Şengül Şirin
|
Suveys Krizi 1956
Suveys Krizi 1956
Süveyş Krizi, 1956 yılında İsrail, İngiltere ve Fransa'nın oluşturduğu gizli ittifak ile Mısır arasında yapılan savaştır Mısır lideri Nasır'ın Süveyş Kanalını millileştirdiğini açıklamasından sonra çıkan savaş, Sovyetler Birliği'nin Londra ve Paris'e atom bombası atma tehditi karşısında İngiltere ve Fransa'nın geri adım atmasıyla sonlanmıştır Süveyş Krizi, İkinci Dünya Savaşı öncesinde dünyaya egemen olan Batı Avrupalı devletlerin mutlak egemenliğinin son bulduğunu ve artık Amerika'nın desteği olmadan hareket edemeyeceklerini göstermiştir
1950'lere gelindiğinde Mısır’da egemen bir devlet kurulmuş olmasına rağmen Süveyş Kanalı’nın denetimi Batılı Devletler’in kontrol ettiği Kanal Şirketi’ndeydi Şüveyş kanalı yoluyla başta İngiltere ve Fransa olmak üzere pekçok Batı Avrupa devleti, Körfez ülkelerinden petrol alıyordu

Mısır’da 1952 yılında iktidara gelen Cemal Abdulnasır, ülkesini askeri yönden güçlendirmeye ve İsrail karşısında üstün duruma geçmeye çok önem verdi Bu amaçla, Sovyetler Birliği’ne yaklaşmaya ve Çekoslovakya üstünden silah almaya başladı Ayrıca, Asuan Barajı’nı bitirip, ülkenin ekonomik kalkınmasını sağlamak istiyordu Fakat bunlar için büyük miktarda mali yardıma ihtiyacı vardı ABD ve İngiltere’den kredi almayı denediyse de, bu iki ülke Mısır’ın Doğu Bloğu’ndan silah alması ve İsrail karşıtı militanları desteklemesi sebebiyle kredi vermediler
Bunun üzerine Nasır, ihtiyacı olan mali gücü sağlamak için Süveyş Kanalı’nı işleten Kanal Şirketi’ni milleştirdiğini açıkladı Kanal Şirketi’nin hisselerinin değerini sahip devletlere ödeyeceğini açıkladıysada, bu karar İngiltere ve Fransa’dan çok büyük tepki aldı Çünkü, bu iki devlet için Süveyş Kanalı, Basra Körfezi'ndeki devletlerden aldıkları petrolün taşınması için çok önemliydi Bu nedenle burada, Sovyetler’e yanaşmaya başlayan Mısır’ın denetim kurması tehlikeliydi Ayrıca çok karlı olan Kanal Şirketi hisselerini Mısır’a devretmek istemiyorlardı
Anlaşmazlığı çözmek için toplanan Londra Konferansı’ndan sonuç çıkmadı Bunun üzerine İngiltere başbakanı Antony Eden Paris’e gitti Paris dışındaki Sevr’de toplanan İngiltere, Fransa ve İsrail Mısır’a askeri müdahele kararı aldı Buna göre İsrail Mısır’a saldıracak, İngiltere ve Fransa ise savaşanları ayırmak bahanesiyle bölgeye asker çıkartıp kanalı işgal edeceklerdi İki ülke arasındaki çatışmalar durdurulduktan sonra ise, “daha başka çatışmaları önlemek ve dünya ticaretinin bölge savaşlarından etkilenmemesini sağlamak” amacıyla bölgede kalıcı bir İngiliz-Fransız birliği konuşlandırılacaktı
Anlaşmaya göre İsrail 29 Ekim 1956’da Sina yarımadasını işgale başladı Derhal harekete geçen İngiltere ve Fransa, Mısır’a bölgeye asker yollayarak “savaşı durdurmayı” önerdi Nasır’ın bunu reddetmesinin ardından ise iki devlet askeri harekata başladı İngiltere’den ve Fransa’dan birçok uçak gemisinin katıldığı harekat 5 Kasım’a kadar hava saldırısı; sonrasında ise paraşütçü birliklerin indirilmesi şeklinde gerçekleşti Taktik açıdan harekat çok başarılı oldu İngiliz ve Fransız birlikleri, Mısır birliklerini yenip kolayca kanalı ele geçirdi ve bölgeye hakim oldu
Hem Sovyetler Birliği, hem de Amerika Birleşik Devletleri bu saldırıya karşı cephe aldılar Amerika ve Sovyetler’in savaşa karşı ortak tavır koymaları, Soğuk Savaş’ın ender olaylarından biridir Sovyetler’in, Mısır’dan çekilmemeleri durumunda Paris ve Londra’ya nükleer saldırı yapma tehdidi sonrasında İngiltere ve Fransa ateşkes ilan edip geri çekilmek zorunda kaldı Kasım’da başlayan geri çekilme Aralık ayında tamamlandı
Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler’in Doğu Avrupa’da yayılmasına büyük tepki gösterdiği halde kendi müttefiklerinin benzer emperyalist amaçlar için savaşması karşısında hem kendi içinde hemde uluslararası ortamda tepki görmüştü Bu nedenle harekata karşı çıkmış ve Sovyetler’in saldırı tehdidi karşısında İngiltere ve Fransa’yı yalnız bırakmıştır Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Süveyş Krizi’nin daha büyük bir çatışmaya dönüşmesi ve Doğu/Batı Blokları arasında bir savaş şeklini almasından korkuyordu
ABD’nin bu harekata karşı olmasındaki diğer bir neden ise, bu savaşla bölgedeki Batı karşıtı akımların güçlenip Arap ülkelerinin Sovyetler’e yanaşmasıydı Petrol sebebiyle çok önemli olan bu bölgede Sovyet ektisi, Amerika için kabul edilemez olurdu
Savaş’ın sonlanmasıyla, Kanada Dışişleri Bakanı Lester Pearson, Birleşmiş Milletler Barış Gücü kurularak Gazze Şeridi’ne ve Sina Yarımadası’na yerleştirilmesini önerdi Birçok ülkenin katılımıyla oluşturulan bu gücün “barış sağlanıncaya kadar Mısır ve İsrail'in savaşmasını engellemek” sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyordu
1967’ye kadar bölgede kalan Barış Gücü, bu tarihte çekilmiş ve hemen ardından Altı Gün Savaşı çıkmıştır
Süveyş Krizi’nin en önemli sonucu, Avrupa Devletleri’nin zayıflığını göstermesi oldu Yarım yüzyıl öncesinde dünyaya mutlak egemen olan İngiltere ve Fransa’nın artık Amerika’nın askeri desteği olmadan hareket edemeyeceği ortaya çıkmıştı Bu, dünya hakimiyetinin Avrupa’dan Amerika ve Sovyetler’e geçtiğinin ilanı olmuştur
Süveyş Krizi, İngiltere’nin Falkland Adaları Savaşı’na kadar Amerika’nın desteği olmadan yaptığı son harekattır Bu süre içinde İngiltere, askeri harekatlarında hep Amerika’nın desteğini arayacaktır
Fransa’da ise General de Gaulle, Fransa’nın dış politika amaçları için Amerika’ya güvenemeyeceğini anlamıştır İktidara geldikten sonra de Gaulle, Fransa’nın bağımsız bir politika izleyebilmesi için nükleer silah geliştirilmesine başlayacak ve Fransa'yı NATO'nun askeri kanadından çekecektir
Süveyş Krizi’nden Nasır, Arap dünyasının en güçlü lideri olarak çıktı Mısır, savaşı kaybetmiş ve büyük asker kaybı vermiş olmasına rağmen Süveyş Kanalı üzerinde denetimini kurmuştu Mısır’da 1881 yılından beri var olan İngiliz etkisi ortadan kaldırılmıştı
Süveyş Krizi sonrasında Nasır yükselirken, İngiltere’de başbakan Antony Eden istifa etmek zorunda kalıyordu
İngiltere ve Fransa’nın zayıflığının ortaya çıkması ve Mısır’ın ayakta kalması kolonilerin bağımsızlaşma sürecini hızlandırdı Bu iki devletin kalan kolonileri ileriki yıllarda bağımsız oldular
Mısır’ı kurtaran, İngiltere ve Fransa’yı geri çekilmeye zorlayan, Sovyetler Birliği’ydi Bu tarihten sonra bölgede Sovyetler’in prestiji hızla artmaya başladı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|