YİRMİNCİ YÜZYILDA PARİS (JULES VERNE)






Endüstri devrimi sonrasında ivme kazanan sanayileşme ile iç içe girişik bir yapı arz eden bilimsel gelişmelerin ürünleri olan teknolojik ürünler insan hayatına ani ve sürekli girişler yapmaktadır

Bu teknolojik yansımaların insan hayatında yer alması ve bu yansımalarla insanların tecrübeleri sonucunda yaşam ve algılayış tarzında meydana gelen değişiklikler ve bu değişikliklerin süreklilik arz etmesine istinaden fabrikalarla birlikte mekanikleşen yaşam ve algılama tarzı nümerik bir sonuca ulaşma amacı gütmemekle birlikte saygı duyulan branşları otoritelerini kaybetme korkusuyla karşı karşıya getirmektedir

Bunun dile getirildiği eserlerden biri de şüphesiz Jules Verne'nin kaleme aldığı "Yirminci Yüzyılda Paris" tir






Jules Verne eserinde yazıldığı tarihten yüzyıl sonra Paris'i ve "eski asırdan kalma bir şair" in hikâyesini anlatmaktadır

Yirminci yüzyılda teknolojik gelişmelerde zirveye ulaşılmıştır

Ve neredeyse tüm meslek alanları bu doğrultuda gelişmiştir

Edebiyat, tiyatro, şiir



vb ise George Orwell'in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı eserindeki tüm erdemlerdeki gibi içi boşaltılmış ve sözde kalan isimlerine dahi acınması gereken, alay konusu, "boş işlerden ibaret" alanlar olarak algılanmaktadır

Yazar Latince şiir ödülü olarak "İyi torna ve tesviyecinin el kitabı" nın layık görüldüğü asi ve gururlu Michel aracılığıyla kendi endişelerini dile getirmektedir

"Genel Eğitim-Öğretim Kredi Kurumu" sanayi ağırlıklı eğilimler için biçilmiş kaftan niteliğine sahip bir iş adamı perspektifi ile inşaat ile irşadı, eğitim-öğretimden farklı görmeyen bir kurumdur






Yirminci yüzyılda Paris beş milyon nüfusuyla sürekli büyüyen, sokakları genişletilmiş ve cıvadan yapılmış küçük bir tek kafesin elektriklenmesi ile çalışan şamdanlarla sokakları aydınlatılmaktadır

Bir sokaktan diğerine geçmeyi sağlayan köprüler vardır

Ulaşımı William sistemi denen bir sisteme göre sıkıştırılmış hava ile çalışan trenlerle rahatça sağlanmaktadır ve metronun yapım ve maliyet sorunu ile yol düzeyinde yapılan tren raylarının kavşaklarda trafiği aksatma sorunu trenlerin evlerin birinci kat hizasından geçirilmesiyle ortadan kaldırılmıştır

Sokaklarda arabalar atsız bir makine ile hidrojen sayesinde rahatça gidebilmektedir

Tüm bunlar sayesinde insanlar kısa sürede istedikleri yere gidebilmelerine rağmen onların yine de telaşlı hallerine, aceleci yürüyüşlerine, Amerikanvari atılganlıklarına bakıldığında, servet edinme ifritinin onları önüne katmış durmadan ve acımadan koşturduğu izlenimi vermektedir

Evlerde iniş-çıkış odaları bulunmaktadır ve insanlar merdivenle çıkma zahmetinden kurtulmuştur

İşyerinin fazla olması ve sokakların genişletilmesi ile ortaya çıkan emlak sorunu küçük ama fonksiyonel yeni icatlar sayesinde bir nebze azaltılmıştır

Yani mekanik icatlar hayatın bir parçası haline gelmiştir






Bu yüzyılda geçen yüzyılın yazarlarının eserlerini bulmak çok zordur, zaten bulmak isteyen de Michel gibi sayılı "bir işe yaramaz insanlar" dan ibarettir

Victor Hugo'nun dahi eserlerini bulmak imkânsızdır

Kimya, mekanik kısaca bilim çoktan şiirin alanını da istila etmişti

Modern şiir mekanik olayları dile getirmektedir

Michel kendisinden sanatçı olduğu için utanılan dayısıyla tanışır ve onun tavsiyelerine rağmen sanatçı yaşamanın ne denli aldatıcı, alçaltıcı ve dayanılmaz olduğunu anlayamaz, anlamak istemez, ısrarcı bir karaktere sahiptir

Zorunlu olarak çalıştığı bankada sevmediği ve yapamadığı işlerle uğraşır ama başarısızlıklarla sürekli farklı bölümlere gönderilir

Ama kendisini bekleyen hep aynı şeydir çünkü tek para getiren mekaniktir, makinelerle birlikteliktir

Verne'nin yaşadığı dönemi göz önüne aldığımızda her icadın gücünün "beygir" gücü ile belirtilmesini o dönemde var olan buharlı makinenin gücünün beygir gücü ile değerlendirilmesinden kaynaklandığını söyleyebiliriz

Michel en sonun da kendini biraz olsun anlayabilen Quinsonnas'ın yanında çalışmaya başlar

Üç metrelik kayıt defterini yazmaktır görevleri

Quinsonnas da kendisi gibi bir dizi "başarısızlık " deneyimi yaşamıştır






Bu dönemde modern armoni olarak adlandırılan "şarkıcıların hayvanat bahçesine çevirdiği ses kargaşası" ndan ibarettir

Çalgı çalgıcısını beslemeye yetmemeye başladıktan sonra opera da çökmüştü

Michel kendisi gibi şiirle uğraşan ve son üç öğrencisi kalan hocası Mösyö Richelot, torunu Lucy ve dayısı ile Grenelle limanını gezerler

Paris kanallar vasıtası ile bir liman şehri haline getirilmiştir ve gemiler trenler yardımıyla rahatça çekilebilmektedir

Bu sayede gemiler kolayca Paris'in içine kadar gelebiliyordu

Her tarafı mekanikle çevrilmiş olan Michel için işten çıkarılmak başlangıçta yine diğer işten çıkarılışındaki gibi esaretten özgürlüğe uçuş niteliği taşısa da Büyük Dramatik Kırkambar'da çalışmaya başlaması ve her defasında ondan "saçma sapan modern bir eser" ortaya koymasını beklemeleri sebebiyle sürekli yine bölüm değiştirmesi ve en sonunda oradan da çıkması sonun başlangıcıdır






Sadece mekanik ürünlere mi saygı duyuyordu insanlar? Bu soruyu birçok kez kendisine sormuştu ama hiç istediği cevabı alamamasına rağmen bilimin, endüstrinin - modernizmin- kıskacından kurtulmaktı kendi kitabını yazmak

Basılmamasıyla sefalet de başlamıştı

Yapabileceği bir tek iş dahi olmadığından gece vakti Lucy'e koştu ama edebiyatın bilim ve endüstride-modernizmde- kendine yer bulamaması onların da sonunu getirmişti

Tüm mekanikten -modernizmin ürünlerinden- kaçmak istiyordu, her elektrik lambasını gördüğünde yönünü değiştirdi ama kurtuluş yoktu

Modernizm onu da diğerleri gibi çarkları arasında ezivermişti

Sonu kendisi gibi insanları bulabileceği tek yer olan mezarlıkta donmaktı


