Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fermanı, islahat

Islahat Fermanı

Eski 05-19-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Islahat Fermanı



Islahat Fermanı




İslahat Fermanı Osmanlı İmparatorluğu'nun çökme döneminde, devletin yıkılmaktan kurtarılması için, siyasi kuruluşlar, kişi hakları, yeni kurumların kurulması konularında yapılması düşünülen köklü değişiklikler için Abdülmecid ve Abdülaziz zamanlarında çıkartılan fermanlardır

1839'da Gülhane Hatt-ı Hümayunu, 1856 Islahat Fermanı ve 1860 Abdülaziz Fermanıdır Bu fermanlarla, devletin çöküşünün toplumsal ve ekonomik nedenleri araştırılmadan, bazı batı kuruluşlarını ve anlayışını devlete getirmekle devletin kurtarılabileceği sanılmış fakat bu fermanlarla toplumdaki kuruluş ve anlayış ikileme düşmüş, İslam dünya görüşü ve bu anlayışla kurulan kuruluşlarla birlikte batı taklitçisi kuruluşlar türemiştir Bu iki ayrı görüş ve kuruluşlar arasındaki çatışmalar sonucunda toplumun içinde daha büyük sorunlar çıkmış, çöküşü önleyeceği düşünülen ıslahat fermanları, beklenen etkiyi gösterememiştir

Bu dönemde Batı'nın ekonomik desteğine, vereceği borçlara gereksinim duyan Osmanlı Devleti, bunları ancak batı devletlerine çeşitli imtiyazlar tanımak koşuluyla elde edebilmiştir Bu imtiyazlar sayesinde Osmanlı topraklarına giren yabancı sermaye ve yatırım, sahip olduğu imkan ve güçle yerli sanayii büyük ölçüde öldürmüştür Böylece Osmanlı Devleti yarı sömürge bir devlet haline gelmiş, bütün ekonomiksi ve zenginlik kaynakları Batılı devletlerin eline geçmiştir

Bu anlamda Islahat Fermanları, dış görünüşüyle ileriye dönük olmalarına rağmen gerçekte toplumsal ve ekonomik hayatı olumsuz yönde etkilemiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Islahat Fermanı

Eski 09-10-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Islahat Fermanı






Islahat fermanı, Abdülmecit tarafından Kırım savaşı'nın son yıllarında hazırlanarak sadrazam Âli Paşa tarafından Babıâli'de tüm nazırlar, yüksek dereceli memurlar, şeyhülislam, patrikler, hahambaşı ve etnik toplulukların temsilcileri önünde okunup ilan edildikten sonra Paris antlaşması sırasında yabancı devletlere sunulan yenileştirme programı (28 şubat 1856) Gülhane hattı hümayunu (1839) gibi, Islahat fermanı da Osmanlı devletinde yapılması kararlaştırılan yeni bir düzenin ilkelerini genel çizgileriyle programına aldığından, Tanzimat döneminin bir aşaması olarak benimsenirse de hazırlanmış biçimi başta gelmek üzere yapısı ve etkileri açısından ötekinden birçok noktada ayrılır


Osmanlı devlet adamlarının girişimiyle, siyasal düşünceler ön planda tutulmaksızın ve sadece imparatorluğun kurumlarını yenilemek amacıyla hazırlanan Gülhane hattı'nın başlattığı Tanzimat dönemi, ordunun olumlu yönde düzenlenmesi, yönetimde belirli bir eyalet bölünümünün benimsenmesi, Devlet şûrası ile vilayet meclislerinin kurulması, ceza yasasının çıkarılması, medreselerin yanı sıra Batı örneğine uygun okulların açılması, kadılıklar dışında karma mahkemelerin kurulması, ticaret yasasının kabul edilmesi gibi önemli işlerin başarılmasını sağladı Bu başarılar imparatorluğu tam anlamıyla çağdaş bir devlet düzeyine getirmekten uzak kalmasına rağmen, Tanzimat öncesi durumuna oranla osmanlı kurumları büyük ölçüde modernleşti

