GöKKuŞaĞı
|
Kıbrıs'ta Türkler Ve Rumlar
Müslüman Türk Milleti tarihi boyunca her ne hikmetse iyilik ettiği milletlerden çok çekmiştir Ama gene de iyilik yapmaktan vazgeçmemiştir
Söz gelimi,Yahudiler 
Avrupa Engizisyon işkenceleri altında nesilleri ve dinleri yok olma tehlikesine maruz kaldığında, 2 Bayezid Han döneminde İspanya'dan kurtarılarak, asırlarca beraber yaşayacakları Osmanlı topraklarına kabul edilmişlerdir Kabul edilmek ne demek, Osmanlı gemileri ile taşınmışlardır Aynı şekilde 1881 yılında Rusya'dan sınır dışı edildiklerinde yüzbinlercesi İstanbul’a gelmişler, aylarca yedirilip, içirilip, bakıldıktan sonra yurt içi ve yurt dışında istediklere yerlere gönderilip yarleştirilmişlerdir Ama gelin görün ki, Osmanlı'nın yıkılışı bu milletin nankör kısmını teşkil eden Siyonist Yahudilerin eliyle olmuştur Halen de Müslüman kanı akıtmaktan adeta zevk alır durumdadırlar
Ermeniler 
Osmanlı toprakları içinde, en çok kayırılan bir Millet olmuşlar, zengin ve müreffeh bir hayat yaşamışlar, devletin her kademesine ve en üst seviyesi olan sadrazamlığa kadar yükselme imkanlarını elde etmişler, hem de yüzyıllar boyu
Gelin görün ki, Osmanlı'nın zayıfladığı yıkılış sürecinde, düşmanla işbirliği yapmaktan asla çekinmedikleri gibi, katliam üstüne katliam yaparak ne kadar vefasız olduklarını göstermişlerdir Yakın zamana kadar katliamları devam etti, halen de her platformda Türkiye’nin önünü kesmeye devam etmektedirler Sözüm hepsine değildir elbet
Rumlara gelince 
Sınırlarımız içindeki Rumlara diyecek sözlerimiz de var Ancak bu yazımda ben Kıbrıs'taki Rumlar hakkında birkaç cümle kuracağım
Kıbrıs’ın Osmanlılarca fethi esnasında Rumların yaşadıkları dramı bir yazımda dile getirmiştim Venedik korsanları tarafından Osmanlı toplarına karşı, canlı kalkan olarak kullanılmak istendiklerini ve kendilerinin Osmanlı ordusu Başkumandanı Lala Mustafa Paşa tarafından tümden yok olmalarının nasıl önlendiğini, mallarının mülklerinin nasıl fetihten sonra kendilerine iade edildiğini, sığıntı gibi yaşamakta oldukları Venedik tasallutundan nasıl kurtarıldıklarını o yazımda ifade etmiştim (Kıbrıs’ın Fethi ve Rumlar) Fetihten itibaren Osmanlı idaresinde yüzyıllarca barış ve huzur içinde yaşadılar Ama gelin görün ki, bu insaniyetin bedelini 1830 lu yıllarda Yunanistan’ın ayaklanıp bağımsızlık için terör estirdiği yıllarda ve takip eden yıllarda onlara her türlü desteği vermek bir yana, adadaki Türkleri taciz ederek maalesef ödemeye başladıklarını görüyoruz Bu ödemeler 1900 yılların başından 1940 lı yıllara kadar devam etmiş, 10 binlerce Müslüman Türk'ün, katliama uğramak, ya da mülteci durumuna getirilmek suretiyle mağdur edildiğini okuyoruz
1940 lı yıllar dedim Evet o yıllarda yeniden bu Millet’e muhtaç duruma geldiler
Nasıl mı?
2 Dünya savaşının en amansız günleridir Yunanistan Almanya tarafından istila edilmiştir Halk aç ve sefildir Eli silah tutanlar cephededir Yunan halkının muhtaç olduğu erzak, Anadolu insanının boğazından kesilerek depo edilmiş ambarlarımızdan, yükleyip gönderdiğimiz kendi gemilerimizle taşınmıştır Yunan Rumları 'Türk Kardeşlerine' nasıl teşekkür edeceklerini bilememektedirler Türkleri öve öve bitirememektidirler İşin bu yanı üzerinde de durmayacağım Kıbrıslı Rumların durumunu anlatacağım:
O yıllarda Kıbrıs İngiltere’ye bağlıdır Eli silah tutanlar toplanıp cephelere götürülmüştür Geri kalan Kıbrıs halkı savaş dolayısıyla açtır, hastadır, perişandır, sefildir  Kıbrıs’ta da yiyecek bulmak mümkün değildir Karşı sahiller Türkiye'dir Türk halkı yardımseverdir, merhametlidir, cömerttir, bağrı açlar ve açıklar için açıktır O halde açlıktan ölmektense ver elini Türk sahilleri… Ne buldularsa doluştular, üst üste, balık istifi Türkiye seferleri başladı Onbinlerce Kıbrıs Rum'u canlarını Anadolu sahillerine attılar Adeta Kıbrıs boşaldı
'Türk kardeşleri' onbinlerce Kıbrıs'lı Rum'u, aylarca, hatta yıllarca, kendi kesesinden, yedirdi, içirdi, giydirdi, tedavilerini yaptı Hiç bir karşılık beklemeden Ücret almadan Hatta harçlıklarını vererek Ada'da normal şartlar avdet edince 'Türk Kardeşleri' şöyle düşünmediler:
Bu Rumlar nasıl olsa Kıbrıs'tan koptular Kıbrıs’ta nüfus dengesini değiştirmenin tam zamanıdır
' Ey Rumlar, siz buyurun burada kalın, sizin yurtlarınıza ben buradan yeterli sayıda Türk gönderir oraya yerleştiririm Bir daha da adada Rum- Türk çatışması olmaz…”
'Türk kardeşleri' böyle düşünecek yaratılışta değillerdi Hamakate varan bir iyi niyetle, yedirip içirip barındırdıkları Rumları Türk gemileri ile geri taşıyarak sapasağlam evlerine yurtlarına geri yerleşmelerini sağladılar Ücret almadan, bedel istemeden  
Kıbrıslı Rumlar, ortalık sütliman olup Türkiyeye artık ihtiyaçları kalmayınca katliamlarına ve terörlerine kaldıkları yerden devam etmeye başladılar Onlar nasılsa alışkındı, iyiliğin bedelini öldürerek ve sürerek vermeye Değişen birşey olmadı Ne zaman kadar? 1974 Kıbrıs Barış harekatına kadar 
Onlar bütün bunları unutmuş, bu gün dostluğun tesisi adına Kıbrısın tamamını geri istiyorlar, çünkü 1974 harekatıyla Yunanistan’a bağlama işi yarım kalmıştır Onlara göre Türk Askeri de adadan geri çekilmelidir Çekilmelidir ki emellerine yeni bir kapı açılsın Kıbrıslı Rumlar o günleri unutturmaya çalışıyorlar Bu onlar açısından anlaşılır bir davranıştır diyelim Peki Kıbrıslılara ve bizim iktidar mensuplarına ne oluyor? Neden 1974 Barış Harekatının yıldönümünde anma törenleri yapıldığını duymadık Yoksa yapılmadı mı, artık yapılmayacak mı?
Ey Kıbrıs Türkleri, ey Türkiye'de iktidar olanlar!
Her iyiliğin bedelini silah sıkarak ödemeye alışmış bu Rumlar, yoksa sizi de mi kandırdılar?
Ekrem Şama
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|