01-08-2010
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Türkiye'de Turizm
Türkiye'de Turizm

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkiye' de turizm hareketleri yabancı din adamı, serüvenci ve antika kaçakçılarının çeşitli amaçlarla ülkeye gelmeleriyle sınırlıydı 18 yüzyılda yabancı ülkelere geziye çıkmaya başlayan zengin ve soylu İngilizler'in uğradığı yerler arasında İstanbul da bulunuyordu 1883'te Avrupa'nın ilk kıtalararası ekspresi olan Şark Ekspresi sefere kondu Bu tren Paris'ten kalkıyor, çeşitli Avrupa ülkelerindeki birkaç önemli kentte kısa molalar vererek İstanbul'a ulaşıyordu Şark Ekspresi'nin işleticisi Wâgon-Lits şirketi, 1892'de İstanbul'da açılan ve Türkiye'nin ilk çağdaş oteli olan Pera Palas'ın da ortaklanndandı
Yabancı (özellikle de İngiliz) demiryolu şirketleri bu ve benzeri yollarla Türkiye'ye yönelik bir turist hareketinin başlamasına katkıda bulundular İngilizler'in yabancı ülkelere düzenledikleri toplu geziler pek çok ülkede Bristol ve Kent gibi İngiliz adları taşıyan otel ve caddelerin yaygınlaşmasına yol açtı Nitekim, 19 yüzyıl sonlarında İstanbul'da açılan ilk otellerden biri Bristol Oteli'ydi 19 yüzyıl sonlarına kadar Türkiye'de turizm etkinliklerinin örgütlenmesi konusuyla ilgilenen resmi ya da özel bir kuruluş yoktu

İlk kez 1890'da turistlere rehberlik edenler için bir tüzük hazırlandı Turizm konusuna ciddi biçimde eğilen ilk kuruluş ise Türk Seyyahin Cemiyeti'ydi 1923'te kurulan ve daha sonra Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (TTOK) adını alan bu dernek, turizmi geliştirmeye yönelik çalışmalarını bugün de sürdürmektedir Dernek bu amaç doğrultusunda, tarihsel ve turistik yerlerin korunması ve tanıtılması için çalışır, turistik tesisler kurar ve turist rehberliğinin gelişmesine yardım eder

TTOK, Çelik Gülersoy'un genel müdür olduğu 1966 yılından beri özellikle restorasyon çalışmalarına ağırlık vermiş ve Malta Köşkü, Çubuklu'daki Hıdiv Kasrı, Çamlıca Tepesi ve Soğukçeşme Sokağı gibi tarihsel yapı ve mekânları onarıp düzenleyerek iç ve dış turizmin hizmetine sunmuştur Devletin turizme ilgi göstermesi ancak Cumhuriyet döneminde gerçekleşebildi Ne Var ki, turizme yalnızca yeni Türkiye'nin uluslararası planda tanıtımını sağlayacak bir ulusal propaganda aracı gözüyle bakılıyordu II Dünya Savaşı (1939-45) sonrasında Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü'ne bağlı bir Turizm Dairesi kuruldu

Bu dairenin kuruluşunda ABD'nin vereceği Marshall Yardımı planında turizme ağırlık verilmesi önerisinin yer alması da etkili olmuştu 1948'de Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü' nün adı Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü olarak değiştirildi Ertesi yıl ulusal turizm politikasına temel oluşturacak bir ana program, bir de çalışma planı hazırlandı Turistik bölgelerin kurulması, turizm alanında yapılacak \ özel yatırımların desteklenmesi ve turizm eğitimi verecek kurumların açılması gibi çok önemli yenilikler öngören bu tasarıların ışığında Aralık 1949'da Birinci Turizm Danışma Kurulu toplandı Bu kurulda, Turizm Dairesi'nin hazırladığı bir turizm yasa tasansı üzerinde duruldu Ama bu tasarı daha sonra değiştirilip işlevsizleştirilmiş bir biçimde TBMM'ye sunularak kabul edildi (Turizm Müesseselerini Teşvik Kanunu adıyla yürürlüğe giren bu yasa 1953'te değiştirilmiştir ) 1950'de Turizm Dairesi'ne yeni yetkiler, sorumluluklar ve çalışma olanakları veren Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu tasansı hazırlandı Aralık 1950'de toplanan İkinci Turizm Danışma Kurulu'nda ele alman bu tasan 1953'te TBMM'de kabul edilerek yasalaştı 1955'te kurulan Turizm Bankası (TURBAN) kısa sürede çalışamaz duruma geldi ve 1960'ta devlet bankası olarak yeniden örgütlendi Turizm Bankası otel, motel ve tatil köyü gibi turistik tesisler kurar, turizme yatırım yapacak olanlara parasal yardımda bulunur, yabancı işletmelerle işbirliği yapar, turistik araç gerecin yapımı, yurtiçi ya da yurtdışından sağlanmasıyla ilgilenir
Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü 1957'de bakanlığa dönüştürüldü Bu yeni bakanlık 1961'de, özellikle turizm bölgeleri içinde, bulunan içme ve kaplıca gibi şifalı su işletmelerinin sağlık açısından turizme daha elverişli hale getirilmesine yönelik çalışmalan ele aldı 1963'te Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığının adı Turizm ve Tanıtma Bakanlığı olarak değiştirildi Sonraki yıllarda basın-yayın işleri başbakanlığa bağlanarak Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nın çalışma alanı turizme yönelik etkinliklerle sınırlandınldı 1981'de Kültür Bakanlığı ile birleştirilen bakanlık Kültür ve Turizm Bakanlığı adını aldı 1980 sonrasında ülkede turizmin geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atıldı Bunla-nn biri 1982'de Turizm Teşvik Kanunu'nun çıkanlmasıydı
Bu yasayla, turistik işletmelerin plan ve projelerinin resmi makamlarca belli bir süre içinde onaylanması zorunluluğu getirilerek işlemlerin hızlandınlması amaçlanmıştı Yasada yabancı sermayeyi turizm yatı-nmlanna özendirecek kararlar da yer alıyordu Yatırımcılara verilecek teşviklere parasal kaynak sağlamak için de Turizmi Geliştirme Fonu kuruldu Türkiye'de turizmin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri turistik işletmelerin sayıca azlığı ve var ölanlann büyük bölümünün de uluslararası turizm alanında geçerli olan kalite standartlanna sahip olmamasıdır
Bu yüzden, dünyanın önemli tarihsel ve turistik bölgelerinden biri olan Türkiye'nin dünya turizmindeki payı istenen düzeyde olmaktan uzaktır Örneğin, 1979'da dünyadaki toplam turist sayısı içinde, üçü de Akdeniz ülkesi olan İspanya, İtalya ve Yunanistan'ın paylan sırasıyla yüzde 14,4, 6,1 ve 1,5'ti Aynı yıl Türkiye'ye gelen turistlerin oranı ise binde dört dolayındaydı 1963'te Türkiye'deki turizm işletme belgeli tesislerdeki yatak sayısı 10 226'ydı Bu sayı 20 yılda altı kat artarak 1983'te 65 934'e ulaştı Yatırım belgeli tesislerde ise artış 1963'te 4 537, 1983'te 43 425 ile 10 kat dolayındaydı 1980 sonrasında yatırımlara ağırlık verilmesi, yatırım belgeli tesislerdeki yatak sayısınırı işletme belgeli tesislere oranla daha hızlı artarak 1989'da 257 bine ulaşmasına yol açtı Aynı yıl işletme belgeli tesislerdeki yatak sayısı 133 651'di (Türkiye'de turizm eğitimi için bak Otel ve Motel )
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|