Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dağı, nemrut, tarihi

Nemrut Dağı Tarihi

Eski 09-11-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Nemrut Dağı Tarihi



Nemrut Dağı Tarihi



1 Kommagene: Unutulan Krallık


Kommagene Krallığı Türkiye’nin güneydoğusunda, Dicle ve Fırat Nehirlerinin yukarı kıyılarında kurulmuştu
“Meşe ve çınar ormanları tepenin yamaçlarını kaplıyor Vadilerinde incir, zeytin, ceviz ve nar yetişiyor Mısır dünyanın başka hiç bir yerinde bu kadar iyi ürün veremez” Bu manzarının yüzyıl başında bölgeye gelen Alman bir gezginin güncesinde olduğuna inanmak zor
Sanki bir yeryüzü cenneti tasvir ediliyor Gerçektende Aden Bahçesi’nin burada çiçeklendiği söylenir


Bugün bu topraklar anlatılan o cennete ait ipuçları vermiyor-cenneti çağrıştırmakta zorlanıyor Yamaçları kapladığı söylenen o ağaçlar artık yok ve keçi sürüleri bitki örtüsünün son yeşilliklerini tüketmekle meşgul Başlatılan sulama kanalları mucizeler yaratacak ve verilen çabalar sonunda bölge yeniden ağaçlanacak zira toprak burada çok verimli ve sayısız dağ pınarı var


Kommagene kömür, demir, altın ve petrol gibi mineral ve madenleriyle ünlü çok verimli bir bölgeydi Bu zenginliklerin bir kısmı bugün yeniden keşfedilmiş durumda Örneğin 1960larda bir arkeolog Fırat’tan altın çıkarmayı başardı
Diğer bir keşif petro ile yaşandı Son birkaç yıldır bölgede yaygın olarak ham petrol sondajı yapılıyor Heryerde Türk Petrol Ofisi’nin kara altın çıkaran petrol çıkarma şantiyelerini görmek mümkün


Ama artık zamanda yolculuk etme vakti Kommageneyi ilk kez İÖ 850 civarında yazılı tarihin kayıtlarında görmeye başlıyoruz Bir Asur kralının tutanaklarında, halkın krala yıllık vergi olarak altın, gümüş ve sedir ağacından yapılmış tahta verdiği yazılı Belli ki o günlerde değerli sedir ağaçları sadece Lübnan’da değil Kommagene topraklarında da yetişiyordu Kommagene Asurluların bir uydusu haline geldiği dönemde
İÖ 700 civarında bir Kommagen Kralı Asurlulara başkaldırır Asur kralı Sargon Kommagenleri yener ve yenilen asi kralı: “Tanrılardan korkusu olmayan tanrısız bir adam bu Sadece kötü planlar yapan bir hilekar” diyerek suçlar Kral Sargon’un nitelemesi fazlasıyla öznel görünebilir Ancak Sargon sözlerine şöyle devam eder:


“Karısını, oğullarını ve kızlarını, malını ve hazinelerini aldım ve son olarak halkını aldım ve onları Mezopotamya’nın güneyine (bugün Irak) sürdüm” Anlaşılan, yerleşik halkları yurtlarından topraklarından sürmek o zamanlarda da uygulanan bir yöntemdi
İÖ 600 dolaylarında Babilliler Asurluları yenilgiye uğratırlar Sonradan Kommagene krallığını başkenti olacak olan Samosata’da son kez savaşırlar Bu savaşta Mısır ordusu Asurlulara destek verir ancak Babilliler birleşik orduları yenmeyi başarırlar


Kommagene halkı İÖ 550 dolaylarında, önce Babillileri yenen Perslerin sonra da Persleri yenen Büyük İskender’in ordularının istilasına tanık olur
İÖ 300′lerde Büyük İskender’in velihatlarından biri olan Kral Seleukos 1 Nikator bölgesinde hüküm sürer 1Nikator Kommagene krallarının Yunan atalarından birisidir İÖ 130′larda Kommagene krallığı bağımsızlığını kazanır
2 Kral Mithradates 1 Kallinikos


