Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Siyasal Bilgiler / Hukuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sosyalizm

Sosyalizm

Eski 06-17-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Sosyalizm



Sosyalizm

(ya da eski adıyla iştirâkiyye)diğer bir anlamıyla Toplumculuk, iktidar ve üretim araçlarının halk tarafından kontrol edildiği bir toplum fikrine dayanan bir düşünce sistemidir Bununla birlikte, sosyalizmin fiili anlamı uygulamada zaman içinde değişmiştir Siyasi bir terim olması nedeniyle, sınıfsız bir toplumun oluşturulması amacıyla, devrim ya da toplumsal evrimle örgütlü bir emekçi sınıf kurulmasıyla doğrudan bağlantılıdır Sosyalizm, kökenlerini sanayileşme dönemindeki aydınlanma düşüncesinde dile getirilen siyasal ve sosyal eşitlik isteğinden almıştır Giderek artan bir şekilde modern demokrasilerde de sosyal reformlar üzerine yoğunlaşılmaya başlanmıştır Sosyalizm ve sosyalist terimi, bir dizi ideolojiye, bir ekonomik sisteme, varolmuş yahut varolan bir devlete işaret edebilir


Marksist teoride sosyalizm, kapitalizmin yerini alacak ve daha sonra sosyalist yapı kendiliğinden söneceğinden komünizme dönüşecek bir topluma işaret ederMarksizm komünizmin teorik ve felsefi zemini, komünizm sosyalizmin ardılı olarak gelişecek toplumsal sistemdir
Terimin ilk kullanılışı 19 yüzyılın başına kadar gider İlk kez 1827’de İngilterede, Robert Owen’ın takipçilerini adlandırmak için

kullanılmıştır Fransa’da, yine özgönderimsel olarak, 1832 yılında l’Encyclopédie nouvelle’deki Saint-Simon, ardından Pierre Leroux ve J Regnaud’un fikirlerinin takipçisi olanlar için kullanılmıştır Kelimenin kullanımı hızlı bir biçimde yayıldı ve değişik zamanlarda ve yerlerde değişik şekillerde kullanıldı Farklı kişiler ve gruplar kendilerini sosyalist ve sosyalist karşıtı olarak tanımladılar Sosyalist gruplar arasında büyük farklılıklar olmakla birlikte, neredeyse hepsi, toplumun seçkin bir azınlığına hizmet etmektense halk çoğunluğuna hizmet eden bir iktisat bilimiyle birlikte, dayanışma prensiplerine göre işleyip, eşitlikçi toplumu savunarak, sanayi ve tarım işçileriyle birlikte mücadele eden, 19 ve 20 yüzyıla dayanan bir ortak tarihle bağlandıklarını kabul edeceklerdir(Köksüzlük)


Bir Ekonomik Sistem


Ekonominin küçük bir aristokrat, zenginler sınıfı ya da kapitalist bir sınıf yerine geniş kitlelerin yararına işletilmesi gerektiği savunan yönetim biçimidir Sosyalizm düşüncesi ilk yükseldiğinde, 19 yyda, pek çok siyasi düşünce açıkça seçkin sınıfların desteklenmesini savunuyordu Bugün, açıktan açığa böyle bir destek ifadesi siyasî intiharla eşanlamlıdır Bu nedenle ideolojiler artık, bir zamanlar yalnızca sosyalizm tarafından savunulan büyük kitlelerin iyiliğini istediklerini iddia ederler Ancak bu ideolojiler zengin sınıfların mülkiyet hakkını hala savunurken, sosyalizm çalışan sınıfların haklarını doğrudan ilgilendiren meselelerin savunuculuğunda başı çeker gibi görünmektedir


