Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anatinus, gagalımemeli, ornithorhynchus, ornitorenk

Ornitorenk- Gagalımemeli- Ornithorhynchus Anatinus

Eski 09-16-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ornitorenk- Gagalımemeli- Ornithorhynchus Anatinus



Ornitorenk- Gagalımemeli- Ornithorhynchus Anatinus



Gaga biçiminde gelişmiş geniş ve yassı burnundan ötürü gagalımemeli {Ornithorhynchus anatinus) adıyla da tanınan ornitorenk, yeryüzünün en garip memeli hayvanlarından biridir Uzunluğu 15 santimetrelik kuyruğuyla birlikte yaklaşık 60 santimetreyi bulur Tekdelikliler {Monotremata) takımı altında toplanan ornitorenk ve ekidneler yumurtlayarak ürediklerinden yaşayan memeliler arasında benzersiz ve en ilkel hayvanlardır

Ornitorenk Avustralya'nın doğusunda ve Tasmanya'da yaşar Kuyruğu geniş ve yassı, ayakları perdeli; burun delikleri, ördeğinkine benzeyen, son derece duyarlı gagasının ucundadır Erkeklerin arka ayaklarında keskin birer mahmuz vardır Zehir bezlerine bağlı olan bu mahmuzlar tehlikeli yaralanmalara yol açabilir
Ornitorenkin kahverengi postu su tutmadığından hep kurudur Derin gölcüklerin kıyılarında açtığı, uzunluğu 18 metreye ulaşabilen oyuklarda ürer Oyuğun girişi su düzeyinin oldukça üzerindedir

Beslenmek için oyuklarından geceleri çıktıkları ve çok ürkek oldukları için ornitorenkleri görmek zordur Kabuklular, solucanlar, yumuşakçalar ve çeşitli su böceklerinden oluşan başlıca besinlerini gagalarıyla karıştırdıkları çamurlarda ve suda yakalarlar Son derece obur olan ornitorenklerin günde yaklaşık kendi ağırlıkları kadar besin tükettikleri sanılmaktadır




Dişiler kazdığı oyuktaki yuvaya iki yumurta bırakır Yaklaşık 2 cm uzunluğundaki bu yumurtaların beyaz kabukları sağlam ve esnektir Anne ornitorenk yumurtaların çevresine kıvrılarak kuluçkaya yatar Yumurtadan yeni çıkan yavrular kör ve çok çelimsizdir Dört ay boyunca annelerinin sütüyle beslenerek oyukta yaşarlar Süt, öbür memelilerde olduğu gibi meme ucundan emilmez; karın yüzeyindeki gözeneklerden akar Bu nedenle yavrular posta bulaşan sütü yalayarak beslenir

Yavruların gagasında çok geçmeden dişler belirir Ama kendi yiyeceklerini aramaya başladıklarında dökülen dişler yerlerini boynuzsu levhalara bırakır Dişlerin yerine çıkan levhalar kabukları kırmaya daha elverişlidir

Doymak bilmez iştahı yüzünden ornitorenkleri hayvanat bahçelerinde beslemek zordur Günümüzde yalnızca Avustralya hayvanat bahçelerinde bulunan bu ilginç hayvanlar eskiden postları için avlanmışlar, ama günümüzde koruma altına alınmışlardır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Ornitorenk - Platipus - Gagalı Memeli

Eski 11-30-2009   #2
[KAPLAN]
Varsayılan

Ornitorenk - Platipus - Gagalı Memeli



Ornitorenk veya platipus veya Türkçe'deki yaygın adıyla gagalı memeliOrnithorhynchus anatinus), 39-60 cm boylarında, Doğu Avustralya ve Tazmanya'ya özgü bir yarı-deniz memelisidir

Ornitorenkler, doğum yapmak yerine yumurtlayan memeliler olan tek deliklilerin hâlâ var olan beş tanesinden biridir (Diğer dördü ekidneler) Ornithorhynchidae familyasının ve Ornithorhynchus cinsinin yaşayan tek temsilcisidir Buna rağmen bazıları Ornithorhynchus cinsine de ait olan fosil akrabaları bulunmuştur