Küçük Asya’da hüküm süren çoğu krallık gibi Kommagene de doğu ve batı halklarının kaynaştığı bir pota oldu Farklı kültürleri, gelenekleri olan farklı diller konuşan insanlardı onlar ve doğal olarak kendilerini birleşmiş tek bir halk olarak görmüyorlardı Onlar için aile ve kan bağı Kommagene krallığı altında birleşmiş olmakdan daha önemliydi
Kral Mithradates bu tavrı değiştirmek için çok çalıştı Örneğin her yıl atalarının onuruna Kommagene krallığında Olimpiyat Oyunları düzenledi Bu oyunlar, Yunanlıların Olimpiyat Oyunlarıyla karşılaştırılabilir nitelikteydi


Gençlik yıllarında Kral Mithradates de bu oyunlara katılmış ve Kommageneliler arasında popüler olmayı başarmıştı Yetenekleri sayesinde Kral Mithradates pek çok ödül almış ve bunun bir sonucu olarak ‘Güzellikle zafer kazanan’ anlamına gelen ‘Kallinikos’ adını almıştı


Mithradates Laodike adında bir Seleukos prensesiyle evlendi (*) Üç kızları oldu ve dördüncü çocukları da kız olunca çift bir oğul sahibi olamama kaygısına kapıldılar Bir oğula sahip olmak krallığın kalıcılığı açısında çok önemliydi ve erkek evladı olmayan bir kralın velihatı da yok demekti
Oğulları olduğunda tattıkları mutluluk ve rahatlık sonsuzdu ve çocuğa Laodike’nin babasının adı, Antiochos, verildi


Kommagene krallığı gücünü kat kat aşan güçlerin tehditi altındaydı ve Mithradates yardıma muhtaçtı Yardım alma amacıyla Mithradates tanrılarla bir anlaşma yaptı Bu tanrıların gerçek mi hayali mi oldukları bilmiyoruz, ancak krallığın bağımsızlığını koruduğu dikkate alınırsa Mithradates’in anlaşmasının işe yaradığı söylenebilir
Diger taraftan bu sözleşmenin halklar arasındaki uyumsuzlukları yumuşattığı anlaşılıyor Kommagene Krallığı’nı oluşturan bu başka başka köklerden gelen insanların kendilerini birbirleriyle bağlantılı hissetmeleri güçtü Ancak tanrılarla yapılan sözleşmeden etkilendiler ve kendilerini tanrıların korumayı kabul ettiği seçilmiş insanlar olarak gördüler


Böylelikle, Mithradates krallığını meydana getiren halklar arasında bir bağ oluşturulabildi Kral bu sözleşmenin onuruna ülkenin her yerinde, temenos denilen, küçük tapınaklar inşaa ettirdi


Temenoslar ülkenin en göze çarpıcı noktalarında kuruldu Bu noktalardan tapınakların en önemlisi olan kutsal Nemrud Dağı’nın tepesindeki tapınağı görmek mümkündü Bu tapınakların hepsinde tanrılardan biriyle el sıkışan Kral Mithradates’in tasvir edildiği beş tablet bulunurdu Mithradates tanrılarai Yunanca ve Persce olan isimler verdi


1 Apollo / Mithras
2 Artagnes / Herakles
3 Zeus / Oromasdes
4 Hera / Teleia
5 Helios / Hermes
Mithradates tanrılara her iki dilde isim vermesinin sebebi krallığını oluşturan halkların kendilerini tanrılara yakın hissetmelerini sağlamaktı Bu taş tabletler stel olarak da bilinir Bu steller sayesinde Kral Mithradates tebasını sadece onun sayesinde koruma altıda olabileceklerine inandırdı Bur temenoslar kralın tanrılarla yaptığı anlaşmanın şahitleriydiler


Loos’un onuncu günü–14 Temmuz– “Yüce Tanrıların Tezahürü” günü olarak kabul edildi O gün Kral Mithradates’in taç giydiği gün olarak da seçilmişti Her yıl o gün Kommageneliler köylerinin veya kasabalarının yakınındaki tapınaklarında biraraya gelerek kutlamalar yaparlardı


Bu kutlu günde Kral Mithradates Nemrud Dağı’nın zirvesinde Kommagene’nin asilzadeleri ve diğer önemli şahsiyetleriyle biraraya gelir ve yüzlerce yurttaşının önünde tanrıların temsilcilerini kabul ederdi


