Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
askerleri, kemalin

Kemal'in Askerleri...

Eski 08-28-2009   #1
delishhhh
Varsayılan

Kemal'in Askerleri...



30 Ağustos 1922
“Paşalar onun arkasındaydılar
O, saati sordu
Paşalar; ‘Üç’ dediler
Sarışın bir kurda benziyordu
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu
Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı
Oradaydılar
Mustafa Kemal ve askerleriydi onlar
Tarih 1922, aylardan Ağustos
Hâlâ “orada mıyız?!” Hadi bakalım bu soruya “evet” diyebiliyor musunuz?!
“Kemal ve askerleri” nin gözleri gene çakmak çakmak Öyle arşın yedi kat üstünden memleketin haline bakıyorlar! Bıraksalar Semadan bir kaplan gibi atlayacaklarNereye?!
Memleketi emanet ettiklerinin şen şakrak, koltuklarda tepindikleri Ankara üzerine!
30 Ağustos 1922 Kemal ve askerleri, Afyon üzerinden İzmir’e doğru Kanla, terle, şerefle
30 Ağustos 2009 Memleketi aça saça, neşeyle!
1922, Kemal ve askerleri cephede
2009, beyler, paşalar koltukta, komedyen amiral sahnede!
Yıldırım Orduları Akdeniz’i yarmış, seksen küsur yıl sonra, deniz kuvvetlerinin başına Cem Yılmaz’a rakip bir adamı amiral yapacak kadar kendisini aşmış, ne mutlu
Gül, neşelen, eğlen!
Bu duruma limon sıkılır mı!?
Sıkalım, ekabire bir destanı hatırlatalım


Nazım’dan okuyalım
Boy pos fukarası, kekeme denizcinin komik anıları kadar Ankara zevatını, memleketin müstesna şahsiyetlerini gülmekten kırıp geçirmez bu destanda anlatılanlar Hele hele asker takımının defalarca okumasında sonsuz faydalar vardır, zihin, ruh açıklığı sağlar Titreyip kendine dönmeyi bile Destanı okuduktan sonra, kendisini bilen sorumlu, hele şu günlerde kafasını yerden kaldıramaz
Çünkü bu muhteşem destan, seksen küsur yıl öncesinin gurur veren bir hatırası olmaktan öte, Türk Milleti’nin kendisini yeniden bulması için ana unsurlar taşıyan mirastır Bu büyük mirası kavramak için büyük şair Nazım Hikmet’in destanını tekrar tekrar okumak gerekir
İşte o muhteşem anı
‘Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
cahil,
hakim
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır

Çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için;
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi



Muhteşem destan
“Ayın altında kağnılar gidiyordu
Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon’a doğru
Toprak öyle bitip tükenmez,
dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişmiyecekti
Kağnılar yürüyordu yekpare meşeden tekerlekleriyle
Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti
Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık, kısacıktılar,
ve pırıltılar vardı hasta, kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak, toprak ve topraktı
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılar tahta yataklarında
koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı
Ve kadınlar birbirlerinden gizliyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine
Ve kadınlar, bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehribar başaklı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler
Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üstünden Afyon’a doğru
***
Saat 230
Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,
Düşman üç saatlik yerdedir
ve Hıdırlık tepesi olmasa
Afyonkarahisar şehrinin ışıkları gözükecek
ve dağlarda tek tek ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü
Paşalar onun arkasındaydılar
Nasıl? Okuyup ağladınız mı, gülüyor musunuz!?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.