Yumurtlayan, ördek gagalı, kunduz kuyruklu, erkeklerinin arka ayağında zehirli bir mahmuzu olan bu memeli keşfedildiği zaman doğabilimcileri çok şaşırmıştır Ornitorenklerin eşşizliği onu Avustralya'nın kanguru ve koala ile beraber en belirgin sembollerinden biri yapar Avustralya 20 sentinin arkasında resmi yer alır


Konu başlıkları
  • 1 Taksonomi ve kelime kökeni
  • 2 Fiziksel özellikleri
    • 21 Zehirleri
    • 22 Elektrik algılama
  • 3 Ekoloji ve davranış
  • 4 Üremeleri
  • 5 Memelilerin evriminde ornitorenk
  • 6 Korunma durumu
  • 7 Ayrıca bakınız
  • 8 Dış bağlantılar
  • 9 Kaynak
    • 91 Dipnotlar
Taksonomi ve kelime kökeni

Ornitorenk Avrupalılar tarafından keşfedildiği zaman Kaptan John Hunter tarafından İngiltere'ye bir post gönderildi İngiliz bilim adamları bu garip fiziksel özellikleri görünce bunun bir aldatmaca olduğunu sandılar 1799 yılında Naturalist Miscellany dergisinde hayvanın ilk tanıtımını yapan George Shaw, gerçekliği hakkında şüphe duyulmamasının imkânsız olduğunu belirtti Robert Knox ise Asyalı bir hayvan doldurucusunun işi olduğuna inanıyordu Bir ördek gagasının, kunduz benzeri bir hayvanın vücuduna dikildiği sanılıyordu Hatta Shaw, kurumuş deriyi dikiş var mı diye makasla kontrol etmişti


Ornitorenk'in 1863 yılı renkli baskısı

Platypus genel adı Latincedir, Yunanca πλατύς ("platys", düz) ve πους ("pous", ayak) kelimelerinden türetilmiştir Bu isim, Shaw ilk tanımlamayı yaptığında [Linnaean taksonomisi ismi olarak verilmişti Fakat aynı ismin daha önce, ağaçlarda yaşayan bir böcek cinsine verildiği ortaya çıktı Bağımsız olarak Johann Blumenbach tarafından (örnek kendisine Sir Joseph Banks tarafından verilmişti) 1800 yılında Ornithorhynchus paradoxus olarak tanımlandı ikili adlandırma ile ilgili öncelik kuralları izlenerek daha sonra resmi olarak Ornithorhynchus anatinus olarak tanındı Ornithorhynchus anatinus[4] bilimsel adı, Yunanca "kuş burnu" (ορνιθόρυγχος) ve Latince "ördek gibi" (anatinus) anlamlarına gelen kelimelerden türetilmiştir

Türkçe'deki Ornitorenk'in Fransızca "L'Ornithorynque"'ten geldiği sanılmaktadır İngilizcede "platypus" olarak geçmektedir İlk İngiliz yerleşimciler ona "su köstebeği", "ördek gaga" ve "ördek köstebeği" gibi çeşitli isimler taktılar İngilizce'de sadece tek bir platypus türü olmasına rağmen ördek gagalı tanımı sık sık platypus'un önüne getirilir Ornitorenk Aborjin'ler tarafından Mallangong, Tambreet veya Boonaburra olarak bilinmektedir

Fiziksel özellikleri

Ornitorenk'in vücut sıcaklığı, Eutheria (plasentalılar - placentalia) sınıfındaki diğer memelilerde olduğu gibi 38 °C yerine 31 °C-32 °C arasındadır Bunun ne kadarının monotremlerin bir özelliği olduğu, ne kadarının ise sert koşullar altında yaşayan türün uyum sağlaması sonucu olduğu belirgin değildir

Ornitorenk'in vücudu ile geniş ve düz kuyruğu, yalıtılmış havayı hapsederek hayvanı sıcak tutan bir kürk ile kaplıdır Tazmanya şeytanı gibi ornitorenk de kuyruğunu yağ depolomakta kullanır Alışılmış bir memelidense ördeğe benzeyen geniş gagası ve perdeli ayakları vardır Burnu, kuşların gagasında olduğu gibi yukarı ve aşağı parçaları ayrılarak ağzını ortaya çıkaracak bir şekilde açılmaz Ornitorenk'in gagası alt tarafında açıklık olan bir duyu organıdır

