Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayyam, ömer

Ömer Hayyam

Eski 04-29-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ömer Hayyam



ÖMER HAYYAM

Doğum tarihi kesin belli değil Adı Ömer�dir Kayıtlara göre soyadı Abdulfeth, baba adı Ebrahim, sanı ise Gıyaseddin Horasan yakınlarındaki Nişabür kentinde doğdu Çocukluğu ve gençliği bu kentte geçti Tıp, felsefe, fizik, matematik, astronomi bilimleriyle uğraştı Rubaileri kadar bu yönüyle de ünlüdür Döneminde Beld, Herat, Esfehan, Mekke�ye gittiği biliniyor Ölüm tarihinin Hicretten sonra 520 olduğu sanılıyor Döneminin önemli isimleri Hasan Sabah ve Selçuklu ünlü vezir Nizam-ül Mülk ile okul arkadaşı olduğu yolunda bilgiler var

Gıyaseddin Eb'ul Feth Ömer İbni İbrahim'el Hayyam veya Ömer Hayyam (18 Haziran 1048 - 4 Aralık 1131), Fars şair, filozof, matematikçi ve astronom





Ömer Hayyam ( Nişabur, Nişabur, نیشابور İran'ın kuzeydoğusunda bulunan Horasan eyaletinde bir şehir Meşhed yakınlarında Binalud dağının eteklerinde verimli ve düz bir araziye yayılan şehir tarım ve ticaret yoluyla iran ekonomisine büyük katkı sağlar

Horasan,
Horasan İran'ın doğusunda ve kuzeydoğusunda yer alan bölgeye verilen isim Farsça bir kelime olan Horasan "Güneşin yükseldiği yer" anlamına gelir Sasaniler zamanında ülkenin kuzeydoğuna bu isim verildi

İran,
İran İslam Cumhuriyeti Asya’nın batısında yer alan bir devlet Kuzeyinde Ermenistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Hazar Denizi, doğusunda Afganistan ve Pakistan, batısında Türkiye ve Irak, güneyinde Basra ve Umman körfezleri bulunur

18 Mart Gregorian Takvimine göre yılın 77 günüdür Sonraki sene için 288 gün var (Artık yıllarda 289)


1048 -


Nişabur, Nişabur, نیشابور İran'ın kuzeydoğusunda bulunan Horasan eyaletinde bir şehir Meşhed yakınlarında Binalud dağının eteklerinde verimli ve düz bir araziye yayılan şehir tarım ve ticaret yoluyla iran ekonomisine büyük katkı sağlar


4 Aralık 4 Aralık Gregorian Takvimine göre yılın 338 günüdür Sonraki sene için 27 (Artık yıllarda 28) gün var


1131), 1131 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler


İran'lı İran İslam Cumhuriyeti Asya’nın batısında yer alan bir devlet Kuzeyinde Ermenistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Hazar Denizi, doğusunda Afganistan ve Pakistan, batısında Türkiye ve Irak, güneyinde Basra ve Umman körfezleri bulunur


matematikçi, Matematik, sayma, ölçme, cisimlerin şekillerini tanımlama gibi temel işlemlerden ortaya çıkan ve yapı, düzen ve ilişkileri inceleyen bilim dalı Mantıksal irdeleme ve nicel hesaplamaları konu alan matematik, idealleştirme ve soyutlamalara dayanır


astronom, Resim:Galileoarp300pixjpg|thumb|right|Galileo Galilei, teleskobik astroÂnominin kurucularından olan İtalyan astronom


şair ve Şair Şiir yazan kişi Şair kelimesi Arapçadan gelir ve doğaüstü güçlere sahip, meczup, kahin gibi anlamlar da yüklenmiştir


filozof astronomi ve matematik âlimi, şâir KünyesiEbü’l-Feth olup, lakabı Gıyâsüddîn’dir Şiirlerinde En genel anlamda, düşünce ve teorileriyle başta kendisi olmak üzere halkının ve insanlığın ufkunu genişletmiş bir şeylerin yepyeni perspektiften görülmesini sağlamış kişi Biraz daha özel bir anlam içinde, hayata iyi yönleriyle bakan, hoşgörülü, güçlükleri tevekkülle karşılayan kalender kimse


Hayyam (çadırcı) mahlasını kullandığı için, bu mahlas ile meşhûr oldu 1044-1132 (H436-517) seneleri arasında yaşadı Küçük yaşta ilim tahsiline başladı Önce Nasîrüddîn Şeyh Muhammed Mansûr’dan, daha sonra meşhûr âlim ve hekim Muvaffaküddîn Abdüllatîf ibni Lubad ile matematikçi Hâce Ali’den ilim öğrendi Hayyâm, Nizâm-ül-mülk ve Hasan Sabbâh’ın aynı hocadan ders aldığı da rivâyet edilmektedir