Çoğu sosyalist, sosyalizmin ekonominin demokratik kontrolünü gerektirdiğini söylemekle birlikte, bu demokrasiye has kurumlar üzerinde ve kontrolün nerelerde merkezileşip nerelerde yaygınlaşacağı konusunda fikir ayrılığındadırlar Benzer şekilde, sosyalist ekonominin bir pazar anlayışı gütmesinin gerekliliği ve eğer güdülecekse, bu pazar anlayışının yalnızca tüketim mallarında mı, yoksa bazı durumlarda üretim araçlarının kendisinde de mi geçerli olup olmayacağı boyutunda da farklılaşırlar Çünkü üretim araçları mevzubahis olduğunda, mesele ekonominin mülkiyeti ve kontrolü meselesidir
Sosyalist olmayan birçok kişi, devlet himayesindeki merkezi ekonomik kontrolü ifade etmek için sosyalist ekonomi kelimesini kullanır
Sosyalistler arasında sosyalist ekonomide özel mülkiyete ait büyük şirketlerin olamayacağı konusunda genel bir fikir birliği vardır; büyük şirketlere doğrudan kendi işçilerinin sahip olması konusunda sosyalistler daha az anlaşırlar Kendini sosyalist addeden az sayıda kişi arasında, sosyalist olduğunu iddia eden Çin Komünist Partisi’nin bu tutumu yansıttığını söyleyenler vardı Öyle ki bu sırada Çin Ekonomik Reformu sürüyordu ve bu reform özel mülkiyete ait büyük şirketlerin pazar ekonomisindeki rekabetini destekleyen bir yapıdaydı Çin’in kapitalist ekonominin özüne kendini böyle adapte ettiği halde, iktidardaki partinin hala (anlamlı bir şekilde) sosyalist olduğunu iddia etmesi, Çin’in içinde ve dışında birçok tartışmalara yol açtı



Eski SSCB Bayrağı


Eski Sovyetler Birliği’nin ve Doğu Bloku’nun ekonomileri hem sosyalistler, hem de sosyalist olmayanlar tarafından sosyalist olarak nitelenir Üretim araçları neredeyse tamamen devlete aittir ve ekonomi ülke çapındaki Komünist Partisi tarafından merkezi olarak idare edilir Bununla birlikte, birçok sosyalist de buna karşı çıkar; çünkü bu ülkelerdeki insanların devlet yönetimi üzerinde kontrolü olmadığı için ekonomi üzerinde de kontrolü olmadığını iddia ederler

Bu sosyalistler, ekonominin oligarşi olarak anılan, daha sonra devlet kapitalisti, Stalinist ya da bazı Troçkistlerin dediği gibi “yozlaşmış işçi devleti” de denilen zümre tarafından kontrol edildiğini iddia ederler Troçkistler Stalinist ekonominin, sosyalist ekonominin şartlarından birini yerine getirerek, ekonomiyi devlet kontrolü altına aldığını söylerler, ama onlara göre devletin işçiler tarafından demokratik olarak kontrol edilmesi gerekliliği yerine getirilmemiştir

Birçok sosyalist, bu iddianın genel hatlarına katılır ama ekonominin devlet tarafından idare edilmesi gerektiği yönündeki düşüncenin gözden geçirilmesi gerektiğini söylerler Dahası, birçok sosyalist Sovyetler Birliği ve ona destek veren devletlerin, sınıfları ortadan kaldırmayı düşünürken, ekonomiyi kendi çıkarlarına göre yönlendiren, en azından yönlendirmeye çalışan yeni bir yönetici sınıf ya da nomenklatura ortaya çıkardıklarını iddia ederler


Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği ve ona destek veren devletler kendi ekonomilerinin “fiilen varolan sosyalizm” (varolan sosyalizm/gerçekten varolan sosyalizm) olduğunu öne sürdürler (herhalde varolan diğer sosyalizm teorilerine karşın, kendi sosyalizmlerini savunmak için) Bu dönemde başkaca sık kullanılan bir diğer terim de reel sosyalist/gerçek sosyalist terimiydi Bu terimler, bu ülkeleri yöneten partilerin dışında olanlar tarafından kullanıldıklarında genellikle tırnak içinde ve hafif bir ironiyle kullanıldılar

Bir Geçiş Olarak Sosyalizm

Marksistler ve diğer sosyalistler genellikle sosyalizm kelimesini yukarıda açıklanan anlamlarda kullanmakla birlikte, bu kelimenin Marksist kullanılışında başka bir özellik daha vardır Karl Marx, tarihsel materyalizm açıklamasında sosyalizmi toplumun kapitalizmden sonraki, komünizmden önceki aşaması olarak değerlendirir Marx böyle bir toplumun nasıl özellikler taşıyacağı konusunda net değildir fakat inancında ve komünizme doğru dönüşürken, devrimci sosyalizmin kapitalizm üzerinde kazanacağı zaferde ısrarlıdır


Marks, analizlerinde 5 tane toplum biçimi saptamıştır Bunlardan ilki komünnal toplum, sonuncusu ise komünist toplumdur Komünist toplum Marks'a göre ikiye ayrılır: sosyalist toplum ve komünizm İşte sosyalist toplum, Marks'a göre komünizmin birinci evresi yani alt evresidir Komünizm ise komünist toplumun üst ve son evresidir
Marks, sosyalizmi var olan devlet formlarına artık ihtiyaç duyulmadığı, sınıfsız komünist topluma geçiş aşaması olarak düşünür

