Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
isyanı, şeyh

Şeyh Said İsyanı

Eski 06-02-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Şeyh Said İsyanı



Şeyh Said İsyanı


Şeyh Sait askeri birliklerce yakalandıktan sonra Oturanlardan ortadaki Şeyh Sait


(dönemin adıyla: Genç Hâdisesi, Şubat - Nisan 1925), Doğu Anadolu'da merkezi yönetime karşı girişilen geniş çaplı ayaklanma
Cumhuriyet'in ilk yıllarında uygulanan politikalar ve özellikle Mart 1924'te Hilafet'in kaldırılması Doğu Anadolu'da çeşitli muhalefet odakları doğurmuştu Bu muhalefet odaklarından Kürt İstiklal Komitesi'nin çalışmaları açığa çıkarıldıktan sonra, örgütün önde gelen yöneticilerinin çoğu tutuklandı



Örgütle yakın ilişki içinde olan ve aynı doğrultuda çalışmalar yürüten Şeyh Said'e bağlı kişilerin Diyarbakır'ın Eğil nahiyesine bağlı Piran köyünde arama yapan bir jandarma müfrezesiyle girdiği çatışma (13 Şubat 1925), kısa sürede genişleyerek yaygın bir ayaklanmanın kıvılcımını oluşturdu Genç vilayetinin merkez kazası Darahini'yi basarak (16 Şubat) valiyi ve öteki görevlileri esir alan Şeyh Said, halkı İslam dini adına ayaklanmaya çağıran bir bildiriyle hareketi tek bir merkez altında toplamaya çalıştı Bu bildiride 'din uğruna savaşanların lideri' anlamına gelen mührünü kullandı ve herkesi din uğruna savaşa çağırdı Mistan ve Botan aşiretlerinin desteğini aldıktan sonra Genç ve Çapakçur (bugün Bingöl) üzerinden Diyarbakır'a yöneldi Maden, Siverek ve Ergani'yi ele geçirdi Şeyh Abdullah'ın yönettiği başka bir ayaklanma kolu da Varto üzerinden Muş'a doğru harekete geçti Varto'yu ele geçiren isyancılar, Muş'a ilerledilerse de halktan toplanan yardımcı kuvvetlerle Murat Köprüsü civarında mağlup edilip, Varto'ya geri çekilmeleri sağlandı Gelişmeler üzerine hükümet doğu vilayetlerinde sıkıyönetim ilan etti (21 Şubat) Ayaklanmacıların üzerine gönderilen ordu birlikleri Kış Ovası'nda Şeyh Said kuvvetleri karşısında tutunamayarak Diyarbakır'a çekilmek zorunda kaldı (23 Şubat) Ertesi gün Elazığ'a giren Gökdereli Şeyh Şerif yönetimindeki başka bir ayaklanma kolu kenti kısa süre de olsa denetim altına aldı 7 Mart'ta Şeyh Said'in emrindeki 5000 kişilik bir kuvvet Diyarbakır'a saldırdı



Olayın başlangıcında Mustafa Kemal ciddiyeti anlayıp, Heybeliada'da rahatsızlığı nedeniyle dinlenen İsmet İnönü'yü acilen Ankara'ya çağırdı İnönü ve ailesini bizzat Ankara Gar'ında karşılayan Mustafa Kemal, olayları anlatmak için İsmet Paşa'yı Çankaya Köşkü'ne götürdü Çankaya'da, İsmet Paşa'ya "Doğuda din elden gidiyor bahanesiyle İngiliz destekli provokatif ama ciddi bir ayaklanmanın başladığını" söyledi İsmet Paşa'nın Ankara'ya gelmesi dedikoduların başlamasına neden oldu Ali Fethi Bey'in görevden ayrılacağı, yeni hükümeti İsmet İnönü'nün kuracağı ve önlemleri onun alacağı konuşulmaya başlanmıştı Ayrıca Ali Fethi Okyar ile İsmet İnönü'nün arası açıktı Ali Fethi Bey olayı isyan olarak




