Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Makaleler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
batıdan, çözüm, korumakta, türkiyeyi

Çözüm: 'Türkiye'yi Batıdan Korumakta!'

Eski 06-26-2010   #1
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Çözüm: 'Türkiye'yi Batıdan Korumakta!'




Bu Cumhuriyet kurulduğunda bir DIŞ POLİTİKASI vardı Nasıl mıydı?
Bugün ve dün koltuğa oturtulan beylerin ve onların politikaları sonucu batının beslemesi olan aydıncıkların ağızlarında çevirip durdukları gibi değildi!

Şu kesindir ki: Mustafa Kemal Türkiyesi’nin dış politikası BATI EKSENLİ değildi!
Hayattayken tek bir batılı ülkeyle ittifak edilmemişti! ‘Atatürkçüyüm’ diyenler bunu iyi bilsinler

Attila İlhan ‘Gazi Türkiyesi’nin Dış Politikası’ nın oturduğu 3 ekseni şöyle özetler:

‘1 Balkan Antantı (Türkiye böylece Balkanlar’daki eski Osmanlı topraklarını kontrol
ediyordu);
2 Saadabat Paktı ( Türkiye, böylece Irak, İran ve çevresindeki, sömürge, yarı sömürge, sömürge ülkeleri kontrol ediyordu);
3 SSCB dostluk ve işbirliği ( Türkiye böylece Batı’nın 200 yıldır kışkırttığı Türk-Rus düşmanlığını yok ediyordu)…

Attila İlhan ‘Gazi, Türkiye’yi batı’ya karşı korumaya almıştır!’’ derdi

‘Avrasya ekseni’ zorunluluktur!

O, hiç kuşkusuz AVRASYA EKSENLİ bir dış politika benimsemişti 30’larda Emperyalizmin örgütlediği NAZİ saldırısına karşı Balkan ülkeleriyle ittifak yapmış, arkasını Saadabat Paktıyla sağlama almış, Sovyetlerle, İran’la, Afganistan’la elele vermişti

O Avrupa ki , Osmanlı’yı önce iktisaden ve kültürel olarak göçertmiş, topraklarını ve kaynaklarını paramparça etmiş, petrol coğrafyasına el koymak için önce Arapları sonra Kürtleri kullanmaya kalkmıştı
O Avrupa , O Amerika, topraklarımız üzerinde yeni devletlerin sınırlarını belirlemişti!

Aynı Batı, emperyal amaçları için, Birleşmiş Milletler’in ağababası ‘Cemiyet-i Akvam’ (Milletler Cemiyeti)dan karar çıkartmış, sinsi yollarla Musul ve Kerkük’ün manda yönetiminde kalmasını karara bağlamıştı!

Lozan’da müzakereler tıkanınca Atatürk, ‘Ömrüm yeterse, Musul Kerkük ve adalar’ı alacağım! Diplomasiyle olmuyorsa askerle!’ demişti Akabinde isyanlar patlamıştı!

İngiltere, petrol coğrafyasına el koyma arsızlığı içinde Nasturi ve Şeyh Sait isyanlarının kışkırttı Lord Curzon ‘Şimdi olmazsa biraz ilerde icabınıza bakacağız!’ demişti ‘Hakkari hristiyandır’ kampanyası açıldı, ardından silahlar bölgeye yığıldıAmerika Kürdistan ve Ermenistan için çizdiği sınırları izlemeye almıştı
İtalya sırtlan payını Oniki adalar’ı kaparak almış, Fransızlar Hatay’a gözkoymuştu!


O çete savaşını göze almıştı!