Engels’e göre, sosyalizmin temsili demokrasisi ortadan kalkar ve yerine komünizmin doğrudan demokrasisi gelirken; ekonomik yaşam özgürlük ve eşitlik temeli üzerinde yeniden düzenlenecek, devlet herhangi bir devrime ihtiyaç duymaksızın kendi kendine sönümlenecektir Bu sınıfsız, devletsiz toplumu nihai hedef olarak belirlerken, Marksist düşünce ve anarşizm benzeşmektedir Bununla birlikte, anarşistler devleti bir gecede yok etmek isterlerken, komünistler bunun giderek sönümlenen yavaş ve aşamalı bir süreçte gerçekleşmesini beklerler



Çin Halk Cumhuriyeti’nin Bayrağı


Bu sosyalizm tanımlaması özellikle Çin Halk Cumhuriyeti’nin resmi ideolojisinin anlaşılması açısından önemlidir Çin Komünist Partisi sınıf çatışmasının Çin’i zaten sosyal gelişimin sosyalist evresine ittiğini iddia etmektedir Bu yüzden ve Den Xiaoping’in olgulardan gerçeği olgulardan hareketle aramak teorisi nedeniyle, “çalışan” herhangi bir ekonomik sistem kendiliğinden sosyalist bir politika olarak nitelenmektedir; bu nedenle “Çin Tipi Sosyalizm”in ne olduğuna dair herhangi bir çerçeve çizilememektedir

Sosyalizm ve Karma Ekonomi

Yukarıda da belirtildiği üzere, kendini sosyalist olarak tanımlayan bazıları, özellikle de sosyal demokrat olarak adlandırılanlar ve içinde revizyonist Avro-komunistlerin de bulunduğu bir grup, sosyalist ülkelerde yürürlükten olan yeni-kapitalizme destek vermek yerine, doğrudan kapitalist ekonomileri desteklerler Bu durum da, kimin sosyalist olmadığı sorusunu akla getirir


Karma ekonominin en yaygın tanımı, doğal kaynaklar ve kamu hizmetleri üzerindeki kamu mülkiyetinin sınırlandırılmasıdır Bunun temel mantığı, doğal kaynakların ortak mülkiyet olduğu ve kamu hizmetlerinden bazılarının (ya da hepsinin) doğal tekeller oluşturduğudur (Örn: Elektrik ve su kaçınılmaz olarak tekeldir)
Kimileri karma ekonomideki sosyalist yaklaşımı genişleterek, kapitalistlerin toplum üzerinde denetim kurmasına yol açabilecek hayati önemi olan herhangi bir sanayi alanından ya da güç dengesizliği yaratabilecek büyük zenginliklerden uzak tutulması gerektiğini düşünürler Ulusal savunma ya da egemenlik konusunda da benzer düşünceler vardır Birçok kapitalist ülke en azından geçmişte çelik, otomobil, uçak sanayisi gibi kilit önem taşıyan sanayileri ulusallaştırmıştır Örneğin Harry S Truman Kore Savaşı sırasında çelik fabrikalarını ulusallaştırmıştır Bu fabrikalar ABD Yargıtayı’nın emriyle özel mülkiyete aktarılmıştır


Tüm sosyalist düşünürler serbest Pazar ekonomisinin bir süre sonra mutlaka belirli bir azınlığın yararına ama çoğunluğun zararına işler hale geldiği konusunda hemfikirdirler Özellikle komünistler kapitalizmle herhangi bir uzlaşmanın gerçekleşebileceğini reddederler Onlara göre zenginliğin özel birikimine izin veren herhangi bir ekonomik sistem özünde adaletsizdir ve kapitalistlere (kendi sermayesi olan ve kontrol edenler) eşitsiz gelişim ortamı sağlamaktadır


