Şengül Şirin
|
Evrim Kuramı
Evrim Kuramı
Evrim kuramına göre, bugün yeryüzünde var olan bütün canlılar, çok eski zamanlarda yaşamış olan başka canlıların jeolojik devirler boyunca yavaş yavaş değişikliğe uğramasıyla türemiştir
Biyolojide bütün canlılar, bazen ilk bakışta göze çarpan benzerliklerine, bazen de bu kadar belirgin olmayan ortak özelliklerine göre gruplara ayrılır (bak Canlilar) Bilim adamları, aynı gruptaki "akraba" canlılar arasında gözlemlenen bu benzerlikleri, hepsinin aynı atadan türemesinin kanıtı olarak görürler
Örneğin, günümüzden yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşamış olan ilk kuşların kanatları, tüyleri ve öbür ortak özellikleri bugün yaşayan bütün kuşlarda da vardır Ama bu ilk ataların soyundan gelen kuşlar yüzyıllar boyunca yavaş yavaş bazı özelliklerini yitirip, bazı yeni özellikler kazanarak birbirlerinden farklılaşmışlar ve yeryüzünde binlerce kuş türü belirmiştir
Aynı evrimleşme öbür hayvanlar ve bitkiler için de söz konusudur Yeryüzünün başlangıcında bugün bildiğimiz bütün canlılar yoktu; zamanla, daha basit yapılı canlıların gelişip evrimleşmesiyle yeryüzünde yaşam çeşitlendi Bazı canlılar bugün de yaşamını sürdürmekte olan atalarına çok benzer Ama, eski jeolojik zamanlarda yaşamış olan canlılardan çoğu, yerini daha gelişmiş yeni canlılara bırakarak milyonlarca yıl önce yeryüzünden silinmiştir
Evrimin en önemli kanıtı, çok eski zamanlarda yaşamış ve bugün tümüyle yok olmuş canlıların kayaçlar arasında bozulmadan günümüze kadar ulaşan fosilleridir {bak FOSİL) Kayaçlar genellikle hangi sırayla oluşmuşsa aynı düzen içinde üst üste yığıştığı için, hangi fosilin daha önce, hangisinin daha sonra oluştuğu saptanabilir Hatta kayacın ve içinde barındırdığı fosillerin yaşı bile kabaca (milyon yıl olarak) belirlenebilir
En eski kayaçlarda canlıların çok belirgin izlerine rastlanmaz Daha üsttekilerde denizanası ve solucanların, onların üstündekilerde de omurgasız kabuklu hayvanların izleri görülür Sonra ilk balıkların fosilleri belirir Daha üst kayaçlarda giderek çeşitlenen kara bitkileri ile kara hayvanlarının fosilleri, en yakın tarihli kayaçlarda ise bugünün bitkilerine ve hayvanlarına çok benzeyen canlıların fosilleri bulunur
Omurgalılar
Yeryüzünde beliren ilk omurgalılar suda yaşayan, kabaca balığa benzer hayvanlardı Bu canlıların ilk izlerine yaklaşık 450 milyon yaşındaki kayaçlarda rastlanır Gövdeleri sert pullu bir zırhla kaplı olan bu hayvanların, besinleri çiğneme görevini üstlenebilecek, gerçek anlamda çeneleri yoktu Daha geç tarihli kayaçlarda bulunan fosillerden anlaşıldığı kadarıyla, bu ilkel omurgalıların giderek evrimleşen bazı soylarında bu işleve uygun bir çene yapısı gelişmiş ve ilk gerçek balıklar ortaya çıkmıştır Bu ilk balıkların büyük bölümü tatlı sularda, özellikle göllerde yaşıyordu Günümüzden yaklaşık 350 milyon yıl önce yeryüzünde kuraklık başlayıp göllerin çoğu kuruyunca, solungaçlarıyla solunum yapan balıkların hepsi öldü Ama hem solungaçları, hem de basit bir akciğer sayılabilecek hava keseleri olan bazı balıklar suyun dışında da solunum yapabildikleri için bu koşullara göğüs gerebildiler İçlerinden en dayanıklıları ve havanın oksijenini solumaya en yatkınları karaya çıkarak kendilerine yeni bir göl aramaya koyuldular Böylece basit hava keseleri zamanla gerçek bir akciğere, yüzgeçleri de