Ancak, Rusya başta olmak üzere Avrupa devletleri Tanzimat'ı imparatorluğun hıristiyan uyrukluları (reaya) için yetersiz görmekte direndiler Sürüp giden Kırım savaşı'nda anlaşma olasılıkları belirince, barış görüşmelerinde Rusya'nın Osmanlı imparatorluğu'n-daki hıristiyan uyruklular çıkarına siyasal dolaplar çevirerek Avrupa kamuoyu üzerinde olumlu etki yaratmasını engellemeyi düşünen bağlaşık devletler (ingiltere ve Fransa), Viyana'da Avusturya delegesinin de katıldığı bir toplantı düzenlediler (1 şubat 1855) Burada barış görüşmelerine temel olacak ilkeler görüşülürken, arasına Osmanlı imparatorluğu'ndaki hıristiyan uyrukluların hak ve ayrıcalıklarının açıklanmasını isteyen bir madde de eklendi

Bu maddenin programlaşması yolunda ortaya atılan başlıca tezler: 1- Osmanlı devleti sınırları içinde yaşayan hıristiyan uyruklulara tanınan hak ve ayrıcalıklar Fatih kanunnamesinde belirtildiği gibi iki bölümden oluşur Birincisi, din özgürlüğüyle ilgili olduğundan, Babıâli bunu her zaman yenilemeye hazırdır, ikincisi, yurttaşlık haklarıyla adalet ve özgürlük konusundaki ayrıcalıkları içerir Gülhane hattfyla müslüman ve hıristiyan uyruklular arasında eşitlik ilkesini kabul etmiş olan Babıâli, bundan öte ayrıcalıklar tanıyamaz (türk tezi) 2- Paris antlaşmasina eklenecek özel bir maddeyle osmanlı hıristiyanları-nın hak ve çıkarları Avrupa devletlerinin toplu güvencesi altına alınmalıdır (rus tezi) 3- Tam anlamıyla bir din özgürlüğü ve hukuk eşitliği sağlanmalıdır (ingiliz tezi) 4-Müslümanlarla hıristiyanlar arasında toplumsal haklar, vergiler, askerlik, milli eğitim ve devlet memurluklarına atanma gibi öteden beri var olan ayrılıklar bir fermanla kaldırılmalı ve uyrukluk eşitliği tam anlamıyla getirilmelidir (fransıztezi) Rusya ile ingiltere'nin tezlerini reddeden Babıâli, Fransa'nın tezini akla yatkın bularak benimsedi, ingiltere ile Avusturya da bunu kabul ettiklerinden, bir fermana dönüştürülen fransız tezinin ilanı Babıâli'ye bırakıldı Sadrazam, Şeyhülislam, Hariciye nazırı ve Avrupa devletleri elçileri tarafından hazırlanan Islahat fermanı, Gülhane hattinda yer alan ilkeleri yineleme dışında bunlara yenilerini de ekleyerek şu maddelerden oluşuyordu:

1- Tebaa'nın can, mal, ırz ve namus dokunulmazlığı din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin devletçe korunur

2- Tebaa yasa önünde din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin eşittirler

3- Devlet, kişilerin ve toplulukların tasarruf hukuklarına saygı gösterir

4 Tebaa yönetsel ve askeri her tür devlet hizmetine din ve mezhep ayrımı
gözetilmeksizin kabul edilirler

5- Tebaa dinsel inançlarında ve milli eğitimlerinde tam bir özgürlüğe sahiptirler

6- Tebaa'dan din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin eşit oranda vergi alınır Bundan böyle iltizam yöntemi geçerli değildir

7- Mahkemelerde herkes din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin eşit olarak tanıklık yapar Herhangi bir kimse mahkeme ya da mahkemeler önünde hüküm giymesinden sonra idam ya da af konusu padişah efendimizin yetkilerinde saklıdır

8- Mahkemelerde duruşmaların açık olarak yapılması ile ilamların yayımlanması zorunludur

9- Suçlu mülklerine devletçe elkonulması yöntemi kaldırılmıştır

10- işkence yapılması kesinlikle yasaklanmıştır

11- Cezaevi yöntem ve kuralları insanlık onuruna yaraşır temeller üzerine oturtulacaktır

12- Ticaret, ceza ve cinayet davaları için karma mahkemeler kurulacak, bu mahkemelerde aranacak haklar, mahkeme yöntemlerinin yeniden düzenlenmesiyle meydana gelecek ceza yasalarıyla saptanacaktır

13- Müslüman olmayan toplulukların dinsel hakları korunacak, ayrıca başka ayrıcalıklar edinmeleri konusu da incelendikten sonra karara bağlanıp gerekirse değiştirilecektir

14- Patrikhanelerin ya da müslüman olmayan dinsel kuruluşların bazı durumlarda hukuk davalarında zaten sahip bulundukları yetkiler daha genişletilmiş olarak onaylanır

