![]() |
Munzam Zarar: Munzam Zararın Tanımı, şartları Ve Sonuçları |
![]() |
![]() |
#1 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Munzam Zarar: Munzam Zararın Tanımı, şartları Ve SonuçlarıMUNZAM ZARAR: MUNZAM ZARARIN TANIMI, ŞARTLARI VE SONUÇLARI 1 ![]() BK ![]() ![]() ![]() ![]() Munzam zarar hukuki niteliği itibariyle ve karakteri niteliğiyle asıl alacak ve faizleri yönlerinden icra takiplerinde bulunulması, dava açılması, asıl borcun çekince konulmadan alınması ayrıca munzam zararın istenmesine engel değildir ![]() Yargıtay, munzam zararı su şekilde tanımlamıştır: Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır ![]() ![]() ![]() Munzam zarar, temerrüt faizi ile karşılanmayan maddi bir zarardır ![]() ![]() Konuyla ilgili İçtihat : Dava, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi BK ![]() ![]() ![]() ![]() Bu rapor dairemizin yerleşik ilke ve kurullarına uygun değildir ![]() ![]() Dava hukuksal nitelikçe BK ![]() ![]() ![]() Anılan yasa maddesine göre "alacaklının düçar olduğu zarar, geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir" ![]() Munzam zarar sorumluluğu kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucudur ve borçlunun zararının faizi aşan bölümüdür ![]() Borçlu para borcunu vadesinde ödemediğinde (tememrüdü oluştuğunda) sözleşme veya yasada belirlenen "gecikme faizi" ödeme yükümü altına girer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun dışında, alacaklının uğradığı zarar, temerrüt faizinin üstünde gerçekleşmiş olması durumlarında ise davada uygulanması gereken B ![]() ![]() ![]() ![]() Öncelikle "munzam zarar"ın hukuki tanımı ve kapsamı üzerinde durulmasında yarar vardır ![]() Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır ![]() ![]() B ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O nedenle, borçlunun munzam zararı tazmin yükümlülüğü, asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacığının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanamayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını isbat etmekle yükümlüdür ![]() ![]() ![]() Hemen belirtelim ki, munzam zarar davalarında alacaklı, davacının isbat yükümlülüğü çok sıkı kurallara bağlanmamalı, genel isbat yöntemlerinde olduğu gibi her olayın kendi yapısı ve özelliği içinde değerlendirmeye tabi tutulmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ülkemizde yıllardır yüksek oranda seyreden enflasyon nedeniyle paramızın değerinin çok düştüğü bir gerçektir ![]() ![]() ![]() ![]() Hal böyle olunca, enflasyonist ekonominin olumsuz etki ve sonuçlar kamuca az veya çok herkesin bildiği, vakıalar olarak kabulü gerekir ![]() ![]() Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davalının temerrüde düştüğü (29 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() Munzam zarar borcun niteliği itibariyle, bir para borcu olduğundan, görevli mahkemenin belirlenmesinde davanın esas değeri esas alınacaktır ![]() ![]() Munzam zarar borcu yeni ve bağımsız bir borç olduğundan asıl borç ilişkisinin dava konusu yapılmış olması halinde, munzam zarar davasının ilk davanın görüldüğü mahkemede açılması gibi bir zorunluluk yoktur ![]() ![]() Genel esaslar çerçevesinde değerlendirildiğinde; öncelikli olarak söz konusu ihtilafın içeriğine bakmak gerekecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Munzam zararın doğabilmesinin ilk şartı olarak para borcunu ödemede, BK m 101 uyarınca, borçlunun temerrüde düşmesidir ![]() ![]() ![]() Borcun kaynağının ne olacağı munzam zararın talebi için önem taşımayıp, para borcu olması yeterli görülmüştür ![]() ![]() Konuyla İlgili İçtihat : Davacılar, dava ile müşterek murislerinden intikal eden taşınmazın davalı tarafından kiraya verildiğini, ya da kendisi tarafından kullanıldığını, davalının elde ettiği kira bedelinden hisselerine düşenin ödenmediğini bildirerek, hisselerine düşen kira bedeli ile bu kira bedelinin zamanında ödenmemesi nedeniyle uğradıkları munzam zarar alacağının ödetilmesini istemişlerdir ![]() Davacılar, hisselerine düşen kira bedelinin ödenmesi için ihtarname keşide ederek, bu davadan önce davalıyı temerrüde düşürmemişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mahkemece, açıklanan bu yönler ve somut olayda munzam zarar isteminin koşullarının gerçekleşmediği gözetilmeden, munzam zarar isteğinin yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Bir borç ilişkisinde