Ağırlığı 700 g ile 2,4 kg arasında değişir Dişisi erkeğe göre daha ufaktır Erkekler ortalama 50 cm, dişiler ise 46 cm boyundadır Kuyruk uzunluğu erkeklerde 10-15 cm, dişilerde ise 8-13 cm arasındadır Ortalamalar bölgelere göre değişir ama iklimin etkisi saptanamamıştır

Modern ornitorenk yavruları memelilerin en büyük özelliklerinden biri olan üç uçlu azıdişlerine sahiptir Bunları üreme yuvasını terketmeden ya da terkettikten hemen sonra kaybederler; erişkinlerde bunların yerinde ağır keratinize pedler vardırOrnitorenk'in çenesi diğer memelilerden farklıdır ve çene kasları diğer memelilerde olduğundan farklı çalışırOrta kulakta sesi ileten küçük kemikler ve memeli-öncesi diğer sinapsidlerdeki gibi çenenin yanında değil, tüm gerçek memelilerde olduğu gibi kafatasının içindedir Ornitorenk, omuz çevresinde, bir ara köprücükkemiği dahil olmak üzere diğer memelilerde olmayan kemiklere sahiptir Vücudunun altında değil yanında olan bacakları ile sürüngenlere benzeyen bir yürüyüş biçimi vardır Ornitorenk hızla dalmasını ve dengesini sağlayan kuyruğu ile kendini yönlendirir

Zehirleri


Erkek ornitorenkin zehirli mahmuzu

Erkek ornitorenk'in arka ayak bileklerinde defensin benzeri proteinlerden oluşan bir zehir karışımına sahip mahmuzlar vardır Zehir, insan için öldürücü olmamasına rağmen kurbanı etkisiz kılacak kadar büyük acılar verir Kısa zamanda yaranın etrafında ödem oluşur ve zamanla tüm uzuva yayılır Tarihsel vakalara ve anekdotlara göre acı kısa zamanda günlerce hatta haftalarca sürebilecek bir hiperalgesia(en:hyperalgesia)'ya dönüşür Zehir küçük hayvanlar için öldürücü olabilir Zehir sadece erkek ornitorenklerin bacaklarında, böbrek benzeri salgı bezleri tarafından üretilir, kısa bir boru ile mahmuzlarına bağlıdır ve topuk kemiğindeki mahmuz tarafından ava aktarılır
Dayanılmaz acı vermesi dışında zehrin tam olarak nasıl işlediği hâlâ bilinmemektedir, buna rağmen sinir uçlarını etkilediği yönünde deliller vardır Bilinen ağrı kesicilerden hiçbiri bu zehrin oluşturduğu acıyı azaltmakta etkili değildir Zehrin diğer memeli olmayan hayvanlardakinden farklı bir işlevi vardır, sonuçları ölümcül olmasa da kurbanı önemli ölçüde etkisiz hale getirir Üretimi en çok üreme mevsiminde olduğu için, silah olarak kullanıldığı yönünde teoriler vardır

Elektrik algılama

Monotremler memeliler arasında elektrik algılama duyusuna sahip tek canlıdır Avlarını kısmen, vücutlarının yarattığı elektriği algılayarak bulurlar Ornitorenk tüm monotremler arasında en hassas elekrik algılamasına sahip olandır

Ornitorenkin elektro alıcıları gagasının ucunda yer alır, mekanoalıcıları ise gaganın her yerine düzenli bir şekilde yayılmıştır Serebral korteks'in elektro alıcı bölümü dokunsal somataalıcılar içinde bulunur ve bazı kortikal hücreler hem elektoalıcılardan hem mekanoalıcılardan girdi alırlar Bu, dokunsal ve elektriksel algılar arasında yakın bir bağlantı olduğuna işaret eder Ornitorenk bir elektrik kaynağının yerini elektroalıcılardaki sinyallerin gücüne göre ayırt edebilir, bu da avlanırken başının yan yan hareketini açıklayabilir Elektro duyu ve dokunsal girdilerin kortikal birleşimi avın uzaklığını tespit etmek için bir yöntem gibi gözükmektedir Av hareket ettiği zaman hem elektrik sinyalleri yayar hem de mekanik baskı titreşimleri verir, böylece iki sinyalin geliş zamanı arasındaki fark ile uzaklık hesaplanabilir

