12-26-2010
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Otizm Nedir?
Yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan ve yaşam boyu etkisi devam noröpsikiyatrik bir sendrom olan otizim ilk defa Amerikalı psikiyatrist Leo Kanner tarafından 1943 yılında tanımlanmıştır Uzun yıllar psikolojik kökenli olduğu düşünüldükten sonra,ilk olarak 1966 yılında Rimland’ın çalışmaları ile otizimin norobiyolojik doğasına dikkat çekilmiştir
Otistik bozukluk sosyal ve duygusal etkileşimde ve iletişimde bozulma,sınırlı,tekrarlayıcı bir biçimde çoğunlukla cansız nesnelere karşı ilgi artışı ve ritüelistik davranış paterniyle karaktrize,hafiften ağıra klinik tipleri olan bir gelişim bozukluğudur
Otistik bozukluğu tanımlamak için tanımlanan bir çok davranış özelliği vardır Ancak hiçbir otistikte bu özelliklerin tümü bulunmaz ve sıklıkla hepsi aynı anda görülmez Zamanla belirtiler değişebilir
“Aşırı Otistik Yalnızlık” otizimin en temel özelliğidir Otistikler diğer insanlarla etkileşim kurma konusunda doğdukları günden itibaren yetersizdirler Otistik bebekler çoğu kez anne-babaları tarafından uslu ve sorunsuz olarak değerlendirilirler Bu çocuklar kendi dünyalarında yaşar gibidirler Göz göze gelmekten kaçınır,adları söylendiğinde duymuyor gibi davranır,bedensel yaklaşım ve okşamaya karşı tepkisel davranabilirler Yaşıtlarıyla ilgilenmezler ve oyuncaklarla ilgilenmeleri de olağan dışı olur Diğer insanların varlığına ,istek ve gereksinimlerine karşı bir tür kayıtsızlık gösterdikleri için otizim bir tür empati bozukluğu olarak da tanımlana bilir
Otistik çocuklarda sözel ve sözel olmayan iletişimde ciddi güçlükler söz konusudur Normal çocuklarda ortalama 5-6 aylıkken ağulama,8-9 aylıkken heceleme,1 yaşında anlamlı tek kelimelik ,2 yaşında ortalama 2-3 kelimelik konuşma başlarken,otistik çocukların bir çoğunda bu özelliklerin hemen hemen hepsi zamanında gelişmez Otistik çocukların yaklaşık %50 si konuşmayı hiçbir zaman öğrenemez Öğrendiklerinde ise anlamlı bir iletişim aracı olarak konuşmayı kullanmazlar Konuşmaları çoğunlukla garip bir tarzda ve yankılıdır Diğer bir kişinin söylediğini aslına tam uygun bir şekilde tekrarlıya bilirler Konuşmadaki diğer bir farklılıkta adılların ters çevrilmesidir Çoğunlukla kendilerinden “sen”,”o” şeklinde bahsederler Kullanılan tonlamada mekaniklik ,inişli çıkışlı,şiddeti ayarlayamama,duygudan yoksunluk gözlenebilir
Konuşmaya başlayan otistiklerde tipik olarak konuşmayı başlatma,bir olay anlatma veya karşılıklı konuşma yürütememe görülür sohbet etmek olanaksızdır Otizimi olan çocuklar mecaz anlamları,yüz mimiklerini,yüz ifadelerini,konuşanın duygu ifadelerini anlamada zorluk yaşarlar
Otizimin diğer bir özelliği kompulsif törensel etkinliklerdir Günlük hayat içinde rutinlerin bozulması,eksikler olması durumunda fazlasıyla etkilenip tepkisel davrana bilirler fazlası ile etkilenip tepkisel davranabilirler
OTİSTİK ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ SORUNLARI
Temper Tantrum(Öfke nöbetleri): Öfke nöbetleri küçük yaşlarda çok sık gözlenebilir Bir isteğinin yapılmaması ve ya rutinlerin bozulması sonucunda ortaya çıkabilir Anne babaya çok önemsiz gelen bir olay veya nedensiz olarak da öfke nöbetleri gözlenebilir Bir oyuncağın küçük bir parçasının kayıp olası, masada farklı yere oturmak vs gibi Bu nöbetler zaman zaman çevreye zarar verici nitelik taşıya bilir
Agresyon(Saldırganlık):Bazı otistik çocuklarda saldırganlık ,belirli bir davranış biçimi olabilir Bu saldırgan davranışlar genellikle bir diğerine vurma ,saç çekme şeklindedir Belirli anlaşılır bir nedene bağlı olarak gelişebileceği gibi nedensiz olarak ta ortaya çıkabilir Saldırgan diye nitelen davranışların bir kısmı tekrarlayıcı hareketlerle karışabilir Yada yakınlaşma ve ilgilenmenin yanlış ifadesi olarak gelişebilir
Oto-mültilasyon(kendine zarar verme): Genellikle ağır zeka sorunu olan ve ya düşük işlevli otistiklerde görülür Saç çekme,hafif başını vurma,parmağını ısırma ve başını sürekli olarak bir yere çarpma şeklinde görülebilir
Stereotipi(Tekrarlayıcı hareketler): Zeka düzeyi düşük otistiklerde daha sık görülür Sağa sola veya öne arkaya doğru sallanma , çevresinde dönme ,kanat çırpma,cisimleri çevirme,parmaklarına tuhaf şekiller verme…gibi Bu hareketler içinde bulunulan duruma gelişmez ve başkalarının varlığı hareketi sona erdirmez Ancak sıkıntının arttığı durumlarda artmakta,bazen de neşe ve sevincin ifadesi olarak yorumlanabilir 
Duyu Sorunları:O tizimi olan çocuklar gelen bir uyarıya karşı aşırı epkiverbilir veya tepkisiz kalabilirler Ağrıya karşı ileri derecede duyarsız yani acıya karşı çok dayanıklı olabilirler Çok kuvvetli bir ışığa saatlerce bakabilir yada hafif bir sesse karşı kulaklarını kapta bilirler
Yeme Sorunları:Katı yiyecekleri ret edebilir,çiğnemezler,çok seçici yiyebilirler,nadirende çok istahlı olabilirler Otizimin temel belirtisi olan yeniye direnç yiyeceklerde de kendini gösterebilir Tat konusunda ki hassasiyetleri de fazla olabilir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|