Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti |
06-19-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Sefiller - Victor Hugo- Kitap özetiSEFİLLER Bay Myriel genç yaşında evlenmiştir Eski parlamento üyeleri dağıtıldıktan sonra Bay Myriel İtalya’ya göç etmiştir ve burada uzun süredir hasta olan eşini Fransız İhtilali ile birlikte kaybetmiştir Uzun bir aradan sonra Bay Myriel tekrar Fransa’ya dönmüştür Burada rahip olmuştur ve Digne piskoposluğuna atanmıştır Bu atamayla Bay Myriel kendisinden on yaş küçük olan kız kardeşini ve hizmetçilerini alarak görev yerine gitmiştir Piskoposluk sarayı çok görkemli bir konaktır fakat bunu yanında hastane tek katlı çok küçük bir yerdir Bay Myriel bir akşam hastanenin başhekimini evine yemeğe çağırır ve ona evi ile hastaneyi değiştirmeyi önerir Bu öneriyi sevinçle karşılayan başhekim bu öneriyi kabul eder ve kısa bir sürede hastane ile piskoposluk sarayının yeri değişir Bay Myriel yaptığı yardımlarla kısa sürede halkın kalbinde taht kurmuştur Halka verdiği vaazlarda hasta olan insanlara kötü gözle bakılmaması gerektiğini bunu aksine hastalığı yaratan koşulları görüp onları iyileştirmenin bir çaresini bulmanın gerektiğini anlatmıştır 1815 yılının Ekim ayında Digne kentine kırk yaşlarında bir adam gelmiştir Bu adam ilginç giyimiyle garip bir görüntü oluşturuyordur Adam kentin en gösterişli bir hanına doğru yürür ve orada kalmak istediğini han sahibine iletir fakat kalacak yer olmadığı için buradan geri döner Halbuki bu handa yer vardır fakat hancı sahibinin gözü tutmadığı için adama yalan söyler ve onu başından atar Adam, girdiği diğer meyhanede de handaki olaylara benzer davranışlarla karşılaşır ve bir cezaevinin kapısını çalar Küçük pencereden bakan gardiyana bir gecelik yatak istediğini söyler fakat gardiyan oraya sadece suç işleyenlerin girebileceğini söyler ve pencereyi kapatır Gece yaklaştıkça adam iyice titremeye başlamıştır Yürüdüğü yolun sonunda yıkık bir kulübe görür ve geceyi geçirmek için oraya sığınmaya karar verir Fakat içeri girer girmez kocaman bir köpekle karşılaşır ve haykırarak oradan uzaklaşır Bütün umutlarını yitirmiş bir vaziyette kilisenin bahçesindeki taş kanepeye uzanır Tam o sırada kiliseden çıkan yaşlı bir kadın adamı görerek ona yaklaşır Bu kadın Bay Myriel’in hizmetçisi Bayan Magloire’dir Adama yaklaşarak ona bir kaç soru sorar ve sonunda adamın elini tutarak bahçenin öbür ucundaki kulübeye gitmesini önerir ve daha sonra oradan uzaklaşır Adam hiçbir şey söylemeden kendisine gösterilen yere doğru yürür ve kulübenin kapısını çalar İçerden bir ses kapının açık olduğunu ve içeri girebileceğini söyler Yabancı adam kapıyı itip içeri girer Kısa bir süre sonra adam Bay Myriel’in yanına gelerek boğuk bir sesle adını Jan Valjan olduğunu ve kürek hükümlüsü olduğunu anlatır ve devam eder Tam on dokuz yılının zindanda geçirdiğini, Paterliye kasabasına gittiğini ve dört gündür yolda olduğunu söyler Piskopos (Bay Myriel) sakin bir sesle hizmetçiye dönerek misafirlerine yiyecek ve yatacak bir mekan hazırlamalarını söyler Kısa bir süre sonra Bayan Magloire elinde gümüş şamdanlarla içeri girer Misafirin önüne altın, gümüş çatal-bıçakları ve tabakları koyar Bayan Magloire çok güzel bir yemek hazırlamşıtır ve Piskopos bir de bunlara özel günler için sakladığı Bordo şarabını ilave ederek misafirine: -Buyurun sofraya! demiştir Adam, açlığın vermiş olduğu hisle hemen sofraya oturup yemeklerini yemiştir ve yemekten sonra meyve yerken piskoposa teşekkürlerini bildirir Adam yemekten sonra kendisine ayrılan yatağa giderek deliksiz bir uykuya dalar Jan Valjan gece yarısı uyanır ve tekrar yatmak ister fakat bir türlü uyuyamaz Aklı yaşlı, hizmetçinin birkaç saat önce masaya koyduğu gümüş ve altın yemek takımlarında kalmıştır Geceyarısı kalkıp gizlice papazın odasına girer ve sanki bunu daha önceleri yapıyormuş gibi çabucak papazın başucundaki sepeti kavrar Bu sepetin içinde o akşam yemek yediği gümüş takımlar vardır Jan Valjan kısar sürede odadan çıkar ve kaçmaya başlar
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti |
06-19-2009 | #2 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özetiBay Myriel genç yaşında evlenmiştir Eski parlamento üyeleri dağıtıldıktan sonra Bay Myriel İtalya’ya göç etmiştir ve burada uzun süredir hasta olan eşini Fransız İhtilali ile birlikte kaybetmiştir Uzun bir aradan sonra Bay Myriel tekrar Fransa’ya dönmüştür Burada rahip olmuştur ve Digne piskoposluğuna atanmıştır Bu atamayla Bay Myriel kendisinden on yaş küçük olan kız kardeşini ve hizmetçilerini alarak görev yerine gitmiştir Piskoposluk sarayı çok görkemli bir konaktır fakat bunu yanında hastane tek katlı çok küçük bir yerdir Bay Myriel bir akşam hastanenin başhekimini evine yemeğe çağırır ve ona evi ile hastaneyi değiştirmeyi önerir Bu öneriyi sevinçle karşılayan başhekim bu öneriyi kabul eder ve kısa bir sürede hastane ile piskoposluk sarayının yeri değişir Bay Myriel yaptığı yardımlarla kısa sürede halkın kalbinde taht kurmuştur Halka verdiği vaazlarda hasta olan insanlara kötü gözle bakılmaması gerektiğini bunu aksine hastalığı yaratan koşulları görüp onları iyileştirmenin bir çaresini bulmanın gerektiğini