Asıl adı "Giyaseddin Ebu'l Feth Ömer bin İbrahim"'dir Hayyam çadırcı demektir Ömer Hayyam tarafından kullanılan bir mahlastır


Farsça " Kökü itibarıyla dünyanın en eski dilleri arasında yer alan Farsça, milattan yediyüz yıl öncesine ait açık tarihi ve bin yıllık yazılı eserleriyle İran’ın köklü ve sağlam kültürünü komşu ülkelere kadar tanıtmıştır
Detaylı bilgi için linke tıklayınız
çadır yapan insan" anlamına gelen "Hayyam" kelimesi çadırcı olan babasından gelmiştir

Ömer Hayyam'ın Hayatı

Hayatı, Çadır Alm Zelt (n), Fr Tente (f), pavillon (m), İng tent, pavilion Açık havada kurulup, sökülebilen ve kolayca taşınabilen dokumadan, keçe, bez, deri ve çuldan yapılan seyyar mesken, barınak

Göçebe hayatı sürdüren kavimler ve görevleri icabı sık sık yer değiştiren gezici ekipler tarafından kullanıldığı gibi, yaz tatillerinde dinlenme yeri olarak da kullanılır Savaş ve tatbikatlarda askerlerin, zelzele, su baskını, yangın gibi tabii afetler son


gençlik yılları bilinmiyor Bugüne kadar gelen eserlerinden ve hayatıyla ilgili olayları anlatan bazı kitaplardan, matık, felsefe, matematik ve Felsefe, varlık, anlam ve öz sorunlarının eleştirel bir yaklaşımla araştırılmasına ve varılan sonuçların sistemli bir biçimde ortaya konmasına yönelik düşünsel etkinlik Yokluğa karşıt olarak var olan şey Oluşa karşıt bir şey olarak, değişmeden aynı kalan gerçeklik Boşluğa karşıt bir şey olarak, mekanda bir yer işgal eden kalıcı gerçeklik


astronomi konularında çalıştığı, bu alanlarda düzenli bir öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır Hayyam Astronomi (Yunanca: astron "yıldız" ve nomos "yasa"), GÖKBİLİM olarak da bilinir, bütün gökcisimlerinin ve evrende dağılmış olan yıldızlararası maddenin kökenini, evrimini, bileşimini, uzaklığını ve hareketini inceleyen bilim Gökcisimlerinin ve evreni oluşturan maddenin fiziksel ve kimyasal özelliklerini konu edinen astrofizik bu bilimin bir dalıdır


Nişabur'ludur Yaşadığı dönemin ünlü veziri Nişabur, نیشابور İran'ın kuzeydoğusunda bulunan Horasan eyaletinde bir şehir Meşhed yakınlarında Binalud dağının eteklerinde verimli ve düz bir araziye yayılan şehir tarım ve ticaret yoluyla iran ekonomisine büyük katkı sağlar




Hasan Sabbah ile aynı Hasan Sabbah İran’daki İsmailiyye Devletinin kurucusu ve Batıniliğin bir kolu olan Haşşaşin fırkasının reisi İsmi, Hasan bin Ali bin Muhammed bin Ca’fer bin Hüseyin bin el-Sabbah el-Himyeri’dir Hasan Sabbah veya Hasan bin Sabbah diye şöhret bulmuştur Kendi iddiasına göre, Yemen emirlerinden Yusuf Himyeri’nin soyundandır Doğum tarihi belli değildir İran’ın Rey şehrinde doğdu 1124 (H518)te öldü

Hasan bin Sabbah, çocukluğundan itibaren düzenli bir eğitim ve öğretim gördü

medresede zamanın ünlü alimi Muvaffakeddin Abdüllatif ibn el Lübad'tan eğitim görmüş ve hayatı boyunca her ikisi ile de ilişkisini koparmamıştır Bazı kaynaklar;
Medrese, İslam devletlerinde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı Medrese kelimesi Arapça ders (ﺱﺭﺩ) kökünden gelir Medreselerde ders verenlere müderris denir


Hasan Sabbah'ın Rey kentinden olduğu Hasan Sabbah İran’daki İsmailiyye Devletinin kurucusu ve Batıniliğin bir kolu olan Haşşaşin fırkasının reisi İsmi, Hasan bin Ali bin Muhammed bin Ca’fer bin Hüseyin bin el-Sabbah el-Himyeri’dir Hasan Sabbah veya Hasan bin Sabbah diye şöhret bulmuştur Kendi iddiasına göre, Yemen emirlerinden Yusuf Himyeri’nin soyundandır Doğum tarihi belli değildir İran’ın Rey şehrinde doğdu 1124 (H518)te öldü

Hasan bin Sabbah, çocukluğundan itibaren düzenli bir eğitim ve öğretim gördü Büyük Se