3 Kral Antiochos I Theos
Kral Mithradates’in oğlu Antiochos ailesinden Yunan ve Pers kültürün karışımı bir eğitim aldı Annesi Kraliçe Laodike Büyük İskender’in soyundandı, babası ise Perslerin ‘kralların kralı’ dedikleri 1 Darius idi


Antiochos çok genç yaştayken babası onu bir Seleukos prensesi olan İsias Philostorgos, ‘Sevgili’ ile evlendirdi Bu evlilik tamamen politik bir amaç uğruna planlanmıştı ve aşkla pek ilgisi yoktu


Kral Antiochos 1 Theos’un Aile Ağacı





Mithradates tahtını oğluna bıraktıktan sonra onu gözetmeye devam etti Nemrud Dağı’ndaki tapınağı birlikte tasarladılar Tapınak Mithradates’in temellerini attığı tanrılarla yapılan sözleşmenin merkezi olacaktı
Mithradates ‘in yaklaşımı, her zaman olduğu gibi pragmatikti Tapınak öylesine etkileyici bir anıt olmalıydı ki tebası sözleşmenin önemini anlamalıydı Nemrud Dağı’nın bölgeye hakim konumu tapınağın ülkenin heryerinden kolaylıkla görülmesini sağlayacaktı
(*) Antiochos ise idealistti Ona göre sözleşme yeni bir dine beşik, Nemrud Dağı da onun merkezi olacaktı Bu yeni din Nemrud’dan tüm medeni dünyaya yansıyacaktı Bir din yaratmanın verdiği güvenle olsa gerek, Antiochos taç giyişinin hemen ardından kendine Theos (Tanrı) adını verdi Ve kendince bir efsane oldu


Antiochos babasına çok derin bir saygı duyar ancak annesi Laodike’yi herşeyin üstünde severdi Bir çok yazıtta kendisini ‘annesini seven kişi’ olarak kaydettirmiştir Annesine tanrıça anlamına gelen Thea ismini verdi


Nemrud Dağı tanrılarının heykelleri arasında annesini kendisiyle birlikte ölümsüzleştirdi Tanrı Zeus’un soluna Kommagene Kralı, Theos olarak kendisini, Zeus’un sağına da Kommagene’nin Anası, Thea, olarak annesi Laodike’yi yerleştirdi


4 Sanat
Kommagene’nin tamamen kendine özgü bir sanat geleneği vardı Bu gelenek Yunan ve Pers sanatlarının eşsiz bir senteziydi Antiochos sanata destek verdi Meclisinde sanatçıları ve bilginleri toplardı Bunlara ‘aralın arkadaşları’ anlamına gelen philoi denirdi
Kral Mithradates zamanında sanatta doğu etkisi ağır basmaktayken Kral Antiochos dönemi sanatı daha doğalcı (naturalist) ve daha az stilize (geleneğe uygun) bir uslup kazandı Antiochos Yunan kültürünü tercih etmiş ve kendine ‘Yunanlıların ve Romalıların dostu’ adını vermişti


Dağın zirvesindeki heykeller Kommagene sanatının ihtişamını belgeler Orada doğu ve batı tam bir uyumla kaynaşır


Batı Terası’ndaki Antiochos başında formu bozabilecek tüm ayrıntılardan arındırılmış çok güzel bir örnektir Heykelde süslü bir sakal, takı ya da başka bezemeler yoktur Sade ve dinamik bu eser bugün bile ebedi güzelliğiyle görenleri heyecanlandırır
5 Ticaret
Ticaret Kommagene Krallığı için önemli bir gelir kaynağıydı Romalılar ile Partlar arasında büyüyen sorunlar doğu ve batı arasındaki ticareti engelliyordu Bu iki süper güç arasında bağımsız tek devlet olan Kommagene hem Romalılar hem de Partlarla ticari ilişkiler kurmuştu Kommageneli tüccarlar özgürce Partların topraklarında ticaret yapabilyorlardı Çin’den ipek, Hindistan’dan egzotik hayvanlar ve baharatlar dahil pek çok malın ticaretini yapıyorlardı


