Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çalan, hazinelerimizin, kapısını, olmadı

Daha Bizim Hazinelerimizin Kapısını Çalan Olmadı ...

Eski 11-21-2009   #1
b@ron
Varsayılan

Daha Bizim Hazinelerimizin Kapısını Çalan Olmadı ...



DAHA BİZİM HAZİNELERİMİZİN KAPISINI ÇALAN OLMADI

ALPEREN GÜRBÜZER
Cüneydi Bağdadi (KS) der ki: "Bu tarikata bu yola inanmak bile keramettir" Ve vasiyetinde; "Bu taifeye ve bu taifenin sözlerine inanan birisini görürseniz bana da dua etsin" buyurmuşlardır

İmam-ı Rabbani (KS) de; "Bu velilerin zahirleri öldürücü zehirdir Sadece zahirlerine bakan helak oldular Batınları ise nur kaynağı felah kaynağı ve selamet kaynağıdır" diyor

İbrahim Hakkı Erzurumlu da öyle diyor: "Eğer avam (halkın genel seviyesi) bu velilerin batınlarını görselerdi ilah diye taparlardı"

Ebul Hasan Harkani (KS) der ki; kırk yıldır öyle bir haldeyim ki gönlüme ne zaman nazar etse kendisinden başkasını bulamaz

İmam-ı Rabbani (KS); "Biz bu tarikatta en kabiliyetsiz müridimizi bile vukuf-i kalb ile uğraştırır yine de ulaştırırız" diyor Vukuf-i kalb demek; insanın kalbini devamlı 'la tutmasına çalışması demektir ve bu kısa bir çalışma neticesinde büyük semere verir

Şeyh Alaaddin Attar Şah-ı Nakşibendî (KS)'nın halifesi ve şöyle der: "bu tarikatta her şey iki üç günlük amelin neticesidir İnsan bu tarikatta iki üç gün gerçekten sadakatla çalışırsa kendisi bazı şeyler meleke kesbeder ve bazı şeyleri artık gayrı ihtıyari yapmaya başlar

Şah-ı Nakşibendî (KS) de öyle der: "Hayatımda gördüğüm birşey benim ciğerime kan oturtturdu Bir baktım Mina Pazarı'nda bir genç ellibin altınlık alışveriş yapıyordu ve kalbi hala 'ı zikrediyordu Aynı anda Kâbe’nin kapısına yapışmış birisi 'tan gayrı şey istiyor

Gavs (KS) da "Daha bizim için buraya gelen olmadı Kimisinin derdi var ondan geliyor Kimisi arkadaşının zoruyla geliyor kimi bakalım nasıl birşeymiş diye geliyor Hepsi bir sebeple geliyor Zararı yok bu çemberin içine girsinler de nasıl girerlerse girsinler" buyurdu

Seyda (KS) da "Daha bizim hazinelerimizin kapısını çalan olmadı" diyor

Gavs (KS) da "Biz buraya gelene çuvalla un vermek isteriz Gelen de avuçla kaşıkla alıyor Onu da daha buradan çıkmadan döküyor Ya yola döküyor ya dışarı çıkıyor döküyor Biz ne yapalım Buraya öyle sofiler geliyor kuru meşe odunu

gibi düz dikiyor tutmuyor Ters dikiyor yine tutmuyor biz ne yapalım Buraya öyle sofiler geliyor ki taharetini yapmasını bilmeyen altını temizlemesini bilmeyen adamlar geliyor ve öyle sofiler var bir emir versek imanını kaybedecek sofiler var Müridlere biz olduk mürid Müridler bize hizmet etmiyor Biz müridlere hizmet ediyoruz Fakat kalpler ve niyetler güzelleşirse elbet 'ın muamelesi O'na göredir" diyor Peygamberimiz (SAV) "Siz kalplerinizi ve niyetlerinizi değiştirmediğiniz müddetçe 'ın size olan muamelesi değişmez" buyuruyor Ve yine "Ameller niyetlere göredir" hadisi şerifini beyan eder

Seyda (KS) bu mevzuda şöyle dedi:

"Buraya öyle sofiler geliyor daha tevbe ediyor gusl abdesti almadan veli olan var (Gusl abdesti almadan bu tarikatta rabıta vird teveccüh ve hatme talimatı verilmez bu yolun besmelesidir) Öyle sofiler var artık tarikatın en son amelini yapıyorlar vermiyor biz ne yapalım? Eğer gerçekten arasalardı şüphesiz verilecekti Çünkü ayetle sabittir: "Biz Bizim yolumuzda mücahade edenlere hidayet kapılarımızı açarız" yalan söylemez ve verdiği sözü yemez Şeytan bile verdiği sözü yemiyor Kullarını sapıttıracağım dedi ve elinden geldiği kadar kulları sapıttırmaya çalışıyor Şeytan verdiği sözü yemezken âlemlerin Rabbi olan hâşâ mı verdiği sözü yiyecek?"

