Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
tonyukuk, yazıtı

Tonyukuk Yazıtı

Eski 05-06-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Tonyukuk Yazıtı



Tonyukuk Yazıtı, Bilge Kağan Yazıtı ile Kül Tigin Yazıtının doğusunda yer alır



Yazıtın Ebatları ve Satır Sayısı

Dört yönlü iki taş üzerinde yazılmış bir yazıttırBirinci taş üzerinde batı ve doğu yüzlerinde yedişer,güney yüzünde 10,kuzey yüzünde ise 11 satır olmak üzere toplam 35 satır yer almaktadırİkinci taşın ise batı yüzünde 9,doğu yüzünde 8,güney yüzünde 6 ve bkuzey yüzünde 4 olmak üzere toplam 27 satır vardırİki taşın toplam satır sayısı 62'yi bulmaktadır


Yazıtın Dikiliş Tarihi

Yazıtı, Bilge Kağan dönemine kadar başkomutanlık ve vezirlik yapmış olan Tonyukuk dikmiştirMetnin yazarı Tonyukuk'turYazıtın 725 yılında dikildiği tahmin ediliyor


Yazıttaki Metinlerin Konusu

Tonyukuk bu yazıtında ilk 47 satırda İlteriş Kağan ile Kapagan Kağan'ın dönemlerinden bahsetmektedirDaha sonraki satırlarda ise kendisinden bahsederek Göktürk tarihi hakkında öenmli bilgiler vermektedir


Yazıtın Dili

İskandinav runik harflere benzeyen Göktürkçe ile yazılmıştır Göktürk Yazıtlarını oluşturan Bilge Kağan Yazıtı 716 yılında dikilmiştir Diğer iki yazıt ise Köl Tigin (Kültigin) anıtı (732) ve Bilge Kağan (735) yazıtıdır Orjinal metinden günümüz Türkçesine çevrilen aşağıdaki metindeki cümlelerde, cümle yapısı büyük ölçüde korunmuştur Metinde ile çevrilen yerler taşlardaki tahribat nedeniyle okunamayan kısımları belirtmektedir


Yazıtlar

Göktürk Yazıtlarını oluşturan Tonyukuk Yazıtı 716 yılında dikilmiştir Diğer iki yazıt ise Köl Tigin (Kültigin) anıtı (732) ve Bilge Kağan (735) yazıtıdır Orjinal metinden günümüz Türkçesine çevrilen aşağıdaki metindeki cümlelerde, cümle yapısı büyük ölçüde korunmuştur Metinde ile çevrilen yerler taşlardaki tahribat nedeniyle okunamayan kısımları belirtmektedir


Tonyukuk Anıtı metni


Birinci Taş (Batı Cephesi)

Ben Bilge Tonyukuk'um Çin ülkesinde doğdum Türk milleti Çin'de tutsak idi Türk milleti hanını bulmayınca Çin'den ayrıldı, han sahibi oldu Hanını bırakıp yine Çin'e tutsak düştü Tanrı şöyle demiş: Han verdim, hanını bırakıp tutsak düştün Tutsak düştüğün için Tanrı öldürdü Türk milleti öldü, bitti, yok oldu Türk Sır milletinin yerinde boy kalmadı

Ormanda, dışarıda kalmış olanlar toplanıp yedi yüz er oldular İki bölüğü atlı idi, bir bölüğü yaya idi Yedi yüz kişiyi idare edenlerin büyüğü şad idi; danışman ol dedi, danışmanı ben oldum, Bilge Tonyukuk (Şadı) kağan mı yapayım diye düşündüm Arık boğa ile semiz boğa arkada oldukça; semiz boğa mı, arık boğa mı bilinmezmiş diye düşündüm Bunun üzerine, Tanrı akıl verdiği için onu ben kağan yaptım

İlteriş Kağan olunca, Bilge Tonyukuk Boyla Baga Tarkan ile İlteriş, güneyde Çinli'yi, doğuda Kıtay'ı, kuzeyde Oğuz'u pek çok öldürdüler Danışmanı, yardımcısı ben idim