munzam zararın söz konusu olabilmesi için, alacaklının temerrüt faizinden fazla bir zararının ortaya çıkması gerekir ![]() ![]() Munzam zarar niteliği itibariyle müspet zarardır ![]() ![]() ![]() ![]() Munzam zarar olumlu zarar olmasından ötürü yoksun karınan kazanç da istenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir borç ilişkisinde munzam zararın söz konusu olabilmesi için, alacaklının temerrüt faizinden fazla bir zararının ortaya çıkması gerekir ![]() ![]() Borçlu temerrüde düşmeseydi alacaklının mal varlığının alacağı hal ile borçlunun temerrüt sonrasında borcu ödemesi arasındaki, alacaklının mal varlığındaki fark, munzam zararı oluşturur ![]() ![]() Taraflar sözleşme içerisinde akdi faiz kararlaştırmışlarsa, akdi faizle karşılanmayan zarar için munzam zarar istenemez, zira burada henüz temerrüt oluşmamıştır ki temerrüt faizinden ve onu aşan faizinden söz edilebilsin ![]() ![]() ![]() Konuyla İlgili İçtihat : Davacı, dava dilekçesinde iş bedelinden alacaklı olduğu miktar ve bunun işlemiş faizi ile birlikte hak edişlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi nedeniyle yoksun kaldığı kazanç karşılığı olarak 175 ![]() ![]() Para borçlarında borçlunun temerrüdüne ilişkin BK ![]() ![]() ![]() Olayda davacının iş bedelinden daha 733 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Temerrüt faizi açısında borçlunu kusuru aranmazken, munzam zararda borçlunun kusurlu olması hali aranmaktadır ![]() ![]() Yasa, hiçbir kusurun bulunmaması şartını ararken, borçlunun kısmen dahi kusuru olsa, munzam zarardan dolayı sorumlu olacağıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zararın tazmininde borçlunun kusuruyla ilgili olarak, ispat yükü zararda kusurun bulunmadığı borçlu tarafından ispatlanmalıdır ![]() Genel ilke gereği olarak, zarar görenin meydana gelen zararın karşı tarafın kusurundan meydana geldiğini ispatlaması gerekirken, munzam zararda bu görev değişmiş ve borçlunun munzam zararın ortaya çıkışında kusuru olmadığını ispatlaması gerektiği şeklini almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Munzam zararın tazmininin diğer bir şartı da, temerrüt faizini aşan zarar ile borçlunun temerrüdü arasında illiyet bağının bulunmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konuyla İlgili İçtihat : Dava, geçersiz sözleşme nedeniyle ödenen satış bedelinin geç iade edilmesi yüzünden uğranılan munzam zararın tazmini ve sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir ![]() Yerel mahkemenin, geçersiz sözleşme nedeniyle ödenen ve daha önce açılan alacak davası sonucunda mahkemece hüküm altına alınan satış bedelinin,davalı Leman O ![]() ![]() Taraflar arasında, tapulu taşınmazların satımına ilişkin olarak, resmi şekle uyulmaksızın sözleşmeler yapılıp, taşınmazın davacıya teslim olunduğu; davacı kooperatifin bu sözleşmeler uyarınca,satış bedelinin 9 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görülmekte olan davada, davacı vekili, davalı Leman O ![]() ![]() ![]() ![]() Uyuşmazlık, somut olayda, munzam zarar tazminatı istenilebilmesi için gerekli yasal koşulların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır ![]() ![]() Bir davada öne sürülen maddi olgulara uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak ve davanın hukuki nitelendirilmesini belirlemek hakimin doğrudan görevidir (H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dava hukuksal nitelikçe BK ![]() ![]() Anılan yasa maddesine göre "alacaklının duçar olduğu zarar,geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemiyeceğini isbat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir" ![]() Munzam zarar sorumluluğu kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucudur ve borçlunun zararının faizi aşan bölümüdür ![]() Borçlu para borcunu vadesinde ödemediğinde (temerrüdü oluştuğunda) sözleşme veya yasada belirlenen "gecikme faizi" ödeme yükümü altına girer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun dışında, alacaklının uğradığı zarar temerrüt faizinin üstünde gerçekleşmiş elması durumlarında ise davada uygulanması gereken B ![]() ![]() ![]() Öncelikle, "munzam zarar" ın hukuki tanımı ve kapsamı üzerinde durulmasında yarar vardır ![]() Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı,alacaklının malvarlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır ![]() ![]() B ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bağlamda