anlatmıştır 1815 yılının Ekim ayında Digne kentine kırk yaşlarında bir adam gelmiştir Bu adam ilginç giyimiyle garip bir görüntü oluşturuyordur Adam kentin en gösterişli bir hanına doğru yürür ve orada kalmak istediğini han sahibine iletir fakat kalacak yer olmadığı için buradan geri döner Halbuki bu handa yer vardır fakat hancı sahibinin gözü tutmadığı için adama yalan söyler ve onu başından atar Adam, girdiği diğer meyhanede de handaki olaylara benzer davranışlarla karşılaşır ve bir cezaevinin kapısını çalar Küçük pencereden bakan gardiyana bir gecelik yatak istediğini söyler fakat gardiyan oraya sadece suç işleyenlerin girebileceğini söyler ve pencereyi kapatır Gece yaklaştıkça adam iyice titremeye başlamıştır Yürüdüğü yolun sonunda yıkık bir kulübe görür ve geceyi geçirmek için oraya sığınmaya karar verir Fakat içeri girer girmez kocaman bir köpekle karşılaşır ve haykırarak oradan uzaklaşır Bütün umutlarını yitirmiş bir vaziyette kilisenin bahçesindeki taş kanepeye uzanır Tam o sırada kiliseden çıkan yaşlı bir kadın adamı görerek ona yaklaşır Bu kadın Bay Myriel’in hizmetçisi Bayan Magloire’dir Adama yaklaşarak ona bir kaç soru sorar ve sonunda adamın elini tutarak bahçenin öbür ucundaki kulübeye gitmesini önerir ve daha sonra oradan uzaklaşır Adam hiçbir şey söylemeden kendisine gösterilen yere doğru yürür ve kulübenin kapısını çalar İçerden bir ses kapının açık olduğunu ve içeri girebileceğini söyler Yabancı adam kapıyı itip içeri girer Kısa bir süre sonra adam Bay Myriel’in yanına gelerek boğuk bir sesle adını Jan Valjan olduğunu ve kürek hükümlüsü olduğunu anlatır ve devam eder Tam on dokuz yılının zindanda geçirdiğini, Paterliye kasabasına gittiğini ve dört gündür yolda olduğunu söyler Piskopos (Bay Myriel) sakin bir sesle hizmetçiye dönerek misafirlerine yiyecek ve yatacak bir mekan hazırlamalarını söyler Kısa bir süre sonra Bayan Magloire elinde gümüş şamdanlarla içeri girer Misafirin önüne altın, gümüş çatal-bıçakları ve tabakları koyar Bayan Magloire çok güzel bir yemek hazırlamşıtır ve Piskopos bir de bunlara özel günler için sakladığı Bordo şarabını ilave ederek misafirine: -Buyurun sofraya! demiştir Adam, açlığın vermiş olduğu hisle hemen sofraya oturup yemeklerini yemiştir ve yemekten sonra meyve yerken piskoposa teşekkürlerini bildirir Adam yemekten sonra kendisine ayrılan yatağa giderek deliksiz bir uykuya dalar Jan Valjan gece yarısı uyanır ve tekrar yatmak ister fakat bir türlü uyuyamaz Aklı yaşlı, hizmetçinin birkaç saat önce masaya koyduğu gümüş ve altın yemek takımlarında kalmıştır Geceyarısı kalkıp gizlice papazın odasına girer ve sanki bunu daha önceleri yapıyormuş gibi çabucak papazın başucundaki sepeti kavrar Bu sepetin içinde o akşam yemek yediği gümüş takımlar vardır Jan Valjan kısar sürede odadan çıkar ve kaçmaya başlar Ertesi sabah Bay Myriel bahçeye dolaşmaya çıkar Bu sırada sararmış bir yüzle hizmetçi Magloire çıkagelir ve dünkü adamın gümüş takımlarını alarak kaçtığını söyler Myriel kadına dönerek gümüş takımların kendilerinin mi olduğunu sorar Hizmetçi tam cevap vermeye hazırlanırken Jan Valjan ve onu yakalayan üç jandarma kapıyı açarak içeri girerler Jandarmalar piskoposa askerce bir selam vererek: - Piskoposum bu sefil Myriel jandarmanın sözünü keserek Myriel’e niçin sadece çatal-bıçak ve tabakları aldığını oysa ki kendisinin ona gümüş şamdanları da verdiğini söyler Bu sözler karşısında Jan Valjan Myriel’e büyük bir şaşkınlıkla bakar Bu sırada piskopos jandarmalara Jan Valjan’ı serbest bırakarak gitmelerini emrederek Jan Valjan’a şamdanları da verir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti |
06-19-2009 | #3 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özetiJan Valjan, hayretten ve korkudan sapsarı kesilmiştir Piskopos şamdanları uzatırken ona yaklaşarak gümüşleri alarak kötü geçmişini unutmasını ve iyi bir insan olma yolunda kendisine verdiği sözü tutmasını söyler Jan Valjan koşarcasına Digne kentinden çıkar ve akşama kadar kırlarda yürür Aynı yüzyılın içinde Montfermei’de bir otel vardır Bu oteli Tenardiye adında bir karı-koca çalıştırmaktadır Kapının önünde iki kız çocuğu oynamaktadır Çocukların annesi oturmaktadır Tam bu sırada kucağında çocuğu ile birlikte çok yoksul bir kadın kapıya gelir Üzgün ve birazda hasta görünümlü olan bu kadın Bayan Tenardiye’ye kendi öyküsünü anlatmaya başlar Konuşması bitince kucağındaki çocuğu öperek uyandırır ve kapının önünde oynayan iki kız çocuğun yanlarına yollar ve iki kadın konuşmalarına devam ederler Bu sırada Bayan Tenardiye küçük kızın adının Cosette olduğunu öğrenir Üç küçük kız kardeş gibi kapının önünde oynuyorlardır Bu durum karşısında yabancı kadın Bayan Tenradiye’nin elinin tutarak kızının onların yanın kalmasını ister Bayan Tenardiye kadının bu isteğini geri çevirmez Yabancı kadın onlara ayda altı frank verebileceğini söyler Bu sözü duyan Bay Tenardiye yedi franktan aşağıya olmayacağını üstelik altı aylığının da peşin olacağını,çocuğun giyimi içinde on beş frank vermesi gerektiğini ancak bu koşullar altında çocuğu kabul edeceğini söyler Kadın seksen frankı olduğunu ve adamın istediklerini vereceğini söyler ve böylece pazarlık kısa