Nizamül-Mülk'ünde yaşca Ömer Hayyam ve



Hasan Sabbah'tan büyük olduğunu ve buna dayanarak aynı medresede eğitim görmediklerini belirtmektedir Ama yine de Ömer Hayyam, Hasan Sabbah İran’daki İsmailiyye Devletinin kurucusu ve Batıniliğin bir kolu olan Haşşaşin fırkasının reisi İsmi, Hasan bin Ali bin Muhammed bin Ca’fer bin Hüseyin bin el-Sabbah el-Himyeri’dir Hasan Sabbah veya Hasan bin Sabbah diye şöhret bulmuştur Kendi iddiasına göre, Yemen emirlerinden Yusuf Himyeri’nin soyundandır Doğum tarihi belli değildir İran’ın Rey şehrinde doğdu 1124 (H518)te öldü

Hasan bin Sabbah, çocukluğundan itibaren düzenli bir eğitim ve öğretim gördü



Hasan Sabbah ve Hasan Sabbah İran’daki İsmailiyye Devletinin kurucusu ve Batıniliğin bir kolu olan Haşşaşin fırkasının reisi İsmi, Hasan bin Ali bin Muhammed bin Ca’fer bin Hüseyin bin el-Sabbah el-Himyeri’dir Hasan Sabbah veya Hasan bin Sabbah diye şöhret bulmuştur Kendi iddiasına göre, Yemen emirlerinden Yusuf Himyeri’nin soyundandır Doğum tarihi belli değildir İran’ın Rey şehrinde doğdu 1124 (H518)te öldü

Hasan bin Sabbah, çocukluğundan itibaren düzenli bir eğitim ve öğretim gördü


Nizamül-Mülk'ün ilişki içinde olduklarını inkar etmemektedir

Semerkant-


Amin Maalouf)

Hayyam, zamanında daha çok Amin Maalouf (25 Şubat 1949), yapıtlarını Fransızca veren Lübnanlı yazar 1949'da Beyrut, Lübnan'da doğdu Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazeteciliğe başladı Lübnan'da iç savaşın çıktığı 1975'e kadar Lübnan'da gazetecilik yaptı Bu tarihte Paris'e göç etti 2005 itibarı ile hala Paris'te yaşamaktadır Çeşitli yayın organlarında yöneticilik ve köşe yazarlığı yapmış olan Maalouf, bugün vaktinin çoğunu kitaplarını yazmaya ayırmaktadır

bilgin olarak ün kazandı İran'ın, Selçuklular yönetiminde olduğu bir çağda yetişen Hayyam, Horasan ülkesindeki büyük şehirleri, Selçuklular, Türk-İslam devletlerinin en büyüklerindendir Oğuzların Üçoklar kolunun, Kınık boyuna mensupturlar 10 yüzyılın sonu ile 11 yüzyılın başlarında İslamı kabul ettiler Selçuklular; Çin'den, Batı Anadolu dahil bütün Ortadoğu ülkeleri, Akdeniz sahilleri, Kuzeybatı Afrika, Hicaz ve Yemen'den Rusya içlerine kadar yayılan hakimiyetin, muazzam bir kültür ve medeniyetin temsilcisidir
Image:Afghanistan34P-Balkhpng|180px|right|Carte de l`Afghanistan mettant en í©vidence Balkh

Buhara ve Merv gibi bilim merkezlerini gezdi, bir ara Bağdat'a da gitti Zamanının hükümdarlarından, özellikle Selçuklu Sultanı Melikşah ve Karahanlılardan Şems-ül Mülk'ten büyük yakınlık gördü Saraylarında, meclislerinde bulundu

Dönemin önemli isimleri olan Nizamülmülk ve Hassan Sabbah ile okul arkadaşı olduğu söylenir ama kronolojik olarak mümkün görünmemektir


Ömer Hayyam'ın Nişabur'daki (İran) mezarı


Gerek Hayyam'ın zamanında, gerek sonraki çağlarda yazılan kaynaklarda çağının bütün bilgilerini edindiği, o alanlarda derin tartışmalara girdiği, fıkıh, ilahiyat, kıraat, edebiyat, tarih, fizik ve astronomi okuttuğu yazılıdır Müderrislik hayatının pek başarılı olmadığı ama dönemim önemli bilginlerinden Zemahşeri'nin derslerine devam ettiği, Zemahşeri'yi, bilgi bakımından beğendiği söylenir


Eserleri


Hayyam'ın fizik, metafizik, matematik, astronomi ve şiir konularında değişik eserleri vardır Bunlar arasında İbn-i Sina'nın Temcid (Yücelme) adlı eserinin yorum ve tercümesi de yer alır Zamanında, bir bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam'ın edebiyat tarihindeki yerini sağlayan, sonraki yüzyılarda da Doğu İslam dünyasının en büyük şairlerinden biri olarak anılmasına yolaçan Rubaiyat'ıdır (Dörtlükler) Ömer Hayyam, İran ve Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu sayılır Sonraları aralarına başkalarının eserleri de karışan bu rubailer 200 kadardır Hayyam, oldukça kolay anlaşılan, yumuşak, akıcı, açık ve seçik bir dil kullanır Şiirlerinde gerçekçidir Yaşadıkları, gördüklerini, çevresinden, zamanın gidişinden aldığı izlenimleri yapmacığa kapılmaksızın, olduğu gibi dile getirir Ona göre, gerçek olan yaşanandır, dünyanın ötesinde ikinci bir dünya yoktur İnsan, yaşadıkça gerçektir, gerçek ise yaşanandır En şaşmaz ölçü akıl ve sağduyudur İnsan bir akıl varlığıdır Gerçeğe ancak akıl yolu ile ulaşılabilir

