II
Mahmut zamanında yaşamış düşünürlerimizdendi Dahiliye Nazırı” (içişleri bakanı) unvanlarını Akif Paşa almıştır
Yozgat’ta doğdu, öğrenimini doğduğu yerde tamamladıktan sonra, 1814′te İstanbul’a geldi
Divan-ı Hümayun kalemine girdi
Hem büyük yeteneği, hem de Reisülküttap (o zamana kadar dışişleri bakanlığına reisülküttap denirdi) o-lan amcası Mustafa Efendi’nin koruyuculuğu sayesinde, hızla yükseldi
Sırasıyla, Âmet-çi, Beylikçi, en sonunda da Reisülküttap oldu, üç yıl sonra, reîsülküttaplık makamının adı Hariciye Nazırlığı’na çevrilince, Akif Paşa da vezir rütbesiyle, Osmanlı Devleti’nin ilk Hâriciye Nazırı oldu
O sıralarda, İngiliz uyruklu Churchill adında biri, İstanbul’da yerleşmiş, “Ceride-i Havadis” gazetesini çıkartıyordu

Bir gün bu adam Kadıköy’de avlanırken, kazayla bir çocuğu vurdu

Akif Paşa’mn rakibi Mülkiye Nazırı Pertev Paşa, bu olayı fırsat bildi; padişahı Akif Paşa’nın aleyhinde kışkırttı

Çok geçmeden, bunun etkisi de görüldü, Akif Paşa nazırlıktan azledildi

Bir buçuk yıl kadar boşta kaldı

Bu arada, “Tabsıra” adındaki eserini yazdı

Akif Paşa, bu eserinde kaza olayını anlatarak, Pertev Paşa’yı çok zekice kötülemiştir

Bunun sonucu olarak, 1837 yılında Pertev Paşa da azledilip Edirne’ye sürüldü

Akif Paşa da Pertev Paşa’nın yerine getirildi

Böylece, devletin ilk “Dahiliye Nazırı” unvanını almış oldu

Akif Paşa, bundan sonra da rakibi aleyhinde çalışmaktan geri kalmadı

Padişaha jurnallar vererek, Pertev Paşa’nın İngiltere’nin çıkarına çalışmakta olduğunu ileri sürdü

En sonunda da, Pertev Paşa’nın Edirne’de idam edilmesine yol açtı
Ancak, bir süre sonra, bütün bu jurnalların uydurma olduğu meydana çıktı

Ayrıca, o sıralarda Pertev Paşa’nın türlü iyiliklerini görmüş olan Mustafa Reşit Paşa’nın sözügeçerliği de gitgide artmaktaydı

Bu iki nedenle, işler bu kez de Akif Paşa’nın aleyhine dönmeye başladı

Sonuç olarak, Akif Paşa Kocaeli mutasarrıflığına gönderildi

Bir yıl sonra da, halkın şikâyeti üzerine rütbesi elinden alınarak, Edirne’ye sürüldü

Orada yapılan duruşması sonunda, iki yıl sürgüne mahkum edildi

Cezası bittikten sonra, Hicaz’a gitti

Dönüşünde, kısa bir hastalıktan sonra, İskenderiye’de öldü

Eserleri arasında “Tabsıra”dan başka, şiirleri de vardır

Bunlardan “âdem” redifli kasl-deslyle, torunu için yazdığı, “Tıflı nazeninim unutmam seni” diye başlayan mersiyesi, o gün içîn çok güzeldir

Bu mersiye hece vezniyle yazılmıştır