Yeni savaştan çıkmış, yoksul, aç perişan bir ülkenin komutanı olarak Mustafa Kemal Paşa, bintürlü oyuna karşı direnmiş, ardı ardına çıkan isyanları bastırmış, Hatay’da çete savaşını göze almıştır Hem de ölümünden 1 yıl önce

Hatay’da Fransızların karşısına Balkan ve Saadabat Paktı içinde yeralan ülkelerin genel kurmay başkanlarıyla çıkmıştır
Attila İlhan’ın Hasan Rıza Soyak’ın Atatürk’den Hatıralar kitabından aktardığı konuşması, Onun 1937’de de 1920 de olduğu kadar ‘taviz’den uzak olduğunu kanıtlamaktadır:


‘Gâzi her zaman aynı kişiydi; ölümüne bir yıl da kalmış olsa, 'Batılı, Beyaz ve Hıristiyan' güçlere aynı şeyleri, aynı kudretle söylüyordu; zira onun karakteri, 'hürriyet' ve 'istiklâl' di
'' bakınız benim kendi dostluğumun yanında, bütün şu etrafımda gördüğünüz şanlı ve mümtaz şahsiyetlerin, temsil ettikleri şerefli kuvvetlerin, Balkan Paktı ve Sadabat Paktı kuvvetlerinin, kıymetli, kudretli ve muazzam dostluğu var; bunun önemini devletinizin anlamamasını ve benim talebimi reddetmesi ihtimalini, tasavvur edemiyorum

Fransızlarla görüşmeler tıkanır gibi olunca söyledikleri mi… İşte:
‘İşi silahlı bir hareketle halletmek zorunda kalırsak, tutacağım yolu çoktan kararlaştırmış bulunuyorum Derhal devlet reisliği ve mebusluktan istifa edeceğim Serbest bir Türk vatandaşı olarak bu işte çalışan arkadaşlarla birlikte Hatay’a geçeceğim… Oradaki mücahitler ve anavatandan gelecek kuvvetlerle meseleyi yerinde ve içerden halletmeye çalışacağım İsterse Türkiye hükümeti beni ve arkadaşlarımı asi ilan etsin, hakkımda takibat yapsın!’

Aynı yıldan bir örnek daha, Fransız idaresi altında inleyen Suriye ve Lübnan için Hasan Rıza Soyak’a şöyle diyor:
‘ Bugünkü Fransız idarecilerin, Suriye ve Lübnan’a öyle kolay kolay istiklal vereceklerinden emin değilim … Binaenaleyh biz hareketimizi onlara da teşmil ederek, Suriye ve Lübnan’in özledikleri gerçek istiklallerini temin edebiliriz!’
Hangi Atatürk A İlhan S326


Bu anlayış, öyle gönderdiğin gemiye saldırı gerçekleştiren bir haydut devletin, Türkleri öldüren komandolarına madalya takışını dünya basınından ‘seyretmeye’ pek benzemiyor, değil mi?

Mustafa Kemal Paşa’nın Arap politikası



Gelelim Atatürk’ün Arap politikasına:
Bakın usta nasıl özetliyor:
‘1 Mustafa kemal, Milli Mücadeleye başladığı zaman, Arapların İngiliz ve Fransız emperyalistlerine karşı mücadelesini destekliyor…
2 …Fransa’nın Suriye ve Lübnan’a istiklallerini vermeyeceğini söyleyip, bu ülkelrde anti emperyalist bir kurtuluş savaşı örgütlemeyi tasarlıyor
3 Arap ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra Türkiye’nin onlarla işbirliğini bir federasyon, bir konfederasyon örgütlenmesi derecesinde ileri bir yakınlık olarak düşünüyor’ (Hangi Atatürk s 340)



Ayan beyan ortada ! Bu planların içinde Batılı emperyalist devletler kıyısından köşesinden yeralmıyor Öyle İngiltere’nin Amerika’nın kotardığı ‘stratejik derinlikler’ yok bu işlerin içinde İnce ince hesaplanmış antiemperyalist bir ORTADOĞU PROJESİ bu İçinde batının ve çıkarlarını yeralmadığı!

Bölgenin BATIYA KARŞI kendini korumasına ve ASYA ile bütünleşmesine imkan veren Batılı maşalarca ayarlanıp, batılı ‘ağız ve kulaklarla’ irtibata geçirilmediğimiz bir bölgesel örgütlenmeden sözediliyor!
Kendi aramızda ve Ankara, Moskova, Şam, Bağdat, Beyrut merkezli…

Atatürk’ün dış politikası bize öğretilmemiş, hatta saklanmıştır Balkanlar hakkında, Güney, ve Doğudaki ülkeler hakkında, Araplarla ilişkilerimiz konusundaki dahiyane önerilerini Milli (!) Eğitim bize okutmamıştır Başta NUTUK olmak üzere, birçok belge ve bilgi özellikle dikkatlerden kaçırılmıştır



