![]() |
Gam Tutmaz Oldu Gönül Sızım! |
![]() |
![]() |
#1 |
MustafaCilasun
|
![]() Gam Tutmaz Oldu Gönül Sızım!Ne vakit sessizliğime çekilip, halin efkârıyla dertleşsem Bin bir suallerin peşine takılıp yıllarımı devirsem, şevki ümidi ruhumda hissetsem Çilenin senasında filizlenerek sabrın vahasında irkilsem, kalbimle şeksiz yüzleşsem Keder ve elemin sahibiyle gönlü ihsan eden aşkın diliyle hemhal edip kendime gelsem İşte bu hal üzere dil çaresiz ve kalbim bilmem ki niye sessiz Hüznün burukluğu yüreğim için ne engin mübadelesiz ve hüccet için fevkalade fersiz Şimdi gözlerden dökülen yaş niye hicranın busesiyle ilintisiz, sinem demsiz, şevksiz Ey hak duy sesimi vicdan için hevesimi, garip ve kimsesizliğimi, yetim ve öksüz gibi Ummanın nidasında mahzun kalmışım, nedenli şaşırmışım Sanki meyden nasipsiz, hıçkırıklar için hesapsız, suskun sokakta mecalsiz adımım Hangi yöne meyletsem, irfan ve ihsan için ruhumun feryadını dinlesem sızı duyarım Sessiz bir köşeye siner, gölgeler içine meyleder, sinemde bin bir elem ve kederi anarım Ne vakit halin derinliğine nüfus etsem ve kalbimi dinlesem Ruhumun hicran damlalarını bir bir aşikâr eyleyerek, vicdanımla mizan yüzleşsem Sevgi ve muhabbetin badiresinden arîleşen nefsin prangasında çaresizliğimi görsem Rahmet ve mağfiretin tecelli ettiği an ve müddetin nefesime bahşettiği ülfete erişsem Tuval bana bakar, ruhumdan akseden sesler içimi pek yakar Ses veren yaylı tambur, kalbimin sükût eden halinden hüznün lehçesiyle söz eder Meclisler ve sazendeler sessiz feryatların güftesini izhar eder, mızrap onu şehre der Gönül bu, bazen söz dinler, bazen kendi dirliğine çekilerek, gün yüzüne çıkmak ister Toprağı hasretin meşkiyle, hilkatin vezniyle kokladım Suyun dilinde, dağın sükût eden halinde, ummanın kuşatan vecdiyle aşkı hissettim Gönlümün yabancılığını mukayese edip içlendim, sualler için şimdi sırası mı dedim Bir köşeye çekilip vaktin pervasızlığınsa düşündüm, o an çok üşüdüm ve de elendim Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk; halin demidir! |
![]() |
![]() |
|