Onun şiirinde zamanın haksızıkları, softalıkları; ince, alaylı, iğneleyici bir dille yerilir Dörtlüklerinin konusu aşk, şarap, dünya, insan hayatı, yaşama sevinci, içinde bulunduğumuz geçici dünyanın tadını çıkarma gibi insanla sıkı bir bağlantı içinde bulunan gerçek eylem ve davranışlardır Şiirlerinde işlediği konulara, felsefi olarak bakmak gerekir Aşk, sevinç, hayatın tadını çıkarma, Hayyam'a göre vaz geçilmez insan duygularıdır, insan hayatının ana dokusu bunlarla örülüdür Bazı dörtlüklerinde filozofça derin bir sezgi, açık ve seçik bir insan severlik duygusu, gösterişten, aşırılıktan uzak bir yaşama anlayışı görülür Hayyam kendisinden sonra gelen pek çok şairi etkilemiş, rubai alanında tek örnek olarak benimsenmiştir Batı ülkelerinde adına bir çok dernek kurulmuş, rubaileri bütün Batı dillerine, bu arada birçok defa Türkçe'ye Rubaiyat-i Hayyam, Hayyam'ın Rubaileri, Ömer Hayyam ve Rubaileri, Dörtlükler adı altında tercüme edilmiştir

Rubailerinde, dünya, varoluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşayan toplumların kabul ettiği hiçbir kurala/tabuya bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insan aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, varoluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak "evrenselliğe" ulaşmıştır Ancak unutmamak gerekir ki Hayyam'ın yaşadığı dönem, kendisi gibi çağları aşan ve tarihin gördüğü en büyük düşünürlerden birini yaratacak sosyo-kültürel altyapıya sahipti Kendi tarihinin belki de en aydınlık dönemlerini yaşayan İslam dünyasında felsefenin hak ettiği ilgiyi gördüğü, Selçuklu saraylarında ise sentez bir Ortadoğu kültürü (Türk-Hint-Arap-Çin-Bizans) oluşmaya başladığı bir dönemde yaşayan düşünür, böylece nispeten yansız ve bilimsel bir öğrenim görmüş, Müslüman fakat felsefeyi günah saymayan bir toplum içinde özgürce felsefe ile ilgilenebilmiştir

Hayyam, aynı zamanda dünya bilim tarihi için de önemli bir yerdedir Dünyanın ilk rasathanesini kurmuştur Günümüzde kullanılan Miladi ve Hicri Takvimlerden çok daha hassas olan Celali Takvimi'ni hazırlamıştır Okullarda Pascal Üçgeni olarak öğretilen matematik kavramı aslında Ömer Hayyam tarafından oluşturulmuştur Matematik, astroloji konularında dünyanın önde gelen en büyük bilim adamlarındandır Birçok bilimsel çalışması olduğu bilinmektedir

Yaşadığı dönemi takip eden yıllar boyunca, İslam dünyasında düşünce ve aklı reddeden bir yapının oluşması, İslam coğrafyasında siyasi iktidar mücadelesi, toplumsal sınıflar arasındaki mücadelelerde iktidarların geniş halk kitleleri üzerinde otoritelerini koruyabilmek adına dini kullanması neticesinde adeta "yobazlığın" iktidara oturtulması; Ömer Hayyam gibi insan aklına ışık tutmaya çalışmış birçok düşünürün "sapkın" ilan edilmesine, genel anlamda toplumsal eğitim seviyesinin düşmesi nedeniyle de Ömer Hayyam'ın şarap ve zevk düşkünü olarak anlaşılmasına sebep olmuştur Bu nedenle Ömer Hayyam tüm zamanlarda iktidara muhalif olanlar için bir ilham kaynağı olagelmiştir

Pek çok Rubai ünü sebebiyle Hayyam'ınkilerine karıştırılmıştır, bilinen kadarıyla Rûbailerinin sayısı 158'dir Fakat kendisine mal edilenler binin üzerindedir

Ayrıca Ömer Hayyam için tarihteki ilk bilinen savaş karşıtı eylemci yakıştırması da yapılmaktadır

Rubailerinin Türkçe'ye çevirisi farklı birçok çevirmen tarafından yapılmışsa da rubaileri Türk halkına sevdiren çeviri Sabahattin Eyüboğlu tarafından yapılmıştır