Antiochos denetimi altında tuttuğu Toros Sıradağları ve Fırat Nehri geçitleri sayesinde ağır vergiler topluyordu Zenginliği sayesinde Kommagene sadece bir geçiş yeri değil aynı zamanda lüks malların tüketildiği bir ülke olmuştu


Getirilen mallar başkent Samosata’da Romalılara ve zengin Kommagenelilere satılıyordu Antiochos devrinde Samosata doğu ile batı arasındaki ticaretin merkezi haline geldi Partlar, Kommageneliler, Romalılar, Yunanlılar ve Araplar orada biraraya geliyorlardı
6 Roma’yla Savas



KÜÇÜK ASYA Haritası, İÖ 100:
Pergamum, Bythinia, Pisidia, Galatia, Cappadocia,
Pontus, Arm, Seleukos, Kommagene, Parthia, Roma


Romalılar batı Anadoluya ilk adımlarını atar atmaz Bythinia, Pisidia, Galatia ve Cappadocia gibi Küçük Asya krallıklarını birer birer ele geçirmeye başladılar
Pergamum’dan sonra İÖ 80 dolaylarında Bythinia ve Pisidia’yı egemenlikleri altına aldılar Aynı sıralarda Partlar da Kommagene sınırlarına varmışlardı



KÜÇÜK ASYA Haritası, İÖ 80:
Galatia, Cappadocia, Pontus, Arm, Seleukos,
Kommagene, Parthia, Roma


Romalılar İÖ 70 sıralarında en büyük düşmanları Pontus Krallığı’nı devirdiler Hemen arkasından da Pontus’un güçlü müttefiki olan Arm krallığını yıktılar ve fetihlerini tamamlamak için süratle bölgedeki son bağımsız krallık olan Kommagene’ye yöneldiler Bu küçük ülkenin istilası başlangıçta hiç de zor görünmüyordu





KÜÇÜK ASYA Haritası, İÖ 70:
Pontus, Arm, Seleukos, Kommagene, Parthia, Roma




İÖ 69′da Kommagene’nin başkenti Samosata (Samosata) kuşatıldı Ancak hiç umulmayan bir şey oldu ve Roma savaş makinesi durdu Romalı askerler daha önce hiç görmedikleri bir maddeyle bombalanıyorlardı Romalı tarihçi Plinius ‘onun vurduğu asker silahıyla beraber yanıyordu’ Anlaşılan Kommagene dışında bilinmeyen bu gizli silahın sebep olduğu korku çok büyük olmuştu
Samosata düşmedi Roma konsülü Lucullus ile Kral Antiochos özel bir görüşme için biraraya geldiler Bu görüşmenin kaydı yok ama toplantı sonunda Roma ordusu geri çekildi
Kommagene için durum gerginliğini korumaya devam ediyordu zira bir yanlarında sömürgeci savaş tutkunu Romalılar diğer tarafta güçlü Part ülkesi vardı





KÜÇÜK ASYA Haritası, İÖ 60:
Kommagene, Parthia, Roma


İÖ 64′de Romalılar istilalarına devam ettiler Seleukos devletinden kalanlar Suriye vilayetine dahil edildi Bu devirde Roma’nın Kommagene Krallığı dışında Küçük Asya’da egemenliği altına almadığı devlet kalmamıştı
Kommagene Seleukos devletinin yıkılışından küçük bir toprak parçasını ülkesine katarak yararlandı


Kommagene’nin stratejik konumu Roma’nın doğuya doğru genişlemesinde hayati önem taşımaktaydı Ya burası da istila edilecek ya da genişlemekten vazgeçilecekti
Antiochos Partlarla ilişkisini güçlendirmesi gerektiğini biliyordu Bu amaçla kızı Laodike’yi Part kralına eş olarak verdi Bu evlilikten bir erkek çocuk dünyaya geldi, Pakoros O babasının gözdesi ve tahtının tek varisiydi


Küçük Asya’da savaşlar sürüyordu İÖ 53 yılında Partlar Romalıları yenerek Suriye’yi fethettiler Bunu fırsat bilen Pontus Krallığı Roma’ya başkaldırma gücünü kendinde buldu


