Dömeke Savaşı
Osmanlı-Yunan savaşı
Berlin Antlaşması'na dayanarak Türk yağmasından Teselya ile Arta kazasını ele geçiren Yunanistan

bu sefer de Yanya vilâyetiyle Girit’e göz dikmişti Bu bölgede halkın üçte ikisini meydana getiren Rumlar

daimî olarak Yunanlılar tarafından Osmanlılar'a karşı kışkırtılmaktaydılar

Çıkan ayaklanmaların Türkler tarafından bastırılması

Yunanlıların daha çok hoşuna gidiyor ve bu kez de Avrupa devletlerini

Rumlar eziliyor bahanesiyle tahrik ediyorlardı
Nitekim 3 Şubat 1897’de Girit’te Hıristiyanların soykırıma tâbi tutulduğu iddiasıyla

Avrupalı devletler

Girit sularına zırhlılar göndermişlerdi

Bu zırhlılar

aynı zamanda Türk-Yunan çatışmasına engel olacaklardı

Ne yazık ki Albay Vassos komutasındaki Yunan filosu

Girit’e çıkarma yaparken

bunlar sadece seyrettiler

Ancak

son derece tedbirli hareket ederek Avrupa devletlerini yanına çekmeyi başaran Sultan İkinci Abdülhamid Han

onlara ortak abluka teklifi yaptı ve kabul edildi
Girit’in elden çıkmasına sinirlenen Yunanlılar

Teselya ve Makedonya’daki Osmanlılara saldırmaya başladılar

Nihayet Osmanlı hükümeti de 17 Nisan 1897’de Yunanistan’a harp ilan etti

İki taraf kuvvetleri arasında

esaslı bir fark yoktu

Ancak

Yunanlıların bilhassa arızalı bölgelerde Osmanlı ordusunu uğraştıracağına ve bilhassa Dömeke mevkiinde ağır kayıplar verdireceğine ihtimal verilmekteydi

Osmanlı kuvvetleri

Müşir Edhem Paşa komutasında 45

000 kişilik Osmanlı askerine karşılık

Kralın kardeşi Konstantin’in kumanda ettiği Yunan ordusu ise 40

000 kişilik bir kuvvetten meydana geliyordu
18 Nisanda Milano mevkiindeki savaşı

Osmanlılar kazandılar

Ancak

savaşın ağır cereyan etmesi üzerine

büyük devletlerden her an gelebilecek bir müdahaleye fırsat vermemek için Sultan İkinci Abdülhamid Han

yıldırım harbi istediğini Edhem Paşaya bildirdi

Bu durum üzerine

25 Nisan’da Yenişehir

26 Nisan’da Tırhala zaptedildi

Asıl vuruşmanın Dömeke’de olacağı ve bu savaş sonunda

galip tarafın ortaya çıkacağı belli olmuştu

Çünkü Yunanlılar

bu müstahkem mevkie çok güvendikleri gibi

çok fazla yığınak da yapmışlardı

Savunma savaşı yapacak olan Yunanlılar

Türkleri püskürteceklerine kesin inanıyorlardı

17 Mayıs günü

çok şiddetli geçen muharebe sonunda Osmanlılar

parlak bir zafer daha kazandı

Yunan ordusu tamamen dağıldı

Yunan başkomutanı

gece karanlığından yararlanarak

canını zor kurtarabildi
Artık

Osmanlı ordusunun Yunan başkentine girmesine engel olacak

ciddî bir mukavemet beklenemezdi

Lâkin Yunanlıların imdadına

burada da

Avrupa’nın büyük devletleri yetişti ve 20 Mayıs 1897’de

Türk ordusunun fethettiği yerler

elinde kalmak şartıyla

mütareke imzalandı

Türk-Yunan Harbi

Sultan İkinci Abdülhamid Hanın

dünya politikasında ve iç politikada itibarını artırmış ve Osmanlı toplumunun maneviyatı yükselmiştir