Gün |
06-20-2010 | #1 |
Şengül Şirin
|
GünGÜN 1 Güneş ışığının yer üzerinde oluşturduğu aydınlık: Günle birlikte uyanmak Gün ağarıyor —2 Herhangi bir yere girmesi, oraya yayılması ve nesneleri görünür kılması açısından ele alınan bu aydınlık: Evin gün görmeyen tarafı —3 Güneş: Birazdan gün batacak Gün doğmadan yola çıkabiliriz —4 Gün dikilmesi, halk arasında öğlen vaktine verilen ad || (Bir kimseye) gün doğmak, isteklerini gerçekleştirebileceği olağanüstü bir fırsat eline geçmek ya da beklemediği çok iyi bir duruma kavuşmak || Gün eğişmesi, ikindiden sonraki zaman (yörs) || Başına gün geçmek, güneş çarpmak || Gün gibi açık, ortada, aşikâr, çok açık || Gün görmez, güneş ışığı almayan yer için kullanılır || Gün ışığına çıkmak, çıkarmak, bir sorun, bir olay, bir durum sözkonusuysa, aydınlanmak, açıklığa kavuşmak, aydınlatmak, açıklığa kavuşturmak): Sorunun gün ışığına çıkması için çok yönlü araştırmalara, soruşturmalara başvurduk || Gün kavuşmak, güneş batmak, akşam olmak 1 Yer'ln, bir başka gezegenin ya da Güneş sisteminin doğal bir uydusunun, belli bir noktasında Güneş'in doğuşuyla batışı arasında yer alan zaman aralığı; gündüz: Günlerin uzunluğu mevsimlere göre değişir Günler kısalmaya başladı —2 Yer'in, bir başka gezegenin ya da Güneş sistemindeki doğal bir uydunun belirli gökbilimsel karşılaştırma sistemlerine (yıldızlar, Güneş vb) göre ekseni çevresinde dönme süresi; Haftanın yedi günü, Otuz gün, otuz bir gün çeken ay (Bk an-sikl böl Gökbll) —3 Yaşanan zamanı kestirmek (az çok kesin bir biçimde astronomik zamana karşılık düşecek) bir tarihi saptamak, bir olayı zaman içinde az çok kesin bir yere yerleştirmek için kullanılır: Hangi gündeyiz? Bir gün önce, bir gün sonra ne fark eder? Bana günler öncesinden haber verecekti —4 Bu zaman biriminin çalışmaya, etkinliğe ayrılan bölümü: Birkaç gün gelmedi Haftada üç gün çalışmak —5 Onu belirleyen koşullara {ısı, olaylar, İnsan uğraşıları vb) bağlı olarak değerlendirilen yirmi dört saatlik zaman aralığı (ya da sözkonusu zaman biriminin parçası): Çok sıcak bir gün Yağışlı günler Dinlenme, çalışma günleri Bir doktorun hasta kabul günü —6 Bir olayı resmi olarak kutlamaya ayrılan bu zaman dilimi: Anneler günü —7 Tamlayan olarak içinde bulunulan zaman: Günün haberleri Günün modası —8 Dönem, çağ: Güzel günler göreceğiz Anneannelerimizin gününde geleneklere olan bağlılık bugünkünden çok farklıydı —9 Sıra, zaman: Günü gelince bu sorunu da ele alırız —10 Ev hanımlarının ayın belirli günlerinde yaptıkları konuk ağırlama toplantısı: Yarın Ayşe Hanım'ın günüymüş —11 Gün almak, bir yer ya da kimseden belirli bir nedenle zaman ayırtmak: Hastaneden gün almak; yaşını doldurup yeni bastığı yaştan bir ya da birkaç gün geçmiş olmak: Altıyı doldurdu, yediden de on gün aldı || Gün bugün, tam zamanı, fırsat bu fırsat || Gün görmek, esenlik, bolluk ve mutluluk İçinde güzel günler geçirmek, yaşamak || Gün görmemek, sıkıntılı, dertli ve tasalı yaşamak: Biz gün görmedik, bizden sonrakiler görsün || Gün görmüş, eskiden iyi ve güzel günler sürmüş; birçok olayların içine girip çıkarak deneyim kazanmış: Hancı, gün görmüş bir adamdı || Gün günden, her gün biraz daha, giderek, günden güne: İşler gün günden iyiye gidiyor || Gün o gün değil, dönemin, düşünülen bir şeyi yapmak için uygun olmadığını belirtmek için söylenir || Gün ola harman ola, bir şeyden söz ederken, ileride onun da zamanı gelir anlamında kullanılır || Gün yapmak, hanımlardan söz ederken, ayın belli gününü konuk kabul etme ve ağırlamaya ayırmak || Günden güne, giderek gittikçe: Fiyatlar günden güne artıyor || Günlerden bir gün, eskiden, geçmiş zamanda bir gün: Günlerden bir gün adamcağız çıkagelmiş || Günleri gece olmak, çok acılı ve üzüntülü bir duruma düşmek || Günleri sayılı olmak, bir yerde ancak bir İki gün kadar kalabilecek durumda bulunmak; ölümün eşiğinde olmak: istesem de kalamam günlerim sayılı Dokunma zavallıya, günleri sayılı, kaç günlük ömrü var ki || Günü geçmek, aybaşı hali zamanında görülmemek | Günü gününe, düzenli olarak, bir gün atlamadan, tam vaktinde: Gazeteleri günü gününe izlemek Günü gününe