O’ndan sonra…


Şu kesindir ki Mustafa Kemal Türkiyesi’nde, onun ölümüne kadar, kıvrak ve kesinlikle AVRASYA eksenli ANTİEMPERYALİST bir dış politika izlenmiştir

Ölümünden hemen sonra bu tavır değişmiş, BATI eksenine kaydırak olunmuştur

Önce İngiliz ve Fransızlarla, ardından Almanlarla kırıştırılmış, savaş sonrası Amerika’nın kucağından kalkılamamıştır

Batının ‘eksenlediği’ Türkiye’nin en bariz kırılma noktaları mı:

1947 ABD -Türkiye anlaşmasıyla ‘Batıya itaatkar öncü tabaka’ yaratılması karara bağlanmıştır…(Bkz: Oltada balık Türkiye E Değer)
Fulbright ve benzer burslarla Batıya TAM BAĞIMLI ‘öncü güçler’ eğitilmişler, kendi ülkelerine batının avukatı olarak dönmüşler,birer ‘batılı’ olarak ülke yönetimine geçmişlerdir

1947 de Türkiye, Küresel çetenin kurumları olan İMF ve Dünya bankasına kayıtsız şartsız bağlanmıştır

1952 Türkiye NATO’ya yani batının/emperyalizmin savunma sistemine kanın pahasına yalvar yakar girmiştir

1963 Türkiye, Avrupa Birliğine başvurmuş ve ‘Avrupalı olma’ adına yarım asırdır bu milleti paspas yapmıştır
Yetmedi !
1995’de Gümrük Birliği’ne kutlamalarla girerek/sokularak kafasını giyotin bıçağına yatırmıştır
Yetmedi;
1991’de Avrupa Yerel yönetimler Özerklik Şartını kabul ederek bugün BDP’nin dile getirdiği ‘ Özerk Kürt bölgesi’ne kapı açmıştır (Bkz Taraf gazetesi 2362010)
(BDP’nin elinde 1 büyükşehir belediyesi, 7 il ve 51 ilçe ve 40 belde belediye başkanlığı bulunmaktadır ve kabul ettiğimiz yasaya dayanarak, tüm bu bölgede ‘merkezden bağımsız yapılanma’ talebiyle ortaya çıkmaktadır)

Özetlersek; önce yönetici ve yönlendiricilerin beyin yıkaması tamamlanmış, onlar Batının ekseninde uydu aydınlarımız, basınımız, eğitmenlerimiz ve hükümetlerimiz oldu
Yemek borumuzdan İMF ve Dünya Bankasına bağlandık
NATO çerçevesinde ‘batılı’ eğitimden geçirilen üst düzey ordu mensuplarıyla kasnağa alınmış, ‘BAĞIMLI’ bir TSK yaratıldı
Ve bir yandan Birleşmiş Milletler, bir yanda AB dayatmaları ile ‘bağımsız Kürdistan’a yol açıldı
Hepsi gözlerimizin önünde yapıldı ‘TAM BAĞIMSIZLIK’ için oluk oluk kan döken bir milletin gözleri önünde!

Çözüm mü?
Bu emperyalist kurumların dışında yeralmak Millet olarak TAM BAĞIMSIZ kararlar verebilecek güçte olduğunu anlamak Beynimize koyduğumuz çemberleri kırmak! ‘Dünyadan kopamayız ki!’ ‘İçimize mi kapanalım?!’ diyenlerin gerçekte boynumuzu cellata teslim ettiklerini görmek! Bildiklerimizi iletmek! Ve ÖRGÜTLENMEK ÖRGÜTLENMEK!

Ve mesela şu sözleri bugün söylemek:
‘Ulusumuzun kurduğu devletin alınyazısına, bağımsızlığına, kimseyi karıştırmayız Milletimizin menfaatleriyle ilgi hususlarda yabancıların fikirlerinin önemi yoktur Biz, gidişatımızı yabancıların görüşlerine uydurma güçsüzlüğünü, kötü görenlerdeniz!’ Mustafa kemal Atatürk NUTUK




__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.