sürede sona erer Kadın o gece otelde kalır ve ertesi sabah kısa zamanda dönmek umuduyla oradan ayrılır Otel sahibi bir ölü soyucudur Kadından aldığı paralarla borçlarını ödemiştir fakat çocuğa gereken ilgiyi göstermemiştir Çocuğunu otel sahiplerine bırakan Bayan Fantine, Monteil-Sur-Mer kentine gelince her şeyi değişmiş bulur ve bu sırada kendisi gitgide yoksullaşmıştır 1815 yılının sonlarına doğru yabancı biri şehre gelip yerleşmiş ve yeni buluşlarıyla yeni bir sanayi geliştirmiştir Üç yıl sonra bu adam hem kendisini hem de çevresindekileri zengin etmiştir Adam köye geldiğinde bir yangın başlamıştı ve adam ölümü hiçe sayarak jandarma komutanının iki çocuğunu alevler çıkarmıştır Cesur yabancı bu olaydan sonra Baba Madlen diye tanınmıştır Adam çok kazanıyordur ama kazancının tümünü yoksullara harcamaktadır Kasabaya hastane, okul ve düşkünler evi yaptırmıştır Kral,halka yaptıklarına karşı Baba Madlen’e şehrin valiliğini teklif etmiştir Halkın da sürekli istek ve ricalarıyla bu görevi kabul ederek vali olmuştur Herkese yardımcı olmaya çalışmaktadır 1821 yılının başlarında Digne şehri piskoposunun öldüğü haberi gelmiştir şehre Vali Madlen bu habere çok üzülmüştür Günlerce karalar giyerek yas tutmuştur Bu durum şehir sakinlerinin dikkatini çekmiştir ve kısa bir süre sonra Vali’yle piskopos arasında akrabalık olduğu söylentileri yayılır Merakını yenemeyen bir vatandaş Vali’ye bunu sorar Bu soru karşısında Vali böyle bir şey olmadığını fakat bir zamanlar onun uşaklığını yaptığını söyler Bu beklenmedik haberle Vali’ye gösterilen saygı tüm yörelerde dillere destan olur Fakat bu hastalığa polis müfettişi Javert yakalanmamıştır Bu adam tüm bakışlarını Vali Madlen üzerine çevirmiştir fakat Madlen herkese olduğu ona da içtenlikle davranmaktadır Bir gün Fauchelevent Babanın ayağı kayar ve bir at arabasının altına düşer Araba ağır yüklüdür ve tekerler gittikçe çamura gömülmektedir Kaldıraç getirip ihtiyarı arabanın altından kurtarmak gerekmektedir Tam bu sırada Vali Madlen olay yerine gelir ve canı pahasına arabanın altına girip Fauchelevent Babayı tekerleklerin altından kurtarır Vali Madlen, Fauchelevent Babayı kendi fabrikasının revirlerinden birine yatırır Zavallı ihtiyar ertesi sabah başucunda Vali Madlenin bıraktığı bir zarf içinde kaybettiği atların ve kırılan arabasının bedeli olan bin frank bulur Fauchelevent baba iyileşmiştir fakat bacağı sakat kalmıştır Madlen onu Paris’te bir manastıra bahçıvan yapmıştır Fantine memleketine döndüğünde Vali Madlen’in fabrikasında iş bulup çalışmaya başlamıştır Her ay kızı için Tenardiye’lere düzenli para göndermektedir Okuma yazma bilmediği için mektupları başkasına yazdırmaktadır Sık mektup yazması, hakkında olumsuz söylentilerin çıkmasına neden olmuştur Fabrika müdürü, bir gün Fantine’yi yanına çağırıp ona elli frank vermiş ve Madlen’in kendisini işten çıkarmak istediğini söylemiştir Oysa ki Madlen’in hiçbir şeyden haberi yoktur Bir gün Tenardiyeler’den mektup gelir Çocuğu hasta olduğu için elli frank istemektedirler Fantine elindeki son parayı hemen postayla göndermiştir Kısa bir süre sonra başka bir mektupta çocuğuna çok masraf yapıldığını ve yüz frank göndermezse çocuğu sokağa atacakları yazmaktadır Fantine’nin bütün parası bitmiştir ve bu parayı bulmak için saçlarını berbere, ön dişlerini dişçiye satarak elli frank toplayabilmiştir ve son durumuyla on beş yaş birden ihtiyarlamıştır gibi görünmektedir Fantine, bunlara neden olan Madlen Baba’ya lanetler yağdırmaktadır Bir gün sokakta yürürken, birkaç sokak serserisi ona saldırır ve bu durum karşısında Fantine kendini savunmak için adamları tırmalamaya başlamıştır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti |
06-19-2009 | #4 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özetiBağrışmalarla etrafta insanlar toplanmaya başlamıştır Tam bu sırada Javert yanındaki jandarmalarla olay yerine gelerek jandarmalara kadını onunla birlikte karakola getirmelerini emretmiştir Javert, hazırladığı tutanakla Fantine’ye altı ay hapis cezası verir Bu ceza karşısında Fantine Cosette’i düşünerek ağlamaya başlar Askerler Fantine’yi tam götürecekleri sırada Vali Madlen çıkagelir Fantine gülerek Madlen’e yaklaşır ve “demek vali olacak adam sensin!” diyerek yüzüne tükürür Müfettiş tam olaya müdahale edecekken Madlen onu engeller ve Fantine’yi serbest bırakmasını emreder Javert serbest bırakmak istemese de Madlen büyük çabaları sonucu Fantine serbest kalır Madlen tüm olanları yeni öğrendiğini ve bu durum karşısında üzgün olduğunu söyleyerek özür diler ve tüm borçlarının ödenerek çocuğuna kavuşacağının müjdesini verir Fantine bu sözler karşısında dayanamaz ve düşüp bayılır Madlen onu fabrikasındaki revire yatırır Ertesi gün her şeyi öğrenir ve Tenardiyeler’e bir mektup yazarak Fantine’nin borcunun bir mislisini ödeyeceğini ve çocuğu hemen Monteuil-sur-Mer’e göndermelerini ister Fantine’nin sağlığı kötüye gitmektedir Tenardiye’ler parayı görünce çok şaşırmışlardır fakat çocuğu vermek istememişlerdir Madlen bir gün Fantine’ye Cosette’i almak için birini göndereceğini , olmazsa kendi gideceğini söylemiştir Sonra Fantine’nin ağzından Tenrdiyeler’e bir mektup yazmıştır Ertesi gün