Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kara, ulaşımı

Kara Ulaşımı

Eski 02-05-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Kara Ulaşımı



Kara Ulaşımı





İnsanlık tarihinin başlangıcında ilk göçebe toplulukların yürüyerek yaptıkları uzun ve yorucu yolculuklar, at, eşek, öküz, köpek gibi hayvanları evcilleştirmeleriyle büyük ölçüde kolaylaştı Önce, uzun yola insandan çok daha dayanıklı olan binek hayvanlarının sırtında yolculuk etmeye başladılar Bu ulaşım biçimi bir süre sonra yerini hayvanların çektiği kızaklara, tekerleğin bulunmasından sonra da arabalara bıraktı Başlangıçta kullanımı çok kısıtlı olan, örneğin yalnızca kral ailelerinin cenaze törenlerinde ve savaşta yararlanılan arabaların yaygın bir ulaşım aracına dönüşmesi oldukça uzun zaman aldı Çünkü her şeyden önce araba tekerleklerinin rahatça dönebileceği, düzgün ve sert yüzeyli yollar açmak gerekiyordu Bu işe ilk kez Romalılar girişti ve zamanla büyük kentleri birbirine bağlayan taş döşeli yollarda yüksek devlet görevlilerini ya da komutanları taşıyan, at koşulu savaş arabaları gidip gelmeye başladı (Ayrıca bak Karayolu) Ama Roma İm-paratorluğu'nda bile plebler'in (ayrıcalıksız halk sınıfının) arabalardan yararlanması söz konusu olmadığı gibi, düzgün yolların bulunmadığı öbür ülkelerde de insanlar hâlâ yürüyerek ya da at sırtında yolculuk yapıyorlardı

İnsanların Çektiği Ulaşım Araçları Hayvanların çektiği tekerlekli arabalar, karayolları iyice gelişinceye kadar soyluların ve zenginlerin ulaşım sorununa bile tam bir çözüm getirememişti Sonunda bu ayrıcalıklı sınıf, hayvanlann rahatça yürüyemediği engebeli yollarda ya da arabaların giremediği kalabalık ve dar sokaklarda, insanların taşıdığı tahtıre-van'la yolculuk yapmaya başladı Eski Mısırlıların ve Persler'in kullandıkları ilk tahtırevanlar, iki yatay sırığın üzerine oturtulmuş, bir yanı açık basit bir kutu biçimindeydi Taşınacak kişi tahtırevanın içindeki sedire uzanır ya da oturur, dört kişi de sırıkların ucundan tutarak bu ağır kutuyu yürüye yürü-ye taşırdı Eski Roma'da ise tahtırevana yalnızca kadınlar binerdi; ama atlı araba gibi bu taşıt da patriciler denen soylu sınıfın kadınlarına, örneğin imparator, senatör ve konsüllerin eşlerine tanınmış bir ayrıcalıktı
Hayvanlar yerine insanların taşıdığı bu ilkel ulaşım aracı, atlı arabaların yaygınlaşmasından sonra da yüzyıllarca varlığını sürdürdü 17 ve 18 yüzyıllarda Avrupa'nın, özellikle İtalya, Fransa ve İngiltere'nin kalabalık kentlerinde atlı arabalar çoğalınca bu kez trafik tıkanıklığına çözüm olarak tahtırevan yeniden gündeme geldi Kapısı ve pencereleri, içinde koltuk ya da kanapeleri olan, her yanı kapalı bir sandık biçimindeki bu tahtırevanlar genellikle son derece süslüydü Dışı oymalarla bezeniyor, içine değerli kumaşlar döşeniyor, pencerelerine kadife perdeler asılıyordu İki ya da dört kişinin taşıdığı bu araçlara bugünkü taksiler gibi herkesin yoldan çevirip binebilmesi için kiralık tahtırevan şirketleri bile kurulmuştu

Osmanlılar'ın "sedye" dedikleri tahtırevan İstanbul'da ancak 19 yüzyılda yaygınlaştı O çağda özellikle saraylı kadınlar çok süslü tahtırevanlarla dolaşıyor, halk da her birinin ayrı bir numarası ve belirli bir fiyat tarifesi olan kiralık tahtırevanlara binebiliyordu
Kent içi ulaşım aracı olarak Uzakdoğu ülkelerinde hâlâ çok kullanılan çekçek de iki ya da üç tekerlek eklenmiş bir tür tahtırevandır İlk örnekleri 19 yüzyılda Japonya'da yapılan bu araçta, iki tekerleğin arasına yerleştirilmiş, üstü tenteyle örtülü basit bir yolcu koltuğu bulunur; sürücü de koltuktan öne doğru uzanan iki okun arasına girerek aracı çeker Bugün kullanılan çekçekler genellikle bisiklet gibi pedallı ve üç tekerleklidir; sürücü, koltuğun önüne ya da arkasına eklenmiş olan üçüncü tekerleğin üstündeki seleye oturarak pedalları çevirir