Çogay'ın kuzeyi ile Kara Kum'da oturuyorduk


Birinci Taş (Güney Cephesi)

Geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturuyorduk Milletin karnı tok idi Düşmanımız çevremizde ocak gibi idi, biz ateş idik

Böyle otururken Oğuz'dan casus geldi Casusun sözü şöyle idi: Dokuz Oğuz boyu üzerine kağan oturmuş; Çin'e Kunı Sengün'ü göndermiş; Kıtay'a Tongra Esim'i göndermiş Şu haberi göndermiş: Azıcık Türk (Köktürk) boyu var; fakat kağanı yiğit, danışmanı bilgili Bu iki kişi var oldukça seni, Çinliyi öldürecek, diyorum; doğuda Kıtay'ı öldürecek, diyorum; beni, Oğuz'u mutlaka öldürecek diyorum Çinli, sen güney yönünden saldır; Kıtay, sen doğu yönünden saldır; ben de kuzey yönünden saldırayım; Türk Sır boyunun yerinde hiç kimse kalmasın; mümkünse hepsini yok edelim, diyorum

Bu haberi işitince gece uyuyasım gelmedi, gündüz oturasım gelmedi Bunun üzerine kağanıma arza çıktım Şunu arz ettim: Çinli, Oğuz, Kıtay bu üçü birleşirse biz kalırız Dıştan sarılmış gibiyiz Yufka iken delmek kolay imiş, ince iken koparmak kolay Yufka kalın olsa delmek zor imiş, ince yoğun olsa koparmak zor Doğuda Kıtay'dan, güneyde Çin'den, batıda batılılardan, kuzeyde Oğuz'dan gelecek iki üç bin askerimiz var mı acaba? Böyle arz ettim

Kağanım, ben Bilge Tonyukuk'un arzını işitti, gönlünce idare et dedi Kök Öng'ü çiğneyerek Ötüke ormanına doğru orduyu sevkettim İnek ve yük arabalarıyla Togla'da Oğuz geldi Üç bin askeri varmış Biz iki bin idik Savaştık Tanrı yarlığadı, yendik Irmağa döküldüler Pek çoğu da dağıttığımız yerde öldü

Ondan sonra Oğuz tamamıyla geldi Türk milletini Ötüken yerine, beni, Bilge Tonyukuk'u Ötüken yerine yerleşmiş diye işiten güneydeki millet; batıdaki, kuzeydeki, doğudaki millet geldi


Birinci Taş (Doğu Cephesi)

İki bin idik İki ordumuz oldu Türk milleti yaratılalı, Türk kağanı tahta oturalı Şantung şehrine, denize ulaşmış olan yok imiş Kağanıma arz edip ordu gönderdim Şantung şehrine, denize ulaştırdım Yirmi üç şehir zaptettiler Uykularını burada bırakıp seferde yatıp kalktılar

Çin kağanı düşmanımız idi On Ok kağanı düşmanımız idi Kırgızların güçlü kağanı da düşmanımız oldu Bu üç kağan anlaşıp Altun ormanında birleşelim demişler Şöyle anlaşmışlar: Doğuda Türk kağanına doğru sefere çıkalım demişler Eğer biz üzerine yürümezsek, eninde sonunda o bizi, kağanı yiğit, danışmanı bilgili olduğu için, eninde sonunda o bizi mutlaka öldürecektir Üçümüz birleşip üzerine yürüyelim, hepsini yok edelim demişler Türgiş kağanı şöyle demiş: Benim milletim oradadır demiş, Türk (Kök-türk) boyu yine karışıklık içindedir, Oğuz'u yine dardadır demiş

