Şengül Şirin
|
Has
Has
has sıf (ar haşş)
1 Bir kimseye, bir şeye özgü, özellikle o kimsenin, o şeyin olan: Bu bölgeye has bir adet
—2 En iyi cinsten, katışıksız, saf: Has altın Has yün
—3 Tüm iyi nitelikleri kendinde toplamış olan, değerli kimse için kullanılır: Anası has kadındı
—4 Bir kimseye yakın ve bağlı olan kimse için kullanılır: Ahmet onun has adamıdır
—Dokmc Has ül-has, hilat* yapılmak üzere dokunmuş değerli kumaş
—Elektron Has bölge, yarıiletkenli bir düzenekte (diyot), katkısız bölge
|| Has iletim, yarıiletkenlerde, yalnızca atomların ısıl çalkalanmasından kaynaklanan iletim (Sıcaklıkla birlikte hızla artar )
—Kur tar Osmanlı devletinde yıllık geliri yüz bin akçeden yukarı olan dirlik ve tımarlar için kullanılan terim (Bk ansikl böl )
|| Has ahır (istablı amire de denir), Osmanlı sarayında, özellikle padişahların atlarına ve bunların bakımıyla görevli kişilere ayrılan yer (Bk ansikl böl )
|| Has ahır erkânı -
—ansikl Kur tar Osmanlılar'a Harizm-şahlar ve Anadolu Selçuklularından geçen ve Fatih kanunnamesi ile yeniden düzenlenen bu kurumun padişaha ilişkin dirlikleri için "hassı hümayun" terimi kullanılırdı Hassı hümayun gelirinin bir bölümü devlet hazinesine girerken, bir bölümü de doğrudan padişaha ait olurdu Padişahın annesine (valide sultan), kadınlarına, kız kardeşlerine, hasekilerine ve kızlarına yaşam boyu ayrılan haslara "paşmaklık" denir; beylerbeyleri, sancak beyleri ve öteki vezirlere bağışlanan haslar da "havassı vüzera" adıyla anılırdı Bu hasların yıllık gelirleri bir milyonla bir buçuk milyon akçe arasında değişirdi
En büyük haslar padişaha, sonra da sadrazama aitti Sadrazam ve vezirlere verilen haslar görevle ilgiliydi Has sahiplerinin vergilerini voyvoda adı verilen görevliler toplardı Köylü, hastaki topraklan gerektiği gibi ekip biçmezse, işlediği arazi elinden alınarak bir başkasına verilirdi Gelir artışını sağlamak amacıyla devlet zamanla hasları daha çok vergi ödeyene vermeye başladı Bu durumdan özellikle voyvoda denen vergi toplayıcıları yararlanarak bulundukları yerin kesin egemeni oldular
XVII yy 'da bu duruma bir çözüm aran-dıysa da olumlu bir sonuç elde edilemedi Dirlik olarak dağıtılan topraklar otuz yılda bir yeniden deftere yazılır, her padişah değişiminde has sahiplerine biçilen para karşılığı yeni beratları gönderilirdi
•Has ahır Bir tek yerde değildi Topkapı sarayı'nda, ortakapıdan girince sol yanda, bugün müzenin Arabalar dairesi olan bölümde bir ahır vardı Padişah ile yakınlarına ait 200 seçme at burada barınırdı Yine aynı avluda 50 kadar cins atın bakım gördüğü bir başka ahır daha vardı Ayrıca, Sarayburnu yönünde, Romalılar' dan kalma zafer sütununun önünde de bir has ahır dairesi bulunurdu Enderunlular, hasodalılar ve harem ağalarına ilişkin atların ahırlarıysa Ahırkapı tarafındaydı Vefa semtinde, Kadırga limanında bulunan ahırlar, saray dışında yer alan has ahırlardı Dolmabahçe sarayı yapılıp padişahlar burada oturmaya başladıktan sonra Beşiktaş'ta, sarayın karşısında da bir istablı amire dairesi kuruldu Bunların dışında Edirne, Bursa, Selanik başta olmak üzere Rumeli ve Anadolu'nun birçok yerinde saray için atlar beslenir ve yetiştirilirdi Has ahırlarda bulunan atların ortalama sayısı 5 000 ile 6 000 arasında değişirdi Has ahırın en üst düzeydeki yöneticisine "büyük imrahor" yada "imrahoru evvel", bir alt kademede olan yardımcısına da "küçük imrahor" ya da "imrahoru sani" denirdi
•Haslar kadılığı, istanbul fethedildikten (1453) sonra, biri surların içinde, öteki de surların dışında olmak üzere İki kadılık örgütü kuruldu Bunlardan sur içindekine istanbul kadılığı, sur dışındakilerine de "Havassı refia" ya da kısaca "Haslar kadılığı" dendi XVII yy 'da merkezi Eyüp'te olan Haslar kadılığına bağlı 700 köy vardı ve Hadımköy, Terkos, Büyükçekmece ve Kü-çükçekmece gibi çevredeki 26 nahiyede Eyüp kadısının birer naibi görev yapardı
XVIII yy 'da Haslar kadılığı Çatalca, Büyük ve Küçük Çekmeceler, Silivri, Midye, Burgaz ve Terkos bucaklarının bağlı oldukları 500 akçe maaşlı bir mollalıktı istanbul kadısı gibi görev yapan Haslar kadılığının başındaki kişi, kol gezer, davalara bakar, sağlık işleriyle ilgilenir, halkın şikâyetlerini dinlerdi Gerektiğinde bir kararı uygulamaya geçirmek için Yeniçeri ocağı'nın ya da bölge mülki amirinin yardımlarından yararlanabilirdi
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|