Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hanlığı, kırım

Kırım Hanlığı

Eski 08-01-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Kırım Hanlığı



Kırım Hanlığı




Kırım Hanlığı(1441 1783) Moğol Hükümdarı Cengiz'in soyundan gelen ve Giray Hanlar olarak anılan hanedanın kurduğu Kırım Hanlığı 16 yüzyılda Rusya içlerine kadar yayılan güçlü bir devlet olmuştur


Kırım Hanlığı Cengiz'in torunu Batu'nun kurduğu Altın Orda (Altınordu) Devleti' nin parçalanması döneminde ortaya çıktı 1420'lerde Altın Orda tahtı için Uluğ Muhammed, Küçük Muhammed ve Devlet Berdi arasında sürüp gelen çekişmelere katılan Devlet Berdi'nin kardeşi Gıyaseddin yaklaşık 1430'da yenildi ve Kırım'dan ayrılmak zorunda kaldı 1433'te Altın Orda tahtı Seyyid Ahmet'in eline geçti, Uluğ Muhammed de Kazan yöresine çekildi Kırım'daki yönetim boşluğundan yararlanmak isteyen Gıyaseddin'in oğlu Hacı Giray, Seyyid Ahmed'e karşı mücadeleye girişti ve 1441'de bağımsızlığını ilan etti

Hacı Giray 1466'ya kadar süren hanlığı döneminde sürekli iç ve dış sorunlarla uğraştı Kırım Yarımadası kıyılarında zengin ticaret kolonileri bulunan Cenevizliler'in müdahalelerine karşı Osmanlı Devleti'nden yardım istemek zorunda kaldı Böylece Kırım Hanlığı ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler başladı Hacı Giray'in oğlu Mengli Giray döneminde (14661514) de Cenevizliler Kırım'daki ticaret ayrıcalıklarını yitirmemek için hanlığın içişlerine karışmayı sürdürdüler Bu yüzden iki kez tahtını kaybeden Mengli Giray Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed'e başvurdu, Fatih de 1475'te Gedik Ahmed Paşa komutasında bir donanma göndererek Kırım' daki Ceneviz varlığına son verdirdi Bu tarihten sonra Kırım Hanlığı Osmanlı Devleti'nin koruması altına girdi
Mengli Giray 1502'de Altın Orda Devleti' ne son verdi Egemenliğini Karadeniz kıyılarına, Rusya içlerine doğru genişletmeye başladı 16 yüzyıl ortalarına doğru Kırım Hanlığı, Kazan ve Astrahan hanlıklarının topraklarını da ele geçirdi, Moskova'ya akınlar yapacak duruma geldi

Öte yandan Kırım'ın güneyindeki Kefe'yi doğrudan merkeze bağlı bir eyalet olarak yöneten, burada düzenli bir askeri güç bulunduran Osmanlı Devleti 1524'te tahta çıkan I Saadet Giray'dan başlayarak Kırım hanlarını doğrudan atamaya başladı Taht kavgalarını önlemek için de şehzadeler Osmanlı ülkesinde rehin tutuluyorlardı 16 yüzyılın ikinci yarısında güçlenmeye başlayan Ruslar, Kırım Hanlığı için de büyük bir tehlike oldular 1550'lerde Kazan ve Astrahan Ruslar'ın eline geçti Kırım hanları Ruslar'ın ilerlemeleri karşısında önceleri Osmanlı Devieti'nden yardım istemediler Çünkü bağımsızlıklarım tümüyle kaybedeceklerinden çekmiyorlardı Yardım istemek zorunda kaldıklarında Kırım'a gelen Osmanlı ordusu ise Ruslar'ın genişlemesini durdurabildi ama, kaybedilen toprakları geri alamadı

Kırım Hanlığı 17 yüzyıl başında yalnızca Kırım Yarımadası ile Karadeniz'in kuzey kıyılarının bir bölümüne egemendi II Gazi Giray (15881608) Osmanlı Devleti ile bir anlaşma yaparak Osmanlı ordusunun bütün seferlerine katılmayı ve her yıl vergi vermeyi kabul etti Buna karşılık 17 yüzyılda başa geçen bazı hanlar bu bağımlılıktan kurtulmak için İran ve Rus Çarlığı ile ilişki kurmaya çalıştılar