Ornitorenk akıntıların dibini gagasıyla kazarak beslenir Bu durumda elektro alıcılar canlı ve cansız nesneleri ayırt etmekte de kullanılır

Ekoloji ve davranış


Yüzen bir ornitorenk

Ornitorenk yarı-suda yaşayan bir hayvandır Tazmanya ve Avustralya Alpleri'nin soğuk tepelerinden kıyısal Queensland'in tropik yağmur ormanlarına kadar geniş bir alanda, akıntı ve nehirlerde yaşar İçlerdeki dağılımı pek iyi bilinmemektedir Kanguru Adası'nda doğaya salınmış bir nüfus hariç Güney Avustralya'da soyu tükenmiştir Muhtemelen yoğun alan açılması ve sulama yüzünden düşen su kalitesine bağlı olarak artık Murray-Darling Havzası'nın ana bölümlerinde de bulunmamaktadır Kıyısal nehir sistemleri boyunca dağılımı tahmin edilebilir değildir, bazı görece sağlıklı nehirlerde bulunmazken iyice bozulmuş aşağı Maribyrnong Nehri gibi bazılarında varlık göstermektedir Ornitorenk genelde gececi bir hayvan olmasına rağmen şafakta ve günbatımında oldukça etkindir Birçok birey, özellikle bulutlu günler olmak üzere gündüz de etkindir
Bu tür endotermiktir 5 °C sıcaklığın altındaki sularda saatlerce yiyecek ararken bile vücut sıcaklığını koruyabilir Dip avlarının bulunduğu, dinlenme ve üreme oyuklarını yapabileceği kıyıların olduğu, nehirsel ve kıyısal özellikler taşıyan akıntılara ihtiyaç duyar



Ornitorenk su yüzeyinde bile zaman zaman zor farkedilir


Ornitorenk çok iyi bir yüzücüdür ve zamanının büyük kısmını su altında yiyecek arayarak geçirir Yüzerken diğer Avustalya memelilerinden kulaklarının görünmemesi ile ayrılır Yüzerken diğer duyularına güvenerek gözlerini sıkıca kapar Dört ayağı da perdelidir Ön ayaklarını itici güç olarak kullanır Arka ayaklar ve kuyruk sadece yönlendirme içindir

Ornitorenk daldıktan bir süre sonra bir hava kabarcığı bırakır, bir süre sonra bir tane daha ve bir süre sonra bir tane daha Ardından su yüzeyine çıkıp yayılarak yiyeceğini çiğner Daha sonra tekrar dalar Normal bir dalış 30 saniye ile bir dakika arasında sürer Ama koşullar uygun olduğunda daha uzun süre su altında kalabilir Çiğneme bölümü ise 10-20 saniye sürer

Ornitorenk bir karnivordur Burnuyla dereyatağından, veya yüzerken yakaladığı halkalı solucanlar, böcek larvaları, taze su karidesleri ve bir tatlı su kereviti olan yabbi ile beslenir Gagası, görmeden avlanmasını sağlayacak kadar hassastır Ornitorenk her gün vücut ağırlığının en az %20 si kadar yemek yemek zorundadır Bu da on saatini yemek arayarak geçirmesi demektir Suda değilken genelde, köklerle kamufle edilmiş, su seviyesinden pek yukarıda olmayan, kısa ve düz bir oyukta kalır

Üremeleri

Ornitorenk keşfedildiği zaman bilimadamları, dişinin yumurta yumurtlayıp yumurtlamadığı konusunda ikiye ayrılmıştı 1884'te WH Caldwell Avustralya'ya gönderilip 150 Aborjin'in yardımı ile birkaç yumurta buluncaya dek bu onaylanmamıştı

Türün tek bir üreme mevsimi vardır Çiftleşme kış sonunda ya da ilkbaharda olur Yavrular suya ilk kez oyuklarda anneleri tarafından 3-4 ay emzirildikten sonra girer Tarihsel gözlemler, işaretleme, tekrar yakalama çalışmaları ve ilk genetik çalışmalar ornitorenk nüfusunun yerleşmiş ve geçici bireylere sahip olduğuna ve çokeşli (poligyny) bir çiftleşme dizgesine işaret eder