Jül Sezar Küçük Asya’a yürüyerek ayaklanmayı bastırdı Sezar’ın tarihe geçen ‘Geldim, gördüm, yendim’ sözü bu zaferin ardından söylenmiştir
Sezar’ın öldürülmesiyle Roma İmparatorluğu bölündü Markus Antonius doğuyu Oktavianus batıyı aldı Markus Antonius meclisini, sevgilisi Kleopatra da yanında olduğu halde, Tarsus’ta kurdu Jül Sezar da Mısır kıraliçesinin güzelliği karşısında ezilmiştir
İÖ 38′de Markus Antonius Part ordusunu yendi ve velihat prens Pakoros’u öldürdü Annesi Laodike ve Part Kralı olan babası derin bir acıya düştüler Antiochos kızı ve damadının acısını paylaştı ve onlara yardım etmek istedi


Antiochos savaştan kaçarak Kommagene’ye sığınanları himayesini altına aldı ve onları Marcus Antonius’a teslim etmeyi reddetti Savaş istemeyen Antiochos esirlere karşılık, 25 bin ton gümüşe eşit olan 1000 talens teklif etti


Zenginliğiyle ünlü Kommagene’nin tüm altın ve gümüş varlığına göz koyan Markus Antonius sığınmacılara karşılık olarak Kommagene’nin tüm servetini istedi Antiochos’un bu teklifi kabul etmesi söz konusu olamazdı


Markus Antonius küçücük bir krallıktan gelen bu cevabı büyük bir hakaret olarak görerek askerlerine derhal Kommagene’yi kuşatmalarını emretti; kendisi Tarsus’ta, meclisinin başında, kalarak ordusundan gelecek iyi haberleri beklemeyi tercih etti
Ancak beklenenin aksine, Samosata kuşatması istenildigi gibi gitmiyordu Bunun üzerine gücünü arttırmak isteyen Markus Antonius Tarsus’daki keyifli yaşantısını bırakıp yanına Judea Kralı Herod da olduğu halde ordusunun başına geçti Zaferin yakın olduğuna emindi


(*) Belki de şu gerçekleşti: Samosata kuşatması boyunca Kommagene askerleri Kommagene’yi çevreleyen alanlarda yoğunlaşmayı sürdürdüler Eli silah tutan her Kommageneli krallarının çağrısına sadakat gösterdi Yeterli sayıya ulaştıklarında Roma ordusunun malzeme kollarına saldırıya başladılar Kısa bir süre sonra Roma ordusu malzeme sıkıntısı çekmeye başladı bunun üzerine Markus Antonius durumun düzeltilmesi için bölgeye kendi süvarisini gönderdi
Kommagene konseyinin beklediği hamle de tam buydu Ağır zırlı seçkin Kommagene süvarilerini devreye girdi

Kommagene ordusunu askerleri ve atları kendileri adeta yenilmez kılan siyah çelikten zırlarını kuşandılar Sayıları ancak bir kaç yüz kadardı ancak saldırılarına hiç bir düşman dayanamazdı Bu çelik kuvvet ordunun gözbebeğiydi
Kommagene atlıları sabah sisinde Roma süvarilerini bekliyorlar Atlar sinirli sinirli toprağı eşeliyor Aniden yürek titreten bir trompet sesi sisi yırtıyor Bu işaretle Kommagene süvarileri harekete geçiyor Şaşkınlık içindeki Roma ordusu için artık çok geç İlk saldırıya karşı koyabilmek için Roma süvarileri saflarını çekiliyorlar

Trompet sesleri ikinci kez duyulduğunda Kommageneli süvariler koşuya geçiyorlar Şimşek gibi ilerleyen atların altında yer titriyor Ağır zırhlı atlılar hafif kuşamlı Roma süvarilerinin üzerine saldırıyorlar Romalılar oyuncak askerler gibi yıkılıyorlar Soğuk kanlı ve yüksek disiplinli Roma süvarileri çabucak toparlanıyor ve sayıca olan üstünlüklerine de güvenerek bu küçük çelik gücü çember içine almaya çalışıyorlar
Ve yine trompet sesleri Kommagene süvarilerinin iki yanından bir kartalın kanatlarını andırırcasına çıkıveren okçu birliği Roma süvarilerine ok yağdırmaya başlıyor Hafif kuşamlı süvariler çelik ok yağmuru altında çaresizler ve pek çoğu yaralanıyor Ağır zırhlı Kommagene atlıları Romalıları okçuların önüne doğru sürüyorlar Okçular müthiş bir hızla ok yağdırmaya devam ediyorlar Romalılar önce akıllarını sonra da hayatları kaybediyorlar