18 yüzyılda Kırım üstündeki Rus baskısı arttı, Osmanlı Devleti ise güçsüzleşmeye başladı Ruslar 1736'da Kırım Hanlığı'nın merkezi Bahçesaray kentine kadar ilerlediler ve Karadeniz kıyılarındaki birçok yeri aldılar 18 yüzyılda Ruslar'la birkaç kez savaşmak durumunda kalan Osmanlı Devleti hep yenilgiye uğradı, 1774'te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım'ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı Bu sırada Kırım tümüyle Ruslar'ın eline geçti Ruslar birkaç göstermelik han atadıktan sonra 1783'te Kırım'ı Rusya topraklarına kattıklarını açıkladılar


Kırım Hanlığı özellikle 1617 yüzyıllarda Osmanlı Devleti'nin Karadeniz'deki egemenliğini pekiştirici, Ruslar'ın Karadeniz'e inmesini önleyici bir rol oynamıştır Ama iç yapısındaki dalgalanmalar, Osmanlı Devleti'ne bağımlı kalmanın yarattığı hoşnutsuzluklar yüzünden 18 yüzyılda yönetim gittikçe gücünü kaybetmiş, Rusya'nın genişlemesine karşı koyamaz duruma gelmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Kırım Hanlığı

Eski 08-01-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Kırım Hanlığı







Kırım Hanlığı veya Kırım Yurdu, 1441-1783 yılları arasında Kırım’da hüküm sürmüş Kırım Tatar devletiydi Altın Orda’nın yerini alan dört Hanlıkların en uzun süre hüküm süreni idi 1475 yılından Küçük Kaynarca Antlaşması’nın imzalanışına kadar Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı kaldı


Tarihi

13 ve 14 yüzyıllarda Rusya’nın içlerine ve Kıpçak Bozkırı(Deşt-i Kıpçak)’na ilerleyen Tatar kabileleri, göçebe yaşamlarını bırakarak Kırım’a yerleşiyordu Altın Orda’nın yıkılmasından sonra bu bölgede başlayan hakimiyet kurma yarışı Cengiz Han’ın oğullarından Cuci’nin küçük oğlu Toka Temür soyundan gelen ve Tatarları yöneten Hacı Giray tarafından kazanıldı


Litvanya’da; 15 yüzyılın başlarında bir grup Tatar’ın Kral Vitold’un yönetimindeki Litvanya’ya sığındığı dönemde doğmuştuBüyüdükten sonra, “Şirin” kabilesinin yardımıyla Kırım’da hakimiyet kurdu1441 tarihinde kendi adına para bastırdı Hanlığın kuruluş tarihi bu yüzden 1441 kabul edilir

İlk yıllar

Hacı Giray ölünce oğlulları Mengli ile Nur Devlet arasında taht kavgası yaşandı1475′te bölgeyi fetheden Gedik Ahmet Paşa ile Osmanlılar duruma el koydu ve Mengli Giray, han ilan edildi

Kırım kuvvetleri, bir Osmanlı savaşına ilk defa, Sultan İkinci Bayezid’in , 1484′teki Akkerman Seferi’nde katıldılar 1502′de ise Mengli Giray Saray’a hücum etti ve Altın Ordu hanlığı’na son büyük darbeyi vurduBundan sonra Kırım Hanlığı, Altın Ordu topraklarında hakimiyet kurmaya başladı, Kazan ve Astrahan Hanlıkları da ele geçirildi Bu ise Moskova Knezliği ile rekabete sebep oldu
1521′de Mehmed Giray, Moskova’yı kuşatıp, Rusları yenerek onları vergiye bağladı Ruslar, vergiyi, I Petro zamanına kadar ödediler


Altın Çağ



1551′de tahta geçen I Devlet Giray, 1571′de başarılı bir seferle Moskova’yı kuşattıÇerkezler, Nogaylar ve Kıpçaklar gibi halklardan oluşan büyük ordusuyla Rusları yendi ve Moskova’yı yaktıBu seferden sonra Devlet Giray, ertesi yıl için tüm Rusya’yı içine alan büyük çaplı bir fetih planı hazırladı, ama 1572′de Moskova’nın 60 km güneyinde, Molodi’de uğranılan büyük yenilgi üzerine plan iptal oldu


Bu dönemde ayrıca Moskova’ya karşı savaşçı ve tampon bölgelerde yaşayacak nüfus olarak bir çok Türk boyu hanlık topraklarına yerleştirildiÖzellikle 16 yüzyılda Tatar orduları bugünkü Belarus,Polonya ve Moldova’nın bulunduğu topraklara çokça sefer düzenlediGüneyde ise Don-Volga Projesi’ne destek olundu