Ey kara cübbeli!
Taş atma bu dünyayı bilmek isteyenlere
Onlar yaradanın sanatı peşindeler;
Seninse aklın fikrin abdest bozan şeylerde

Rubailerinden, çok tanınmış bir başka örnek:AŞK
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben

Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun
Dünya esen yel üstüne kuruldu
Varlığımız iki yokluk arasındadır
Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin

Medresede söz vardır tekkede de hal
Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de
İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi
Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir

Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
Yarını düşünmen beyhude bir heves
Bir çok kişiden arda kalanlar
Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin

Eserleri

Ömer Hayyâm, astronomi, cebir ve geometriyle ilgili birçok eser yazmıştır Bunlardan en önemlisi Fil-Berâhin Alâ Mesâil-il-Cebr vel-Mukâbele’dir Aslı elli iki sahifeden ibâret olan eser muhtevâsı bakımından beş ana bölüme ayrılmıştır Birinci bölüm; önsöz, cebirin esas rasyonlarının târifleri ve denklemlerinden ibârettir İkinci bölüm; birinci ve ikinci dereceden denklemlerin çözümünü ihtivâ eder Üçüncü bölüm, kübik denklemlerin teşkilinden bahseder Dördüncü bölüm, paydalarında bilinmeyenin kuvvetleri bulunan kesirli terimli denklemlerin münâkaşasını ihtivâ eder Beşinci bölüm ise, Cebire dâir bâzı ek ilâveler hakkındadır Eser, 1851 senesinde FWoepcke tarafından Fransızcaya tercüme edilmiştir Eserin Leiden, Pâris ve İndia Office kütüphânelerinde yazma nüshaları mevcuttur

Yazmış olduğu diğer eserlerden bâzıları şunlardır: 1) Risâle fî Şerhi Mâeşkele min Müsâdereti Kitâbı Oklides, 2) Muhtasar fit-Tab’iyyat, 3) Risâle fî Külliyât-il-Vücûd, 4) Risâlet-ül-Kevn vet-Teklîf, 5) Müşkilât-ül-Hisab, 6) Mîzân-ül-Hikme, 7) Levâzım-ül-Emkine, 8) Kitâb-üş-Şifâ, 9) Risâle Fîhâ el-İhtiyâl li-Mârifeti Mikdâr-iz-Zeheb vel-Fiddati fî Cismin Mürekkebin, 10) Nevruznâme, 11) Ravdat-ül-Kulûb, 12) Risâle-i Vücûdiyye

Eserlerinin ve rubâîlerinin hepsi bütün dünyâ dillerine tercüme edilmiştir Yahyâ Kemâl de dâhil olmak üzere birçok şâir ve yazar tarafından rübâîleri nesir ve nazım şeklinde Türkçeye tercüme edilmiştir

Ömer Hayyâm’ın geometrideki mantıkî ve derin araştırmaları, cebirdeki kendisinden önce bu ilimlerde büyük gayret gösterenlerin çalışmaları üzerine kaydettiği ilerleme, asırlarca bu ilimlerdeki değişmeyen proğram olarak kalmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ömer Hayyam

Eski 05-29-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ömer Hayyam



ÖMER EL-HAYYAM
(İS 1044 - 1123)





Gıyasettin Ebu'l-Feth Bin İbrahim El-Hayyam, İS 1044 civarında (1038 ila 1048 civarı) Horasan'ın başkenti Nişabur'da doğdu İranlı matematikçi, astronom (gök bilimci), filozof, hekim ve şair Yaygın olarak Ömer Hayyam olarak bilinir Hayyam çadırcı anlamına gelir, ve genellikle İranlı olarak düşünülmesine rağmen, aynı zamanda İran'da yerleşmiş olabilecek Arap asıllı Hayyami aşiretine ait olabileceği de ileri sürülmektedir Eğitimini Nişabur'da aldığı ve orada yaşadığı ve yaşamının çoğunu Semerkand'da geçirdiği gerçeği haricinde, yaşamının ilk yılları hakkında çok az şey bilinmektedir Nizam'ül-Mülk Tusi'nin çağdaşıdır Mevcut fırsatların aksine, Kralın sarayında görevlendirilmeyi istememiş ve ilim arayışına adanmış sakin bir yaşam sürdü Daha ileri düzeyde çalışmak ve oradaki alimlerle görüş alış verişinde bulunmak için Semerkand, Buhara, Belh ve İsfahan gibi büyük ilim merkezlerine seyahat etti Semerkand'da iken, bir ruhani olan, Ebu Tahir tarafından himaye edildi 1123-24'te Nişabur'da öldü