Günün sonunda Markus Antonius süvari birliğini yitirmiştir Bir yanda Samosata surları diğer yanda Kommagene süvarileri olmak üzere Romalılar artık kuşatan değil kuşatılmış olandır

Böylece Markus Antonius Samosata kuşatmasından vazgeçmek zorunda kalır Ortağı Herod savaşın sonunu beklemeden krallığı Judea’ya döner Markus Antonius çaresiz geri çekilir


Antiochos durumu yumuşatmak için Markus Antonius’a 300 talens verir Sadakatsızlıktan nefret eden Antiochos verdiği para karşılığında Markus Antonius’dan kendisine bir vatan hainini teslim etmesini şart koşar

7 Kommagene’nin Sonu


Bu olaylardan kısa bir süre sonra ölen Antiochos Nemrud tapınağına, tahminen babasının yanına, gömüldü Antiochos’tan sonra tahta oğlu 2 Mithradates geçti Kommagene Roma İmparatorluğu’na denk değildir artık


2 Mithradates’in yönetimindeki Kommagene Suriye’nin önce uydusu sonrada eyaleti haline gelir Romalılara karşı verilen savaşta oğlunu kaybeden Part Kralı’nın acısı o kadar derindir ki kendi arzusuyla tahtından feragat eder Velihat prensin dedesi Antiochos’un Kommagene’yi riske atarak krallığına sığınan Part askerlerini koruması da babanın üzüntüsünü hafifletmemiştir


Part Kralının yerine oğullarından biri geçer Bu acımasız bir hükümdardı ve tahtını tehlikeye atacağına inandığı, Laodike ve onun çocukları dahil, kimseyi öldürtmekten kaçınmaz


2 Mithradates kızkardeşini Kommagene topraklarındaki Karakuş mezar tepesine gömer Laodike’nin kabrine üzerinde ‘o tüm kadınların en güzeliydi’ yazan çok güzel bir taş yazıt koyar


Annesi İsias ve diğer bir kızkardeşi Antiochis ve onu kızı Aka da orada yatmaktadırlar Mithradates Karakuş’u Kahta Çayı’nın kıyısında yaptırmıştır Mithradates yazlık malikanesinin terasından derin çaya inen başdöndürücü vadiyi ve Karakuş’un seyreder böylelikle ölümlerinden sonra da sevdiklerini yanında hissedebilirdi


Kıskanç kardeş 2 Antiochos 2 Mithradates’i tahttan indirmek istiyordu Bu nedenle Roma senatosu 2 Antiochos’u ölüm cezasına çarptırdı İÖ 29′da Roma’da idam edildi
Kommagene son olarak, kısa bir süre için, Kral 4 Antiochos devrinde bağımsız kalmıştır 4 Antiochos İS 71′de Roma ordusuna yenildi Kommagene’nin ağır zırhlı ünlü süvarileri ve muhteşem okçuları ‘cohortes Comagenorum’ adı altında Roma ordusuna dahil edilmek suretiyle küçük Kommagene ordusu lağvedildi


Gelecekte çıkabilecek isyanlara önlem olarak Kommagene Krallığı’nın yüceliğini hatırlatan binalar ve heykeller yerle bir edildi Kutsal Nemrud Dağı’ndaki tapınak yıkıldı Kommagene devrinin kapanışıyla Nemrud sadece dağ rüzgarlarının ve yolunu kaybeden çobanların ziyaretleriyle irkileceği uzun uykusuna daldı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Kommagene Kralligi Nemrut – Arsemeia – Perra

Eski 09-14-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Kommagene Kralligi Nemrut – Arsemeia – Perra



