Kimyasal bağ, iki ATOM'u birleştiren bir bağlantıdır

Bu atomlar, hidrojen gazında (H2) olduğu gibi özdeş ya da magnezyum oksit (MgO) BİLEŞİK'inde olduğu gibi farklı olabilirler

Ayrıca, ikiden çok atomdan oluşmuş birçok kimyasal bileşik de vardır

Bir bağ ile bir başka atoma bağlanan her atom, bileşiğin tüm özelliklerini taşıyan en küçük tanecik olan MOLEKÜL'Ü oluşturur

Sofra tuzu molekülünde bir sodyum (simgesi Na olan etkin bir alkali metal) atomu, bir klor (simgesi Cl olan bir gaz) atomuna bağlanarak, beyaz billursu bir katı olan sodyum klorürü (NaCl) vermiştir

Kloroformda katı bir element olan karbonun bir atomu, hidrojen gazının bir atomu ve üç klor atomu ile bağlanarak sıvı kloroformu (CHCl3) oluşturmuştur

NaCl molekülünde bir kimyasal bağ bulunmasına karşılık, CHC12 molekülünde dört kimyasal bağ vardır
Yalnızca belirli atomlar birbirleriyle bağ oluştururlar

Bu, sözkonusu atomların elektron sayılarına ve bu elektronların çekirdek çevresinde düzenleniş biçimine bağhdır

Genel kural, değişmez sayıda elektron kapsayan kararlı, en dış elektron kabuklarının oluşmasıdır ve bu sayı çoğu atomlar için sekizdir

Bir istisna olan hidrojenin (H), yalnızca iki elektrona gereksinmesi vardır

Bir atomun oluşturduğu bağların sayısına DEĞERLİK (valans) adı verilir

Kimyasal tepkime sırasında bağlar kopar ve yeni bağlar ortaya çıkar
Kimyasal bağlar üç yolla oluşur:
Elektronların her birinin bir atom tarafından sağlandığı bir elektron çiftinin iki atom tarafından paylaşılmasıyla kovalent bağ; bir elektronun bir atomdan ötekine aktarılmasıyla elektrovalent (ya da iyonik) bağ; bir atomun bir elektron çiftini öteki atoma vermesiyle koordinattı (ya da datif) bağ
Kimyacılar, bir moleküldeki atomların nasıl bağlandığını göstermek için yapısal formülleri kullanırlar (şekillere bakınız)

Anorganik bileşiklerdeki bağlar, genellikle elektrovalent bağ niteliğindedir

Bir sodyum atomunun en dış bölgesinde bir elektronu vardır ve bunu oldukça kolaylıkla yitirerek artı yüklü sodyum iyonu (Na+)verir

Buna karşılık,klorun en dış bölgesinde yedi elektronu vardır ve kararlı eksi yük kazanarak eksi yüklü Cl- iyonu verir

Bağ oluşumundan önce çekirdek üzerinde bulunan toplam artı yük, çekirdeği saran ve her biri birim eksi elektrik yükü taşıyan elektronların sayısı tarafından dengelendiğinden, atomlar dışa karşı elektrikçe nötrdür (yansızdır)
Kovalent bağ,
kloroform (CHC3) ve metan (CH4) gibi organik bileşiklerde bulunan başlıca bağ türüdür

Klor gazının (Cl2) molekülleri de kovalent bağlarla bağlıdır

Elektronların bu biçimde paylaşılma
sında atomlar karşıt yüklü bölümler oluşturmazlar

Koordinattı (datif, verilmiş) bağ, nitrik asitte (HN03) ortaya çıkar

Bu molekül, bir tanesine bir hidrojen atomu (H) bağlanmış üç tane oksijen atomuna (O) bağlı bir azot atomu (N) içerir

Saf nitrik asitte, azot atomu iki elektronunu bir oksijen-atomuna vererek, onunla bir datif bağ oluşturmuştur

Ayrıca bu molekül, oksijen atomlarının biri ile azot atomu arasında bir çifte kovalent bağ içerir
Bazı atomlar tek, çift ya da üçlü bağlar oluşturabilirler

Karbon, bunun' en göze çarpan örneğidir

Karbon atomlarının birbirleriyle uzun zincirler oluşturarak bağlanabilmelerinin sonucu olarak, günümüzde, birbirleriyle ve başka atomlarla bağlanmış karbon atomlarını içeren bir milyonun üzerinde farklı molekül türü "ardır

Bu moleküller canlı maddenin olduğu kadar yakıt, plastik ve ilaç üreten modern kimya endüstrisinin de temelini oluşturur
Hidrojen atomları ile oksijen ya da azot atomları içeren moleküllerde, hidrojen bağı adı verilen başka bir bağlanma türü ortaya çıkar

Bunlar, zayıf bağlar olmakla birlikte, önemlidirler

Hem oksijenin hem de azotun en dış bölgelerinde ortaklanmamış elektron çifteleri vardır

Küçük ve yüzeye yakın artı yüklü çekirdeği bulunan hidrojen atomu, serbest elektronların üzerine yerleşmek eğilimindedir (bu, moleküllerin birleşmesinin nedenidir) Suda(HzO), bu yolla oluşmuş moleküller vardır ve birleşmesinin sıkılığı, bileşiğin yoğunluğunu artırır

Bu, suyun oda sıcaklığında bir gaz olmayıp sıvı halde kalmasını sağlar

Hidrojen bağları, uzun ve bükülmüş zincirler içeren protein moleküllerinin biçimlerinin belirlenmesinde de Önemli bir rol oynar
Kimyasal bağın uzunluğu, birbirine bağlanmış olan atomların çekirdekleri arasındaki uzaklıktır ve X—ışını KRİSTALLOGRAFİ'si yoluyla duyarlı olarak saptanabilir

Kimyasal bağın kuvveti, bağlann koptuğu ya da oluştuğu kimyasal tepkimelerle birlikte ortaya çıkan enerji değişimlerinin ölçümüyle, deneysel yoldan belirlenebilir