Cebir, katkıda bulunduğu alanlar arasında ilk sırayı almış gibi görünmekteydi Üçüncü derece denklemler dahil, çoğu cebirsel denklemi sınıflandırmaya çabaladı, ve gerçekten, bunların bir çoğuna çözümler sundu Bu, kübik denklemlerin geometrik çözümlerini ve bir çok diğer denklemlerin kısmi geometrik çözümlerini içermektedir Makalat fi'l-Cebr ve'l-Mukabele cebir üzerine bir başyapıttır ve cebirin gelişimi üzerinde çok büyük bir öneme sahiptir Denklemleri dikkate değer şekilde sınıflandırması, denklemlerin kompleksliğini esas almaktaydı, yani bir denklemin derecesi (kökleri) ne kadar yüksekse, o kadar çok terim veya terimler kombinasyonu içermektedir Böylece, Hayyam kübik denklemlerim 13 farklı formunu tanıtmıştır Onun denklemleri çözüm metodu büyük ölçüde geometriktir ve düzgün konilerin ustaca bir seçimine dayanmaktadır Aynı zamanda, üssü pozitif bir tam sayı olan iki terimli genişletmeyi de geliştirdi Geometride, Öklid'in genellemelerini inceledi ve paralel doğrular teorisine katkıda bulundu

Selçuklu Sultanı Melikşah Celaleddin, onu 1074 civarında Rey'deki yeni gözlemevine davet etti ve onu doğru bir güneş takvimi belirleme görevine atadı Bu, yılın farklı zamanlarında gerçekleştirilen gelir toplamaları ve diğer idari meseleler için gerekli olmuştu Hayyam önemli ölçüde doğru bir takvim sundu ve bu takvim El-Tarih'ül-Celali adını aldı Bu takvim, 3770 yılda bir günlük bir hataya sahipti ve bu yüzden Georgian takviminden bile (3330 yılda bir günlük hata) üstündür

Diğer bilim dallarına katkıları Öklid'in genellemeleri üzerine bir çalışmayı, özgül ağırlığın doğru belirlenmesi için metotların gelişimi, vbni içermekteydi Metafizikte, Risale Der Vücud isimli üç kitap yazdı ve hemen ardından Narüznamah'ı meydana getirdi Aynı zamanda ünlü bir astronom ve fizikçi idi

Bir bilim adamı olmasının dışında, Hayyam, aynı zamanda tanınmış bir şair idi Bu sıfatla, 1839'da, Edward Fitzgerald, Rubaiyat (dörtlükler / rubailer)'ın İngilizce bir tercümesini yayınladığından beri, Batı dünyasında popüler olarak tanınmıştır Bu o zamandan sonra dünya edebiyatının en popüler klasiklerinden biri olmuştur Herhangi bir edebi eseri, özellikle derin komplekslikte mistik ve felsefi mesajlar içerdiğinde, şiirin ne anlattığını pratik olarak bir dilden diğer bir dile tamamen tercüme etmenin imkansız olduğu takdir edilmelidir Buna rağmen, Rubaiyat'ın tercümesinin popülerliği onun zengin düşüncesinin değerini göstermektedir

Hayyam, yukarıdaki alanlarda çok sayıda kitap ve monografi yazmıştır Bunların dışında, 10 kitap ve otuz monografi tanımlanmıştır Bunların dördü, matematikle, üçü fizikle, üçü metafizikle, biri cebirle ve biri de geometri ile ilgilidir

Onun genel olarak matematiğin ve özellikle analitik geometrinin gelişimi üzerinde etkisi çok fazla olmuştur Onun eserleri, üçüncü dereceli denklemlerin çözümünde aynı geometrik yaklaşımı uygulayan Dekart'ın zamanına dek, yüzyıllarca diğerlerinden ilerde olmuştur Bir matematikçi olarak yapısı, bir şair olarak popülerliği tarafından kısmen gölgede kalmıştır; yine de onun bir filozof ve bilim adamı olarak katkısı, insan bilgisinin sınırlarını daha ilerilere götürmede önemli bir değere sahiptir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ömer Hayyam

Eski 05-29-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ömer Hayyam



ÖMER EL-HAYYAM (İS 1044 - 1123)




Gıyasettin Ebu'l-Feth Bin İbrahim El-Hayyam, İS 1044 civarında (1038 ila 1048 civarı) Horasan'ın başkenti Nişabur'da doğdu İranlı matematikçi, astronom (gök bilimci), filozof, hekim ve şair Yaygın olarak Ömer Hayyam olarak bilinir Hayyam çadırcı anlamına gelir, ve genellikle İranlı olarak düşünülmesine rağmen, aynı zamanda İran'da yerleşmiş olabilecek Arap asıllı Hayyami aşiretine ait olabileceği de ileri sürülmektedir Eğitimini Nişabur'da aldığı ve orada yaşadığı ve yaşamının çoğunu Semerkand'da geçirdiği gerçeği haricinde, yaşamının ilk yılları hakkında çok az şey bilinmektedir Nizam'ül-Mülk Tusi'nin çağdaşıdır Mevcut fırsatların aksine, Kralın sarayında görevlendirilmeyi istememiş ve ilim arayışına adanmış sakin bir yaşam sürdü Daha ileri düzeyde çalışmak ve oradaki alimlerle görüş alış verişinde bulunmak için Semerkand, Buhara, Belh ve İsfahan gibi büyük ilim merkezlerine seyahat etti Semerkand'da iken, bir ruhani olan, Ebu Tahir tarafından himaye edildi 1123-24'te Nişabur'da öldü