Kommagene Kralligi Nemrut – Arsemeia – Perra




Adıyaman ili; Kahta ilçesi bulunan ve içinde Komagene antik kentini barındıran milli park ve ören yeri Adıyaman il merkezinde Kahta’ya bağlantı sağlayan karayolu ile ulaşım sağlanmakta olup, Milli Park alanı Kahta’ya 9 km, Adıyaman’a 43 km uzaklıktadırNemrut Dağı ve Kommagene Kralı Antiochos’a ait Tümülüs ve kutsal alanlar, Milli Park’ın ana özelliğini teşkil etmektedirAntiochos’un tümülüsü ve dev heykelleri, Arsameia(Eskikale),Yenikale, Karakuş Tepe ve Cendere Köprüsü Milli Park içerisinde kalan kültürel değerlerdir

Yunanca “Genler Topluluğu” anlamına gelen Kommagene, ismiyle bağdaşırcasına, Grek ve Pers Uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallıktır Toros Dağlarındaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan antik Kommagene Krallığı, Suriye’nin Kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri’nin çevrelediği verimli topraklarda yer almıştır Tarıma ve hayvancılığa elverişli ve ekonomik önemi yüksek sedir ağacı ormanlarını barındıran Kommagene topraklarının, ilk çağlardan beri yerleşim alanı olarak kullanıldığı civardaki mağara ve arkeolojik buluntulardan anlaşılmaktadır

İÖ 2000 yılının ortalarında Hitit İmparatorluğu’nun egemenliği altına girdiği tahmin edilen Kommagene Krallığı; yöresi’nde Kommagene Krallığı’nın öncesi kabul edilen Kummuh Krallığı’nın olduğu ve Kummuh’un İÖ 711’lerde Asurlular, İÖ 605’te de Babilliler tarafından fethedildiği anlaşılmaktadır İÖ 6 Yüzyılın sonlarına doğru Kommagene Krallığı toprakları Pers İmparatorluğu’nun eline geçmiştir İÖ 323’te Kommagene Krallığı Bölgesinin idaresi Grek-Makedon yöneticilerin eline geçmiştir
Antik dünyanın küçük ancak güçlü ülkesi Kommagene Krallığı baba tarafı Pers Krallarından “Krallar Kralı olarak anılan Darius’a, anne tarafı Makedonya Hükümdarı Büyük İskender ile akraba olan bir Prensin oğlu Mithridates Kallinikos tarafından, İÖ 109 yılında bağımsız bir krallık olarak kurulmuştur

Farklı topluluklardan meydana gelen ve ayrı inanç ve kültürlere sahip Kommageneliler arasındaki
birliği sağlamak konusunda büyük başarı sağlayan Mithridates Kallinikos, tanrılarla olan bağını kuvvetlendireceği ve böylece ulusunu barış içerisinde yaşatacağı inancıyla ülkesinin çeşitli yerlerinde tapınaklar yaptırmıştır




Nemrut Dağı ve her iki Arsameia’daki kült yapılarıyla Kommagene Krallarının en ünlüsü olan 1 Antiochos devri (İÖ 69-38), krallığın en müreffeh dönemdir Kendi mezarını Nemrut Dağı’nın zirvesine, babası Mithridates 1 Kallinikos’un mezarını ise Arsameia’da Eski Kahta Çayının kenarına yaptıran 1 Antiochos, krallığını ekonomik ve kültürel yönden en üst seviyeye çıkartmıştır 1 Antiochos’tan sonra Kommagene Krallığının parlak dönemleri, halefleri tarafından devam ettirilememiş ve İS 29 yılından itibaren Kommagene Kralları Roma tarafından atanır olmuştur İS 72’de Romalılar’ın Kommagene’yi istila etmesiyle 200 yıllık krallığın bağımsızlığı tamamen sona ermiş ve bu tarihten sonra Kommagene toprakları Suriye’nin parçası olarak tarihteki yerini almıştır


Nemrut Dağı doruğundaki kalıntıları yerleşme yeri olmayıp Antiochos’un Tümülüsü ve kutsal alanlardır Tümülüs, 2150 metre yüksekliğinde, Fırat Nehri geçitlerine ve ovalarına hakim tepe üzerinde bulunmaktadır Kralın kemiklerinin yada küllerinin anakayaya oyulmuş odaya konulduğu ve 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapındaki tümülüs ile örtüldüğü düşünülmektedir Girişi kuzeyden olup doğuda ve batıda dini törenlerin yapıldığı teras şeklindeki avlular yer almaktadır