Bu Tarikat-ı Nakşibendiyyenin nispeti Hasan el Harkani (KS) dan Ebu Ali Farmedi Tursi (KS)'ye geçti Ali Farmedi Tursi (KS) aynı zamanda İmamı Gazali (Hz)'nin de şeyhidir ve Şah-ı Nakşibendî (KS) Ali Farmedi (KS)'yı hem över hem de çok metheder: "O'nun ruhuna nazar ettim ruhunda ne renk ve ne şekil vardı Nişanı bir nişan olanlara nişansızlık olanlara ait bir alamettir" Aynı şeyi kendisi için de söyler: "Kendi ruhuma nazar ettim Ne renk ne de şekil vardı"

Ali Farmedi Tursi (KS) şöyle der; "Bir gün düşünüyordum Bana gençliğimde vuku bulan haller bana gençliğimde gelen keşifler daha sonraları o şiddetle o kemalde gelmiyor Neden bu hal diye düşünürken söylediler ki; Senin gençliğin Peygamber (SAV)'ın zamanına daha yakındır"

Bu Tarikat-ı Nakşibendiyye nispeti Ali Farmedi Tursi (KS)'den sonra Yusuf Hemedani'ye devr olunur Yusuf Hemedani (KS)'ın da lakabı İmam-ı Rabbani'dir Fakat bizim İmam-ı Rabbani sözüyle anladığımız zat değildir O Türkiye'ye ve bütün Avrupa yakasına ve Orta Asya'ya bu Tarikatı Nakşibendiyye nispetini yayan kol başıdır hem Yusuf Hemedani (KS) hem de Ahmed Yesevi'nin şeyhidir Aynı zamanda Bektaşi tarikatının bir nispeti de Yusuf Hemedani (KS)'ye ulaşır Hatta Mevlevi tarikatının bir nispeti de Yusuf Hemedani (KS)'nın Gavs-ı Sani’ye ulaşan halkada nisbeti Abdülhalık-ıl Gücdüvani (KS)'ye devreder

Abdülhalık-el Gücdüvani (KS)'nın şeyhi aynı zamanda Hızır (AS)'dır Üstelik de O hafi zikir talimatını Hızır (AS)'dan aldı

Abdülhalık-ıl Gücdüvani (KS)'ye bir gün demişler ki:

"-Efendim bu tarikatta olana şeytan ulaşır mı?"

O da cevap vermiş:

"-Bu tarikatta olan zat fenan'ın sınırına varsa da eğer kızarsa şeytan ona ulaşır Fenaya ulaşanda ise kızmak yoktur gayret vardır ve gayreti olandan şeytan kaçar"

Abdülhalık-ıl Gücdüvani (KS) bir gün sohbet meclisindeyken bir genç Hiristiyan papazı müslüman kılığına girmiş sohbet esnasında şöyle bir soru sormuş:

"-Efendim Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadisi şerifinde: "Müminlerin ferasetinden (İnce Bakışlarından) kaçının Çünkü o 'ın nuruyla nazar eder" buyuruyor Bu ne demektir?"

Abdulhalık-ıl Gücdüvani (KS) cevap verir:

"-Bu şu demektir ki sen zinnarını (Zinnar: papazların beline bağlamış olduğu bir kuşak) çözesin"

Genç şaşkına döner ve itiraz eder:

"-Hâşâ benim zinnarım mı var ki?" Adbülhalık-ıl Gücdüvani (KS) hadimine işaret etmiş ve hadimi sıyırdığı zaman altında gencin boynundaki o zinnar görülüyor Genç o zinnarı koparmış tevbe etmiş ve müslüman olmuş Adbulhalık-ıl Gücdüvani (KS) ardından cemaata dönüyor ve şöyle diyor:

"-Ey cemaat bakın bu zahirde zinnarını kesenlerden af dileyenlerden ve affedilenlerden oldu Gelin biz de batınlarımızdaki zinnarımızı keselim biz de af dileyenlerden af edilenden olalım" diyor

Kibir gurur demek yani benliğin ön plana çıkmasıdır Seyda (KS): "Bu Tarikat-ı Nakşibendiyye'de ben diyende hiç bir şey yoktur" diyor

Zunni Mısri (KS) da öyle der; "Senin O'nu görmene perde ne arşdır ne de kürs'dir ne semavat Senin O'nu görmene perde olan senin benliğinin ölçüsüdür"

Seyyid Taha (KS) da şöyle der: "Bu Tarikat-ı Nakşibendiyye nispetinde kibir ucub gurur ve riya olmaz Nasıl olsun ki bu tarikattan irşada çıkıp da halkı görmesin "

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.