Cebir, katkıda bulunduğu alanlar arasında ilk sırayı almış gibi görünmekteydi Üçüncü derece denklemler dahil, çoğu cebirsel denklemi sınıflandırmaya çabaladı, ve gerçekten, bunların bir çoğuna çözümler sundu Bu, kübik denklemlerin geometrik çözümlerini ve bir çok diğer denklemlerin kısmi geometrik çözümlerini içermektedir Makalat fi'l-Cebr ve'l-Mukabele cebir üzerine bir başyapıttır ve cebirin gelişimi üzerinde çok büyük bir öneme sahiptir Denklemleri dikkate değer şekilde sınıflandırması, denklemlerin kompleksliğini esas almaktaydı, yani bir denklemin derecesi (kökleri) ne kadar yüksekse, o kadar çok terim veya terimler kombinasyonu içermektedir Böylece, Hayyam kübik denklemlerim 13 farklı formunu tanıtmıştır Onun denklemleri çözüm metodu büyük ölçüde geometriktir ve düzgün konilerin ustaca bir seçimine dayanmaktadır Aynı zamanda, üssü pozitif bir tam sayı olan iki terimli genişletmeyi de geliştirdi Geometride, Öklid'in genellemelerini inceledi ve paralel doğrular teorisine katkıda bulundu


Selçuklu Sultanı Melikşah Celaleddin, onu 1074 civarında Rey'deki yeni gözlemevine davet etti ve onu doğru bir güneş takvimi belirleme görevine atadı Bu, yılın farklı zamanlarında gerçekleştirilen gelir toplamaları ve diğer idari meseleler için gerekli olmuştu Hayyam önemli ölçüde doğru bir takvim sundu ve bu takvim El-Tarih'ül-Celali adını aldı Bu takvim, 3770 yılda bir günlük bir hataya sahipti ve bu yüzden Georgian takviminden bile (3330 yılda bir günlük hata) üstündür


Diğer bilim dallarına katkıları Öklid'in genellemeleri üzerine bir çalışmayı, özgül ağırlığın doğru belirlenmesi için metotların gelişimi, vbni içermekteydi Metafizikte, Risale Der Vücud isimli üç kitap yazdı ve hemen ardından Narüznamah'ı meydana getirdi Aynı zamanda ünlü bir astronom ve fizikçi idi
Bir bilim adamı olmasının dışında, Hayyam, aynı zamanda tanınmış bir şair idi Bu sıfatla, 1839'da, Edward Fitzgerald, Rubaiyat (dörtlükler / rubailer)'ın İngilizce bir tercümesini yayınladığından beri, Batı dünyasında popüler olarak tanınmıştır Bu o zamandan sonra dünya edebiyatının en popüler klasiklerinden biri olmuştur Herhangi bir edebi eseri, özellikle derin komplekslikte mistik ve felsefi mesajlar içerdiğinde, şiirin ne anlattığını pratik olarak bir dilden diğer bir dile tamamen tercüme etmenin imkansız olduğu takdir edilmelidir Buna rağmen, Rubaiyat'ın tercümesinin popülerliği onun zengin düşüncesinin değerini göstermektedir


Hayyam, yukarıdaki alanlarda çok sayıda kitap ve monografi yazmıştır Bunların dışında, 10 kitap ve otuz monografi tanımlanmıştır Bunların dördü, matematikle, üçü fizikle, üçü metafizikle, biri cebirle ve biri de geometri ile ilgilidir
Onun genel olarak matematiğin ve özellikle analitik geometrinin gelişimi üzerinde etkisi çok fazla olmuştur Onun eserleri, üçüncü dereceli denklemlerin çözümünde aynı geometrik yaklaşımı uygulayan Dekart'ın zamanına dek, yüzyıllarca diğerlerinden ilerde olmuştur Bir matematikçi olarak yapısı, bir şair olarak popülerliği tarafından kısmen gölgede kalmıştır; yine de onun bir filozof ve bilim adamı olarak katkısı, insan bilgisinin sınırlarını daha ilerilere götürmede önemli bir değere sahiptir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ömer Hayyam

Eski 10-02-2009   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ömer Hayyam