Bu sözleri işitince gece yine uyuyasım gelmiyordu, gündüz yine oturasım gelmiyordu 0 zaman düşündüm İlkin Kırgız üzerine yürüsek daha iyi olur dedim Kögmen yolu tek imiş; kapanmış diye işitip bu yoldan yürümek olmaz dedim Kılavuz istedim Çöllü Az eri buldum Az ülke (sinde), Anı bel (inde bir yol var) mış; bir at yolu imiş, onunla gitmiş Onunla konuşup bir atlının gitmiş olduğunu öğrenince bu yolla gitmek mümkün dedim Düşündüm ve kağanıma;


İkinci Taş (Kuzey Cephesi)

arz ettim

Ordu yürüttüm At in dedim Ak Termil'i geçince at bindirdim At üzerine bindirip karı söktürdüm Sonra atları yedeğe aldırıp yaya olarak ve ağaçlara tutuna tutuna yukarı çıkarttım Öndeki eri çapraz yürüterek ağaç olan tepeyi aştık Yuvarlanarak indik On gecede yandaki engeli dolaşarak gittik Kılavuz yeri şaşırıp boğazlandı Bunalıp "kağan, yetiş" demiş Anı suyuna vardık O sudan aşağı gittik Yemek için attan iniyor, atı ağaca bağlıyorduk Gece gündüz dört nala gittik Kırgızları uykuda bastık Uykularını mızrakla açtık Hanı, ordusunu topladı; savaştık ve yendik Hanlarını öldürdük Kırgız boyu kağana teslim oldu, baş eğdi Geri döndük, Kögmen ormanını dolaşarak geldik

Kırgız'dan döner dönmez Türgiş kağanından casus geldi Haberi şöyle idi: Doğudan kağana sefer edelim Biz yürümezsek onlar bizi, kağanı yiğit, danışmanı bilgili olduğu için eninde sonunda onlar bizi mutlaka öldürecek, demiş Casus, türgiş kağanı çıkmış dedi, On Ok boyu eksiksiz çıkmış dedi: Çin ordusu da varmış

Bu haberi işittiğimiz sırada katun (kraliçe) vefat etmişti Kağanım, ben eve ineyim, onun yoğ törenini yapayım dedi Orduya gidin Altun ormanında oturun dedi Ordunun başında İni İl Kağan, Tarduş şadı gitsin dedi Bilge Tonyukuka, bana şunları söyledi : Bu orduyu ilet dedi, ben sana ne söyleyeyim Kararı istediğin gibi ver dedi; gelirse göreceği var, gelmezse haberciyi ve haberi alarak otur dedi

Altun ormanında oturduk Üç casus geldi Haberleri bir: Kağan orduyu çıkardı On Ok eksiksiz çıktı Yarış ovasında toplanalım demişler Bu haberi işitince haberi kağana yolladım Handan haber geldi: Oturun, öncüyü ve nöbetçiyi iyice düzenleyin, baskın yapmayın demiş Bögü Kağan bana böyle haber yollamış Apa Tarkana ise gizli haber göndermiş Bilge Tonyukuk kötüdür, kindardır; yanılır; orduyu yürütelim diyecek; kabul etmeyin

Bu haberi işitince ordu yürüttüm Altun ormanını yol olmaksızın aştık İrtiş ırmağını geçit olmaksızın geçtik Gece de yol aldık ve Bolçuya şafak sökerken ulaştık


İkinci Taş (Batı Cephesi)

Haberciyi getirdiler Sözü şöyle idi: Yarış ovasında yüz bin asker toplandı dedi Bu sözü işitince beğler, hepbirlikte geri dönelim, zayıfın utancı daha iyidir dediler Ben şöyle dedim; ben, Bilge Tonyukuk: Altun Ormanını aşarak geldik, İrtiş ırmağını geçerek geldik Gelenler yiğit dediler duymadılar; tanrı, Umay, mukaddes yer su üzerine çöküverdi Niçin kaçıyoruz? Çok diye niçin korkuyoruz? Azız diye niçin kendimizi küçümsüyoruz? Hücum edelim dedim Hücum ettik ve yağmaladık

