![]() |
Allah'ı Kim Yarattı?[hâşa] |
![]() |
![]() |
#1 |
peri
|
![]() Allah'ı Kim Yarattı?[hâşa]Bütün varlıkları Allah yarattı ![]() Zamanımızda saf zihinleri bulandırmak, körpe dimağları ifsat etmek için ortaya atılan sorulardan biri de "Bu mahlûkatı Allah yarattı, peki ya Allah'ı -hâşâ- kim yarattı?" sorusudur ![]() Aynı soru müşrikler tarafından bizzat Peygamber Efendimize (asm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biz de Resûlulluh'a (asm ![]() ![]() "De 'ki O Allah'dır, bir tektir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sûre Allah'ın varlığının, birliğinin, eşi ve dengi olmadığının en güzel, en cami, en güzel bir ifadesidir ve Kur'ân-ı Kerîm'in tevhid noktasında bir özeti gibidir ![]() ![]() "De ki: O Allah'tır, Ehad'dir ![]() Âyet-i kerîmedeki Allah lâfzı Cenâb-ı Hakk'ın zâtına işaret etmekte, Ehad ise, O'nun birliğini ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hakkın zâtının bir olduğunu, kudsî mahiyetinin hiçbir mahiyete benzemediğini, mekândan ve zamandan, cisimden ve cisme ait bütün özelliklerden münezzeh olduğunu ifade eder ![]() Cenâb-ı Hakk'ı "Ehad" olarak bilen bir insan O'nu kimin yarattığı gibi bir sorunun ne kadar saçma olduğunu hemen anlar ![]() ![]() "Allah Samed'dir ![]() Yâni, O hiçbir şeye muhtaç değildir, herşey O'na muhtaçtır ![]() ![]() "Lem yelid" Yani, Ehad ve Samed olan Allahü Teâlâ, evlâd sahibi olmaktan, doğurmaktan ve bölünüp - parçalanmaktan münezzehtir ![]() "Allahü Teâlâ, Ehad, Samed olduğu için tecezzi etmez, O'ndan ne bir cüz, ne bir cevher, ne bir madde kopup ayrılmaz, çıkmaz ve O'nun cinsi, nev'i, benzeri olmaz, hiçbir ihtiyacı eksiği, gediği bulunmaz ![]() ![]() ![]() O Vahid-i Ehad bölünme ve parçalanmadan münezzeh olduğu için, kendi zâtından bir ilâh sudur etmesi muhaldir ![]() ![]() ![]() "Ve lemyuled" Yâni, bir başkasından doğmamıştır, sonradan olmamıştır; evveli yoktur, ezelîdir ![]() ![]() Bu ayet, Allahü Teâlâ hakkında babalığı, analığı, başkasından doğmuş olmayı reddetmekle, başta Hıristiyanların "teslis" akidesi olmak üzere her türlü velediyet fikrini reddeder ![]() "Ve lemyekün lehu küfüven ehad ![]() Yâni, hiçbir şey O'nun dengi (ve benzeri) değildir ![]() "Ne evvelinde doğuran bir sabıkı, mafevki, ne de âhirinde doğmuş, doğacak bir lâhiki, matahtı olmadığı gibi, O'na kadr ü şânında beraber olacak hiçbir vech ile hiçbir denk, ne zâtta, ne sıfatta hiçbir müsavi, hiçbir mümasil; ne zıtlaşacak, ne birleşecek hiçbir eş, ne arkadaş, ne rakip hiçbir şerik ü nazır olmamıştır ve olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() Sûrenin önceki âyetleri tevhidin bütün mertebelerini özet olarak ifade ettiği gibi, bu âyet-i kerîme de Cenâb-ı Hakk'ın Zâtında benzeri, fiillerinde ortağı ve sıfatında benzeri bulunmadığını beyan ile şirkin akla gelebilecek bütün türlerini reddetmektedir ![]() İhlas suresinin kısa bir açıklamasını verdirten sonra söz konusu soru hakında şunları da ifade etmekte fayda görüyoruz: Şu varlık aleminin yaratıcısı ancak ve ancak vücudu vâcib, ezelî ve ebedî, zâtında ve sıfatlarında benzeri bulunmayan Allah'dır ![]() ![]() ![]() Allahü Teâlâ Ehad'dir; birdir, zatında şeriki yoktur ![]() Allahü Teâlâ Samed'dir ![]() ![]() ![]() Allahü Azîmüşşân doğmadan ve doğurulmadan münezzehtir ![]() Allahü Teâlâ'nın eşi, benzeri, dengi ve küfüvvü yoktur ![]() ![]() ![]() Evet, "Cenâb-ı Hakk'ı -hâşâ- kim yarattı?" sorusunda açık bir çelişki vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İnkılâb-ı hakâik, ittifaken muhaldir ve inkılâb-ı hakâik içinde muhal-ender muhal, bir zıddın kendi zıddına inkılâbıdır ![]() ![]() Soru bu hakikatin ışığında incelendiğinde şu tezatlar ortaya çıkar: Allahü Teâlâ'nın -hâşâ- yaratıldığı vehmedilirse o halde, O Zât-ı Mukaddes'in hem ezelî, hem hadis (sonradan yaratılmış), hem Hâlık, hem mahlûk, hem sonsuz kadir, hem sonsuz âciz, kısacası, hem ulûhiyetin sonsuz kemâl sıfatlarına, hem de mahlûkiyetin sonsuz eksik sıfatlarına sahip olması lâzım gelir ![]() Soru böyle sonsuz çelişki ve zıtlıklar taşıdığı gibi, birçok imkansızlıkları da içine almaktadır ![]() ![]() Bir an için O Vâcib-ül Vücud hakkında böyle bir soru sorulduğu farzedilse, o zaman bu soru o noktada kalmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Teselsülün muhal olduğuna dair bazı misaller takdim edelim: On-onbeş vagonlu bir tren düşününüz ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı şekilde, bir şekerin nasıl yapıldığını sorsak, bize cevaben, şeker fabrikasında yapıldığı söylenecektir ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan bir elma, tabiri caiz ise, elma fabrikası olan ağacında yapılmaktadır ![]() ![]() ![]() Bir nefer emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan ve başkumandan da padişahtan alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu misâllerden anlaşıldığı gibi, bu kâinatın yaratılışının; zâtı, esması ve sıfatlarıyla ezelî ve ebedî olan Allah'ın ilim, irade ve kudretine dayanması zaruridir ![]() "Cenâb-ı Hakk'ı -hâşâ- kim yarattı?" diye firavunâne soru soranlar "teselsülün muhal oduğunu" bilmediklerini ve nefisleriyle bir demogoji yaptıklarını açığa vurmuş olurlar ![]() -------------------------- Dipnotlar: (1) Hak Dini Kuran Dili, 9/6272; Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu'l-Gayb, Akçağ Yayınları: 23/554-555 ![]() (2) Elmalılı Hamdi Yazır H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (3) Elmalılı Hamdi Yazır a ![]() ![]() ![]() ![]() (4) Said Nursî, Sözler s ![]() Mehmet Kırkıncı
__________________
Yüreğin varsa karşılıksız da seversin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Korkun ne olabilir ki? Kaybetmek mi? Hep yalnız değilmiydik zaten ![]() ![]() ![]() Seviyorum demek önce onsuz olmayı kabullenmektir Varlığı armağansa yokluğu ceza deği Varlığının değerini bilmektir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|