Devlet Giray’ın 1577′de ölümünden sonra, Kırım’da taht mücadelesi başladı 1588 tarihinde tahtı “Bora” lâkaplı İkinci Gâzi Giray ele geçirdiİkinci Gâzi Giray, Osmanlı-Avusturya savaşlarında büyük başarılar kazandı ama 1607′de vebadan öldü 17 yüzyıl ortalarına gelirken de hem Rus Ordularıyla hem de başıbozuk birliklerle yağmalara girişen Kozaklarla mücadele edildi


Ruslarla yapılan 1676-81 Savaşı sonunda, Osmanlı Devleti, Ruslarla görüşme yapma yetkisini Kırım Hanlığı’na verdiKırım Hanı Murat Giray da Ruslarla 20 yıllık bir barış imzaladı


Çöküş

17 yüzyılın sonlarına gelirken Moskova knezliği artık güçlü bir devlet olan Rus Çarlığı hâline gelmişti; Tatarlar için artık Moskova’yı yağmalamak veya vergiye bağlamak çok zorduMoskova dışında ise Lehistan oldukça güçlenmiş, Rusya’nın her yerine yayılan Kozaklar ise devamlı akınlarda bulunacak konuma gelmişlerdi


II Viyana Kuşatması’nda da Murat Giray ve Kırım Ordusu Osmanlılara yardıma gelmiştir; ama bazı kaynaklar bu kuşatmada Murat Giray’ın Viyana’yı kurtarmaya gelen Lehlerin önünü bilerek kesmediğini yazar, yânî kuşatmanın başarısızlığı Murat Giray’a mâl edilirBu bilgi tam olarak doğrulanmış değildir Viyana başarısızlığından sonra Murat Giray azledildi ve İkinci Hacı Giray tahta geçti


İkinci Hacı Giray’ın çok kısa süren hanlığından sonra, 1684′te tahta geçen ve parlak bir hükümdâr olan I Selim Giray, Kutsal İttifak güçlerinin Osmanlı Devleti’ne karşı giriştiği savaşlarda önemli rol oynadı; Rusların Kırım Seferleri’ni, Lehlilerin 1687-1688 seferlerini püskürttü, dört kez geçtiği Kırım tahtında büyük başarılar elde etti

Selim Giray’ın başarılarına rağmen Osmanlı Devleti bu savaşları kaybedip Karlofça Antlaşması’nı imzaladı Sonraki dönemlerde Osmanlı’nın Avrupa karşısında gerilemesi ve Rus Çarlığı’nın büyük yükselişi Kırım’ı oldukça etkiledi
1735-1739 Osmanlı-Rus Savaşı içerisinde, 1736′da, Ruslar Bahçesaray’a kadar inip bölgeyi yağmaladılar

1768-1774 Osmanlı-Rus Sa
vaşı’nda; Besarabya 1770′lerde, Kırım Yarımadası da 1771′de, Ruslar tarafından işgal edildi Bu saldırılara Kırım Giray karşı koymaya çalıştı Savaşı sona erdiren 21 Temmuz 1774 tarihli Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım, Osmanlı himayesinden çıkartılıp bağımsız hale getirildiSadece dînî işler için Osmanlı halifesinin yetkisi tanındı
1777′de Rus yanlısı olarak bilinen Şâhin Giray tahta geçti, Osmanlı yanlısı olan II Bahadır Giray, hanlık mücadelesinde Şahin Giray’ı yenemedi Bu dönemde Ruslar bölgeye çokça Slav göçmen yerleştirdiler 1779′da imzalanan Aynalıkavak Tenkihnamesi ile, Kırım hanlarının serbestçe seçilmesi, Rus askerlerinin Kırım’dan çekilmesi, Osmanlı Devletinin Şahin Giray’ı tanıması maddelerini kabul edildiyse de Ruslar antlaşmaya uymadı 1783′te II Katerina’nın emriyle Kırım işgal edildi
Artan Rus etkisine karşı halk ayaklandı ve Bahadır Giray tahta geçirildi, Şâhin Giray ise Ruslar’a sığındı; 1785′te Şâhin Giray Rus Ordusu’nu arkasına alarak Kırım’a geri geldiDaha sonra Ruslar’dan istediğini bulamayıp İstanbul’a sığındıysa da önceki hareketlerinin bedeli olarak Rodos’a sürülüp orada idam edildi