Kendilerini sosyalist olarak tanımlayanların az bir kısmı, üretim araçlarının planlı bir şekilde özel mülkiyete devredilebileceğini söylerken, diğer sosyalistler bu konuda fikir ayrılığındadırlar Bazıları zenginliğin daha eşit dağıtılabilmesi için kapitalist piyasa koşullarının işleyişini kullanabileceklerini iddia ederken, diğerleri de bu dağıtımın eşitliğini garanti altına almak için tüm mülkiyetin kamulaştırılması gerektiğini söylerler Birçok sosyalist özellikle temel ihtiyaç malzemesi olmayan mallarda, arz-talep dengesini ayarlamanın piyasa koşulları mekanizmaları olmadan çok zor olduğunu bilmektedir Bazıları ılımlı bir piyasa sosyalizmi modeli ortaya koymuşlardır; buna göre bir market vardır, ama üretim araçlarının mülkiyetine sahip bir sınıf yoktur

Sosyalizmin Eleştirisi; Karşıtlar ve Taraflar

Sosyalizmin temel hedefi kapitalizmin ortadan kaldırılması olduğundan, sosyalizm karşıtlarının büyük çoğunluğu kapitalizmin, özellikle de saf kapitalizmin ya da bırakınız yapsınlar liberalizminin destekçisidir Bu grubun içinde liberaller, muhafazakarlar ve Milton Friedman, Ayn Rand, Ludwig von Mises, Friedrich Hayek gibi kuramcılar vardır Bundan başka kilise kurumu, milliyetçiler, neo-naziler, faşistler de sosyalizme karşı çıkanların başında gelmektedir
Andrew Heywood gibi bazı tarihçilere göre sosyalizm başarısızlığa uğramış bir ideolojidir Kimi ekonomistler de Marksizmin ve sosyalizmin savunduğu, iktidara getirmeyi düşündüğü proletarya sınıfının günümüzde artık varolmadığını ve sınıf uzlaşması noktasına gelindiğini belirtirler


Sosyalizmi savunan 20 yüzyıl düşünürleri arasında Lenin, Leon Troçki, Christopher Caudwell, Rosa Luxemburg, Mao Zedung, Ted Grant, Allan Woods sayılabilir
Sosyalizmi savunan bu düşünürler de, sınıf uzlaşması teorisinin kapitalizmin ilk günlerinden beri varolan bir kandırmaca olduğu fikrindedirler Bu düşünürlerden bazıları artık kapitalizmden emperyalizm aşamasına geçildiği için, ileri ülkelerdeki proletarya sınıfının, işçi aristokrasisine dönüşerek devrimci olmaktan çıktığını, ancak üçüncü dünya ülkelerindeki işçi sınıfının durumunun hala değişmediğini belirtirler


Sosyalizme din karşıtı olduğu içinde karşı olanlar vardır Bunların başında kilise kurumları gelmektedir Ayrıca bazı Müslüman din adamları tarafından da tasvip edilmeyen sosyalizm, dini-milliyetçi kesimler tarafından da eleştirilir Bu kesimler sosyalizmin, amaç "dini yıkmak" olduğunda kapitalizm ile beraber çalıştığını iddia ederler Ayrıca sosyalizmin Yahudilerin diğer dinleri yıkmak için kurduğu bir sistem olduğuna inananlarda vardır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Sosyalizm Nedir?

Eski 12-18-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Sosyalizm Nedir?



Sosyalizm, en genel anlamıyla, toplum çıkarlannı birey çıkarlanna üstün tutan, toprakta, üretim araçlan mülkiyetinde ve gelir dağılımında kamu denetimini öngören bir toplumsal örgütlenme biçimidir Dünyada farklı sosyalizm anlayışları ve uygulamaları vardır

Ama temelde tüm çağdaş sosyalizm anlayışları, kapitalist toplum ve ekonominin örgütlenme biçiminin insanın gerçek refah ve mutluluğunu sağlayamayacağı düşüncesinden yola çıkar (bak KAPİTALİZM) Sosyalizm, kapitalist toplumda üretim araçları ile toprak üzerinde var olan sınırsız mülkiyet hakkına ve bu sistemin işleyiş biçiminin yarattığı adil olmayan gelir dağılımına karşı, ortak ya da toplumsal mülkiyeti, üretim ve gelir dağılımında toplumun denetimini savunur


Toplumsal denetimin hangi düzeyde gerçekleşeceğine ilişkin farklı düşünceler, farklı sosyalizm anlayışlarını doğurmuştur Bir sosyalizm anlayışı, üretim araçlarının üzerinde sıkı bir devlet denetimine ya da işletmelerde üretimin en ayrıntılı biçimde planlanmasına yönelebilir Bir başka anlayış ise, yalnızca büyük kuruluşların (bankalar, büyük enerji tesisleri gibi) kamulaştırılmasını ya da ekonominin gevşek bir planlamayla yönlendirilmesini savunabilir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.