hemen belirtelim ki, munzam zarar borcunun hukuki sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır ![]() ![]() ![]() temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur ![]() Munzam zarar bu hukuki niteliği ve karakteri itibariyle, asıl alacak ve faizleri yönünden icra takibinde bulunulması veya dava açılmasıyla sona ermiyeceği gibi, icra takibi veya dava açılması sırasında asıl alacak ve temerrüt faizi yanında talep edilmemiş olması halinde dahi (B ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur ![]() ![]() ![]() Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını isbat etmekle yükümlüdür ![]() ![]() ![]() Sırası gelmişken belirtelim ki, munzam zarar davalarında alacaklının (davacının) isbat yükümlülüğü çok sıkı kurallara bağlanmamalı, genel ispat yöntemlerinde olduğu gibi her olayın kendi yapısı ve özelliği içinde değerlendirmeye tutulmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ülkemizde süregelen hiper enflasyonun belli yıllarda yüzde yüzlerde seyrettiği, vadeli mevduatların en az bu oranlarda gelir getirdiği, yabancı para değerinin (kurların) her zaman temerrüt faiz oranlarını aştığı, banka kredilerinin yüzde iki yüze kavuştuğu, paranın iç alım (satım) alma değerinin büyük ölçüde azaldığı tartışmasız, yaşanan bir gerçek olduğu çok açıktır ![]() Böyle bir enflasyonist ortamda bireyin parasının değerini sabit tutmak ve kazanç sağlamak için bir çaba ve girişimlerde bulunması, örneğin en azından vadeli mevduat veya kurları devamlı yükselen döviz yatırımlarında değerlendirmesi, olayların normal akışına, hayat tecrübelerine uygun düşen bir karine olarak kabul edilmesi zorunludur ![]() Gerçekte de, anlatılan enflasyonist ortamda yaşayan makul, normal bir kişinin parasını atıl biçimde elde tutmayacağı, gelir getirici bir yatırıma dönüştüreceği, insan yapısının ve menfaatlerini koruma içgüdüsünün de tabii bir sonucudur ![]() Hal böyle olunca, enflasyonist ekonominin olumsuz etki ve sonuçları kamuca az veya çok herkesin bildiği, en önemlisi gerekli olduğu taktirde bilinebilmesinin kolayca gerçekleştirilebileceği ve mahkemelerin de bilgisi altında olan vakıalar olarak kabulü gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine Bankalar Kanunu'nun 37 nci maddesiyle, 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu'nun 4 ve 40 maddeleri gereğince ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunların yanında, 20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Açıklanan yasal durum ve ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında: Özel Daire bozma kararında da belirtildiği üzere, davalı Leman Oral, resmi şekle uyulmayarak yapılan ve bu yüzden geçersiz olan satış sözleşmeleri uyarınca davacıdan aldığı satış bedeli yönünden, davacının daha önce tescil, bu mümkün olmadığı takdirde bedelin iadesi istemiyle açtığı davanın tarihi olan 29 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hal böyle olunca, mahkemece Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Munzam Zarar: Munzam Zararın Tanımı, şartları Ve Sonuçları |
![]() |
![]() |
#2 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : Munzam Zarar: Munzam Zararın Tanımı, şartları Ve Sonuçları1 ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Borçlunun temerrüdü sonucu, alacaklı tarafından alacağını elde edilmesi için bir takım giderler yapmış olması ihtimali dahilindedir ![]() ![]() A-Yapılan masrafın temerrüt nedeniyle yapılmış olması B-Masrafla temerrüt arasında illiyet bağı bulunması C-Makul ve ölçülü olmalıdır ![]() Eğer alacak zamanında ödenseydi de yine de aynı masraflar yapılacak olsaydı, o zaman bu masraflar munzam zarar tazminatı içinde talep edilemez ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Yoksun kalınan kar ve kazancın belirlenmesinde alacaklının sosyal ve mesleki durumu, halin olağan cereyanı, alacaklının aldığı tedbirler göz önünde tutulmalı, makul ölçüleri aşan, farazi ve hayali gelirler amaçlanarak yoksun kalınan kazanç miktarı belirlemekten kaçınılmalıdır ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Temerrüt nedeniyle alacağını zamanında alamayan alacaklı, başka kaynaklardan borç almış, kredi kullanmış olabilir ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hale örnek olarak; borçludan borcunu alamaması nedeniyle karşı edimini yerine getiremeyen veya aciz haline düşmesi nedeniyle mallarını ucuz şekilde satmış