoktur; Anaksagoras’ın belirttiği anlamda bir nous da bulunmaz Hindistan’da da atomcu görüşlerle karşılaşılmaktadır; ancak tarihini saptamak olanaksızdır Eğer daha önce ise, Yunanlıların bundan haberdar olup olmadıkları düşünülebilir Haberdar olmaları olanaksız değildir; çünkü Demokritos İran’da bulunduğu sıralarda doğrudan veya dolaylı olarak bu görüşleri öğrenmiş olabilir Gerek Yunan’da ve gerekse Hint’te birbirlerinden bağımsız olarak düşünülmüş olması da mümkündür; ancak atomcu görüşün Doğu kökenli olduğuna ilişkin başka bulgular da vardır Mesela Poseidonius (MÖ 1 yüzyıl) bu kuramı, bir Fenikeli olan Sidonlu Mochos’a, yine Byblioslu Filon ise Beyrutlu Sanchuniaton’a atfetmektedir Filon, bu adamın kitaplarını Yunanca’ya çevirmiştir Demokritos matematikle de ilgilenmiş ve “Bir Daire veya Bir Küreye Çizilen Teğet”, “Geometri Üzerine”, “Sayılar Üzerine” (aynı adı taşıyan bir yapıtı daha vardır) ve “İrrasyoneller Üzerine” adını taşıyan yapıtlar vermiştir “Bir Daire veya Bir Küreye Çizilen Teğet” te, kürenin veya dairenin teğetle ortak olan bir tek noktası bulunduğunu ve teğet biraz oynatılacak olursa, bu defa daireyi ve küreyi iki noktada keseceğini ve teğet olma özelliğini kaybedeceğini söyler “Geometri Üzerine” adlı yapıtın içeriğine ilişkin fazla bir bilgiye sahip değiliz Ancak Chrysippus’a dayanarak Plutarkos’un yapmış olduğu şu aktarma gerçekten çok ilginçtir: “Demokritos, bir koninin, tabanına paralel olan dairelerle kesilecek olursa, kesitlerin yüzeyine ilişkin neler söylenebileceğini sormuştur Bunlar eşit midir? Yoksa değil midir? Eğer eşit değillerse, o zaman koninin yüzeyi merdivene benzeyecek, yani düzgün olmayacaktır Eğer eşitlerse, o zaman da koni bir silindir özelliğine sahip olacaktır Bu son derece gariptir” Bu yorum son derece ilginçtir; çünkü Demokritos, bu yorumunda, bir cismin sonsuz sayıda kesitten oluştuğunu göstererek Archimedes’e yaklaşmıştır Demokritos şunu sezmiştir: Eğer iki piramit, eşit tabana ve eşit yüksekliğe sahipseler, tabana paralel olan düzlemler tarafından eşit yüksekliklerden kesildiklerinde oluşan piramit kesitleri birbirlerine eşit olacaktır Sonsuz sayıdaki kesitleri eşit olduğu için, iki piramidin hacimleri de eşittir Bu bir bakıma, Cavalier’in ortaya koyduğu, “İki hacimin, aynı yükseklikten alınan kesitleri, her konumda eşit iseler, bu iki hacim eşittir” ilkesine benzemektedir Demokritos’un incelemiş olduğu konular, Eukleides’in Elementler’de incelemiş olduğu bazı konularla paralellik göstermektedir “İrrasyonel Doğrular ve Hacimler” adlı yapıtı, konilere ilişkin yapmış olduğu çalışmaların sonucunda yazılmıştır Burada irrasyonelleri incelemiş olması çok doğaldır İçeriğinin ne olduğu bilinmese de, irrasyonel doğruların bölünemez olduğunu düşünmüş olabilir Konilerde karşılaşmış olduğu sürpriz karşısında, nasıl bir tavır takınmış olduğu bilinmiyor Acaba benimsemiş olduğu atom kuramıyla, bu sonucu nasıl uzlaştırmıştır? Çünkü atomun parçalanamaz olduğunu kabul ederse, koni kesitlerinin merdiven biçiminde olduğunu da kabul etmek zorunda kalacağı açıktır Platon, Demokritos’tan hiç söz etmez, ama Aristoteles övgüler düzer Archimedes ise, aynı taban ve aynı yüksekliğe sahip bir koni ile bir silindirin hacimleri arasında 1/3 oranının bulunduğunu keşfetmiş olmasına büyük bir değer