Şengül Şirin
|
Eski Türklerde Totemcilik..
eski türklerde totemcilik 
Eski Türkler’de totemciliğin var olduğu ileri sürülmüş delil olarak da Kurt’un ata tanınması, bu hayvana karşı saygı duyulması başta olmak üzere, 19 yüzyılın 2 yarısında Orta Asya Türkleri arasında tespit edilen “ata”larla ilgili ve totemcilikteki “şuringa”yı andıran Put-fetişler (Altaylılar’da töz’ler, Yakutlar’da tangara’lar) vb gösterilmiştir
(Asya Hunları’nda totemcilik izleri, “altun put”, Gök-Türkler’de keçeden kesilmiş Tanrı tasvirleri), Reşid’üd-din, Camiü't-Tevarih adlı eserinde (18 asır ilk çeyreği) 24 Oğuz kabilesini sıralarken, her dört kabile için bir kuşu “ongon” (Türkçe uğur ifade eden ong sözünden; totem manasına) olarak belirtilmektedir Ancak bütün bunları eski Türkler’de totemcilik inancının mevcut olduğuna dair gerçek deliller olarak kabul etmek mümkün değildir
Çünkü totemcilik sadece, bir hayvanı ata tanımaktan ibaret değildir Bir inanç sistemi olarak onun sosyal ve hukukî cepheleri de vardır ki, sistemin yaşaması için bu şartların tamam olması gereklidir
Totemcilikte “ana hukuku” cari iken, Türk ailesi esasta, baba hukukunun ağır bastığı “pederî” karakterde idi Bir klan dini olan totemcilikte mülkiyet ortaklığı olduğu halde, Türkler’de hususî mülkiyet büyük rol oynuyordu Totem inancında aynı toteme bağlı olanlar birbirleri ile akraba sayılır Halbuki Türkler’de kan akrabalığı vardır Totemci klanda “asalak” ekonomi (avcılık ve devşirme) bulunurken, Türk ekonomisi hayvan yetiştiricilik ve ziraat üzerine kurulu idi Totemci topluluklarda her klan ata tanıdığı ayrı bir totemi bulunur
Türkler’de ise, bütün bir kavmin kutlu saydığı bir hayvan mevcuttur Totemcilikte, ayrıca yalnız hayvanlar değil, mesela bir taş parçası, yağmur suyu vb totem olabilir Türkler’de Kurt’un saygı görmesi ise, yüz binlerce baş sürülerin otladığı bozkırların korkulu hayvanı olmasından ileri geldiği düşünülebilir ki, bunun temelinde dini bir tasavvur keşfetmek müşküldür Kurt efsanesinin toplayıcı bir vasfa sahip bulunması, klanları birbirinden ayıran ve onları karşı karşıya koyan totemcilik anlayışına aykırı düşmektedir Klanda her fert totemin adını taşır Türkler’de her ferdin, her ailenin ayrı adı vardır
Eski Türkler’de “Kurt-ata”nın yaşadığı yer kabul edilen mağarada belirli törenler tertiplemek geleneği, Kurt’un vücudu ile değil, mazisi karanlıklara karışmış eski bir hatıranın canlandırılması ile ilgilidir Nihayet klan, totemcilikte ruh’un ölmezliğine inanılmadığı halde, kainatı bile ruhlar dünyası olarak bilen eski Türkler’de dini inancın temellerinden birini ruh’un ebedîliği teşkil eder ve bu sebeple ataların ruhlarına adaklar adanır, kurbanlar kesilir
“Ongon” tabirine gelince, bunda Moğol tesirini sezmek mümkündür Çünkü bir orman kavmi olan Moğollar, aslında “asalak” ekonomiye bağlı, ailede “ana hukuku”nun hakim olduğu, aynı zamanda “totem” telakkisi içinde yaşayan bir topluluk idi “Ongon” sözünün kökü ong Türçe olsa bile, tabir olarak “ongon” Türkçe değildir ve gerçekten de Moğollar’dan önceki Türk dili vesikalarının hiç birinde (Kitabeler, Uygurca metinler), geçmemektedir
Oğuz boylarının “ongon”ları olarak gösterilen kuşlar da, Moğol tesirinden önceki devirlerde aynı Oğuz boyları listesini veren Kaşgarlı Mahmud’un eserinde (burada Reşidü’d-din’deki damgalar aynen mevcut olduğu halde) yoktur
Bununla beraber, eski Türkler’de “Kartal” inancının mühim bir yer tuttuğu anlaşılıyor Orta Asya’da M Ö 2 bin başları olarak tarihlenen Kurat kurganı içinde bir kartal pençesine rastlanmış, Kül-Tegin’in bütünde serpuşun ön tarafında kanatları açık bir kartal kabartması yapılmıştır Bugünkü çeşitli Asya Türk topluluklarında da Kartal’ın mühim yeri dikkat çekicidir Yuvasını yalçın kayalar üzerine yapan, çok yükseklerde uçan kartalın aynı zamanda avcı kuşlar türünden olması ona kutsallık izafesine sebep teşkil etmiş olabilir ve belki de bu sebepten, ilk ve ortaçağlardan itibaren çok yaygın görünen (eski doğu kavimlerinde, İslav devletlerinde, Bizans’da, Batı devletlerinde) ve doğu menşeli olduğu kabul edilen, hâkimiyetin timsali Kartal’ın Türk aslından geldiği ileri sürülmüştür
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|