gelişen olaylar sonucunda Madlen eskiden işlediği suçun cezasını başka birisinin çektiğini öğrenir ve hemen adamın cezasının kesileceği duruşmaya gider Tam yargıç duruşmayı bitirecekken Madlen yapılan hatayı düzeltmek istediğini asıl suçlunun kendisi olduğunu itiraf eder Bu itiraf daha sonra tanıklar tarafından da onaylandı ve sonun adam serbest bırakılır Madlen’in gerçek adı Jan Valjan’dır ve aynı gün akşamı Javert; Jan Valjan’ı tutuklama emrini alır Bu durum sonucunda Fantine yeniden yavrusu Cosette’i göremeyeceği duygusuna kapılarak umutsuzluk ve acı içinde son nefesini verir Jan Valjan tutuklandıktan sonra hizmetçisine bir mektup yazıp Fantine’nin cenaze masraflarının karşılanmasını ve geriye kalan servetin yoksullara dağıtılmasını söyler Jan Valjan, Fantine’ye verdiği sözü tutmak için ilk fırsatta kaçmıştır ce küçük Cosette’i bulmak için Monfermeil’e gitmiştir Jan Valjan ormanın içinden yürüyerek tarif edilen otele doğru giderken, çaresizce inleyen bir ses duyar Bu ses küçük Cosette’e aittir Kız su dolu kocaman bir kovanın ağırlığı altında iki büklüm yürümektedir Jan Valjan küçük kıza yardım eder ve onunla birlikte çalıştığı otele yani Tenardiyeler’in yanına gider ve bu sırada küçük kızın Cosette olduğunu öğrenir Jan Valjan otele girdiğinde Tenardiyeler’le tanışır ve bir gece orada kalacağını belirtir Jan Valjan ertesi sabah kalktığında Bayan Tenardiye’ye gideceğini hesabının ne kadar olduğunu sorar Bayan Tenardiye kocasının hazırladığı yirmi üç franklık faturayı utangaç bir yüzle Jan Valjan’a uzatır Jan Valjan makbuza bir göz attıktan sonra kazançlarının iyi olup olmadığını sorar Kadın utangaç bir yüzle hayır diye cevap verir ve Cosette’in kendilerine çok masraf açtığını söyler Jan Valjan Cosette alabilmek için ilgisiz görünür ve Cosette’i birisinin onlardan alsa nasıl olacağını sorar Bayan Tenardiye sevinçle onu alıp götürebileceğini sevinçle söyler ve Jan Valjan gizli bir sevinçle kabul eder Konuşmaları dinleyen Bay Tenardiye Jan Valjan ile konuşmak ister ve ona acilen bin beş yüz franka ihtiyacı olduğunu söyler Jan Valjan hiç tereddüt etmeden üç tane beş yüzlük frankı masa üstüne atar Paraları gören Bay Tenardiye hemen çocuğu getirir ve daha sonra Jan Valjan ile Cosette oradan uzaklaşırlar Jan Valjan Cosette’i Paris’e götürür ve orda eski bir eve yerleşirler Ertesi Jan Vljan sokakta bir dilenciye para verirken dilencinin ona dik dik baktığını görür ve onun bir polis olabileceğinden şüphelenir Eve geldiğinde hemen bütün eşyalarını toplar ve Cosette’i yanına alarak oradan uzaklaşır ve bir avluya gelir Bu avluda topallayarak yürüyen bir ihtiyara rastlar ve adama cebinden çıkardığı paraları uzatarak bir gecelik yer istediğini söyler Adam geri dönerek şaşkın bir ifadeyle Jan Valjan’ın suratına bakar ve ona Madlen Baba olup olmadığını sorar Fakat Jan Valjan bu ihtiyarı tanımamıştır Adam kendisinin bir arabanın altından kurtardığı Fauchelevent Baba olduğu söyler Sonunda Jan Valjan hatırlar ve Fauchelevnt’in kaldığı bayanlar manastırının arkasında bir kulübeye yerleşir Fauchelevent onu manastıra kardeşi olarak tanıtır ve onun bahçıvan olarak işe alınmasını sağlar ve Cosette’inde manastıra kabul edilmesini sağlar Cosette haftada bir gün Jan Valjan’ın yanında kalmaktadır Manastırda her şey huzur vericidir Bu durum Jan Valjan’a büyük bir huzur vermektedir Böylece aradan sekiz yıl geçmiştir Cosette eğitimini manastırda tamamlamış ve büyümüştür Bay Jilnorman doksan yaşını geçmiştir fakat hala dimdik ayaktadır Bir kızı, çocuğunu doğururken ölmüştür Bay Jilnorman torununu kendisi yetiştirmek istemiş, eğer bu isteğine karşı çıkarsa onu mirasından mahrum edeceğini çocuğun
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti |
06-19-2009 | #5 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özetibabasına bildirmişti Maryüs(çocuk)’ün babası Waterloo Savaşı sonrası albay rütbesiyle baron ünvanını almıştır Oysa Bay Jilnorman büyük devrimin bir haydutluklar yığını olduğunu düşünüyordur Damadının fikirlerine karşı çıkıyordur fakat torununu da çok sevmektedir Maryüs’ün babası Vernon’da çocuğunun hasretini çiçekleri severek gidermeye çalışmaktadır Maryüs on yedi yaşına girmiş, koleji bitirmiş, hukuk tahsiline başlamıştır Bir akşam okul dönüşü dedesi elinde bir mektupla onu karşılar ve babasının ağır hasta olduğunu ve ertesi günü Vernon’a gideceğini söyler Maryüs’ün babası hakkındaki kanaati yılda iki mektuptan oluştuğu için Vernon’a gitmekte acele etmez Ertesi günü Vernon’a verdiğinde gözü yaşlı hizmetçiyle karşılaşır Albay Pontmercy iki saat önce ölmüştür Maryüs babasının yatağının başucunda bir mektup bulmuştur Mektupta imparatorun kendisini baron yaptığını, Jilnorman’ın bu ünvanını tanımadığını fakat onu Maryüs’ün taşıyacağından hiçbir kuşkusu olmadığını belirtir Mektubun sonunda kendisini savaştan yaralıyken kurtaran çavuşun adı yazıyordur Oğlu Maryüs’e eğer o adamı görürse ona iyilik yapmasını istemektedir Maryüs, babasının defin merasiminden sonra Paris’e dönüp öğrenimine devam etmiştir Dedesi, babasının üniformasını ve kılıcını bir eskiciye satmıştır Birkaç ay sonra Maryüs bir gün kiliseye duaya gider Merasim başlamadan yanına yaklaşan yaşlı biri