verir; ancak bunun kanıtını vermemiş olduğunu da ekler Demokritos’un “Gezegenler Üzerine” ve “Büyük Yıl” veya “Astronomi” adlı yapıtları ise astronomiyle ilgilidir Yer’in, ortası delik, düz bir disk biçiminde olduğuna inanır Gök küresini, kuzey ve güney gökküreleri olmak üzere iki yarım küreye böler ve güneydeki yıldız kümelerinin kuzeydekilerden farklı olduklarını söyler Bu görüşleri, Yer’in düz olmasıyla nasıl uzlaştırabilmiştir? Bunu açıklamak güçtür; ancak bu yaklaşımı, kendisinin büyük ölçüde Babillilerin etkisi altında kaldığını göstermektedir Aynı zamanda iyi bir kozmologdur (yani evrenbilimcidir) Ona göre, evrende çok sayıda ve çeşitli büyüklüklerde dünyalar vardır Bunlar birbirlerinden farklı uzaklıklarda bulunurlar Bazıları oluşmaktadır; bazıları oluşmuştur ve bazıları ise çökmektedir Bunlardan bazıları çarpışarak yok olurlar Bazılarında su, bitki ve hayvan yoktur Bizim bölgemizde ilk önce Yer oluşmuştur Ay, yıldızların en altında bulunur; onu Güneş ve gözle görülebilen beş gezegen izlerDoğum ve ölüm tarihleri belli olmamakla birlikte, Zenon’dan 30 yıl sonra doğduğu sanılmaktadır Çok gezmiş, Babil’e ve matematik öğrenmek üzere Mısır’a gitmiş ve orada 5 yıl kalmıştır Hatta bu seyahatleri sırasında Hindistan’a kadar uzanmış olduğu sanılmaktadır Ancak Demokritos bir gezgin değil, bir bilgi arayıcısıdır Demokritos’a göre evren, doluluk ve boşluktan oluşmuştur Dolu kısım, bölünemez küçük parçacıklar, yani atomlar tarafından doldurulmuştur; bunlar ölümsüz ve yalındırlar Nitelikleri aynı ama biçimleri ayrıdır Varlıklar, bu atomların bir araya gelmelerinden oluşmuşlardır ve bir arada bulundukları sürece vardırlar; şayet bunları oluşturan atomlar bir nedenle dağılırsa yok olur giderler Evrende gözlemlenen değişim, atomların birleşmesi ve dağılmasından ibarettir Atomcu kuram, özünde mekanist ve deterministtir, ama bu dönemde atomların nasıl hareket ettiklerine ilişkin güçlü bir yaklaşımın eksikliği duyulmaktadır Demokritos, ruhu maddeden ayırmaz; ruhu oluşturan atomlar daha ince, daha hafif ve daha hareketlidir; hepsi o kadar Bu tür ince atomların birleşimine ruh dediği gibi akıl da der Bunlar, evrenin her yerine dağılmıştır; öyleyse evren canlı ve akıllıdır Ancak Tanrı yoktur; Anaksagoras’ın belirttiği anlamda bir nous da bulunmaz Hindistan’da da atomcu görüşlerle karşılaşılmaktadır; ancak tarihini saptamak olanaksızdır Eğer daha önce ise, Yunanlıların bundan haberdar olup olmadıkları düşünülebilir Haberdar olmaları olanaksız değildir; çünkü Demokritos İran’da bulunduğu sıralarda doğrudan veya dolaylı olarak bu görüşleri öğrenmiş olabilir Gerek Yunan’da ve gerekse Hint’te birbirlerinden bağımsız olarak düşünülmüş olması da mümkündür; ancak atomcu görüşün Doğu kökenli olduğuna ilişkin başka bulgular da vardır Mesela Poseidonius (MÖ 1 yüzyıl) bu kuramı, bir Fenikeli olan Sidonlu Mochos’a, yine Byblioslu Filon ise Beyrutlu Sanchuniaton’a atfetmektedir Filon, bu adamın kitaplarını Yunanca’ya çevirmiştir Demokritos matematikle de ilgilenmiş ve “Bir Daire veya Bir Küreye Çizilen Teğet”, “Geometri Üzerine”, “Sayılar Üzerine” (aynı adı taşıyan bir yapıtı daha vardır) ve “İrrasyoneller Üzerine” adını taşıyan yapıtlar vermiştir “Bir Daire veya Bir Küreye Çizilen Teğet” te, kürenin veya dairenin teğetle ortak olan bir tek