Üreme mevsimi dışında ornitorenk sudan yüksekliği 30 cm kadar olan basit bir oyukta yaşar Çiftleşmeden sonra dişi daha ayrıntılı ve uzunluğu 20 m'yi bulabilen, su yükseldiğinde korunmak için aralıklara tıkalı yeni bir oyuk kazar Erkek, yavrulara bakma işiyle ilgilenmez ve yıllık oyuğuna geri döner Dişi, oyuğun zeminini ıslak ve katlanmış ölü yapraklarla yumuşatır Bu gereci kıvırdığı kuyruğu ile yuvaya taşır
Ornitorenk kuş yumurtasından daha yuvarlak ve sürüngen yumurtasına benzeyen küçük kösele gibi yumurtalar bırakır Dişi genelde 11 mm çapında iki yumurta bırarır, ama kimi zaman bu sayı 1 ya da 3 olabilir Yumurtladıktan sonra dişi bunların çevresine kıvrılır Kuluçka süresi üç bölüme ayrılır İlkinde embriyonun fonksiyonel organları yoktur ve yumurta kesesine (yolk sac) bağımlıdır İkinci bölümde el ve ayak parmakları, üçüncüde ise yumurta dişi oluşur Yaklaşık on günlük bir kuluçka süresinden sonra yumurtadan çıkan tüysüz yavrular annelerine tutunurlar

Yumurtadan çıkan yavrular korumasız, çıplak ve kördür Anne sütü ile beslenirler Ornitorenkin memeleri olmasına karşın meme uçları yoktur Dolayısıyla süt göğüste deri altındaki bezlerden salgılanır Göğüsünde sütün biriktiği oluklar bulunur ve yavrular buradan süt içerler Yumurtalar açıldıktan sonra anne yuvayı yalnızca yiyecek bulmak ve kürkünü ıslatmak için terkeder Yuvadan ayrılırken oyuğun girişini toprak ile tıkar Yavrular 3-4 ay meme emer ve 17 aylık olduklarında yuvayı terk eder

Memelilerin evriminde ornitorenk


Melbourne Üniversitesi'ndeki ornitorenk iskeleti


Ornitorenk ve diğer memeliler yıllarca çok yanlış anlaşılmıştır ve haklarındaki 19 yydan kalma söylenceler bugün bile devam etmektedir Örneğin, momotremlerin aşağı ya da yarı-sürüngen oldukları ve daha üstün plasenta memelilerin uzak kuzenleri oldukları gibi Günümüzde, modern monotremlerin, memeli ağacının erken bir dallanması olduğu bilinmekte, daha sonraki bir dallanmanın ise keseli (Marsupialia) ve plansentalı memelilere yöneldiği sanılmaktadır

En eski monotrem fosilleri (Teinolophos ve Steropodon) Ornitorenk'e çok benzemektedir Steropodon fosili opalleşmiş bir çene kemiği ve üç azı dişinden oluşur Günümüz ornitorenki ise dişsizdir ve South New Wales-Avustralya'da bulunmuştur Fosilin 110 milyon yıl yaşında olduğu sanılmaktadır Bu da, ornitorenk benzeri bir hayvanın Kireçlitaş döneminde (Cretaceous), dinozorların zamanında hayatta olması anlamına gelir Şimdiye kadar Avustralya kıtasında bulunan en eski fosildir
Ornitorenkin akrabası olan başka bir fosil de Arjantin'de bulunmuştur Bu, monotremlerin, iki kıta Antarktika yoluyla birleştiği zamanlarda Avustralya'dan Güney Amerika'ya ulaştıklarını gösterir

