|  | Tarikatlar |  | 
|  01-26-2010 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Tarikatlarİslam dininde, tasavvuf düşüncesine bağlı olanların Tanrı'ya ulaşmak için seçtikleri manevi yola tarikat denir  Arapça'da "yol" anlamına gelen tarikat sözcüğü tasavvufun ilk dönemlerinde (12  yüzyıl öncesi) her sufinin (tasavvuf düşüncesine bağlı kişi) kendi başına izlediği yolu nitelemek için kullanılıyordu  12  yüzyıldan başlayarak sufi-ler şeyh denen önderlerin çevresinde topluluklar oluşturduklarında bu örgütlü hareketler de aynı adla anıldı  Tarikatlar etkinliklerini âsitane, tekke, dergâh, hankâh, zaviye adı verilen ve her tarikata göre farklı özellikler taşıyan yapılarda sürdürürlerdi  Tarikatın merkezi, pir olarak da anılan kurucu şeyhin oturduğu yerdi  Şeyhin ölümünden sonra da tekke bu niteliğini korurdu  Eğer tarikat pirin ölmesinden sonra ortaya çıkmışsa, merkez tekke onun mezarının olduğu yerin çevresinde yapılırdı  Her tarikatın kendine özgü bir giriş töreni vardı  Tarikata kabul edilip mürit ya da derviş olarak anılmaya başlanan kişi, aşamalı bir tasavvuf eğitiminden geçtikten sonra şeyhin halifeliğine kadar yükselebilirdi  Şeyh ölümünden sonra yerine geçecek kişiyi halifeleri arasından seçerdi  Bazı tarikatlarda da merkezdeki şeyh çeşitli yerlerdeki tekkelere atama yoluyla şeyh gönderebilirdi  Tarikatlar Tanrı'ya ulaşmak için farklı yöntemler geliştirmişlerdi  Ama zikir (Tanrı'yı anış) ve çile (nefsi arındırma) hemen her tarikatta görülen ortak öğelerdir  Her tarikatın kurucu şeyhinin Hz  Muhammed'e bağlanan ruhani bir silsilesi vardı  Bu silsilede geçmişteki ünlü sufiler ile Hz  Ali ve Hz  Ebubekir'den biri mutlaka yer alırdı  Tarikat, silsilesi Hz  Muhammed'e Hz  Ali yoluyla bağlanıyorsa Alevi, Hz  Ebubekir yoluyla bağlanıyorsa Bekri olarak nitelenirdi  Tarikattan birbirinden ayıran önemli bir özellik de giyim kuşam biçimleriydi  Her tarikatın ayrıbir başlığı, giysisi, elde taşınan ya da göğüse takılan simgeleri bulunurdu  Bununla birlikte, Melamilik gibi, giyim kuşamla farklılaşmayı, halkın içinden aynlarak tekkeye kapanmayı reddeden tarikatlar da ortaya çıkmıştır  Bazı tarikatlarda müzik ve sema (dans) da özel bir önem taşımıştır  12  yüzyıldan bu yana İslam dünyasında yüzlerce tarikat kurulmuştur  Bunlardan bazı-lan yandaş bulamadığından ya da müritleri zamanla başka tarikatlara katıldığından kısa ömürlü olmuştur  Bazıları ise varlıklarını günümüze kadar sürdürmüştür  Tarikatlann içinden, farklı yorum getiren şeyhlerin kur-duklan kol ya da şube adı verilen dallar da çıkmış, bunlann Bazıları zamanla içinden çıktığı tarikatın yerini almıştır  İslam dünyasında en eski tarikatlann kurucusu olduklarından aktab-ı erbaa (dört kutup) olarak adlandırılan Abdülkadir Geylani, Ah-med er-Rıfai, Ahmed el-Bedevi ve İbrahim ed-Desuki'nin kurduğu Kadirilik, Rıfailik, Bedevilik ve Desukilik'ten başka Nakşibendilik, Sadilik, Çiştilik, Şazelilik ve Halvetilik en yaygın tarikatlardır  Anadolu'da kurulan tarikatlardan da en çok Mevlevilik, Bektaşilik, Bayramilik ve Celvetilik yaygınlık kazanmıştır  {Ayrıca bak  BEKTAŞİLİK; MEVLEVİLİK; Tasavvuf; Tekke ve Zavîyeler  ) 
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |