Şengül Şirin
|
Mitoloji de Anka Kuşu
Yunan Mitolojisinde Anka Kuşu (Phoenix)
Yıldızın Hikayesi: Mitolojik kuş Anka Kuşu’nun (Phoenix) boynundaki bir yıldız Anka’nın Arapçadaki karşılığı Al-’Anqa’ Aynı zamanda Na’ir al Zaurak (Bright One in the Boat) olarakda anılır [Alpha, kappa, mu, beta, nu ve gamma Ankaa güneye doğru bir bot şekli çizecek şekilde kıvrılan, takım yıldız) Phoenix kelimesinin “Phoenicia” kelimesinden geldiği rivayet edilir Phoenicia’lılar (Türkçede Fenike olarak geçer) denizcilikle uğraşan insanlardı ve sembolleri olarak bir bot uygun olur]
El Sufi bir diğer isimden söz etmektedir - Al Ri’al “Genç Devekuşları” - kullandığı terimler Al Nahr; Nehir, olarak bilinen yıldızların bir kısmına işaret etmektedir ki Anka kuşumuzun o zamandan Arap gökbilimciler tarafından kullanıldığını görebiliriz
Mısırlılara bakacak olursak Mısırlılar bu sembolü Bennu olarak bilirlerdi ve paralarında kullandıkları bir semboldü Onlar için Bennu ölümsüzlüğün bir sembolüydü
Alevler: Mitolojideki Anka Kuşunun 500 ila 1000 yıl arasında yaşadığı rivayet edilir Yaşamının sonuna doğru yuvasına yahut bir cenaze ateşine yerleşir
ve güneş doruk noktasına ulaştığı vakit güneş ışınlarının artan ısısı yuvayı tutuştur ve Anka bu alevlerde yok olurdu Bir başka hikayeye göre ise Anka kuşu bir kayaya gagası ile vurarak kıvılcım çıkmana neden olur, bu esnada kanatlarını yelpaze gibi kullanarak kıvılcımın ateşe dönüşmesini sağlar ve yanar Tamamen küle dönüştükten üç gün sonra ise küllerinden yeni anka kuşunu oluşturacak yeni bir canlı doğar
İlişkilendirilmiş kelimeler: Yunancada phoinós (kırmızı, yahut kızıl kan), Phoeno (Mor, Anka kuşunun Mor olduğu rivayet edilir), Phonós (Cinayet), kelimeleri ve Porphyry (Latincede Mor anlamına gelen kristal bir kaya) kelimeleri Anka ile ilişkilendirilmişlerdir Mısırlıların sembolü olan ve “yaşamın sembolü” olarak nitelendirilen haç ve yıldız olan Ankaa ilede bağlantılı olduğu söylenmektedir
American Heritage Dictionary’ye göre Phoenix: “Aşılamayacak bir mükemmelliğe yada güzelliğe sahip bir kişi yada eşyanın en kusursuz örneği” Encarta’ya göre “En yüksek mertebedeki güzel, ender yada eşsiz kişi yada eşya” Bir işlemin kusursuzca bitişi Aynı zamanda Taoistlerin “Zincifre Kuşu” olarak isimlendirdiği Bıldırcında Anka gibi ateşin kuşu olması nedeniyle Anka ile ilişkilendirilmektedir
Fars Mitolojisinde Anka Kuşu (Simurg) Simurg (Farsça: سيمرغ) veya bir diğer ismiyle Zümrüdü Anka efsanevi bir kuştur Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de yer edinmiştir Sênmurw (Pehlevi) ve Sîna-Mrû (Pâzand) diğer isimlerindendir Ayrıca zaman zaman sadece Anka kuşu olarak da anıldığı olmuştur
Etimoloji
İsim Avesta’daki mərəγô saênô “Saêna kuşu”ndan türemiştir Orijinalde bir yırtıcı kuş, kartal veya şahin, olduğu etimolojik olarak aynı olan Sanskritçe śyenaḥ`dan çıkarılabilir
Halk etimolojisinde ilişkilendirilen ilk öğe Farsça sī “otuz”dur Fakat tarihi anlamda ilgili değillerdir
Sasanilerden, Simurg motifli gümüş tabak
Homa’nın iki başının heykeli, Persepolis harabeleri, İran
Mitoloji
Mitik kuş Simurg Fars sanatında kuş şeklinde, kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilmiştir Zaman zaman köpek başına ve aslan pençelerine sahip bir tavus kuşu olarak da resmedilmiştir Bazen insan yüzü ile de resmedildiği olmuştur Bir bölümü memeli olduğu için yavrularını emzirirdi Yılanlara karşı bir düşmanlığı vardı ve yaşadığı yer fazlasıyla sulaktı Bir antik İran tanımında Simurg’un kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl yaşar, daha sonraki tanım ve kayıtlarda ise onun ölümsüz olduğu ve Bilgi Ağacı’nda bir yuvası olduğundan bahsedilmiştir
İran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur Tüm bu zaman boyunca, Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur
Sasani Persler Simurg’un yere bereket bahşedeceğine ve dünya ile göğün arasındaki birliği sağlayacağına inanırlardı Yaşam ağacı, Gaokerena‘da tünediğine ve her türlü şeytani şeyi tedavi eden, düzelten kutsal Haoma bitkisinin yöresinde yaşadığına inanılırdı Daha sonraki İran geleneklerinde Simurg ilahiliğin bir sembolü haline gelmiştir Ayrıca, Sên-Murv/Simurg Pers edebiyatında Homâ olarak tanımlanmış, Arapça’ya ise Rukh olarak girmiştir
Simurg uçuşa kalktığında, bilgi ağacının yaprakları titrer her bitkinin tohumlarının dökülmesine neden olurdu Bu tohumlar dünyanın her yanına dağılır gelmiş geçmiş her bitki çeşidinin kök almasını sağlar ve böylece de (bu bitkiler yoluyla) insanoğlunun tüm hastalıklarını tedavi ederler Simurg’un tüylerinin bakır renginde olduğu söylenmiştir Her ne kadar başlarda bir köpek-kuş olarak tasvir edilse de, daha sonraları sıklıkla bir insan veya köpeğin başıyla gösterilmiştir Onun iyilik sever bir doğası olduğu ve kanatlarının bir dokunuşunun her türlü hastalık veya yarayı tedavi edeceğine inanılırdı
Bebek Zal‘ı taşıyan Simurg tasviri
Şahname’de Simurg
Firdevsi’nin epik eseri Şahname‘de (Şahların Kitabı) Simurg en tanınmış halini almıştır Şahname’de Simurg’un Prens Zal ile olan ilişkisi yer alır Şahname’ye göre Kral Siam’ın oğlu Zal albino olarak doğmuştur Kral Siam albino oğlunu görünce, çocuğun şeytanların tohumu olduğunu düşünüp çocuğu bir dağa terk etmiştir Çocuğun ağlayışlarını duyan yumuşak kalpli Simurg çocuğu alıp büyütür Zal her türlü bilgiye sahip Simurg’dan hikmet almış birçok şey öğrenmiştir Yine de büyüyüp bir yetişkin olduğu zaman insanların dünyasına girmek ister Simurg çok üzülse de, ona bir tane altın tüy verip gitmesine izin vermiştir Eğer Zal, Simurg’un yardımına ihtiyaç duyarsa bu tüyü yakacaktır
Krallığına döndüğünde Zal güzel Rudaba‘ya aşık olur ve onunla evlenir Karısı bir oğula hamile kalır fakat doğum zamanı geldiğinde birçok sorun yaşarlar Zal karısının doğum sırasında öleceğini fark eder ve tam Rudabah ölüme yakınken Zal Simurg’u çağırmaya karar verir Ortaya çıkan Simurg Zal’ın bir tür sezaryan benzeri yöntem uygulamasını sağlar ve Rudabah ile çocuğun hayatını kurtarır Bu çocuk daha sonra en ünlü ve büyük Pers kahramanlarından biri olacak Rüstem‘dir
İslami Dönem
İranlı Sufi şair Ferid ud-Din Attar eseri Mantik ut-Tayr`da (Kuşların Buluşması) Simurg’u arayan bir kuş sürüsünden bahseder
Sembolizmde Simurg
Sufi Feriddedin Attar bu kuştan kendini aramanın sembolü olarak söz eder Batı’da Feniks, İran tradisyonunda Simurg, Orta doğu tradisyonunda Anka kuşu, Türk tradisyonunda Kerkes adını alan bu efsanevi kuşların ortak bir özelliği ölümsüzlüktür Ayrıca bu kuşlarla ile ilgili anlatımlarda genellikle bir yanma motifi bulunur Örneğin, Kerkes, Herodot ve Plütark’ın değindiği Feniks’te de görüldüğü gibi, öleceği zaman, bir tür ateş olup kendi kendini yakan ve kendisinden yeniden doğan bir kuştur Anka ya da Zümrüd-ü Anka Orta doğu tradisyonuna göre, Kaf Dağı’nda yaşar Bu efsanevi kuş sembolizmlerinde simgelenen başlıca anlamlar, spiritüel aydınlanma ve reenkarnasyon olarak açıklanır Feniks sembolizminde kuşun yanması cehenneme iniş deneyimini, yeniden doğması ise arınılarak saf şuur halinin elde edilişini simgelemektedir
Simurg (Öykü) Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş…
Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler
Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar Yorulanlar ve düşenler olmuş
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
Papağan; o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış) :
Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
Baykuş; yıkıntılarını özlemiş,
Balıkçıl kuşu; bataklığını
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi “şaşkınlık” ve sonuncusu Yedinci Vadi “yokoluş” ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış
Simurg’un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
SİMURG ANKA =Otuz Kuş demekmiş Onların hepsi Simurg’muş Her biri de bir Simurg’muş
Simurg Anka’yı beklemekten vaz geçerek, şaşkınlık ve yok oluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız
Diğer Mitolojilerde Anka Kuşu Anka edebiyat ve tasavvufta yer alan efsanevi kuş Arapların “Anka“, İranlıların “Simurg” adını verdikleri kuş, Türkçede her iki şekliyle birlikte “Zümrüdüanka” ve “Hüma” yahud “Umay” olarak adlandırılır Efsanelere göre Kafdağı’nın tepesinde direkleri abanoz, sandal ve öd ağacından yapılmış köşke benzer bir yuvada yaşar Başı, yassı burunlu yırtıcı bir hayvan başı gibidir Cüssesi çok büyük olup, uçtuğu zaman hava kararır Uçarken sel sesine veya gök gürültüsüne benzer sesler çıkarır Göz kamaştırıcı bir parlaklığa sahiptir İnsan gibi konuşur ve düşünür Bilgisi ve hünerleri çok fazladır Tüyleri ile yaraları iyi eder Efsanelerde merhametli oluşuyla bilinen iyi kalpli ankanın yanısıra, canavar tabiatlı ikinci bir anka da vardır
Anka, tasavvuf ve edebiyatta değişik manalarda kullanılmıştır Tasavvufta, ankanın efsanevi özelliklerinden istifade edilerek bazı tasavvufi görüşler temsili olarak onunla anlatılmıştır Anka tabirinin tasavvufa yerleşmesini Mantık-ut-Tayr adlı eserinde geniş olarak ele alan Feridüddin-i Atar sağlamıştır Ona göre anka birlik-çokluk gibi iki zıt kavramı ifade eder İbn-i Arabi ise ankayı bir toz yığını ve zerrecikleri olarak düşünmektedir
Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında anka, efsanevi özellikleri ve değişik adlarıyla çeşitli teşbih, mecaz ve mazmunlar halinde geniş kullanma sahasına sahiptir Özellikle divan edebiyatının manzum ve mensur metinlerinde iyi özellikleri ile zikredilir Renkli tüyleriyle bir cennet kuşu kabul edilerek zümrüdüanka diye bahsedilmiştir Yükseklerde uçması ve kolay avlanamayışı yüzünden ulaşılması çok zor durumları ifade etmek için kullanılmıştır Sevgili, adı herkes tarafından iyi bilindiği halde, kendisini görenin olmaması, gözle görülmeyişi veya ona ulaşma zorluğu sebepleriyle ankaya benzetilmiştir Onun aşığa iltifat etmesi ve yakınlık göstermesi ise aşığın başına “devlet kuşu” konması olarak kabul edilmiştir
Ankanın en meşhur özelliği, kimseye muhtaç olmadan kendi başına yaşadığı için kanaati temsil etmesidir Bu yüzden kanaat sahiplerine “ankameşreb” veya “ankatabiat” denir Yine bu özelliği sebebiyle kimseden birşey beklemeden darda kalan herkese yardım eden bir varlık hüviyeti kazanmıştır
Anka, tekke edebiyatında da çeşitli mazmunlar halinde geniş olarak yer alır Halk hikaye ve masallarında zümrüdüanka adıyla, masal kahramanlarına yardım eden bir kuş olarak rastlanır
Huma kuşu yükseklerden seslenir;
Sen ağlama ala gözler ıslanırAnka, birçok tradisyonda yer alan efsanevi kuşun Farsça’daki adlarından biridir Eski Yunan mitolojisinde “Phoenix” Arap tradisyonunda “Anka“, Çin’de “Tanniao” ve kimi tradisyonlarda “Homa” ya da “Rokh” adını alır
Simurg (Simorgh), İran tradisyonunda insan dili bilen, mesajcı, sırdaş, hikmet sahibi, mükemmel bir kuştur Kahramanları taşır, uzak mesafelere yolculuk yaptırır ve yakıp kendisini tekrar çağırabilsinler diye onlara kendi tüylerinden birkaç tane bırakır
Arap tradisyonuna göre bu kuş, efsanevi Kaf Dağı’nın üzerindedir; Yunan mitolojisine göre öldükten sonra küllerinden doğan harika bir kuştur; Taoizm‘de ise ölümsüzlüğün sembolüdür
Sufi Ferideddin Attar, efsane ve masallardaki bu kuştan “kendini aramanın sembolü” olarak söz eder; masallardaki kahraman, sonunda, uzaklarda aradığı şeyin aslında çok yakınında olduğunu, yani kendisinde veya kendi içinde olduğunu idrak eder Bu, “kendini bilme” sembolizmi, inisiyatik ifadelerle, inisiyatik ölüm ve başkalaşım geçirerek yeniden doğuş, mistisizmdeki ifadelerle, “uyanma, aydınlanma, kurtulma” olarak ifade edilir
Kısaca, Simurg Kuşu, bir tekamül hedefinin sembolüdür ki,ezoterik bilgilerde nefsaniyetini tümüyle alt etme ve ‘Dünya gezegeni okulu’ ndan mezun olacak düzeye gelme olarak ifade edilir
Kimi yazarlar Hindu tradisyonundaki Garuda ve Eski Mısır tradisyonundaki “Bennu” kuşunu Simurg ile bir tutarlarsa da, bu kuş Simurg (Anka) Kuşu’ndan çok farklı niteliklere sahip olarak betimlenir ve daha farklı anlamlara gelir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|