Hayvanların Çektiği Binek Arabaları Genellikle iki tekerleği olan, hasırdan örülmüş bir sepet biçimindeki savaş arabalarından ve çiftlik işlerinde kullanılan iki tekerlekli yük arabalarından sonra, gene at, katır, eşek ya da öküzlerin çektiği dört tekerlekli binek arabalanmn yapımına geçildi Tekerlek sayısı arttığı için boyutları büyüyen ve daha dengeli olan bu arabalar hem yolcu, hem yük taşımaya elverişliydi 18 yüzyılda ABD'deki batıya göç hareketinde, 4-5 kişilik bir aileyi bütün ev eşyasıyla birlikte taşıyabilecek büyüklükte arabalar kullanıldı Dört ya da altı atın çektiği bu arabaların üstü ve yanları, kubbe gibi yuvarlak metal çemberlerin üzerine gerilmişbeyaz brandayla örtülüydü Arabaya arkadan biniliyor, açık olan ön bölümde oturan sürücü de atlan buradan yönetiyordu

Bugünkü şehirlerarası yolcu otobüslerinin öncülü olan ilk yolcu arabaları 15 yüzyılda Macaristan'da yapıldı Çok geçmeden Almanya'da ve öbür Avrupa ülkelerinde de kullanılan bu arabalardaki en önemli yenilik, araba gövdesinin doğrudan doğruya dingiller üzerindeki bir yatağa oturtulmayıp bir askı sistemiyle dingillere bağlanmış olmasıydı Bu sistem hem atların çekişini kolaylaştırıyor, hem de sarsıntıyı azaltıyordu İlk yolcu arabalarının dört yanı açıktı; yalnızca üstünü, köşelerdeki dört direğin üzerine oturtulmuş bir çatı örtüyordu Arabaya arkadan değil, küçük bir merdivenle yandan biniliyordu ve önde sürücünün ayrı bir oturma yeri vardı

Hanlar arasındaki güzergâhlarda yolcuları ve eşyalannı taşıyan posta arabalarının yaygınlaşması ulaşımda yeni bir adım oldu Araba bir hana ulaşınca orada bir süre konaklanır, yolcular dinlenip yemek yerken atlar ve sürücü değiştirilir, sonra ilerideki bir hana doğru yeniden yola çıkılırdı 1820-50 yılları arasında çok gözde olan posta arabaları, 19 yüzyılın sonlarında yerini trenlere bırakarak tarihe karıştı

Yolcu ve posta arabaları 17 yüzyıldan 19 yüzyıla kadar büyük değişiklikler geçirdi Önceleri bu arabalar ancak altı ya da sekiz yolcu taşıyabiliyordu Çünkü yolcuların eşyaları da arabanın içine, iki yandaki boşluklara yerleştirilirdi Sonradan arabalann arkasına eşya koymak için bir sepet ve seyisin oturacağı bir yer eklendi Bu arada yanları da kapatılan arabalar, artık kapısı ve pencereleri olan birer odaya dönüşmüştü 17 yüzyılın ortalannda, o zamana kadar yalnızca perdeyle örtülen pencerelere cam takıldı Yüzyılın sonlarına doğru da dingiller ile gövde arasına yaylar yerleştirilerek arabalann çok daha rahat olması sağlandı

Osmanlı İmparatorluğunda binek arabalarının yaygınlaşması da 18 yüzyıla rastlar Çoğu Avrupa'dan örnek alınarak yapılan bu arabaların değişik amaçlarla kullanılan birçok tipi vardı Ama öbür ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de araba daha çok kadınlara özgü bir ulaşım aracı sayıldı Hatta Tanzimat'a (1839)kadar yalnızca padişahın, şeyhülislamın ve kazaskerin arabaya binmeye hakkı vardı; bunların dışında hiçbir erkek arabaya binemezdi I Meşrutiyet döneminde (1876-78) bu yasağın kaldırılmasından sonra bile erkekler arabaya binmeye kolay kolay alışamadılar

Oysa, özellikle İstanbullu kadınlar arasında süslü arabalarla dolaşmak neredeyse bir tutkuya dönüşmüştü 18 yüzyılda İstanbul'da ilk ve en çok kullanılan araba tipi koçu oldu Bu, iki öküzün çektiği, dört tekerlekli ve çok süslü bir arabaydı Canlı renkler ve altın yaldızlı kabartma desenlerle süslenen tahta kasasının dört yanı açıktı Kasanın üstünü, kemer gibi bükülmüş dört çemberin üzerine gerilen atlastan bir tente örterdi Arabaya küçük bir merdiven yardımıyla arkadan binen kadınlar, kasanın içine serilmiş halı ve minderlere oturarak yolculuk yaparlardı Öküzlerin koşumları da öyle gösterişli biçimde süslenirdi ki, koçulara binmiş kadınların geçişi başlı başına bir töreni andırırdı