Bugünkü ornitorenk'e ait bilinen en eski fosil 100000 yıllık olup kuarterner çağdan (Quaternary period) kalmıştır Bilinenler çok farklı daldır
Fosil kanıtları ayrıca ornitorenkin mesozoik çağda da varolduğunu gösterir (kireçlitaş dönemi ve triasik ve jürasik çağları da içermektedir)
Ornitorenkin günümüzdeki hayvana nasıl evrimleştiğini açıklayan iki varsayım vardır İlk varsayıma (B varsayımı) göre, monotremlerin akrabaları keseliler ve plesantalılardan tamamen farklı kendi evrimsel dallarını oluşturdular Bu değişikliğin 135 milyon yıl önce, Kireçlitaş döneminin başında olduğu sanılmakta Keseliler ve plasentalılar ise 135-65 milyon yıl önce bir noktada ayrıldılar

İkinci varsayım 1947'de Gregory tarafında öne sürüldü ve 1970'lere kadar popüler hale gelmedi Varsayıma göre 135-65 milyon yıl arasında plasentalılar ve keseliler kendi yollarına ayrıldılar, daha sonra da monotremler kendi yollarına gittiler

Bu varsayımı destekleyen gozlemlerden biri keselilerin ve monotremlerin üreme organlarının birbirine çok benzemesidir Her ikisinin de gebelikte, embriyoların bir kabukla kaplı olduğu bölümleri vardır Tek fark, monotremler gebelik süresince bu örtülü kabuğa sahipken keselilerin sadece gebeliğin üçte ikisinde bu kabuğa sahip olmasıdır
2004 yılında Ulusal Avustralya Üniversitesi'nden bilim adamları memelilerin çoğunda olduğu gibi iki yerine (XY) ornitorenkin 10 cinsiyet kromozomu olduğunu keşfettiler (Örneğin: erkek ornitorenk her zaman XYXYXYXYXY dir) Dahası, ornitorenkin Y kromozomları kuşlarda bulunan ZZ/ZW cinsiyet kromozomları ile gen paylaşmaktadır Bu yeni bulgular ornitorenkin hayvanlar âlemi içindeki eşsiz yerini daha da sağlamlaştırdı ve onu memeliler, sürüngenler ve kuşlar arasındaki evrimsel bağlantı araştırmalarının merkezi yaptı

8 mayis 2008 tarihinde Nature bilimsel dergisinde yayinlanan bir makale, Ornitorenk'in memeli evrimindeki yerini kalitimsal veriler ile ortaya koymustur

Korunma durumu


Ornitorenk, Güney Avustralya'dan yokoluşu haricinde, Avrupalıların Avustralya kıtasına yerleşmelerinden önceki genel ortamının hemen hepsinde bulunur Buna rağmen insan kaynaklı değişikliklere bağlı olarak doğal ortamının parçalanması ve ortamında yerel değişiklikler belgelenmiştir Şu anki ve tarihsel bolluğu bilinmemekle beraber şu anki menzilinde yaygın olduğu düşünülmektedir ama sayıları muhtemelen azalmıştır Tür 20 yüzyılın ilk yıllarına kadar kürkü için yoğun bir şekilde avlandı ve 1950'lere kadar içlerdeki dalyanların ağlarında boğulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı Ornitorenk korunma uygulamaları sayesinde yakın bir soy tükenmesi ile karşı karşıya bulunmamaktadır Fakat bu durum barajlar, sulama kanalları, kirlilik, ağlar ve tuzaklardan kaynaklanabilecek doğal ortamının yokolması nedeni ile değişebilir En başta su kirliliğine olan yüksek duyarlılığı nedeni ile genelde "güvende ama gelecekte tehdit altında olabilir" biçiminde sınıflandırılmaktadır Avustralya'da koruma altındaki bir türdür IUCN Kırmızı Listesi şu an için ornitorenki "Asgari Endişe" (LC, Least Concern) olarak listelemektedir

Dünyanın büyük kısmı ornitorenki 1939 yılında National Geographic dergisinde yayımlanan ornitorenk ve onun esarette yetiştirilip incelenmesi ile ilgili bir makale ile tanıdı Bu zor bir iştir ve o günden bu yana sadece birkaç yavru özellikle Avustralya, Victoria'da ki Healesville Sanctuary'de başarı ile yetiştirilebilmiştir

Ayrıca bakınız

  • Steropodon
Kaynak
  • İngilizce Vikipedi'deki 5 Ekim 2006 tarihli platypus maddesi
  • The complete platypus
  • Quensland Government Environment/Park and wildlife services - Platypus

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.