01-19-2010
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Rönesans Tıbbı
Rönesans Tıbbı

15 ve 16 yüzyıllarda, Rönesans ile birlikte Avrupa'da büyük bir değişim yaşandı (bak Rönesans) Ama ne yazık ki, başta sanat ve edebiyat olmak üzere bütün alanlarda köklü değişikliklere yol açan bu hareketten tıp bilimi yeterince yararlanamadı Çünkü o çağın tıp bilginleri yeni düşünceleri kolay kolay be-nimseyemediler Tıptaki uyanışın ilk belirtilerinden biri, cerrahinin birden bire önem kazanmaya başlaması ve 1540'ta İngiltere'de Berber-Cerrahlar Birliği'nin kurulmasıdır
O zamana kadar ayrı loncalarda örgütlenmiş olan cerrahlar ile berberler, hastalarının iyiliği için birlikte çalışma karan alarak loncalarını birleştirdiler Bu birlik 1745e kadar sürdü; o tarihten sonra berberler, ameliyat yapma yetkisini cerrahlara bırakarak yalnızca saç, sakal kesme işini üstlendiler Doktorlar bu konuda daha şanslıydı; 1518'de Londra'da kurulan Kraliyet Tıp Okulu varlığını bugüne kadar sürdürebildi Hastalıkların tedavisi konusundaki gerçek atılım, her şeyden önce, vücudun yapısını inceleyen anatomi ile işleyişini inceleyen fizyolojinin gelişmesine bağlıydı Anatomi alanındaki araştırmaları yeniden başlatan
İtalya'daki Padova Üniversitesi'nin en ünlü hocalarından Andreas Vesalius (1514-64) oldu Daha sonra, Zacharias Janssen adında bir Hollandalı'nın 1590'da mikroskobu bulması anatomi ve fizyoloji çalışmalarına büyük bir atılım kazandırdı Gene Hollandalı olan Antonie van Leeuwenhoek (1632-1723) ise mikroskobu ilk kez biyoloji ve tıp araştırmalarında kullandı Anatomi bilgisi özellikle cerrahlar için son derece önemliydi İngiliz cerrah John Hunter (1728-93) da anatomi ve fizyoloji konusundaki engin bilgisiyle cerrahiyi daha bilimsel temellere oturtmayı başardı
Bu yüzyıllarda, anatomi çalışmalarının güdümüyle hızlı bir gelişme sürecine giren fizyoloji alanında da parlak buluşlar birbirini izledi İngiliz tıp bilgini William Harvey (1578-1657), kanın kalp aracılığıyla bütün vücuda nasıl pompalandığını ve hangi yolu izleyerek dolaşımını tamamladığını ayrıntılarıyla açıkladı Bunu izleyen üç yüzyıl boyunca vücuttaki bütün organların ve organ sistemlerinin çalışması büyük bir özenle araştırıldı Fransız fizyoloji bilgini Claude Bernard (1813-78) sindirim sürecini inceledi ve karaciğerin şekeri nasıl depolayıp gerektiğinde kana geri verdiğini göstererek bu organın temel işlevlerini tanımladı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|