tanımlamamış ve sıkıyönetimle durdurulacağına inanıyordu Ancak, olayların hızla tırmanması karşısında Başbakan Ali Fethi Okyar'ın istifasını isteyen Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü'yü yeni bir hükümet kurmakla görevlendirdi (3 Mart) Bir gün sonra TBMM hemen Takrir-i Sükun Kanunu'nu kabul ederek hükümete olağanüstü hal yetkileri tanıdı Ayaklanmayla ilgili yayınlara konan yasak daha sonra başka önlemleri de kapsayacak biçimde genişletildi Ayrıca Ankara ve Diyarbakır'da İstiklal Mahkemeleri kurulması kararlaştırıldı Bu sırada Diyarbakır'ı kuşatma altına alan Şeyh Said kuvvetleri, hükümet kuvvetleri tarafından püskürtülerek geri çekilmeye başladı Geniş çaplı bir sevkıyatın ardından toplu saldırıya geçen (26 Mart) ve bir bastırma harekatıyla ayaklananların çoğunu teslime zorlayan askeri birlikler, İran'a geçmeye hazırlanan ayaklanma önderlerini Boğlan'da (bugün Solhan) sıkıştırdı Şeyh Şerif ve yanındaki bazı aşiret reisleri Palu'da yakalanırken, Şeyh Said de Varto yakınlarında yakın bir akrabasının ihbarıyla Carpuh Köprüsü'nde ele geçirildi (15 Nisan 1925)
Ayaklanmayı destekleyen eski Şuray-ı devlet reislerinden Kürt Teali Cemiyeti reisi Seyit Abdülkadir ve 12 arkadaşı İstanbul'da tutuklanarak yargılanmak üzere Diyarbakır'a getirildiler Yargılanma sonucunda Seyit Abdülkadir ve 5 arkadaşı ölüme mahkûm olarak, idam edildiler (27 Mayıs 1925)
Diyarbakır'daki Şark İstiklal Mahkemesi önceden verilen emre itaaten Şeyh Said28 Haziran) Cezalar, başta Şeyh Said olmak üzere, ertesi gün infaz edildi ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında da ölüm cezası verdi





(
Şeyh Said Ayaklanması'nın bastırılması Cumhuriyet yönetiminin Doğu Anadolu'da denetimi sağlamasında önemli bir dönüm noktası oldu Öte yandan ayaklanmayla ortaya çıkan gelişmeler, bir süre önce çok partili yaşama geçiş yönünde atılan adımların kesintiye uğramasına yol açtı Ayaklanmaya karıştığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, çok geçmeden hükümet kararnamesiyle kapatıldı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Şeyh Said İsyanı

Eski 06-02-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Şeyh Said İsyanı





Şeyh Sait askeri birliklerce yakalandıktan sonra Oturanlardan ortadaki Şeyh Sait


  • ÖNEMLİ OLAYLARŞEYH SAİT AYAKLANMASI





    Şeyh Sait, 13 Şubat 1925'te Ergani ilçesine bağlı Eğil bucağının Piran köyünde ilk defa isyana başlamıştır Önce Genç ilinin merkezi Darhani'yi ele geçirmiş, bir alayı geri çekilmeye mecbur ettikten ve bir süvari alayını da pusuya düşürdükten sonra, Elazığ'ı almıştır Daha sonra asiler, Diyarbakır'a yürüyerek şehri ele geçirmek istemişlerse de bundan bir sonuç alamamışlardır
Olayın başlangıcında, Ali Fethi Okyar Hükümeti isyanı bölgesel ve çabuk bastırılacak bir olay olarak değerlendirmiştir Ancak isyanın süratle yayılması; Diyarbakır, Elazığ ve Genç vilayetlerini içine alması ve genişlemeye başlamış olmasından ötürü hükümet bir ay süre ile bölgede sıkıyönetim ilan etmiştir Olay, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni tehdit eden, inkılaplara karşı bir isyandır Bükreş'te toplanan Hilafet Kongresinde Vahdettin taraftarları Türkiye'de suikastlar düzenleyerek ve isyan çıkararak karşı ihtilale teşebbüs kararı almışlardı Karşı ihtilali hazırlamakla görevli ihtilal komitesi, ülke içinde gizli beyannameler dağıtıyor, gezici hocalar ve seyyar satıcılar eliyle devrim (inkılap) hamlelerini kötülüyor, hilafet lehine telkinde bulunuyordu Hilafet komitesi, Şeyh Sait'le anlaşarak ihtilal hazırlığı yapmıştı




