Fenerbalığı

Fenerbalığı



Sıcak ve ılık denizlerin derin kesimlerinde yaşayan fenerbalıklannın adı, başlarının üzerindeki bir uzantının ucunda sallanan ve fener gibi ışık saçan küçük bir organın varlığından kaynaklanır Bu "fener" in görevi derinliklerdeki karanlık suları aydınlatmak değil, tıpkı bir olta yemi gibi küçük balıklann ilgisini çekerek avı tuzağa düşürmektir Gerçekten de fenerbahğının sırt yüzgecindeki ışınlardan üçü uzayarak birer dikene dönüşmüştür Bunlardan hemen başın üstüne rastlayan ilk ışın öbürlerinden daha

uzundur ve ucunda ampul gibi küçük bir yumru bulunur Fenerbahğı avlanacağı zaman dipte pusuya yatar ve bu uzantıyı bir olta kamışı gibi başının üzerinde öne arkaya sallar Oltanın ucundaki ışığı yem sanan küçük balıklar fenerbalığına doğru yaklaşır O arada fenerbahğı da oltasını yavaşça ağzına doğru indirir ve sivri dişlerle donatılmış kocaman ağzını açarak avını kolayca yakalar

Fenerbalıklarının, ikisi Akdeniz'de de görülen 12 kadar türü vardır Lophiidae familyasından olan bu türlerden en irisinin uzunluğu 180 santimetreyi, ağırlığı 3,5 kilogramı bulur Başları çok büyük ve dipte yaşayan balıkların çoğunda olduğu gibi yassıdır Yukarıya doğru açılan kocaman ağızlarında birkaç sıra halinde dizilmiş sivri ve keskin dişler bulunur Bu dişler ağzın içine doğru eğimli olduğundan, yakalanan balık uğraşsa da dışan çıkamaz Genellikle kayalık ve taşlık diplerde yaşayan fenerbalıklarının karnı beyaz, sırtı koyu kahverengi ya da bozdur İnce pullarla kaplı sert ve kaygan derilerinin rengi, deseni ve lekeleriyle taşlıkların arasında hiç göze batmayan bu balıkların yassı ve hareketsiz olması da avlanmalarını kolaylaştırır

Dip ağlarıyla yakalanan fenerbalıklan ülkemizde pek yenmezse de birçok Avrupa ülkesinde sofra balığı olarak değerlidir Ama görünümü çok itici olduğundan, satışa sunmadan önce çoğu kez başı kesilip atılır Kuyruk bölümünün eti beyazlığı, dokusu ve lezzetiyle karidesinkini andırır