yaşamak izinden günü gününe döndü || Günü gününe uymaz, bir kimsenin kararsız ve değişken olduğunu belirtmek İçin söylenir || Günü yetmek, eceli gelmek || Günümüz, yaşanılan dönem, çağ: Antikçağ'dan günümüze Günümüz insanı || Günün adamı, kendisinden o günlerde çok söz edilen kimse; zamanın ve ortamın koşullarına göre davranan, bunlara göre yön değiştiren kişi || Günün birinde, (geçmiş ya da gelecekte) tarihi kesinlikle belli olmayan bir zamanda: Günün birinde belki yine karşılaşırız || Gününde olmak, işlerin yolunda gittiği bir zamanda olmak: Bugün günümde değilim, sürekli kaybediyorum || Gününü beklemek, öleceği kesin olarak bilinen biri sözkonusuysa, son günlerini yaşamakta olmak , || Gününü doldurmak, bir işin ya da görevin bitmesi İçin belli bir süreyi tamamlamak || Gününü görmek, yaptığı olumsuz bir işin ya da davranışın cezasını çekmek, kötü bir sonuçla karşılaşmak; emek vererek yetiştirdiği kimsenin mutlu günlerini görmek || Gününü göstermek, bir kimseye hak ettiği cezayı vermek: Gelirsem yanına gününü gösteririm || Gününü gün etmek, hiçbir şeyi dert etmeden günlerini neşe içinde hoşça geçirmek || Gününü, günlerini saymak, sözkonusu ağır ve kurtarılması olanaksız bir hasta İse, son günlerini yaşamak || Büyük gün, önemli bir olayın gerçekleşmesi beklenen gün —Fizyol Aralıksız art arda geçen yirmi dört saati, yani bir gece ve bir gündüzü İçeren süre (Bk ansikl böl) —Kur tar Gün başı ağaları, Osmanlı devletinde batık gemileri çıkarmayı kendilerine iş edinmiş olan İstanbul'un dalgıç esnafına verilen ad —Ölçbll Sl'de yer almayan ancak SI birimleri İle birlikte kullanılmasına İzin verilen zaman birimi (simgesi g) (1 gün 86 400 saniyedir] —Tlyat Kimi tiyatro yapıtlarında, özellikle eski ispanyol tiyatrosunda (üç günlük komedi) uygulanan zaman bölümlemesi —ANSİKL Fizyol Gün, beslenme, ilişki vb işlevlerinin düzenli olarak çeşitli durumlardan geçtiği fizyolojik devreye denir Örneğin, vücut sıcaklığı eğrisi, normal bir kimsede bir gün içinde hep aynıdır (saat 5'te en düşük, saat 17'de en yüksek); gece çalışanlarda bu eğri değişir, işi bırakma saatinde en yüksek, uyku saatinin sonuna doğru en düşük olur —Gökbil Yer kendi çevresinde yaklaşık 23 sa 56 dk 4 sn'de döner; yani, gezegenimizin herhangi bir noktası bu sürenin sonunda dalma aynı yıldızın karşısına gelir; bu süreye yıldız günü denir Çok duyarlı ölçümler, Yer'in kendi çevresindeki dönme deviniminde görülen hafif düzensizlikler yüzünden yıldız günü süresinin sabit olmadığını gösterir Dolayısıyla ilkbahar noktasına göre tanımlanan bir yıldız günü yeğlenir Bu noktalar, ılım noktalarının devinimi yüzünden yıldızlar arasında hafifçe yer değiştirir, dolayısıyla bir yıldız günü İkincisinden çok az kısadır (0,0084 sn) Yer, yıldızlara göre ekseni çevresinde tam bir dönü yaptığında, Güneş'in çevresinde de yer değiştirir; demek ki Güneş' in aynı doğrultuda bulunması İçin Yer'in kendi çevresinde bir süre daha dönmesi gerekecektir: işte Yer'in dönüşü ile bu yeni sürenin toplamı bildiğimiz gerçek güneş gününü oluşturur Yer'in çembersel değil, elips biçiminde bir yörünge çizmesi ve kutuplardan geçen eksenin tutulum düzlemine eğik konumda olması, yıl boyunca gerçek güneş günü süresinin değişmesine yol açar Bununla birlikte, bir yılda yıldız günlerinin sayısı gerçek güneş günü sayısından tam bir gün azdır; demek ki ortalama olarak, gerçek güneş günü yıldız gününden 4 dakika daha uzundur Günlük yaşamın gereksinimlerini karşılamak için, tam 24 saat süren ve geceyarısı başlayan bir ortalama güneş günü kullanılır (-► ZAMAN) —ikonogr Gün çoğu kez, güneş ya da arabasını süren Apollon (Parma vaftlzhanesi'nde Antelaml'nin kabartması) biçiminde slmgeleştirilir Büyük Hans Bock (XVI yy sonu, Basel), Vasari (Roma, Colonna galerisi), Guercino (RomaCasino Ludovisi) resimlerinde, Mlchelangelo ise Giullano de Medici'nin mezarındakl heykelinde (Floransa) gün konusunu işlemişlerdir Versallles parkında, Marsy kardeşlerin bir heykeli Gün ağarması'nı canlandırmaktadır Ressam Ph O Runge de Günün saatleri temasını birçok kez işlemiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|