11-21-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Radyo İletişiminin İlk Günleri
Radyo İletişiminin İlk Günleri
19 yüzyıla kadar radyo dalgalarına ilişkin hiçbir şey bilinmiyordu 1864'te İskoç matematikçi James Clerk Maxwell (bak MAXWELL James Clerk), elektromagnetik tayf üzerindeki kuramsal çalışmaları sonucunda, frekansı kızılötesi dalgaların frekansından daha düşük, yani dalga boyu onlarınkinden daha kısa dalgaların bulunması gerektiğini saptadı Ama, gözle görülmeyen bu gizemli dalgaları ancak 22 yıl sonra Alman bilim adamı Heinrich Hertz üretmeyi başardı; bu dalgaların da yansıma, kırılma ve girişim gibi optik yasalarına uyduğunu ortaya çıkardı {bak işiK; Yansima ve Kirilma) Ama ne Hertz, ne de dönemin öbür bilim adamları bu dalgalar için pratik bir kullanım alanı bulabildi

O dönemde Hertz'in adıyla anılan bu dalgalar 1894-95'e kadar yalnızca ilginç sonuçlar veren bir laboratuvar araştırma konusu olarak kaldı Mors anahtarı {bak MuRSE Samu-el) ve anten sistemini, Hertz vericisiyle birlikte ilk kez kimin kullandığı tartışmalıdır Ama bu kişi ya Rus bilim adamı Aleksandr Stepa-noviç Popov (1859-1906) ya da o tarihlerde adı henüz duyulmamış genç bir araştırmacı olan İtalyan Guglielmo Marconi'ydi
Popov, Rusya'da Çarlık Deniz Kuvvetleri'nde gizli bir görevde çahşıyordu; Marconi de çalışmalarını gizlilik içinde yürütüyordu, bu nedenle de buluşa ilişkin kesin bir tarih saptamak ve bunlardan hangisinin bu buluşu daha önce gerçekleştirdiğini söylemek olanaksızdır Gene de Marconi'nin radyonun gelişmesindeki katkısının çok büyük olduğunu söylemek yanlış olmaz {bak MARCONİ GUGLİELMO)
1896'da Marconi İngiltere'ye gitti ve geliştirdiği "telsiz aygıtı"nı orada sergiledi Bunun
vericisi Hertz'in kullandığı vericinin bir benzeriydi Vericinin indükleme bobini bataryaya bağlandığında, birbirine yakın yerleştirilmiş iki metal küre arasında yüksek bir elektrik gerilimi oluşuyor ve Marconi'nin Hertz'in aygıtına eklemiş olduğu mors anahtarına basıldıkça, bu gerilim nedeniyle bir küreden ötekine kıvılcım atlıyordu
Marconi, kıvılcım atlama aralığının bir yanına bir tel anten bağlamış, öbür yanını ise topraklamış, yani ikinci küre ile toprak arasına bir bağlantı teli çekmişti Böylece iki küre arasındaki kıvılcım atlamaları antenden uzaya yayılan bir dizi salınım yaratıyor; bu da mors anahtarına daha uzun ya da daha kısa süreli basarak, antenden mors alfabesine uygun işaretler yaymayı olanaklı kılıyordu {bak İŞARETLEŞME)
Alıcı, koherör denen bir aygıttı Bu aygıt, içine gevşek halde metal parçacıkları doldurulmuş küçük bir cam tüpten oluşuyordu ve bir anten ile toprak arasına bağlanmıştı Alıcı antende herhangi bir sinyal yokken metal parçacıkların elektrik direnci yüksek bir düzeyde kalıyordu Ama, antene bir sinyal ulaşır ulaşmaz metal dolgu sıkışıyor ve direnci önemli ölçüde azalıyordu Direnç bu biçimde azaldığında elektromekanik röleler harekete geçiyor ve bir mors yazıcısını çalıştırıyordu Koherörün bir sakıncası şuydu: Sinyalin neden olduğu her sıkışma sonrasında metal parçacıklarını yeniden yüksek dirençli duruma getirmek için tüpe hafifçe vurulması gerekiyordu Bu, tüpe bir elektrikli zil mekanizmasının çekiciyle otomatik olarak vurulması yoluyla gerçekleştiriliyordu
Vericideki operatör mors alfabesiyle bir mesaj yolladığında, bu mesajı taşıyan radyo dalgaları alıcı tarafından toplanıyor ve sonuçta kâğıt bir şerit üzerinde, mors karakterleriyle basılı hale geliyordu Bu yeni telsiz aygıtının erimi yalnızca birkaç kilometreydi ve bu yöntemle mesajlar çok yavaş iletilebiliyordu Ayrıca istenilen frekansta çalışılamıyordu, bu nedenle de birbirinin menzili içinde kalan iki verici aynı anda çalıştırılamıyordu Çalıştırıldığında ise alıcılar her iki mesajı da eşzamanlı olarak alıyor ve ortaya karmaşık sonuçlar çıkıyordu
Ama 1896 ile 1901 arasında Marconi bu alanda büyük bir yenilik gerçekleştirdi Bataryayla çalışan masa üstü vericilerin yerini, ilk olarak İngiltere'nin güneybatısında Cornwall'daki Poldhu kayalıkları üzerinde kurulan yüksek güçte bir istasyon aldı Frekans ayar ya da seçme devresi geliştirildi ve böylece istasyonlar arasındaki girişim önlendi; ayrıca alıcılar daha gelişkin hale getirildi 1901'de Marconi, Poldhu'dan gönderilen sinyallerin Atlas Okyanusu'nu aşarak Kanada'nın doğusundaki Nevvfoundland'da St John's'a kadar ulaştırıldığını bütün dünyaya duyurdu
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|