zorunda kalması, cezai şart ödemesi ve çeşitli masraflar yapmak zorunda kalan alacaklı, tüm bu giderlerini de diğer koşulların varlığı halinde munzam zarar olarak talep edebilir ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Alacağını zamanında alamayan kişi, parasını aldığı zamandaki alım gücü ile vadesinde ödenmiş olması durumundaki alım gücü arasında fark mevcut olabilir ![]() ![]() ![]() Ancak Yargıtay, paranın alım gücünün düşmesinin başlı başına munzam zarar kavramı içerisinde düşünmemekte fakat söz konusu paranın değer kaybını önleyici bir mal veya hizmet alımına yöneltilememesi halinde munzam zararın olacağını kabul etmektedir ![]() Konuyla İlgili İçtihat : Dairemiz'in önceki kararlarında, ülkedeki yüksek enflasyon ve bunun sonucu para değerindeki düşmeler ve alacaklının alacağını geç alması nedeniyle uğradığı zararını BK ![]() ![]() Ne varki, Yargıtay Daireleri arasında bu konuda beliren içtihat aykırılığının giderilmesi isteminin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nca reddolunmasından sonra Hukuk Genel Kurulu'nca 10 ![]() ![]() ![]() ![]() Borçlunun temerrüde düştüğü tarihten, ödemenin gerçekleştiği güne kadar geçen süre içerisine, her yıl itibarı ile yıllık enflasyon artış oranını, bu oranı eşya fiyatlarına yansıma durumu, mevduat ve devlet tahvillerine verilen faiz oranları TL ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Günümüzdeki kanuni yapı çerçevesinde İİK’da yapılan değişiklik sonrasında alacaklı, borçludan alacağını ister aynen yabancı para olarak ödenmesini isterse vade veya fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL olarak ödenmesini isteme seçimlik hakkına sahiptir ![]() ![]() Yargıtay, BK m 83’e son fıkra ile eklenen hüküm uyarınca, temerrüt hali olsa bile, yabancı para alacağının vade veya fiili ödeme günündeki kurdan hangisi yüksek ise ondan istenerek zararın oluşmayacağını ve alacaklıya tanınan bu hakkın özel ve dönülmesi mümkün olmayan bir hak olduğunu savunmaktadır ![]() Kur farkı ihtilafının çözümlenmesi için öncelikle yukarıda da ifade edildiği gibi, munzam zararın ispatlanması konusuna değinilmesi gerekiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Y ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her ne kadar YHGK’nun 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu belirleme yapılırken BK 44 hükümleri de dikkate alınacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur kaybından doğan zararlar, gerçekte, teknik anlamda yabancı para borcunun temerrüt esansında değer kaybetmesi olarak anlaşılır ![]() ![]() ![]() Borçlu borcunu vade tarihinde ödemez ise, bu tarihten sonra borçlunun borcun ödeneceği para ödeme yeri parasına göre değer kaybettiği takdirde borçlu, vade tarihindeki rayiç ile ödeme tarihindeki farka eşit miktarda bir ek ödemede bulunacaktır ![]() ![]() Borçlar Kanunu 83 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski uygulamada alacaklının kur farkından dolayı zararını olması neredeyse kesin olduğundan dolayı söz konusu durumu ortadan kaldırmak ve mağduriyeti gidermek için yeni düzenleme yapıldı ve böylece; anılan olumsuzluklar, 1990 yılında, 3095 sayılı kanuna 3678 sayılı kanun ile hem temerrüt faizi ile ilgili hem de yabancı paranın ülke parasına çevrilmesi anıyla ilgili düzenlemenin yapılmasına kadar sürdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1-Borçlar Kanunun 83 ![]() ![]() 2- Alacaklıya tanınan bu hak, doğruıdan yasadan doğan özel ve dönülmesi mümkün bulunmayan bir tercihtir ![]() 3-Alacaklı alacağını alırkne veya dava veya takipte bulunurken bu konuda ihtirazi kayıt bildirmiş olsa dahi yasal seçimlik hakkını kullanmış olmakla, artık bu seçimlik hakten dönerek, yabancı para veya kur farkı adı altında talepte bulunamaz ![]() 1 ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Munzam zararın varlığını ispat, böyle bir zararının olduğunu iddia eden alacaklı üzerindedir Buna göre alacaklı, temerrüt faizini aşan zararını, inanılır, kesin ve net bir şekilde ispat etmelidir ![]() ![]() Sözleşmeden doğan para borcunun ödenmesinde temerrüt nedeniyle ortaya çıkan munzam zarar niteliği itibariyle müsbet bir zarardır ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca munzam zarar niteliği itibariyle bir feri alacak da değildir ![]() ![]() Para borcunun ödenmesinde temerrüde düşülmesi nedeniyle ortaya çıkan zarar somut metotla veya soyut metotla hesaplanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuyla ilgili olarak Yargıtay İçtihatlarında da birlik bulunmamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hal böyle olunca, enflasyonist ekonominin olumsuz etki ve sonuçları kamuca az veya çok herkesçe bilindiği, en önemlisi Grekli olduğu takdirde bilebilmesinin kolayca gerçekleştirilebileceği ve mahkemelerin de bilgisi altında olan vakalar olarak kabulü gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak belirtilen Genel Kurul Kararının varlığına rağmen, 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Öncelikle munzam zarar tazminatının amacı, zarar verici olayların yol açtığı tüm zararı gidermektir ![]() ![]() ![]() ![]() HUMK m 140 uyarınca hakim ikame olan delilleri serbestçe takdir edecek ve bu takdiri sonucunda ulaştığı bedele hükmedecektir ![]() ![]() ![]() ![]() A- Yıllık gerçekleşen enflasyon oranı B- bu oranın eşyalara yansıma durumu, C- Bankaların 3 aylık ortalama mevduat oranı, D- Devlet tahvillerine verilen faiz oranı E- Döviz kurlarındaki (Euro, dolar) değişim oranları esas alınarak hesaplama yapılır ![]() Konuyla İlgili İçtihat : Davacı bu dava ile; Borçlar Kanununun 105 ![]() ![]() ![]() Bilindiği gibi temerrüt faizi, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine Borçlar kanununun 103 ![]() ![]() ![]() İşte, gerek İsviçre ve gerekse Türk Kanun koyucusu alacaklıya zararın varlığını ve miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın temerrüt faizini talep edebilme hakkı tanımıştır ![]() Giderek, faiz yükümlülüğünün doğumu için borçlunun alıkoyduğu para miktarından yarar sağlaması şart olmadığı gibi, bu yararların iadesi amacını da taşımaz ![]() Diğer taraftan temerrüt faizi talep edebilmek için borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olması şart değildir ![]() ![]() Bunun yanında temerrüt faizi, sözleşmeden doğan para borçlarının yanı sıra, sözleşme dışı hukuki ilişkiden kaynaklanan para borçlarında da uygulama alanı bulabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Davamızın konusu olan munzam zarar ise, Borçlar Kanununun 105 ![]() ![]() ![]() O halde, Borçlar Kanununun 103 ![]() ![]() ![]() Bu konuda kanıtlanması gereken, muayyen paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır ![]() Diğer bir deyimle alacaklı davacı, fiilen uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır ![]() ![]() ![]() Hal böyle olunca, iddia olunan zararı doğuran somut vakıanın ve bu nedenle uğranılan zararın kanıtlanması gerektiği, duraksama yaratmayacak kadar açık bir olgudur ![]() Hemen ifade etmek gerekir ki, faiz oranları Borçlar Kanunu ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun ile düzenlenmiştir ![]() Yasa koyucu, bir para borcunun gününde ödenmemesinden dolayı alacaklının zarara uğrayacağını kabul edip, bu zararın, ilkenin içinde bulunduğu ekonomik konjöktörü dikkate alarak belli bir oranda olacağını benimsemiştir ![]() Nitekim, Borçlar Kanununun 103 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu noktada, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklar (enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki devamlı düşüş) dikkate alınarak, yasa hükmüyle geçmiş günler faizine ilişkin düzenleme yapılmış iken, aynı olguların, Borçlar Kanununun 105 ![]() ![]() Aksinin kabulü halinde yasa koyucunun bu olumsuzlukların karşılığına dair saptamasının hiçbir anlamı kalmayacağı açıktır ![]() Yasa koyucu tüm bu ekonomik olumsuzlukları değerlendirip, bunların tevlid edeceği zarar dolayısıyla tazminat oranını Anayasa'dan aldığı yasa yapma yetkisine dayanarak belirlemiş iken, zımnen bu takdirin yerinde olmadığı ileri sürülüp, aynı ekonomik göstergelere dayanılarak tazmin edilecek zararın geçmiş günler faizinden fazla olduğu kabul edilemez ![]() Yetkili mercii kararının vermiş, yasayla hükmünü vaz etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Burada, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 238 ![]() ![]() ![]() ![]() Denilebilir ki, Borçlar Kanunun 105 ![]() ![]() ![]() Bu itibarla Borçlar Kanununun 105 ![]() ![]() Zararın varlığı ileri sürülerek somut olgular ile kanıtlandıktan sonra, zararın miktarının belirlenmesinde, yukarıda açıklandığı gibi, zamanında ödeme yapılmadığı için alınmak zorunda kalınan borca ödenen yüksek faiz oranının, mal varlığında meydana gelen azalmanın veya dövize ödenen yüksek kurun ve