| Kozmetiğin Tarihçesi | 
|  | #1 | 
| 
Şengül Şirin   | Kozmetiğin TarihçesiKozmetiğin Tarihçesi İnsanlar, kadın olsun, erkek olsun binlerce yıldan beri güzelleşmek, kendilerini başkalarına beğendirmek, genç görünmek, yüzlerindeki kırışık, yara, sivilce ya da çiçekbozuğu gibi izleri gizlemek, güneşten, rüzgârdan, soğuktan ciltlerini korumak, vücutlarındaki istenmeyen tüyleri gidermek, saçlarının dökülmesini önlemek ya da rengini değiştirmek için boyalar, merhemler, losyonlar, parfümler yaptılar  Kozmetik, bu türden ürünlerin ortak adıdır ve yüzyılımızda, başta gelen sanayilerden biri durumundadır  Yunanca "süslemekte usta" anlamına gelen kosmetikos sözcüğünden türetilmiştir  Kozmetiğin Tarihçesi  Ölülerle birlikte eşyaların da mezara konulduğu Eski Mısır'da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan, yüze sürülen boyaların karıştırıldığı küçük kâseler, binlerce yıl sonra hâlâ güzel kokusunu koruyan merhem kapları, İÖ 4000'lerde kozmetiklerin yaygın olarak kullanıldığının kanıtıdır  Genellikle rahiplerin hazırladığı bu güzellik ürünleri hoş kokulu bitkilerden, tohumlardan ve yağlardan elde edilirdi  Kekik, ıtır, mürrüsafi, sedir ağacı, günlük, amber, misk, sakız, reçine ve çeşitli çiçekler, yapraklar ve kökler kullanılarak hazırlanan kozmetiklerin formülleri çok gizli tutulurdu  Bu nedenle kozmetik yapımı çok önemsenen bir sanattı  Gerek o dönemlerden kalma resimlerden, gerek mezarlardaki buluntulardan Eski Mısır'da göz makyajına çok önem verildiği anlaşılmaktadır  Mısırlı kadınlar gözlerinin altını yeşile boyar, fildişi, tunç, tahta ya da kemikten yapılmış minik bir çubukla üst kapağa is, antimon ve kurşun karışımı siyah bir boya olan sürme çeker, ayrıca kirpiklerini de boyarlardı  Göz boyalarının çölün yakıcı güneşinden korunmak gibi bir işlevi de vardı  Su dolu bir küvette banyo yapmak Mısırlılar' in başlattığı bir âdetti  Vücut daha sonra, cildin yumuşaması için hoş kokulu yağlarla ovulurdu  İÖ 1400'lerde yaşamış olan Mısır Kraliçesi Nefertiti bir kozmetik uzmanıydı  Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın ise dillere destan güzelliğini bir bakıma kendi yaptığı kozmetiklere borçlu olduğu söylenebilir  Mısırlılar'ın kozmetik alanındaki bilgileri İbraniler'e, Asurlular'a, Babilliler'e, Persler'e ve Yunanlılar'a geçti  Mezopotamya'da kadınlar gözlerine sürme çeker, kına yapraklarını kurutarak toz haline getirir ve bununla saçlarını, tırnaklarını, parmaklarını, avuç içlerini ve tabanlarını boyardı  Kına, günümüzde de aynı amaçla kullanılmaktadır  Babil'in Asma Bahçeleri'nde ise parfüm yapmakta kullanılmak için gül, zambak ve çeşitli çiçeklerle otların yetiştirildiği bilinmektedir  Eski Yunan'da Atinalı kadınlar altın yaldızlı saç pomatları, güzel kokulu merhemler ve tırnak boyaları kullanırdı  İlk yağlı kremi yapmayı başaran Yunanlı hekim Galenos'un formülü bugün kullanılanlardan çok farklı değildi  Yunanlılar'da konuklara banyo yaptırılması ve kokulu yağlar sunulması yaygın bir gelenek olmuştu  Yunan kültüründen etkilenen Romalılar parfüm ve kozmetiklere çok düşkündüler  1  yüzyılda, Neron zamanında sarayda yüzü beyazlaştırmak için tebeşir tozu, gözleri boyamak için Mısır'dan getirtilen sürme, dudakları ve yanakları renklendirmek için kırmızı boyalar, dişleri beyazlatmak için süngertaşı kullanılıyordu  Saraylı kadınlar saçlarının rengini açmak için Galya' dan getirtilen özel bir sabun kullanırdı  Romalılar da Mısırlılar gibi kozmetiklerini ve parfümlerini fildişinden ve oyma taştan yapılma güzel çanaklarda ve kutularda saklardı  İÖ 2300'lerde Çin'de yasemin ve lotustan, İÖ 1500'lerde ise Hindistan'da santal, yasemin, gül, nergis gibi çiçeklerden parfüm yapılıyordu Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Avrupa'da kozmetik kullanımı gözle görülür biçimde azaldı  Kilise, yıkanma ve parfüme karşıydı  Bu dönemde Arap ülkelerinde özellikle parfüm kullanımı yaygınlaştı  Araplar baharat, yağ ve kokulu reçineleri çoktan beri biliyor ve kullanıyordu  Anadolu' da ise öteden beri güzel kokular sürme, kına kullanma, gözlere sürme çekme geleneği vardı  Haçlı Seferleri sırasında Avrupa'da kozmetikler yeniden yaygınlaştı  İngiltere'de, I  Elizabeth döneminde saraylı kadınlar güzelleşmek için, çok sıcak bir banyodan sonra vücutlarını ve yüzlerini şarapla ovdururdu  Süt banyosu soylular arasında güzelliğin vazgeçilmez koşuluydu  Parfüm ve kozmetik kullanımı 18  yüzyılda İngiltere'de öylesine yaygınlaştı ki, 1770'te İngiliz Parlamentosu'na önlem almması için ağır yaptırımlar öngören bir yasa tasarısı sunuldu  Buna göre, "koku, boya, kozmetik, losyon, takma diş, peruk, korse, çemberli jüpon, yüksek ökçeli ayakkabı ya da iki yanı yastıkla kabartılmış etek giyerek kral hazretlerinin uyruklarını baştan çıkaran ve evlilik tuzağına düşüren genç kızların ve dulların cezalandırılması" öngörülüyordu  Fransa'da, XIII  Louis'nin sarayında ve İtalya'da ise, kozmetikler olmazsa olmaz süslenme öğeleriydi  İspanya'dan getirtilen vanilya ve kakao kremleri hanımların ciltlerini beyazlaştırmak ve yumuşatmakta kullanılırdı  Kadınlar kadar erkekler de yüzlerinin beyazlanmasına ve makyaja düşkündü  18  yüzyılda Fransa'da parfüm ve güzellik gereçleri bir sanayi dalı durumuna geldi   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  |