Aynı yüzyılda kullanılan öbür araba tipleri içinde en yaygınlanndan biri kâtip odası, öbürü de talika'yâı Üstü, önü ve arkası kapalı, tabanı yuvarlak gövdesiyle bir beşiği ya da locayı andırdığı için bu adla anılan kâtip odasının iki yanında büyük birer pencere vardı Tek bir atın çektiği bu arabaya yandan binilir-di Basit ve gösterişsiz, kutu biçiminde bir araba olan talika, koçu ve kâtip odası gibi gezinti arabası değildi Genellikle kent dışındaki sayfiye yerlerine giderken kullanılırdı Dört yanı açık, üstü tenteli ya da tahta kaplamalı olan talikanın yanlannı bez ya da muşamba perdeler örterdi Arkadan binen yolcular, arabanın içine karşılıklı olarak yerleştirilmiş iki sıraya oturarak yolculuk ederlerdi

18 yüzyılın ortalarında Avrupa'daki gözü pek sürücüler fayton denen binek arabalarını kullanmaya başladılar Dört büyük tekerleği olan bu arabalar çok keskin dönüşler yapabiliyordu 19 yüzyılın ikinci yansında Osmanlıların Avrupa'dan örnek alarak yaptıkları faytonlar özellikle İstanbul'da çok tutuldu Abdülaziz döneminde (1861-76) saltanat arabası olarak kullanılan, yüzyılın sonlarında iyice yaygınlaşarak kiralık binek arabasına dönüşen faytonların yanlan açık, üstü körüklüydü Deriden yapılan bu körük güzel havalarda arkaya doğru katlanarak açılır, yağışlı ya da çok güneşli havalarda kapatılırdı Tek ya da çift at koşulan, bu dört tekerlekli ve yaylı arabalann sonradan çok değişik tipleri yapıldı Günümüzde bazı sayfiye yerlerinde gezinti arabası olarak ya da İstanbul'daki Adalar gibi motorlu taşıt yasağı olan yerlerde ulaşım aracı olarak hâlâ faytonlar kullanılır

Körüklü arabalann başka bir örneği olan landon da gene 19 yüzyılda Avrupa kanalıyla Türkiye'ye yerleşti Ama, ortada birleşen iki körüğü kapatıldığında pencereli, küçük bir odayı andıran bu ağır ve oturaklı arabalar hiçbir zaman fayton kadar benimsenmedi Daha çok paşaların ya da devlet görevlilerinin kullandıktan yan resmi bir binek arabası olarakkaldı Buna karşılık, Avrupa'dan örnek alınarak yapılan kupa arabaları 19 yüzyılda İstanbul'da çok yaygındı Her yanı siyah boyalı tahtadan yapılmış, kapalı bir kutuyu andıran bu arabaların önüne fener asılır, içi genellikle deri koltuklarla döşenirdi

Arabacının yeri oturma yerinin dışında ve biraz yüksekçeydi II Abdülhamid döneminde (1876-1909) erkeklere yasaklanan kupa arabaları II Meşru -tiyet'ten (1908) sonra taksi gibi kiralık arabaolarak kullanıldı Bu arada, üç yanı açık, arkası tümüyle, üstü ise yarıya kadar kapalı bir sepet biçimindeki hasır örgülü parasol'ler de 18 yüzyılın talikaları gibi sayfiye yerlerine özgü arabalardı

19 yüzyılın sonları ile 20 yüzyılın başlarında arabaların saltanatı yavaş yavaş sona erdi Önce buhar makinesinin, daha sonra içten yanmalı motorların geliştirilmesiyle ulaşımın bütün ağırlığını karayollarında motorlu taşıtlar, demiryollarında ise trenler yüklenmeye başladı Bu taşıtların teknolojik gelişmesiyle ilgili ayrıntılı bilgiyi DEMİRYOLU VE TREN ile MOTORLU TAŞITLAR maddelerinde bulabilirsiniz

Otomobil sanayisinde seri üretime geçilip, aile tipi ve görece ucuz binek otomobilleri hızla yaygınlaşırken, bisiklet ve motosiklet gibi daha küçük, tek kişilik taşıtlar da özellikle yoğun kent trafiğine çözüm olarak öneriliyordu Bugün bile gerek spor, gerek ulaşım aracı olarak her ikisi de taşıtlar dünyasındaki ağırlığını koruyor

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.