ülkede cari diğer ekonomik göstergelerin dikkate alınacağı tabiidir ![]() Görülmekte olan davada az yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, somut vakıalara dayanılarak bir zararın gerçekleştiği ileri sürülüp, kanıtlanmadığından, Borçlar Kanununun 105 ![]() ![]() Hal böyle olunca Yerel Mahkemece, aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Örnek olarak ihtarname keşide edilmesi, mahkeme yoluyla yapılan tespit giderler, yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri bu kapsamda değerlendirilir ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Cezai şart ödenmiş olması, kendisine karşı icrai takibe başlanmış olması sonucu doğan giderleri, mallarının bedelinin altında satmış olmak zorunda kalması nedeniyle doğan zararlardır ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Söz konusu alacağın zamanında ödenmemiş olması nedeniyle bir başka bankadan yüksek faiz ile kredi alınması halinde temerrüt faizi ile karşılanmayan kısım da diğer şartların mevcudiyeti halinden munzam zarar teşkil eder ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Olayların normal akışına, yaşam tecrübelerine göre mal varlığında meydana gelebilecek artışların, zarar verici fiil nedeniyle önlenmesi sonucunda meydana gelen azalmayı ifade eder ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Söz konusu zararlar özellikle yüksek enflasyonun mevcut olduğu hallerde geçerli olabilir ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Tazminatın indirilmesine neden olan bazı haller : i ![]() ![]() ii ![]() ![]() iii ![]() ![]() iv ![]() ![]() v ![]() ![]() vi ![]() ![]() 1 ![]() ![]() Munzam zarar niteliği itibariyle temerrüt faizi ile karşılanamayan zararların karşılanmasına yönelik bir tazminattır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sorun, BK m 113/2’de ‘ evvelce işleyen faizlerin talep hakkının mahfuz bulunduğu beyan edilmiş vya hal icabından neşet eylemiş olmadıkça bu faizler talep olunamaz’ şeklinde yer alan hüküm, munzam zarar için de uygulanabilir mi sorusundan çıkmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Zira, Y ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Munzam zarar niteliği itibariyle asıl borcun zamanında ödenmemesi halinde ek bir zararın doğması halinde ödenen bir borç olmasından dolayı çoğunlukla feri nitelikte bir borç olarak düşünülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Munzam Zarar: Munzam Zararın Tanımı, şartları Ve Sonuçları |
![]() |
![]() |
#3 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : Munzam Zarar: Munzam Zararın Tanımı, şartları Ve Sonuçları2 ![]() 2 ![]() ![]() Türk hukukunda sözleşme özgürlüğü ilkesi esası geçerlidir ![]() ![]() ![]() ![]() Kanunun kat'i surette emreylediği hukuki kaidelere veya kanuna muhalefet ahlâka (adaba) veya umumi intizama yahut şahsi hükümlere müteallik haklara mugayir bulunmadıkça, iki tarafın yaptıkları mukaveleler muteberdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Temerrüt, hukuk dilinde "gecikme","direnme" gibi sözcüklerle de ifade edilmektedir ![]() ![]() ![]() Borçlar Kanunu’nun 104/1 ve 2 ![]() ![]() ![]() Ayrıca bilinmesi gereken bir diğer noktada faizin uygulanış şekline ilişkindir ![]() ![]() Basit faiz: Ana paraya belirli bir süre için belirli oranda uygulanması kararlaştırılan faizdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bileşik Faiz: Faize faiz işletilmesi yani belirli dönemler sonunda işlemiş faizlerin anaparaya eklenerek üzerinden yeniden faiz işletilmesidir ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Bununla ilgili koşullar Borçlar Kanunu'nun BK 90 ![]() ![]() ![]() İfanın gerçekleşmesi için alacaklının yapması gereken işler varsa ve alacaklının bu işleri savsaklaması nedeniyle borçlu edimini yerine getiremiyorsa, yine alacaklının temerrüdü söz konusu olur ![]() ![]() Bu koşulların dışında borcun ifasının "imkân dahilinde" bulunması da zorunludur ![]() ![]() ![]() Tevdi: Borçlu, alacaklının temerrüdü halinde, alacaklıya vereceği şeyi uygun bir yere tevdi ederek, sorumluluktan kurtulabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Satmak hakkı: Borcun konusunu oluşturan mal, özellikleri, niteliği gereği çok masraflı ise, borçlu önce alacaklıyı bu konuda uyararak ve uyarıdan (ihtardan) sonra satış için yargıçtan izin alarak söz konusu malı alenen sattırabilir ![]() ![]() ![]() Sözleşmeden dönme: Edimin konusu