Her iki terasta da aslan ve kartal heykelleri arasında yüksekliği 7 metreye ulaşan oturur vaziyette dev heykeller sıralanır, bunlar yazıtları ve kabartmaları olan ortostad (dik olarak konulan büyük taş bloklar)’la çevrilmiştir Eski Kahta Köyü yakınında Kommagene’nın başşehri Arsameia yer alır Burada, Mithridates’in kutsal alanı bulunmaktadır
Nemrut Dağı’nın tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa heykeller ve çeşitli kabartmalardan oluşan eserler üzerinde çalışan, Uzun çalışmalar sonunda Grekçe yazılı kitabeyi çözen Punchstein, bu eserlerin Kommagene Uygarlığı’na ait olduğunu ve Kommagene Kralı I Antiochos tarafından yaptırıldığını keşfeder Antiochos’un ağzından yazılan kitabe, Nemrut Dağı’nın sırrını ve Antiochos’un yasalarını içermektedir

Kommagene Uygarlığının ortaya çıkmasını sağlayan kazılar, Nemrut Dağı’ndan başka Arsameia, Samsat ve Fırat Havzasında gerçekleştirilmiştir Bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkartılan taşınabilir eserler müzelerde, geri kalanları da Milli Park Alanı içerisinde korumaya alınmıştır


Arsameia (Nymphaios Arsameia’sı)

Kral 1 Antiochos kitabelerinde söz edildiğine göre, Arsameia İÖ 2 Yüzyılın başlarında Kommagene’lerin atası Arsames tarafından Kahta çayının doğusunda Eski Kahta kalesinin karşısında kurulmuş Kommagene Krallığının yazlık başkenti ve idare merkezidir

Güneydeki tören yolunda Mitras’ın kabartma steli, ayin platformu üzerinde Antiochos-Herakles tokalaşma steli ve bunun önünde Anadolu’nun bilinen en büyük Grekçe yazıtı bulunmaktadır Yazıtın bulunduğu yerden başlayan ve 150 basamakla aşağıya inen bir tünel ile yazıtın batısında benzer bir kaya dehlizi de dikkati çekmektedir
Tepe üzerindeki platformda Mithridathes Callinichos’un mezar tapınağı ve sarayı yer almaktadır Yapılan saray kazılarında çok sayıda heykel parçası, bir kraliçe ve Antiochos başı bulunmuştur Arsameia ören yeri, Adıyaman’a 60 km uzaklıktadır




İlimiz Kahta ilçeine bağlı Kocahisar köyündedir Kommagene’ler tarafından inşa edilen Yeni Kale, karşı taraftaki Arsemeia ile birlikte kullanılmıştır Romalılar ve ardından Memluklular tarafından restore edilen Kale en son 1970’lerde Dörner tarafından kısmen onarılmıştır Kale içinde çarşı, cami, zindan, su yolları, güvercinlik kalıntıları ve kitabeler bulunmaktadır Kale’den Nymphois’e inen su yolu bir tünelle Arsameia’ya başlanmıştır 80 metreyi bulan bu yolla halen suya ulaşmak mümkündür


Perra antik kenti


İlimiz Merkez Örenli (Pirin) MahallesindedirKommagene Krallığının beş büyük Antik Kentinden birisidirKommagene Krallığının başkenti Samosata ile Melitene (Malatya) arasında yer alan bir uğrak yeridir Antik Roma kaynaklarında suyunun güzelliğinden bahsedilmekte olup; kervanlar, yolcular ve ordular tarafından dinlenme yeri olarak kullanıldığı anlatılmaktadır


Bahsedilen suyun aktığı Roma Çeşmesi halen kullanılmaktadır Perre Antik Kenti (Niseaie) İznikte toplanan İncil Konsiline temsilci göndermesi aynı zamanda dini bir merkez olduğunu göstermektedirPerre Antik Kentte en dikkat çeken kalıntılar girişleri kabartmalarla süslenmiş mezar odaları arasında irtibatı sağlayan geçitler bulunmaktadır Kayalıklar içine oyularak yapılmış mezar odaları içerisinde lahitler de yer alır Perre Antik Kenti harika bir görünüm oluşturmaktadır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.