noktası bulunduğunu ve teğet biraz oynatılacak olursa, bu defa daireyi ve küreyi iki noktada keseceğini ve teğet olma özelliğini kaybedeceğini söyler “Geometri Üzerine” adlı yapıtın içeriğine ilişkin fazla bir bilgiye sahip değiliz Ancak Chrysippus’a dayanarak Plutarkos’un yapmış olduğu şu aktarma gerçekten çok ilginçtir: “Demokritos, bir koninin, tabanına paralel olan dairelerle kesilecek olursa, kesitlerin yüzeyine ilişkin neler söylenebileceğini sormuştur Bunlar eşit midir? Yoksa değil midir? Eğer eşit değillerse, o zaman koninin yüzeyi merdivene benzeyecek, yani düzgün olmayacaktır Eğer eşitlerse, o zaman da koni bir silindir özelliğine sahip olacaktır Bu son derece gariptir” Bu yorum son derece ilginçtir; çünkü Demokritos, bu yorumunda, bir cismin sonsuz sayıda kesitten oluştuğunu göstererek Archimedes’e yaklaşmıştır Demokritos şunu sezmiştir: Eğer iki piramit, eşit tabana ve eşit yüksekliğe sahipseler, tabana paralel olan düzlemler tarafından eşit yüksekliklerden kesildiklerinde oluşan piramit kesitleri birbirlerine eşit olacaktır Sonsuz sayıdaki kesitleri eşit olduğu için, iki piramidin hacimleri de eşittir Bu bir bakıma, Cavalier’in ortaya koyduğu, “İki hacimin, aynı yükseklikten alınan kesitleri, her konumda eşit iseler, bu iki hacim eşittir” ilkesine benzemektedir Demokritos’un incelemiş olduğu konular, Eukleides’in Elementler’de incelemiş olduğu bazı konularla paralellik göstermektedir “İrrasyonel Doğrular ve Hacimler” adlı yapıtı, konilere ilişkin yapmış olduğu çalışmaların sonucunda yazılmıştır Burada irrasyonelleri incelemiş olması çok doğaldır İçeriğinin ne olduğu bilinmese de, irrasyonel doğruların bölünemez olduğunu düşünmüş olabilir Konilerde karşılaşmış olduğu sürpriz karşısında, nasıl bir tavır takınmış olduğu bilinmiyor Acaba benimsemiş olduğu atom kuramıyla, bu sonucu nasıl uzlaştırmıştır? Çünkü atomun parçalanamaz olduğunu kabul ederse, koni kesitlerinin merdiven biçiminde olduğunu da kabul etmek zorunda kalacağı açıktır Platon, Demokritos’tan hiç söz etmez, ama Aristoteles övgüler düzer Archimedes ise, aynı taban ve aynı yüksekliğe sahip bir koni ile bir silindirin hacimleri arasında 1/3 oranının bulunduğunu keşfetmiş olmasına büyük bir değer verir; ancak bunun kanıtını vermemiş olduğunu da ekler Demokritos’un “Gezegenler Üzerine” ve “Büyük Yıl” veya “Astronomi” adlı yapıtları ise astronomiyle ilgilidir Yer’in, ortası delik, düz bir disk biçiminde olduğuna inanır Gök küresini, kuzey ve güney gökküreleri olmak üzere iki yarım küreye böler ve güneydeki yıldız kümelerinin kuzeydekilerden farklı olduklarını söyler Bu görüşleri, Yer’in düz olmasıyla nasıl uzlaştırabilmiştir? Bunu açıklamak güçtür; ancak bu yaklaşımı, kendisinin büyük ölçüde Babillilerin etkisi altında kaldığını göstermektedir Aynı zamanda iyi bir kozmologdur (yani evrenbilimcidir) Ona göre, evrende çok sayıda ve çeşitli büyüklüklerde dünyalar vardır Bunlar birbirlerinden farklı uzaklıklarda bulunurlar Bazıları oluşmaktadır; bazıları oluşmuştur ve bazıları ise çökmektedir Bunlardan bazıları çarpışarak yok olurlar Bazılarında su, bitki ve hayvan yoktur Bizim bölgemizde ilk önce Yer oluşmuştur Ay, yıldızların en altında bulunur; onu Güneş ve gözle görülebilen beş gezegen izler
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|