15- Yukarda adı geçen kuruluşlar vilayet ve nahiye meclisleriyle Ahkâmı adliye kurulunda üye bulundurabilirler

16- Resmi yazışmalarda müslüman olmayanlar için hakaret anlamı taşıyan terim ve deyimler kullanılamaz

17- Rüşvetle iş görmek kesinlikle yasaktır

18- irtikâp ve ihtilasın kaldırılması için çıkarılan yasa şiddetle uygulanacaktır

19- Maaşların düzenli olarak dağıtımına başlanacaktır

20- Tarım ve ticaretin gelişimi için yollar yapılıp kanallar açılacaktır

21- Batı kültürüne önem verilecek; bilim, öğretmen ve sermaye olarak Avrupa'dan yararlanılmaya bakılacaktır

22- Bu hattı hümayun hükümlerinin sırası geldikçe uygulamaya konulması ve yürütülmesinden hükümet sorumludur

Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere, Gülhane hattı'nda olduğu gibi Islahat fermanı'nda da başlıca düşünce, tüm yurttaşları din ve ırk ayrımı gözetmeksizin kaynaştırmak ve devletin geleceğiyle ilgili bir osmanlı toplumu yaratmaktı Bu amaca ulaşmak için müslümanlarla hıristiyan-ları ayıran özellikleri kaldırmayı ön planda tutan Islahat fermanı din, vergi, askerlik, devlet memurluklarına geçme gibi pürüzleri çözümlemeye yöneldi

Bu ferman, 1839 fermanı gibi anayasa benzeri bit nitelik taşımaktan çok, ondaki vaatleri gerçekleştirmeye yarayacak somut reformları içerir Müslüman-hıristiyan eşitliği konusunda cizyenin kaldırılması ve onun yerini hıristiyanların da askerlik yapması öngörülüyordu Osmanlı kanunlarına göre islamiyet! kabul etmiş bir gayri müslimin yeniden din değiştirmesi yasaktı, ingilizler başta olmak üzere batılı devletlerin itirazına neden olan bu konuda Osmanlı hükümetinin verdiği garanti, fermanda "kimsenin dinini değiştirmeye zorlanama-yacağı" biçiminde yer aldı Anayasal gelişme açısından 1856 fermanı, halkın temsil edilmesi konusunda ilk önemli adımı oluşturur Vilayet ve belediye meclislerinde müslim ve gayri müslim temsilcilere yer verilecek ve buradaki tartışmalar özgürlük içinde yapılacaktı

Adalet kurullarına gayri müslim üyeler de alınacaktı, imparatorluğun kuruluşundan beri var olan ve Fatih tarafından genişletilen gayri müslim-lerin "millet" örgütlenişleri yeniden düzenlenecekti Kilise adamlarından oluşan ruhani meclislere halktan temsilciler katılacaktı 1839 fermanı müslümanlar için çıkarılmış olarak nitelenebilirse, 1856 fermanını gayri müslimler için yayımlanmış bir belge sayılabilir Bu ferman çeşitli yönlerden eleştirilere uğradı En büyük eleştiri, o sırada iktidarda bulunmayan Mustafa Reşit Paşa'dan geldi Paşa, Avrupa'nın bir olup bitti ile kabul ettirdiği bu reform programının Paris antlaşması'nda anılmasıy-la, reformların uluslararası bir sorun olacağını ve uzak illerde müslümanlarla gayri müslimler arasında çatışmalar çıkabileceğini ileri sürüyordu

1856 fermanı Kilise ruhanilerini de memnun etmedi "Millet" denilen cemaatleri üzerindeki yetkilerinin azaltılmasına şiddetle karşı çıktılar Gayri müslim halk, sağlanan haklardan memnun olmakla birlikte askerlik hizmetinin kendilerine de yüklenmesinden hoşlanmadı Bu yükümlülüğün uygulanması da hükümeti bir hayli uğraştırdı Fermariın hazırlanmasını sağlayan Avrupa devletlerinin temsilcileri de tam tatmin olmuş değillerdi Çeşitli baskılar sonucunda uygulamada 1856 fermanı genel olarak gayri müslim "millet"lerin anayasal gelişmelerinin başlangıcı oldu Çeşitli unsurları "Osmanlılık" ideolojisi çevresinde birleştirmeyi amaçlayan ferman, tersine osmalı toplumunun dağılmasını kolaylaştıran bir belge oldu Onlar da, kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda gayri müsllmlere daha fazla ayrıcalık istiyorlardı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.