I Dünya Savaşı'nın sonucu Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ile, Kürtler de bağımsızlık peşine düştüler Bu amaçla kurulan, Kürt Teali Cemiyeti, İngiltere'nin mandası altında bağımsız bir Kürt Devleti kurmayı öngörüyordu Bu cemiyet, Cumhuriyet'in ilanından sonra resmen dağıldı ise de, Kürt İstiklal Komitesi adı altında faaliyetine devam ediyordu İsyan başladıktan sonra, Seyyit Abdülkadir, İstanbul'daki Kürtleri, silahlı bir irtica hareketine sevke teşebbüs etmiş, bu yolda planlar hazırlamıştır
Şeyh Sait olayının ayrıca İngilizlerle de ilgisi vardı Lozan'da halledilmeyen Musul sorununun 1924 yılında İstanbul'da toplanan İngiliz Konferansının sonuç vermemesi üzerine, Milletler Cemiyeti'ne götürülmesi gerekliydi İngiltere bir taraftan Musul halkının Türkiye ile birleşmek isteğini önlerken, diğer taraftan da Türkiye dahilinde, isyan ve kargaşalık çıkararak Türkiye'nin siyasal istikrarını sarsmaya çalışıyordu Bu sırada kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, kısa zamanda padişah taraftarı şeriatçı ne kadar muhalif varsa hepsini içine almıştı Sıkı ve sert tedbirler alınması zorunluluğu ile Ali Fethi Bey (Okyar) Başbakanlık görevinden ayrılmış, yeni hükümeti İsmet Paşa kurmuştu Güvenoyu alan yeni hükümetin ilk işi, isyan karşısında hükümete yetkiler veren Takrir-i Sükun Kanunu ve biri Ankara'da diğeri isyan bölgesinde olmak üzere iki tane İstiklal Mahkemesi kurulması hakkındaki kanunu, TBMM'nden çıkarmak olmuştur




Takrir-i Sükun Kanunu, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Şeyh Sait isyanının ve diğer tehlikelerin ortaya koyduğu engelleri önlemek amacıyla 4 Mart 1925 tarihinde yürürlüğe girmiştir Önce iki yıl için çıkarılan kanun, iki yıl daha uzatıldıktan sonra 4 Mart 1929'da yürürlükten kaldırılmıştır Yapılan planlı askeri harekat sonucunda isyancılar mağlup edildi ve elebaşları hemen yakalandı Suçluların, İstiklal Mahkemesinde yapılan muhakemeleri esnasında, asilerin sözde dini ve şeriatı kurtarmak perdesi arkasında, memleketi parçalayıp bir Kürt devleti kurmak amacıyla harekete geçtikleri ve gizli bir şebeke teşkil ettikleri belirlenmiştir Sonuç olarak, Şeyh Sait ve Seyyit Abdülkadir de dahil olmak üzere bütün elebaşılar idama mahkum edilmiş ve hüküm derhal yerine getirilmiştir




Suçluların İstiklal Mahkemesi huzurunda yaptıkları itiraftan kesin olarak anlaşılmıştır ki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın programında yer alan, dini fikir ve inanışlara hürmet edileceğine ve idarelerde yerinden yönetim (Adem-i merkeziyet) usulünün uygulanacağına dair hükümler ve parti mensuplarının bu hükümlere dayanarak yaptıkları propagandalar, ayaklanmayı tertip edenlerin işine yaradığı gibi, halka isyan cesaretini de vermiştir Bu nedenlerle Doğu'da Diyarbakır'da bulunan İstiklal Mahkemesi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kendi bölgesi içinde bulunan bütün şubelerinin kapatılmasına karar vermiş, Ankara'daki İstiklal Mahkemesi de, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adına yapılan propagandalarda dinin ve dince mukaddes olan şeylerin, siyasal amaçlara alet edildiğini belirleyerek, bu Fırka'nın durum ve çalışma tarzı hakkında Hükümet'in dikkatini çekmiştir
Diyarbakır ve Ankara İstiklal Mahkemelerinin kararlarını dikkate alan Cumhuriyet hükümeti, Takrir-i Sükun Kanununa dayanarak, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın bütün şube ve merkezlerinin kapatılmasına 3 Haziran 1925 tarihinde karar vermiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Şeyh Said Ayaklanması-Nakşibendi Şeyhi