ona eski yerine oturduğunu söyler Maryüs yan sandalyeye geçer Bu sırada adam konuşmasında oturduğu yerin eskiden Pontmercy adında bir albayın olduğunu söyler Kiliseye duaya getirilen oğlunu uzaktan görmek için geldiğini fakat bundan çocuğun haberi olmadığını söyler Çocuğun anne tarafının ailesi bir miras meselesini araya sokarak çocuğu görmesini engellediklerini fakat kendisine göre siyasi inançları nedeniyle çocuğunu ondan ayırdıklarını söyledi Maryüs, bir tesadüf eseri babası hakkındaki gerçeği acı da olsa öğrenmişti O günden sonra babasının bütün hayatını öğrenmeye çalıştı Maryüs dedesi ile babası yüzünden tartışmış ve dedesinin evini bir daha dönmemek üzere terk etmiştir Ertesi günü fakültede yeni birisiyle tanışmıştır Bu kişi, “Maryüs Ponmersi” dendiğinde “burada” diyen ve bu yüzden okuldan kaydı silinen biridir Adı Legi’dir Maryüs, olayı duyunca çok üzülmüştür fakat arkadaşı onun aksine çok neşelidir Maryüs’ün siyasal düşünceleri yüzünden evden kovulduğunu öğrenince çok üzülmüştür Onu teselli ederek kendi otelinde birlikte kalabileceğini söyler Maryüs, geceleri çeviri yaparak gündüzleri hukuk fakültesine devam ederek okulunu bitirir Kaldığı oda Legi Kurfeyrak’ındır Bu oda eskiden Jan Valjan ile Cosette’in Paris’e ilk geldiklerinde yerleştikleri eski evdi Kısa zamanda yürekliliği ve çalışkanlığıyla Maryüs yoksul olmaktan çıkmıştır Almanca ve İngilizce Öğrenmiştir Pek hukuk davaları almıyor onun yerine çeviri ve gazete makalelerine derleme yapmaktadır Bu iş ona yılda yedi yüz frank kazandırmaktadır Boş zamanlarında yürüyüşlere çıkıp bol bol düşünerek hayaller kurmaktadır Yirmi yaşında yakışıklı bir genç olan Maryüs, Lüxemburg Parkı’nda her gezmeye çıkışında, genç bir kızla yaşlı bir adamın kanepede yan yana oturduklarını görmektedir Bu çiftin önlerinde her geçişinde yüreği tarifsiz çarpıntılar içinde atmaktadır Bir gün onları oturdukları eve kadar izler Fakat durumu anlayan yaşlı adam, hemen oturduğu semtteki evi değiştirdi ve bir daha Lüxemburg Parkı’na uğramaz olmuştur Bu olay Maryüs için bir darbe olmuştur ve bütün aramalarına rağmen yaşlı adam ve kızı bulamadı Maryüs, yaşlı adam ve kızını bir türlü aklından çıkaramıyordu Bir gün Tenardiye’nin kızı Eponin’i görmüştür Maryüs Eponin’e yaşlı adamın adresini sorar Kız bunun kendisi için çok kolay olduğunu söyler Bir hafta sonra Eponin dediğini yapar ve Maryüs’e kızın adresini verir Maryüs, verilen adrese hemen gider Gördüğü ev büyük bir bahçe içinde müstakil bir evdir Maryüs, yaşlı adamın ve komşularının dikkatini çekmemek için elinden geleni yapar Bir gün genç kızı bahçenin köşesinde otururken görür fakat yanına yaklaşmaz Genç kız ikinci gün aynı yerde otururken üzerine taş konmuş bir mektup bulur Mektupu açıp okuduğunda içi kalbinin atışı hızlanır çünkü bu mektubun Lüxemburg Parkı’nda kendisini tatlı bakışlarla süzen gençten geldiğini anlar Ertesi akşam güzel giyinip aynı yere oturur Kısa bir zaman sonra arkasında bir gölge görür Dönüp baktığında onun olduğunu görür Genç adam özür dileyerek lafa girer ve hayatın onun için yaşanmaz hale geldiğini, geçen akşam kızı dinlediğini ve onu taparcasına sevdiğini söyler Bu sözler üzerine genç kız heyecanlanır Maryüs, kızı kolları arasına alır Genç kız Maryüs’ün elini kalbinin üzerine koyar ve bu sırada Maryüs oradaki mektubu hissederek Kendisini sevip sevmediğini sorar Genç kız bunu zaten bildiğini söyler ve tanışırlar O gece birlikte oturup birbirlerini yakından tanımaya çalışmışlardır Ve bu durum 1832 yılının Mayıs ayı boyunca her akşam böyle devam etti
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti |
06-19-2009 | #6 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özetiBir akşam Cosette oradan ayrılacaklarını söyler Bu haber üzerine Maryüs çok üzülür ve kendisinin bu durumdan sonra yaşayamayacağını söyler Cosette, onunda kendileriyle gelip gelemeyeceğini sorar Maryüs Pasaport parası bulmasının imkansız olduğunu söyler Cosette bu durumu babasına açacağına söz verir Maryüs adresini, “Camcılar Sokağı No:16”, yazarak oradan ayrılır Jan Valjan, manastırdan çıktıktan sonra, Sorguç Sokağı’ndaki evi kiralamıştır Bir gün parkta dolaşırken Javert ile karşılaşır Üstündeki elbiselerin farklı olması nedeniyle Javert onu tanıyamaz ve Jan Valjan o günden sonra daha dikkatli davranmaya başlar Ayaklanmalar Paris’i kuşkulu kimselerin bulunduğu bir ortama dönüştürmüştür Bu nedenle Jan Valjan Paris’ten ayrılmaya karar verir Bir akşam Maryüs, Cosette’i eski buluştukları yerde arar fakat bulamaz Tam o sırada Eponin’i görür Eponin Maryüs’e arkadaşlarının onu Kenevir sokağındaki barikatlarda beklediğini söyler Maryüs hemen evine koşup silahlarını alır ve Kenevirciler sokağına doğru yol alır Maryüs sokağa vardıktan iki saat sonra hükümet güçleriyle göstericiler arasında çatışma başlar Yalnızca Hal ahallesi’nde üniversite öğrencileri il işçiler yirmi yedi adet barikat kurmuşlardır Bu çatışmalar sırasında Anjobra ismimde bir adam Javert’i yakalar ve onu bir direğe bağlayarak, barikat düşmeden on dakika önce kurşuna dizileceğini söyler Uzun çatışmalardan sonra Maryüs öldürülmek istenir fakat ona doğrultulan namlunun ucuna Eponin elini koyar ve Maryüs’ün