bir yapma borcu ise, bu takdirde tevdi olanağı bulunmadığından, borçlu sözleşmeden dönebilir (akdi feshedebilir) ![]() ![]() ![]() Bu temel sonuçların dışında, alacaklının temerrüdü halinde aşağıdaki hükümler de meydana gelir: Alacaklı temerrüde düştüğü andan itibaren, mal borçlunun kusuru olmadan hasara uğrar ya da telef olursa, bundan doğan zarara alacaklı katlanır ![]() ![]() ![]() İfa, alacaklının reddi gerçekleşmeden de imkânsız hale gelebilir ![]() İfa alacaklının şahsına bağlı bir sebeble ona önerilmezse, Borçlu, alacaklının şahsını bilemiyorsa, borçlu alacaklının temerrüdünde tanınan tevdi ve sözleşmeden önme olanaklarından yararlanabilir ![]() Bu hallere örnek olarak, alacaklının gaip olması, temyiz kudretini yitirmiş bulunması ve kendisine bir kanuni temsilci atanmamış bulunması, alacaklının ölmesi üzerine gerçek mirasçının çekişmelere meydan vermesi, birden fazla kişinin gerçek alacaklı olduklarını iddia etmeleri gibi olaylar verilebilir ![]() 2 ![]() ![]() Borçlu, borcun konusunu oluşturan edimi borç ilişkisinde öngörülen zamanda yerine getirmediği takdirde temerrüde (gecikmeye) düşer ![]() ![]() ![]() Temerrüt faizinin ödenmesinin kusura bağlı değildir ![]() Borçlar Kanunu, tam iki taraflı sözleşmelerde alacaklıya daha geniş haklar vermiş ve borçlunun durumunu daha da ağırlaştırmıştır ![]() ![]() ![]() Alım, satım, hizmet, kira, istisna gibi tam iki taraflı bir sözleşmede, temerrüt olayının gerçekleşmesinden sonra, alacaklının, ek olanaklardan yararlanabilmesi için borçluya borcunu ifa için bir süre (mehil) vermesi gerekir ![]() ![]() ![]() Temerrüt için borcun muaccel olması ve ihtar yapılması gerekmektedir ![]() Alacaklının edayı talep ve bu maksat ile borçluyu dava edebilecek vaziyette olması, onu edaya talep edebilmesine kanuni ve akdi bir engel bulunmaması halinde borcun muaccel hale geldiği kabul edilir ![]() 2 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Faiz alacağının doğması için para alacağının bulunması gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konuyla İlgili İçtihat : İcra takibinin dayanağı Dörtyol İş Mahkemesi’nin 21 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() Para borçlusunun temerrüdünden bahsedilmek için borcun muaccel olması gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() Vade belirtilmemiş temerrüde düşürülmesi gerekmektedir ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Akitte vadenin nasıl tayin edileceği gösterilmemiş ve bu hususun kanun adete göre tayini mümkün değilse, dürüstlük kuralına göre boşluğun doldurulması gerekir ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Vadesiz Borçlarda ve vadenin belirsiz biçimde tayin edildiği hallerde ihtara gerek vardır ![]() Borçlunu temerrüdü için usulüne uygun ihtar,ihbar yapılmalıdır ![]() ![]() Vadesiz borçlarda ve vadenin belirsiz biçimde tayin edildiği hallerde borçlu sözleşmenin kurulduğu anda borcunu ödemesi gereken günü belirleyebilecek durumda olmadığından ihtar gereklidir ![]() ![]() Muaccel borcun borçlusu alacaklını ihtarı ile temerrüde düşer ve mütemerrit olur: Konuyla İlgili İçtihat : Takip yapan, sermaye artırımı için ortak olduğu şirkete ödediği parayı sermaye artırımı gerçekleşmediği için geri istemekte ve paranın yatırıldığı tarih olan 31 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İhtarın şekli: Borçlar Kanunu ihtarın şekli hakkında bir şekil belirlememiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Borcun ifa günün tafralarca belirlenmiş veya belirlenebilir bir tarzda düzenlenmiş ise ihbar gerekmez ![]() ![]() Borcun ifa gününün tayini mukavele ile taraflardan birine bırakılmışsa, bu kişinin ihbarı ile ifa günü belirlenir ve bu ifa gününden sonra tekrar ihtara gerek kalmadan borçlu temerrüde düşer ![]() İhtar gereği sözleşmeyle veya kanun hükmü ile ortadan kaldırılmışsa, ihtara gerek yoktur ![]() Ayrıca borçlunu borcunu ödemeyeceğini açıkça belirtmesi veya somut olaydan ihtarın faydasız kalacağının anlaşılması halinde de ihtara gerek yoktur ![]() ![]() Ayrıca ticari işlemlerde teslim için belirli bir süre kararlaştırılmış ve satıcı bu sürede teslimde bulunmamışsa bu süreni sonunda borç muaccel olacağından ihtara gerek yoktur ![]() Haksız fiil halinde de ihtara gerek yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısmi temerrüt durumunda ise, BK'nın 106-108, maddeleri hükümleri sadece gecikmeli bölüm için uygulama