Osmanlı Devleti Kırım’a giren Rus Ordusu’na karşı yeni bir savaşa giriştiyse de başarılı olamadı ve 1792′de Yaş Antlaşması ile Kırım’ın Rusya’ya ilhâkını kabul etti
Yönetim ve dış ilişkiler
Kırım Hanlığı’nın ilk başkenti Salaçık’tı, 1532′de I Sahip Giray başkenti Bahçesaray’a taşıdıHanlık buradaki “Hansaray”dan yönetiliyordu
Osmanlılar Kırım yarımadası’nın kıyılarını Cenevizliler’den alıp, buraları Kefe Sancağı’na bağlarken, Kırım Hanlığı da geride kalan bölgeyi; kuzeydeki bozkırları ve bugünkü Ukrayna’daki bazı şehirleri yönetiyorduKırım Hanı Osmanlı sultanı tarafından atanmıyor, ama başa geçmek için sultandan onay alıyordu


Kırım Osmanlılar için daha çok müttefik devlet statüsündeydi; Kırım hanları, Kırım’da kendi adlarına para bastırıyor ve kendi adlarına hutbe okutuyorlardıOsmanlılar da Ukrayna bozkırlarının sadece Kırım yönetimine ait olduğunu kabul ediyordu
Osmanlılar Kırım Hanlığı’ndan vergi almıyor, hatta seferlerde başarılı olurlarsa onlara vergi bile ödüyorlardı

Kırım Hanlığı dış ilişkilerinde bağımsız bir devlet gibi davranabiliyordu; 16 ve 17 yıllarda Moskova’ya karşı Lehistan ve Kozaklar ile yapılan ittifaklar bunu doğrular niteliktedir
Hanlık 18 yüzyıla kadar Osmanlı Devleti’nin herhangi bir etkisi değerlendirmeye alınmadığında bile Avrupa’nın en önemli güçlerinden biriydi


Ekonomi ve ordu


Kırım Hanlığı’nın ekonomisi deniz ticareti ve yapılan seferlerin başarısı ile doğrudan alâkalıydı
Hanlık, Osmanlı Devleti’nin Avrupa seferlerine çokça asker gönderiyordu, bir süre sonra Kırım süvarileri Osmanlılar için vazgeçilemez askerler olmuşlardı Savaş kazançları ise hem Osmanlı ekonomisine hem de Kırım ekonomisine yarıyordu, bu yüzden Osmanlı orduları Avrupa’da geri çekilmeye başlayınca Kırım ekonomisi de bozulmaya başladı
Kara ordusu esas olarak atlılardan oluşmaktaydı Atlılar; hanın kapıkulları, merkez askerleri ve kabile-boy kuvvetleri orduyu oluşturuyordu


Kapıkulları, maaşları Osmanlı sultanı tarafından verilen hanın hassa kuvvetleriydi; ilk defa 1532′de Sâhip Giray İstanbul’dan gönderilirken, yanına padişah tarafından 60 topçu, 300 cebeci, 1000 sekbandan mürekkep bir kuvvet ile 40 müteferrika, 30 çavuş ve 60 tımar ve zeamet sahibi verilmiş idi


Kırım kuvvetlerinin esas kısmını teşkil eden atlılar ise klâsik bozkır geleneklerini bozmayan, bu yüzden de ateşli silâhlara rağbet etmeyen askerlerdi Hanlığın topçu ordusu ise yoktu, Osmanlılar da, Kefe üzerinde zaman zaman uyanan iddiâlar sebebi ile, hanlığın bir topçu kuvvetine sahip olmasını istememişlerdi



Kırım Orduları’nın aynı Osmanlılar gibi “sefer” dedikleri büyük askeri harekatlar han tarafından yönetiliyor ve bunlara fazlaca asker katılıyordu”Çapul” denilen küçük saldırılar ise genelde bir asilzadenin askerleri tarafından hanın yabancı devletlerle yaptığı anlaşmalara uyarak dikkatle seçilen bölgelerde yapılıyorduÇapullardan çokça köle ele geçiriliyordu

Kırım için bir diğer önemli gelir kaynağı da kölelikti
Tatar askerlerinin “bozkır hasatı” adıyla Rusya bozkırlarından ve Kafkaslardan topladığı insanlar gerek köylerde çalıştırılmakta, gerekse satılmaktaydıBu kölelerin gelirinden han yüzde 10 ila 20 arasında değişsen “savğa” adlı bir miktar pay alıyorduBazı araştırmalara göre Kırım Hanlığı’nın yaşadığı süre içerisinde Ukraynalı, Kafkas, Çerkes, Rus, Leh gibi bir çok milletten toplam 3 milyon kişi köle pazarında kullanılmıştıBu kölelerden en ünlülerinden biri de Hürrem Sultan’dı Özellikle Kefe en önemli köle pazarlarından biriydi

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.