yaralanmasını hatta ölmesini engeller ve bir süre sonra Maryüs'ün yanına gelerek ona bir mektup verir ve daha sonra başı yana düşerek ölür Maryüs hemen yandaki salona girer ve mum ışığında Eponin’in verdiği mektubu okumaya başlar Mektupta Cosette hemen yola çıkmaları gerektiğini, o, akşam Silahlı Adam Sokak No:7’de kalacaklarını söyler Maryüs biraz düşündükten sonra not defterinden bir sayfa kopararak, evlenmelerinin imkansız olduğunu, kendisinin şansı olmadığını, o akşam evlerine geldiğini fakat onu bulamadığını, verdiği sözü tuttuğunu ve öleceğini yazar Son olarak onu çok sevdiğini ve onun bu mektubu okuduğu zaman kendi ruhunun onun yanında olacağını ve ona gülümseyeceğini söyler Gayroş’u çağırıp yazdığı mektubu, yazdığı adrese ulaştırmasını ister Bu isteği hemen yerine getiren Gayroş mektubu kaptığı gibi karanlıkta kaybolur Jan Valjan, Sorguç sokağındaki eşyalarını toplamadan kaçmak ister fakat tam bu sırada Cosette’in yazdığı mektubun kurutma kağıdının üzerine geçtiğini görür Bu satırları tuvaletteki aynada okuduğunda bir acı hisseder Kağıtta Cosette: “Sevgilim ne yazık ki, babam hemen yola çıkmamızı istiyor Bu akşam Silahlı Adam sokağı No:7’de kalacağız” demektedir Sokağa çıkıp bir taşın üzerine oturur Her taraftan silah sesleri gelmektedir Tam bu sırada buz gibi alaylı bir ses duyar Bu ses Gayroş’un sesidir Gayroş bu sokakta oturup oturmadığını sorar Jan Valjan evet diye cevap veriri Gayroş ona 7 nolu evi gösterip gösteremeyeceğini sorar Bu sözler üzerine Jan Valjan’ın zihninde aniden şimşekler çakar ve beklediği mektubu mu getirdiğini sorar Gayroş onun bir erkek olduğunu söyler fakat Jan Valjan bu mektubu kendisinin alması için görevlendirildiğini söyler Gayroş mektubu verir ve hızla oradan uzaklaşır Jan Valjan mektubu okuduktan sonra kapıcıya belirli talimatlar verir ve daha sonra bir kaç barikatı aşıp Mondetur Sokağı’na gelir Jan Valjan’ın devrimciler arasına katılması Maryüs’ü pek etkilemez fakat bu olanlar Jan Valjan için bir rüyadan farksızdır Javert, Jan Valjan’ın görünce çok doğal bir hareket olduğunu, bir kürek mahkumunun ait olduğu yeri bulduğunu söyler Uzun çatışmalardan sonra Gayroş ölür Sokağın ucunda omuzlarında baltalarıyla itfaiyeciler görünür Yol aşmak için askerlerin önünde yürümektedirler Devrimciler kaldırım taşlarını kucaklayıp evlere sığınmaya başlamışlardır Bı sırada Anjobra’nın gözü Javert’e takılır ve ona onu unuttuğunu sanmamasını, orada çıkacak son kişinin onun kafasını patlatacağını söyler Tam bu sırada Jan Valjan bu görevin kendisine verilmesini ister Anjobra bunu kabul ederek onu arka sokağa götürmesini ve orada işini halletmesini söyler Jan Valjan elinde tabancası, Javert’i ellerinin bağlandığı ipi çekerek arka sokağa götürür ve orada ellerinin ipini keserek onu serbest bırakır Javert arkasını dönüp hızlı adımlarla oradan uzaklaşmaya başlar Bir süre sonra bir kurşunla Maryüs’ün köprücük kemiği kırılır tam yere düşüp bayılacağı sırada Jan Valjan onu tutar ve omzuna alarak ateş çemberinden uzaklaştırmaya başlar O anda ateş çemberinden kurtulmanın en iyi yolu bir lağım deliğine girerek oradan uzaklaşmaktır ve Jan Valjan bunu yaparak lağım deliğinin içerisinde temkinli adımlarla ilerlemeye başlar Uzun bir yürüyüşten sonra önünde büyük bir aydınlık görür Fakat Fakat burası kemer şekline bir demirle kapatılmıştır Üzerinde kocaman bir kilit vardır Tam bu sırada tanıdık bir sesle karşılaşır Bu ses Tenardiye’nin sesidir Bay Tenardiye para karşılığı demirin kilidini açacağını söyler Tenardiye Jan Valjan’ı tanımamıştır Jan Valjan otuz frank vererek oradan çıkmayı başarır Dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra Javert’i görür ve ondan kendisine yardım etmesini ister ve Javert onu Bay Jilnorman’ın evine getirir Bay Jilnorman torununu görünce telaşa kapılır ve herkes seferber olur Bu sırada Jan Valjan evine son bir defa girmek istediğini ve daha sonra jendisini tutuklayabileceğini söyler Javert Jan Valjan’ı arabasıyla evine bırakır ve daha sonra oradan uzaklaşır Javert kendisinin bir kürek mahkumu tarafından ölümden kurtarılmasını gururuna yediremez ve intihar ederek ölür Dört ay sonra Maryüs iyileşir ve yasal engellerin hepsi kalktıktan sonra Maryüs ve Cosette evlenirler Uzun bir süre sonra Jan Valjan Maryüs ve Cosette’in yanında bulunduğu bir zamanda vefat etmiştir Bu ölüyü iki adet gümüş şamdan aydınlatmaktadır alıntıdır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti |
12-21-2010 | #7 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özetiÖzeti :19 sene süren kürek mahkumiyetinden sonra şartlı olarak tahliye edilen Jean Valjean, toplumdan dışlandığını görür Sadece Digne piskoposu kendisine iyi davranır; buna karşın zorlu acı yıllar geçiren Valjean piskoposun gümüş yemek takımlarını çalarak ona ihanet eder Valjean polis tarafından yakalanır ve geri getirilir Piskoposun kendisini kurtarmak için yalan söylemesi ve buna ek olarak değerli iki gümüş şamdanı da ona hediye etmesi Valjean’ı çok şaşırtır Böylece Valjean hayatına yeni bir başlangıç yapmaya karar verir ve o gün Digne kasabasından ayrılır Aradan sekiz sene geçmiştir ve Valjean şartlı olarak tahliye koşuluna aykırı hareket ettiği için adını Monsieur Madeleine olarak değiştirmiş; bu süre içinde piskopostan aldığı gümüş yemek takımlarını satarak bir fabrika satın almış ve yaptığı değişikliklerle üretimi artırarak çok zengin bir şahıs olmuştur Ayrıca yaptığı iyilikler ve yardımlarla herkesin saygı ve sevgisini kazanmış ve belediye reisi olmuştur İşçilerinden biri olan Fantine’in gizli olarak gayri meşru bir çocuğu vardır Diğer işçi kadınlar bunu öğrendikleri zaman Fantine’in kovulmasını isterler Tüm gayri meşru teklifleri Fantine tarafından reddedilen ustabaşı da onu kovar Kızına ilaç alabilmek için çaresizlikten kıvranan Fantine madalyonunu ve saçını satar, en sonunda da kendini satmak için fahişelere katılır Yeni işi yüzünden kendini iyiden iyiye alçalmış hisseden Fantine bir müşteriyle kavga eder ve Javert tarafından tam hapishaneye götürülmek üzereyken “Belediye Reisi” ortaya çıkar ve Fantine’in hapishane yerine hastaneye götürülmesini talep eder Belediye reisi daha sonra devrilmiş bir arabanın altında kalmış bir adamı kurtarır Bu, Javert’e olağanüstü bir güce sahip sahip olan ve yıllardır peşinde olduğu 24601 numaralı kürek mahkumu Jean Valjean’ı hatırlatır Oysa kendisine Jean Valjean’ın yeniden yakalandığı bildirilmiştir Kendisinin yerine suçsuz bir başka insanın hapse gireceğini öğrenen Valjean ise mahkemeye giderek 24601 numaralı mahkum olduğunu itiraf eder Bu durum karşısında şaşkına dönen mahkeme salonundaki boşluktan yararlanarak oradan ayrılır, kasabaya geri döner Hastanede ölmek üzere olan Fantine’i ziyaret edrek ona kızını bulup, bakacağına dair söz verir Bu sırada Javert kendisini tutuklamak üzere gelir, Javert’i gören Fantine korkudan ölür, Valjean ise Javert’i atlatarak kaçar Ancak bir süre sonra yakalanarak ömür boyu kürek mahkumluğu ile cezalandırılr Ancak Valjean oradan da kaçmayı başarır Fantine’in küçük kızı Cossette’in yerini bulur Cossette beş senedir bir han işleten Thénardier’lerle kalmaktadır Thenardier’ler Cosette’i pis işlerini gören bir hizmetçi gibi kullanmakta, ona hakaret etmekte; diğer taraftan kendi kızları Eponine’e aşırı düşkünlük göstermektedirler Valjean Cossette’i karanlıkta su taşırken bulur Thenardier’lere onu serbest bırakmaları için para öder ve Cossette’i Paris’e götürür Fakat Javert hala Valjean’ın peşindedir Valjean Paris’e geldikten sonra içeri kimsenin kolay kolay giremediği rahibe yetiştiren bir yerde bahçıvanlık yapmaya başlarBurada bulunan okul sayesinde Cossette’in öğrenim sorunu da hallolmuştur Sekiz sene sonra buradan ayrılarak bir eve yerleşirler Şehirde ise hükümette fakir halka ilgi gösteren tek kişi olan popüler lider Generel Lamarque’ın muhtemel ölümü nedeniyle büyük bir huzursuzluk vardır Haşarı çocuk Gavroche generalin taraftarları arasındadır ve başkentin fahişe ve dilencileri arasından sokak çeteleriyle yaşamaktadır Bu sokak çetelerinin birisi de Thenardier ve karısının yönetimi altındadır ve bunlar Jean Valjean ile Cosette’e pusu kurarlar Onları, Valjean’ı tanımayan Javert kurtarır Thenardier’lerin kızı Eponine ise için için öğrenci Marius’a aşıktır ve Cosette’e aşık olan Marius ise onu bulmak için Eponine’den yardım ister Eponine isteksiz de olsa bunu kabul eder Küçük bir kafede, idealist düşüncelere sahip bir grup öğrenci politik bir toplantı yapmakta ve General Lamarque’ın ölümü üzerine patlak vereceğinden emin oldukları ihtilalin hazırlığını yapmaktadırlar Gavroche’un, General’ in ölüm haberini getirmesi üzerine Enjolras tarafından yönlendirilen öğrenciler, oluşmaya başlayan ayaklanmaya destek vermek üzerine sokaklara dökülürler Sadece Marius gizemli Cosette’in hayaliyle aklı başından gitmiş gibidir Cosette de aşık olduğu Marius’tan başka bir şey düşünememektedir Valjean kızının çok hızlı bir şekilde değiştiğini farkeder fakat ona geçmişiyle ilgili herhangi bir şey anlatmayı reddeder Marius için duyduğu hislere rağmen Eponine, onu üzgün bir şekilde Cosette’e getirir ve kendi babasının çetesinin Valjean’ın evini soyma eylemini engeller Evinin dışında gizli gizli dolaşan kişinin Javert olduğundan emin olan Valjean, Cosette’e ülkeden kaçmaları gerektiğini söyler İhtilalin arifesinde öğrenciler ve onların arasına sızmayı başaran Javert, durumu kendi açılarından değerlendirirler Cosette ve Marius tekrar biraraya gelemeyecekleri düşüncesiyle ümitsiz bir şekilde ayrılırlar; Eponine Marius’u kaybetmenin yasını tutar; Valjean ise ülkeyi terkedince kavuşacağı güven ortamını dört gözle beklemektedir Bu arada Thenardier’ler olaşabilecek bir kaos sonucunda ellerine geçecek gayri meşru kazançların hayalini kurarlar Öğrenciler barikat kurmaya hazırlanırlar Marius, Gavroche ile Cosette’e bir mektup yollar Ama mektuba Plumet caddesinde Valjean tarafından el konur Valjean, Gavroche kendisine ne söylerse söylesin Marius’a barikatta katılmaya karar verir Barikat kurulur ve ordu isyancılara ya teslim ya ölüm uyarısında bulunur Gavroche, Javert’i bir polis casusu olarak teşhir eder Eponine barikatta vurulur ve ölür Valjean Marius’u aramak üzere barikata gelir Kendisine Javert’i öldürme fırsatı verilir; fakat Valjean Javert’i salıverir Öğrenciler bir geceliğine barikata yerleşirler ve gecenin sessizliğinde Valjean Marius’un kurtulması için dua