İkinci gün ateş gibi kızıp geldiler Savaştık Bizden iki ucu, yarısı fazla idi Tanrı yarlığadığı için çok diye korkmadık ve savaştık Tarduş şadına kadar kovalayıp dağıttık Kağanını tuttuk; yabgusunu, şadını orada öldürdük Elli kadar er yakaladık Hem o gece halkına haber gönderdik O haberi işitip On Ok beğleri, halkı hep geldi, baş eğdi Halkın birazı kaçmıştı Gelen beğleri ve halkı düzenleyip toplayarak, On Ok ordusunu yürüttüm Biz de yürüdük Anı'yı geçtik İnci ırmağını geçerek Tinsi oğlu denen ebedi Ek dağını aşırdım


İkinci Taş (Güney Cephesi)

Demir Kapıya kadar gittik Oradan geri döndük İni İl Kağan'a Tacikler, Toharlar ondan berideki Suk başlı Soğdak kavmi hep gelip baş eğdi

Türk milletinin Demir Kapı'ya , Tinsi Oğlu denen dağa ulaştığı hiç vâki değildi O yere, ben Bilge Tonyukuk ulaştırdığım için sarı altın, beyaz gümüş, kızıl yak öküzü, eğri deve, mal sıkıntısızca getirdik

İlteriş kağan, bilgisinden dolayı, yiğitliğinden dolayı Çin ile on yedi defa savaştı Kıtaylarla yedi defa savaştı Oğuzlarla beş defa savaştı Bu savaşlarda da danışmanı hep ben idim Kumandanı da yine ben idim İlteriş Kağan'a, Türk'ün hakim kağanına, Türkün bilgili kağanına


İkinci Taş (Doğu Cephesi)

Kapgan Kağan Gece uyumadı, gündüz oturmadı Kızıl kanımı dökerek, kara terimi akıtarak işimi gücümü hep ona verdim Öncüleri yine uzaklara gönderdim; hisarları, gözcüleri çoğalttım; basılan düşmanı getirdim; kağanım ile seferlere çıktık Tanrı korusun, bu Türk milletinin içinde silahlı düşman dolaştırmadım, damgalı at koşturtmadım İlteriş Kağan kazanmasaydı, onun ardından ben kazanmasaydım il yine, millet yine yok olacaktı O kazandığı için, ardından ben kazandığım için il yine il oldu, millet yine millet oldu

Ben artık yaşlandım, kocadım Her hangi bir yerdeki kağan sahibi bir millete benim gibisi olsa ne sıkıntıları olabilir?

Türk Bilge Kağan ilinde yazdırdım Ben Bilge Tonyukuk

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tonyukuk Yazıtı

Eski 07-29-2009   #2
[KAPLAN]
Varsayılan

Cevap : Tonyukuk Yazıtı



Birinci Taş Batı Cephesi Bilge Tonyukuk ben kendim Çin ilinde kılındım Türk milleti Çine tabi idi Türk milleti hanını bulmayıp Çinden ayrıldı, hanlandı Hanını bırakıp Çine tekrar teslim oldu Tanrı şöyle demiştir: Han verdim, hanını bırakıp teslim oldunTeslim olduğun için Tanrı ölmüştür Türk milleti öldü, mahvoldu, yok oldu Türk Sir milletinin yerinde boy kalmadıOrmanda taşta kalmış olanı toplanıp yedi yüz oldu



İki kısmı atlı idi, bir kısmı yaya idi Yedi yüz kişiyi sev eden büyükleri şad idi Katıl dedi Katılanı ben idim Bilge TonyukukKağan mı kılayım, dedim Düşündüm Zayıf boğa ve semiz boğa arkada tekme atsa; semiz boğa, zayıf boğa olduğu bilinmezmiş derler diyip, öyle düşündüm Ondan sonra Tanrı bilgi verdiği için kendim bizzat kağan kıldımBilge Tonyukuk Boyla Baga Tarkan ile beraber İlteriş Kağan olunca güneyde Çini, doğuda Kıtayı, Kuzeyde Oğuzu pek çok öldürdü Bilicisi, yardımcısı bizzat bendim Çogayın kuzey yamaçları ile Kara Kumda oturuyorduk



