![]() |
Osmanlı’da İşçi Hakları |
![]() |
![]() |
#1 |
GöKKuŞaĞı
![]() |
![]() Osmanlı’da İşçi HaklarıIsparta’dan Mürsel Saltur soruyor: “Osmanlı döneminde işçi hakları kavramı var mıydı? Grev hakkından söz edilebilir mi?” Hemen şunu söyleyeyim: Osmanlı insanı, “İşçinin alın teri kurumadan ücretini ödeyiniz” fermanını “kul hakkı” ile bütünlemiş bir anlayışta idi ![]() Bu yüzden işçilerin hakkı yenmez, hakları ketmedilmezdi ![]() Bu anlayışın hayata bir yansıması olarak dünyada ilk “toplusözleşme” Kütahya’da imzalandı ![]() ![]() Kesin olarak şunu söyleyebilirim ki, toplusözleşme ve grev hakkı, sanıldığı gibi bize Avrupa’dan geçmiş değildir ![]() Birçok padişahın fermanlarından anlaşıldığına göre, işçiler tarih boyunca zaman zaman ücretlerinin artırılması isteğiyle “grev” yapmışlar ve hedefledikleri hakları almışlardır ![]() 21 Haziran 1587 (15 Recep 995)’de Sultan Üçüncü Murad’ın, Mimar Sinan’a hitaben yazdığı fermanda, işçi gündeliklerinin on iki akçeden on altı akçeye çıkarılmış olduğu halde, işçinin memnun olmadığı şöyle anlatılıyor: “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi Sultan Birinci Ahmed devrine bakalım… Edirne’de inşa edilen handa çalışan işçilerin gündelikleri artırılmış, (ustalar için 24 akçe, amelelere 20 akçe ve çıraklara 18 akçe yevmiye) fakat çalışanlar yeni ücretleri de beğenmeyerek işi bırakmışlar, herhangi bir şekilde zorlanmaktan çekinmeleri sebebiyle de Edirne civarında bulunan Enez Kasabası’na gitmişler ![]() Bunun üzerine Padişah, Edirne Kadısı’na 06 Haziran 1609 (03 Rebiülevvel 1018) tarihli bir ferman göndermiş ![]() “Han-ı mebzur bina olunmayub muattal kalmışdur=Han inşaatı yarım kalmıştır” diye yakınan Padişah, ustalarla işçilerin derhal getirtilmesini, ücretlerin yeterli olduğunun anlatılmasını, şayet “bina emini” ve “bina kâtibi” tarafından ücretlerde keyfi kısıntılar yapılmışsa, bunun mutlak surette engellenmesini emrediyor ![]() Sonuç: Pek çok insanî ve vicdanî hak gibi, işçi haklarının da başlangıç noktası bu topraklardır ![]() Öyle olmak zorunda: Çünkü Osmanlı’nın hayat nizamı “insan merkezli”ydi ![]() ![]() İşte bu yüzden hem insandan insana, hem de devletten insana değer verir, insanın huzurla yaşamasını hedef alırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdinin sözde “modern” yöneticileri ise insanı incitmek için, (okuyabilme ve çalışabilme şartını baş açmaya bağlamak gibi) her şeyi yapıyor ![]() Geçmişimiz “insan merkezli” olduğu halde, ideolojik saplantılarımız yüzünden, aynı “insan merkezli” yapıda geleceğimizi bir oluşturamıyoruz ![]() ![]() Biliyorsunuz, günümüzde haklı olan değil de güçlü olan davayı kazanıyor, maalesef ![]() Haklı olan güçlü olacağına güçlü olan haklı sayılıyor… Tabii düzenin çivisi git gide çıkıyor ![]() Oysa bu topraklarda, bize “diktatör” olarak tanıtılan padişahlar döneminde, haklı olan güçlüydü ![]() ![]() Fatih’le Rum Mimar İpsilanti Efendi’nin duruşması buna şahittir Yavuz Bahadıroğlu - Vakit
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar ![]() Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK ![]() GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
![]() |
![]() |
|