karada sürünmelerine yarayan bacaklara dönüştü Aynı dönemde, ırmakların ağzında ve göllerin kıyılarında, örümcek ve akrep gibi ilk kara hayvanlarını barındıran ormanlar oluşmaya başlamıştı Eğer bir bölgede yiyecek varsa, orada o yiyeceğe göz diken canlılar da türemeye başlar; bu, evrimin kurallarından biridir Böylece, akciğerli balıklardan ilk amfibyumlar türedi Bu hayvanların yavrularında hâlâ balıklarınki gibi solungaçlar vardı; ama erişkinler akciğerleriyle solunum yapıyor ve beş parmaklı ayaklarıyla yerde
sürünerek nemli ormanlardaki örümcek ve akrepleri avlayabiliyorlardı Bu ilk amfibyumlar bugünkü kara ve su kurbağalarının, semenderlerin ve ayaksız kertenkelelerin atalarıdır
Milyonlarca yıl boyunca amfibyumlar yeryüzünde giderek çoğaldı ve bataklıklarda, nemli ormanların kuytu yerlerinde, hatta çöllerde egemenlik kuran en kalabalık hayvan grubu haline geldi Bu arada içlerinden bir bölümü sudan uzak yerlere doğru sokulup kurak kara yaşamına uyum sağlamaya başladı Larvaların güneşin kavurucu sıcağına
dayanabilmesi için, eskiden balıklarınki gibi jelatinimsi bir maddeyle sarılı olan yumurtalarının üzerinde koruyucu bir kabuk gelişti Bacakları zamanla gövdelerinin ağırlığını taşıyabilecek kadar güçlendi, derileri eski ıslaklığını yitirerek kurudu ve iyice kalınlaştı Böylece sudan uzaklaşarak kara yaşamına geçen bu hayvanlar sürüngenlerin ilk örnekleriydi
Sürüngenler milyonlarca yıl kara yaşamına egemen oldular Bir yanda bugünkü kertenkeleler kadar küçük, öte yanda dinozorlar gibi bilinen en iri hayvanları içeren çok kalabalık ve çeşitlenmiş bir gruptu Bu ilk sürüngenlerin evrimiyle hem timsah, yılan, keler, kertenkele, kaplumbağa gibi bugünün sürüngenleri, hem de kuşlar ve memeliler gibi iki büyük hayvan grubu türedi
İlk memelilerin yeryüzünde belirmesi yaklaşık 200 milyon yıl öncesine rastlar; ama bugün var olan başlıca türler son 65 milyon yıl içinde evrimleşmiştir
Bundan 65 milyon yıl önce dinozorlar ve öbür iri sürüngenler yeryüzünden silinince memeliler giderek çeşitlendi ve çok geçmeden tırmanan, koşan, hatta yüzen ve uçan memeliler ortaya çıktı Aynı atasal tipten türeyen bir canlı grubunun değişik çevre ve yaşam biçimlerine uyum sağlayarak çok yönde dallanmasına uyumsal açılım denir
Bazı memeliler sürüngenlerin yaşam biçimine ve yiyecek kaynaklarına sahip çıkarak atalarıyla benzerliklerini korudular
Her ortam için o ortama en uygun belirli bir gövde yapısının olması çok doğaldır Bunun en iyi örneği, bir zamanlar suda yaşayan ve balıkla beslenen soyu tükenmiş sürüngenlerden Ichthyosaurus ile bugün aynı yaşam biçimini ve aynı beslenme davranışını sürdüren su memelilerinden yunus arasındaki büyük benzerliktir Bu benzerlik, sürüngenlerle ve memelilerle akrabalığı olmayan, ama aynı koşullarda yaşayan köpekbalığı için de geçerlidir Bu sürece daralan evrim denir
İlk memeliler arasından bugünkü cadımakilere benzeyen bir grubun ağaçlarda yaşamaya başladığına, böylece ellerini çok iyi kullanmayı öğrendiklerine ve beyinlerinin hızla geliştiğine inanılır Bunların bir bölümünden ilk maymunlar türedi Geri kalanları da belki doğrudan doğruya, beyni büyük, elleri becerikli, gözleri keskin hayvanlar olan ilk insansımaymunlara dönüştü Biyologlar insansımaymunlar ile insanın aynı atadan geldiğini kabul ederler
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|