Eski 11-25-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Şeyh Said Ayaklanması-Nakşibendi Şeyhi






Doğu Anadolu'da gerçekleşen büyük bir ayaklanmadır Şeyh Said (1865-1925) adlı bir Nakşibendi şeyhinin önderlik ettiği ayaklanma görünürde cumhuriyet rejimine karşı dinsel bir tepki olarak ortaya çıkmışsa da, ardında başka nedenlerin bulunduğu ileri sürülmüştür Bunların başlıcaları, yeni kurulmuş olan muhafazakâr eğilimli Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nm dinci çevreleri yüreklendirmesi ve Lozan Barış Konferansı'nda anlaşma sağlanamayan Musul sorununu kendi çıkarları doğrultusunda bir çözüme bağlamak isteyen İngiltere'nin Türkiye'yi zayıflatmak amacıyla giriştiği kışkırtmalardır




Ayaklanma 13 Şubat 1925'te Elazığ'ın Eğil bucağına (bugün Diyarbakır'a bağlı Eğil ilçesi) bağlı Piran köyünde jandarmalara ateş açılmasıyla başladı Bunu yöredeki telgraf ve telefon hatlarının kesilmesi izledi 16 Şubat'ta Genç ilinin (bugün Bingöl iline bağlı Genç ilçesi) merkezi ayaklanmacıların eline geçti Bu olay bölgedeki başka güçlerin de ayaklanmaya katılmasına yol açtı Hızla hareket eden Şeyh Said, Maden, Siverek ve Ergani'yi ele geçirdikten sonra Diyarbakır'a yöneldi Başka bir kol da Varto üzerinden Muş'a doğru harekete geçti Ordu birliklerini 21 ve 23 Şubat'ta iki kez püskürtmeyi başaran Şeyh Said 26 Şubat'ta Hani'yi ele geçirdi



Gökdere-li Şerif komutasındaki bir kol da 24 Şubat'ta Elazığ'a girmişti Bu' arada hükümet doğu illerinde seferberlik ve sıkıyönetim ilanetti Ama ayaklanmanın gittikçe yayılması üzerine Fethi Bey (Okyar) başkanlığındaki hükümet 2 Mart'ta istifa etmek zorunda kaldı İsmet Paşa'nın (İnönü) kurduğu yeni hükümet 4 Mart'ta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) güvenoyu aldı Hükümetin ilk işi TBMM'den olağanüstü hal yetkisi istemek oldu 4 Mart'ta kabul edilen Takrir-i Sükûn Kanunu'yla hükümete geniş yetkiler tanındı




Ayaklanmacılar ise 4000 kişilik bir güçle en önemli hedefleri olan Diyarbakır'ı kuşatmışlar, 7 Mart'ta da saldırıya geçmişlerdi Ama kenti savunan ordu birlikleri bu saldırıyı püskürtmeyi başardılar 9 Mart'ta Diyarbakır'a ulaşan yeni birlikler ayaklanmacilanizlemeye başladı 26 Mart'ta başlatilantoplu saldın ve kuşatma harekâtıyla ayaklanmacıların eline geçen yerler geri alındı İran'a sığınmaya çalışan Şeyh Said de 15 Nisan'da Varto yakınlarında yakalanınca ayaklanma sona erdi Diyarbakır'da kurulanİstiklal Mahkemesi'ndeki yargılama sonunda Şeyh Said ve ayaklanmanın önderlerinden 47 kişi ölüm cezasına çarptırıldı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.