eder Ertesi gün azalan cephane için Gavroche birşeyler bulabilme umuduyla sağa sola koştururken vurulur İsyancıların asi liderleri Enjolras da dahil olmak üzere hapsi öldürülürValjean, şuursuz halde olan Marius’la birlikte kanallara kaçar Bu arada isyancıların cesetlerini soymakla meşgul olan Thenardier ile karşılaştıktan sonra Valjean sadece bir kez daha, o da Javert’le yüz yüze gelmek için yer üstüne çıkar Marius’u hastaneye götürmek için Javert’e yalvarır Javert onu bırakmaya karar verir ve Valjean’ın merhametiyle kendi yıkılmaz sandığı adalet prensiplerinin darmadağan olduğunu görür ve kendini azgın Seine nehrine atarak intihar eder Kurtarıcısının kim olduğunu bilmeden, Marius, Cosette’in bakımı sayesinde iyileşir Valjean, kendi geçmişiyle ilgili gerçeği Marius’a itiraf eder ve Cosette’le Marius’un birleşmesinden sonra bu evliliğin kutsallığı ve güvencesi açısından kendisinin uzağa gitmesinin daha iyi olacağı konusunda ısrar eder Marius ve Cosette’in düğününden sonra Thenardier’ler Marius’a şantaj yapmaya çalışırlar Thenardier, Cosette’in babasının bir katil olduğunu söyler ve kanıt olarak da barikatların düştüğü gece kanallardaki cesetlerin brinden çaldığı yüzüğü gösterir Bu yüzük Marius’un kendi yüzüğüdür ve Marius o gece kendisini kurtaranın Valjean olduğunu anlar Marius ve Cosette ölmek üzere olan yaşlı adamdan kendi hayat hikayesini öğrenir Valjean ise çok sevdiği Cossette’i son kez görmenin mutluluğla Fantine, Eponine ve barikatlarda ölen tüm ruhlarla buluşmak için ebedi yolculuğuna çıkmak üzere hayata gözlerini yumarak bu dünyadan ayrılır Anafikri :Yaşamımızda meydana gelen bir olay bütün yaşamımızı değiştirebilir ve o andan itibaren bizi çok farklı bir insan yapabilir Ömür boyu kaçacağını bilsen de özgür yaşamak için herşeye değer KARAKTERLER HAKKINDA BİLGİ: JEAN VALJEAN: Ekmek çaldığı için beş yıl küreğe mahkum edilen ve kaçma girişimleri sonucu yakalanarak cezası uzatılan ve 19 yıl sonra şartlı olarak salıverilen ve toplumda herkes tarafından dışlanankötü biri Ancak piskoposla olan ilişkisinden sonra değişen ve herkese iyilik yapan, yardım eden çevresindeki herkesin sevgi ve saygısını kazanan biri JAVERT: Kanun ve kurallara sıkı sıkıya bağlı geçmişi başarılarla dolu bir polis müfettişi ve katı ruhlu bir kişi COSSETTE: Beş yaşına kadar Thanardier’lerin yanında onlara bir hizmetçi gibi yardım ederek, beş yaşından sonra ise Valjean’ın yanında sürekli kaçarak ve onun çektiği acılara ortak olarak yaşayan; ancak Valjean’ı çok seven bir kız FANTİNE: Valjean’ın fabrikasında çalışan ve kızı için her türlü fedakarlığa katlanan bir kadın MARİUS: Dedesinin yanından ayrıldığı için sefalet içinde yaşayan ve Cossette’e aşık bir öğrenci EPONİNE:Thanardier’lerin, Marius’a aşık olan kızı GAVROCHE: Paris sokaklarında çetelerin ve fahişelerin arasında yaşayan bir sokak çocuğu THANARDİER AİLESİ: Fantine’in Cossette’i emanet ettiği, han işleten ve para için her şeyi yapabilecek bir aile KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Romanda farklı bir çok konuya değinilmesine rağmen konular arasındaki bağlantı çok iyi kurularak konular arasında kopukluklar olması önlenmiş, okuyucunun aklında soru işareti kalmayacak şekilde bütün olaylar açıklığa kavuşturulmuş Fransız halkının 1800’lü yıllardaki durumu çok iyi aktarılmış YAZAR HAKKINDA BİLGİ: HAYATI: 26 Şubat 1802’de doğdu Çocukluğunda özellikle latin edebiyatı üzerine sağlam bir öğrenim gördü1822’de evlendi 1830’da Romantizmin en güçlü beyni olarak nitelendi 1841’de Academie Français’e seçildi1845’te Soylular Meclisi’ne aday gösterildi 1851-1870 yılları arasında sürgün hayatı yaşadı Yapıtlarının büyük bölümünü ve en özgün olanlarını 20 yıla yakın süren bu sürgün dönemde verdi1885’te öldü Derin kavrayışa ve öngörülerine yer verdiği şiir ve düz yazılarıyla popüler Fransız edebiyatının babası ve Fransa’nın ulusal şairi durumuna gelmiştir ÜSLUBU: Çok zengin bir düşünce yapısı ve sıcak anlatımı ile okuyucuyu çok çabuk etkileyen ve sıradan sevinç ve acıların gücünü basit bir dille çok iyi anlatan, çok geniş düşünebilen yaratıcı bir üslubu varRomandaki olaylar arsındaki ilişkiyi çok iyi kurmuş ve karakterlerin bütün özelliklerini okuyucuya çok iyi yansıtmıştır ESERLERİ: ROMAN: Sefiller, Cromwell, İzlanda Hanı, Notre Dame’ın Kamburu, İdam Mahkumunun Son Günü, Bug-Jurgal, Deniz İşçileri, Gülen Adam ŞİİR: Düşünceler, Azaplar, Küçük Destanlar, Yüzyılların Efsanesi, Yeni Odlar, Odlar Baladlar, Doğulular, Sokak ve Orman Şarkıları, Büyük Babab Olma Sanatı, Usun Dört Rüzgarı, Bütün Lir, Uğursuz Yıllar, Sonbahar Yaprakları, Şafak Türküleri, Gönülden Sesler, Işınlar ve Gölgeler MANZUM OYUN: Kral Eğleniyor, Ruy Blas, Derebeyler DÜZYAZI OYUN: Amy Robsart, Lucrece Borgia, Mary Tudor, Padova Tiranı Angelo, Özgürlükte Tiyatro ELEŞTİRİ YAZISI: Karışışk Edebiyat Felsefe, William Shakespeare SİYASAL YAZI: Küçük Napolyon, Bir Suç Öyküsü, Eylemler ve Sözler, Sürgünden Önce, Sürgün Boyunca, Sürgünden Bu Yana KİTABIN; Adı :Sefiller Yazarı :Victor HUGO Sayfa Sayısı :1478 Boyutları :195 X 127 X 115 Yayınevi :Oda Yayınları Basıldığı Yer :İstanbul Basıldığı Tarih :Nisan 2000
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|