Güney Cephesi

Geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturuyorduk Milletin boğazı tok idi Düşmanımız etrafta ocak gibi idi, biz ateş idikÖylece oturur iken Oğuzdan casus geldi Casusun sözü şöyle: Dokuz Oğuz milletinin üzerine kağan oturdu der Çine doğru Ku'yu, generali göndermiş, sözü şöyle dermiş: Azıcık Türk milleti yürüyormuş; kağanı cesur imiş; müşaviri bilici imiş; o iki kişi var olursa, seni, Çini öldürecek derim; doğuda Kıtayı öldürecek derim; ben,, Oğuzu da öldürecek derim; Çin, güney taraftan hücum et; ben kuzey taraftan hücum edeyim; Türk Sir milleti, yerinde hiç yürümesin; mümkünse hep yok edelim derimO sözü işitip gece uyuyacağım gelmedi Ondan sonra kağanımıza arz ettim Şöyle arz ettim: Çin, Oğuz, Kıtay bu üçü birleşirse kala kalacağız Kendi içi dıştan tutulmuş gibiyiz Yufka olanın delinmesi kolay imiş, ince olanı kırmak kolay Yufka kalın olsa delinmesi zor imiş Doğuda Kıtaydan, Güneyde Çinden, batıda batılılardan, Kuzeyde Oğuzdan iki üç bin askerimiz geleceğimiz var mı acaba? Böyle arz ettim Kağanım benim kendimin Bilge Tonyukukun arz ettiği maruzatımı işitiverdi Gönlünce sevk et dediKök Öngü çiğneyerek Ötügen ormanına doğru sevk ettim İnek, yük hayvanı ile Toglada Oğuz geldi Askeri üç bin imiş Biz iki bin idik Savaştık Tanrı lütfetti, dağıttık Nehire düştü Dağıttığımız, yolda yine öldü hepOndan sonra Oğuz tamamiyle geldi Türk milletini Ötügen yerine konmuş diye işitip güneydeki millet, batıdaki, kuzeydeki, doğudaki millet geldiİki bin idik İki ordumuz oldu Türk milleti kılınalı, Türk kağanı oturalı Şantung şehrine, denize ulaşmış olan yok imiş Kağanıma arz edip ordu gönderdim Şantung şehrine, denize ulaştırdım Yirmi üç şehir zaptetti Uykusunu burda terk edip, yurtta yatıp kalırdıÇin kağanı düşmanımız idi On Ok kağanı düşmanımız idi Fazla olarak Kırgızın kuvvetli kağanı düşmanımız oldu O üç kağan akıl akıla verip Altun ormanı üstünde buluşalım demiş Şöyle akıl akıla vermişler: Doğuda Türk kağanına karşı ordu sevk edelim Ona karşı ordu sevk etmezsek, ne zaman bir şey olsa o bizi -Kağanı kahraman imiş, müşaviri bilici imiş- ne zaman bir şey olsa öldürecekti Her üçümüz buluşup ordu sevk edelim, tamamıyla yok edelim demiş Türgiş Kağanı şöyle demiş: Benim milletim ordadır demiş Oğuz yine sıkıntıdadır demişBu sözü işitip gece yine uyuyacağım gelmiyordu, gündüz yine oturacağım gelmiyordu O zaman düşündüm İlk olarak Kırgıza ordu sevk etsek iyi olur dedim Kögmenin yolu bir imiş Kapanmış diye işitip, bu yol ile yürürsek uygun olmayacak dedim Kılavuz aradım Çöllü az kavminden bir er buldum İşittim: Az ülkesinin yolu Anı boyunca imiş, bir at yolu imiş, onunla gitmiş Ona söyleyip, bir atlı gitmiş diye o yolla yürürsek mümkün olacak dedim Düşündüm, kağanıma



