07-05-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Flaubert Gustave-Yazar
Flaubert Gustave-Yazar
Dünyaca ünlü Madame Bovary romanının yazarı, Fransızların en tanınmış romancılarından olan Gustave Flaubert (18211880), doğduğu Rouen'de mutlu bir çocukluk dönemi yaşadı Ailesinin sevgi dolu ortamında yaşadığı günleri, daha sonra sıkıntı dolu günlerinde hep andı Edebiyat alanındaki ilk denemelerini Rouen Lisesi'ndeki okul gazetesinde ve Le Colibri ("Sinek Kuşu") adlı küçük bir dergide yaptı Yazmaktan başka bir şeye yeteneği olmadığına o yıllarda karar verdi 15 yaşındayken tanıştığı
ve tutkulu bir aşkla bağlandığı, kendisinden 10 yaş büyük ve evli bir kadın, yaşamında çok önemli etkiler, izler bıraktı Bir delikanlının gönül eğitimi olarak nitelendirdiği bu aşk onun birçok romanına yansıdı Gönül ki Yetişmekte ve Bir Delikanlının Hikâyesi {l'Education Sentimentale; 1869) adlarıyla dilimize de çevrilmiş olan romanı tümüyle benzeri bir aşkı konu alır
Flaubert, 1840'ta Paris'e gidip Hukuk Fakültesi'ne girdi Ama yaşamı boyunca çekeceği sinir rahatsızlığı okumasına engel oldu Bir arkadaşıyla dünyayı ve yaşamı tanımak için çıktığı yolculukta, çeşitli aralıklarla Avrupa, Mısır, Türkiye, Cezayir ve Tunus'u dolaştı Bol bol düşünme fırsatı bulduğu bu gezilerinde sanat ile aşk arasında bir seçim yapması gerektiğine inanarak, kendisinin ve insanın tek kurtuluş yolunun sanat olduğu sonucuna vardı Kendisini tümüyle romanlarına adamak amacıyla yerleştiği Rouen yakınlarındaki Croisset'ten pek ayrılmadı Birçok büyük romana imzasını atan yazarın öldüğünde son romanı henüz bitmemişti
Flaubert, ilk romanı Madame Bovary'yi 1857'de yayımladığında henüz 36 yaşındaydı ve onu çok az kimse tanıyordu Bu romanıyla birden büyük bir üne kavuştu, tartışmalara yol açtı Roman, köylü kökenli, manastırda rahibeler tarafından iyi yetiştirilmiş taşralı bir kızın yaşamını anlatıyordu Geleceği konusunda büyük umutlar besleyen, tutkulu isteklerle dolu Emma Bovary, sıkıcı kasaba yaşamında, sıradan bir adam olan kocasında bulamadığı mutluluğu, başka erkeklerde arar Ama bu serüvenleri de
düşkırıklığı ile sonuçlanır Emma, umutsuzluk içinde intihar eder Flaubert, bu denli sıradan bir öyküyü öylesine güzel ve ustaca işlemişti ki yapıt günümüzde de dünyanın en iyi romanları arasında sayılmaktadır Yazar, Emma Bovary'nin yaşamı çevresinde taşralıların sınırlı, tekdüze dünyasını bütün açıklığıyla ortaya koyar; kahramanlarının ruhsal çalkantılarını derinliğine betimler Bu roman hükümetçe dine ve ahlaka aykın bulunarak mahkemeye verildi Yargılama sonucu aklandı Bu dava, yazarların gerçeği olduğu gibi yazmaya haklarının olduğu düşüncesinin de bir zaferi oldu Flaubert'in ikinci romanı, üzerinde 10 yıl çalıştığı, yazmak için Kuzey Afrika'da araştırmalar yaptığı Salambo (Salammbö; 1862), Roma imparatorluğu döneminde tarihsel olaylar içinde bir aşkı konu alır
Flaubert'in bir başka ünlü yapıtı da Ermiş Antonius ve Şeytan (la Tentation de Saint Antoine; 1874) adıyla dilimize çevrildi Bu yapıtta İS 4 yüzyılda bir rahibin yaşamı çevresinde din ve felsefe konuları tartışılır
Flaubert bütün yapıtlarında insan ruhunun derinliklerine inmeye çalışır Yazar olarak kişiliğinin yapıtlarına yansımasını ister ama bunu belli etmemeye de özen gösterir Yapıtlarını kaleme alırken her cümlesini özenle kurar, renkli, canlı, uyumlu bir anlatım sağlar Bu özellikleriyle günümüzde de sevilerek okunan yazarın Trois contes (1877) adlı yapıtı da dilimize Üç Hikâye ve Saf Bir Kalp adıyla ayrı ayrı çevrilmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|