Şengül Şirin
|
Gide Andre-Fransız Yazar
Gide Andre-Fransız Yazar
Fransız yazarı Andre Gide (18691951), roman, oyun ve denemelerinde insanın istek ve tutkularıyla toplumun katı kuralları arasındaki çatışmayı işledi Din ve ahlakın insan yaşamındaki etkisini, bu kurumların insanı kısıtlamasını irdeledi 1947'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görüldü
Andre Gide'in çocukluğu, doğum yeri olan Paris'te geçti 11 yaşındayken yitirdiği babası hoşgörülü bir insandı Babasının ölümünden sonra geleneklere bağlı, sert kişilikli annesinin eğitimiyle büyüdü Annesi, sağlığı bozuk olan oğlunu korumak ve onu iyi yetiştirmekten başka bir şey düşünmüyordu Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Gide yaşamı boyunca hiç yoksulluk çekmedi ve edebiyat dışında başka bir şeyle ilgilenmedi Birkaç kez uzun yolculuklara çıktı Afrika'yı çok sevdi Afrika'da doğanın güzelliği, yaşamın yalınlığı onu çok etkiledi Ama Avrupa'nın Afrika'yı sömürgeleştirmek için başvurduğu çirkin yöntemleri de gördü ve bunlardan tiksinti duydu
Bazı yapıtlarında sömürgeciliği kıyasıya eleştirdi
Andre Gide, 15 yaşındayken yeğeni Madeleine'e âşık oldu İlk romanı Les Cahiers d'Andre Walter'Ğe (1891; "Andre Walter'in Defterleri") bu aşkı anlattı Aslında Andre Walter kendisiydi ve romanda düşünceli, endişeli, huzursuz bir genç olarak tanıtılıyordu Andre Walter'in iki defteri vardır: Beyaz deftere günahtan korkan saf bir gencin kendisi ile çatışmalarını yazar İkinci siyah defterde ise gencin bedensel istekleri günah korkusunu yener
Gide, genç yaşta tanıştığı Stephane Mallarme, Paul Claudel, Paul Valery gibi ünlü Fransız şair ve yazarlarıyla arkadaş oldu İçinde bulunduğu edebiyat çevresini çok sıkıcı buluyordu Bunu Paludes (1895; "Bataklıklar") adlı romanında anlattı Romanda insanın büyüklüğü konusunda tek ölçütün ortaya koyduğu yapıtlar olduğunu savundu Gide, nasıl bir yaşamı arzuladığını en güzel, en açık biçimde ve düzyazışiir olarak yazdığı Dünya Nimetleri (les Nourritures terrestres: 1897) adlı kitabında anlattı Yazmaya, yakalandığı verem hastalığından kurtulduktan hemen sonra başlamıştı O dönemde öldürücü bir hastalık olan veremden kurtulmak yazara, yaşama her yönden tutkuyla bağlanmak eğilimi kazandırmıştı Doğanın güzellikleri karşısında yaşanılan coşku, dünyanın bütün meyvelerinden tatmak ve hiçbir toplum kuralını önemsemeyip içinden geldiği gibi yaşamak isteği yapıtın ana
konusuydu Ama toplum kurallarına yönelttiği eleştiri nedeniyle bazı yazarlarca, gençlerin ahlakını bozuyor diye suçlandı Andre Gide bu suçlamalardan etkilendi Kendisi için oluşan bu kanıyı değiştirmek için Saül (1903) adlı oyununu yazdı Yapıtın baş kişisi Kral Saül, bütün isteklerine kavuşmuş, gönlünün dilediğince yaşamış bir insandır Ama bu yaşam biçimi sonucu kişiliğiyle birlikte iradesini de yitirir Son nefesinde, "Hoşuma giden her şey düşmanımdı" der Anlatmak istedikleri yönünden Saül, Dünya Nimetlerinin karşıtı gibidir
Dilimize Ayrı Yol (1902; iImmoraliste) adıyla çevrilen romanında da Gide benzer bir konuyu işler Katı, kemikleşmiş toplum kurallarını, değer yargılarını önemsemeyen, bencil isteklerini gerçekleştirmeye çalışan, ama sonunda pişmanlık duyan bir adamı anlatır Dar Kapı {la Porte etroite; 1909) adlı romanında ise, yaşamını Tanrı aşkına adayan Alissa'nın iç dünyasında yaşadığı çelişkileri konu alır Ölümünün eşiğine kadar günahsız yaşamak isteyen Alissa'nın kişiliğini ne küçültür, ne de yüceltir, olduğu gibi betimler
Gide'in önemli romanlarından biri de Kalpazanlardır (les Fauxmonnayeurs; 1926) Bu romanda belirli bir olayı anlatmaz Aşağı yukarı eşit olarak anlatılan 20 kadar kişiyi ele alır ve onların ruh durumlarını, kişiliklerini betimler Gide'in evlilik konusunu işlediği romanı Kadınlar Okulundur (l'Ecole des femmes; 1930) Kendine birtakım yetenekler yakıştıran ama aslında yeteneksiz biri olan Robert'in, eşi Eveline'i beğenmeyip her fırsatta incitmesini eleştirirken eşlerin kendi yaşamlarında özgür olmaları gerektiğini savunur Ailede ana baba arasındaki geçimsizliğin çocukların yaşamında yarattığı olumsuz etkiyi vurgular
Gide'in günlüklerinden ve denemelerinden de seçmeler yapılarak dilimize çevrilmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|