alanı bulabilecekir ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtariyle mütemerrit olur (B ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alacaklının zararını ödettirilmesini amaçlayan Temerrüt faizinin hesabında uygulayıcılar sıkça yanılgılara düşmüş ve tereddüdler oluşmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 1’nci maddesi, 21 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yapılan düzenleme ile kanun koyucu temerrüt faizinde maktu bir oran belirleme yoluna gitmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur” demek suretiyle alacaklı lehine düzenleme yapmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() KANUNİ FAİZ VE TEMERRÜT FAİZ ORANLARI 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre yıllar itibarıyla uygulanması gereken kanuni faiz ve temerrüt faizi oranları: (Önemli not: Temerrüt faizi miktarının sözleşme ile kararlaştırılmamış olduğu hallerde, akdi faiz miktarı aşağıda belirtilen oranların üstünde ise temerrüt faizi, akdi faiz miktarından az olamaz ![]() 1 ![]() 1 ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() 3 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() 4 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 5 ![]() 5 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() 6 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() 7 ![]() 7 ![]() ![]() 7 ![]() ![]() 7 ![]() ![]() ![]() 7 ![]() ![]() ![]() 8 ![]() 8 ![]() ![]() 8 ![]() ![]() 8 ![]() ![]() ![]() 8 ![]() ![]() ![]() 9 ![]() (20/8/1997 tarihli ve 97-9807 sayılı BKK ile) Kanuni faiz ve temerrüt faizi oranı 50 10 ![]() Kanuni faiz ve temerrüt faizi oranı 30 * Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü'nün 6/9/2005 tarihli ve B ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() İfa ile yükümlü bulunduğu para borcunu zamanında yerine getirmeyerek temerrüde düşen borçlu belirli esaslar çerçevesinde alacaklıya temerrüt faizi ödemek zorunda kalır ![]() ![]() Faiz, anaparaya ilişkin alacağın bir parçası olmayıp, ondan ayrı da talep edilebilir ![]() ![]() Temerrüt faizi niteliği gereği olarak bir kanuni faizdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Temerrüt faizinin amacı ve fonksiyonu: Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği olarak kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince devam eden bir karşılık olması nedeniyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içerisindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Temerrüt faizi alacaklının uğradığı varsayılan zararın hiç değilse faiz oranı ölçüsünde zahmetsizce giderilmesi amacını güder ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Öncelikle belirtmek gerekir ki, alacaklını temerrüt faizi talep edebilmesi için temerrüt sonucunda gerçekten bir zarar görmüş olması gerekli değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Borçlunun temerrütten sorumlu olabilmesi için kusurlu olması da şart değildir ![]() ![]() Türk Hukukunda Temerrüt Faizi a- 3095 sayılı kanunundan önceki dönem 3095 sayılı kanunu yürürlüğe girinceye kadar taraflar temerrüt faizini serbestçe kararlaştırabiliyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() b- 3095 sayılı kanunun kabulünden sonraki dönem 3095 sayılı kanunun temerrüt faizi kenar başlığını taşıyan 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c- Temerrüt Faizini Talep Hakkı: Alacaklını temerrüt faizine yönelik hakkının kapsamını 3 esaslı unsur oluşturur: 1- asıl borcun miktarı 2- temerrüdün devam eden süresi ve 3- bu sürede uygulanacak olan faiz miktarı ![]() Temerrüdün işlemeye başlanacağı an yukarıda da izah ettiğim üzere boşlunun temerrüde düşmesi için ihtarın yapılıp münasip süre verildikten sonraki takip eden ilk gün veya ihtara gerek olmayan hallerde de belirlenen sürenden sonra takip eden ilk günden itibaren başlar ![]() Temerrüt faizi asıl alacağa ilişkin dava veya takip çerçevesinde istenebileceği gibi asıl alacaktan bağımsız olarak ayrı bir dava veya takibe de konu olabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() BK m 125 gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabidir ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Nitelikleri bakımından yukarıda açıklanan şekilde bulunan temerrüt faizi ve munzan zarar, esas bakımından birbirinin devamı anlamına gelebilecek niteliktedir ![]() ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|