Kuzey Cephesi

Arz ettim Asker yürüttüm Attan aşağı dedim Ak Termişi geçip sırtlattım At üzerine bindirip karı söktüm Yukarıya, atı yedeğe alarak, yaya olarak, ağaca tutunarak, çıkarttım Öndeki er çiğneyiverip, ağaç olan tepeyi aştık Yuvarlanarak indik On gecede yandaki engeli dolanıp gittik Kılavuz yeri şaşırıp boğazlandı Bunalıp kağan dört nala koşturuver demiş Anı suyuna vardık O sudan aşağı gittik Yemek yemek için attan indirdik Atı ağaca bağlıyordukGündüz de gece de dört nala koşturup gittik Kırgızı uykuda bastık Uykusunu mızrak ile açtık Hanı, ordusu toplanmış Savaştık, mızrakladık Hanını öldürdük Kağana Kırgız kavmi teslim oldu, baş eğdi Geri döndük, Kögmen ormanını dolanıp geldikKırgızdan döndük Türgiş kağanından casus geldi Sözü şöyle: Doğuda kağana karşı ordu yürütelim demiş Yürütmezsek, bizi-kağanı kahraman imiş, müşaviri bilici imiş-ne zaman bir şey olsa bizi öldürecektir demiş Türgiş kağanı dışarı çıkmış dedi On Ok milleti eksiksiz dışarı çıkmış der Çin ordusu var imişO sözü işitip kağanım, ben eve ineyim dedi Hatun yok olmuştu Ona yas töreni yaptırayım dedi Ordu, gidin dedi, Altun ormanında oturun dedi Ordu başı İnel Kağan, Tarduş şadı gitsin dedi Bilge Tonyukuka, bana şöyle dedi: Bu orduyu sevk et dedi Cezayı gönlünce söyle Ben sana ne söyleyeyim dedi Gelirse hile toparlanır, gelmezse haberciyi, sözü alarak otur dediAltun ormanında oturduk Üç casus geldi Sözü bir: Kağan ordu çıkardı, On Ok ordusu eksiksiz dışarı çıktı der Yarış ovasında toplanalım demişO sözü işitip, kağana o sözü ilettim Han tarafından söz dönüp geldi Oturun diye söylemiş Keşif kolunu, nöbet işini çok iyi tertip et, baskın yaptırma demişBögü Kağan bana böyle haber göndermiş Apa Tarkana gizli haber göndermiş: Bilge Tonyukuk kötüdür, kindardır, şaşırır Orduyu yürütelim diyecek, kabul etmeyinO sözü işitip orduyu yürüttüm Altun ormanını yol olmaksızın aştık İrtiş nehrini geçit olmaksızın geçtik Geceyi gündüze kattık Bolçuya şafak sökerken ulaştık



İkinci Taş

Batı Cephesi

Haberci getirdiler Sözü şöyle: Yarış ovasında yüz bin asker toplandı der O sözü işitip beyler bütün dönelim, temiz edepli olmak iyidir dedi Ben şöyle derim, ben Bilge Tonyukuk: Altun ormanını aşarak geldik İrtiş nehrini geçerek geldik Geleni cesur dedi duymadı Tanrı Umay ilahe, mukaddes yersu üzerine çökü verdi her halde Niye kaçıyoruz? Çok diye niye korkuyoruz?Az diye niye kendimizi hor görelim? Hücum edelim dedimHücum ettik, yağma ettikİkinci gün ateş gibi kızıp geldi Savaştık Bizden,iki ucu,yarısı kadar fazla idi Tanrı lütfettigi için, çok diye korkmadık,savaştık Tarduş şadına kadar kovalayıp dağıttık Kağanı tuttuk Yabgusunu, şadını orda öldürdüler Elli kadar er tuttukO aynı gece halkına haber gönderdik O sözü işitip On Ok beyleri, milletini hep geldi, baş eğdi Gelen beylerini, milletini tanzim edip, yığıp -az miktarda millet kaçmıştı -On Ok ordusunu sevk ettim Biz de Ordu sevk ettikanıyı geçtik İnci nehrini geçerek tinsi Oğlu denilen mukaddes Ek dağını aşırdım

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.