Gıyaseddin Eb’ul Feth Ömer İbni İbrahim’el Hayyam veya Ömer Hayyam (18 Haziran 1048 – 4 Aralık 1131), Fars şair, filozof, matematikçi ve astronomdur
Hayyam Nişabur’ludur Yaşadığı dönemin ünlü veziri Nizamül-Mülk ve Hasan Sabbah ile aynı medresede zamanın ünlü alimi Muvaffakeddin Abdüllatif ibn el Lübad’tan eğitim görmüş ve hayatı boyunca her ikisi ile de ilişkisini koparmamıştır Bazı kaynaklar; Hasan Sabbah’ın Rey kentinden olduğu Nizamül-Mülk’ünde yaşca Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah’tan büyük olduğunu ve buna dayanarak aynı medresede eğitim görmediklerini belirtmektedir


Ama yine de Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamül-Mülk’ün ilişki içinde olduklarını inkar etmemektedir (Kaynak: Semerkant-Amin Maalouf)
Birçok bilim adamınca Batıni, Mutezile anlayışlarına dâhil görülür Evreni anlamak için, içinde yetiştiği İslam kültüründeki hakim anlayıştan ayrılmış, kendi içinde yaptığı akıl yürütmeleri eşine az rastlanır bir edebi başarı ile dörtlükler halinde dışa aktarmıştır
Çadırcı anlamına gelen “Hayyam” takma adını babasının çadırcılık yapmasından almıştır Ayrıca İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bir semte adını da vermiştir Tarlabaşı bulvarında Sakızağacı ışıklardan başlayıp, Tepebaşına kadar inen caddenin adıdır
Hayyam aynı zamanda çok iyi bir matematikçiydi Binom Açılımını ilk kullanan bilim adamıdır


Hayyam, genelde şiirlerindeki eğlence düşkünlüğünün belirgin olmasından dolayı Rubâileri ile ünlenmiştir
Geçmişte yaşamış birçok ünlünün aksine Ömer Hayyam’ın doğum tarihi günü gününe bilinmektedir Bunun sebebi Ömer Hayyam’ın birçok konuda olduğu gibi takvim konusunda uzman olması ve kendi doğum tarihini araştırıp gün be gün doğru bulmasına dayanmaktadır




Rubailerinde, dünya, varoluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşayan toplumların kabul ettiği hiçbir kurala/tabuya bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insan aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, varoluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak “evrenselliğe” ulaşmıştır Ancak unutmamak gerekir ki Hayyam’ın yaşadığı dönem, kendisi gibi çağları aşan ve tarihin gördüğü en büyük düşünürlerden birini yaratacak sosyo-kültürel altyapıya sahipti



Kendi tarihinin belkide en aydınlık dönemlerini yaşayan İslam dünyasında felsefenin hakettiği ilgiyi gördüğü, Selçuklu saraylarında ise sentez bir Ortadoğu kültürü (Türk-Hint-Arap-Çin-Bizans) oluşmaya başladığı bir dönemde yaşayan düşünür, böylece nispeten yansız ve bilimsel bir öğrenim görmüş, müslüman fakat felsefeyi günah saymayan bir toplum içinde özgürce felsefe ile ilgilenebilmiştir Hayyam, aynı zamanda dünya bilim tarihi için de önemli bir yerdedir Dünyanın ilk rasathanesini kurmuştur Günümüzde kullanılan Miladi ve Hicri Takvimlerden çok daha hassas olan Celali Takvimi’ni hazırlamıştır Okullarda Pascal Üçgeni olarak öğretilen matematik kavramı aslında Ömer Hayyam tarafından oluşturulmuştur Matematik, astroloji konularında dünyanın önde gelen en büyük bilim adamlarındandır Birçok bilimsel çalışması olduğu bilinmektedir


Yaşadığı dönemi takip eden yıllar boyunca, İslam dünyasında düşünce ve aklı reddeden bir yapının oluşması, islam coğrafyasında siyasi iktidar mücadelesi, toplumsal sınıflar arasındaki mücadelelerde iktidarların geniş halk kitleleri üzerinde otoritelerini koryabilmek adına dini kullanması neticesinde adeta “yobazlığın” iktidara oturtulması ; Ömer Hayyam gibi insan aklına ışık tutmaya çalışmış birçok düşünürün “sapkın” ilan edilmesine, genel anlamda toplumsal eğitim seviyesinin düşmesi nedeniyle de Ömer Hayyam’ın şarap ve zevk düşkünü olarak anlaşılmasına sebep olmuştur Bu nedenle Ömer Hayyam tüm zamanlarda iktidara muhalif olanlar için bir ilham kaynağı olagelmiştir


Pek çok Rûbai ünü sebebiyle Hayyam’ınkilerine karıştırılmıştır, bilinen kadarıyla Rûbailerinin sayısı 158dir Fakat kendisine maledilenler binin üzerindedir
Ayrıca Ömer Hayyam için tarihteki ilk bilinen savaş karşıtı eylemci yakıştırması da yapılmaktadır
Rubailerinin Türkçe’ye çevirisi farklı birçok çevirmen tarafından yapılmışsa da rubaileri Türk halkına sevdiren çeviri Sebahattin Eyuboğlu tarafından yapılmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.