Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akımı, dışavurumculuksanat

Dışavurumculuk-Sanat Akımı

Eski 07-01-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Dışavurumculuk-Sanat Akımı



Dışavurumculuk-Sanat Akımı


Dışavurumculuk, 20 yüzyılın ilk çeyreğinde, Orta Avrupa'da gelişen bir sanat akımıdır Fransızca karşılığı ile Ekspresyonizm diye de anılır Doğanın ve toplumun nesnel bir yaklaşımla betimlenmesine karşı çıkan Dışavurumcular, öznelliği ve sanatçının iç dünyasının dışavurulmasını yüceltmişlerdir

Özellikle Almanya'da, tüm sanat dallarında etkili olan Dışavurumculuk, yerleşik biçim ve anlayışları yıkmaya çalışmıştır İmparatorluk, ordu, okul ve ataerkil aile gibi kurumların nüfuzunu kırmayı amaçlayan Dışavurumcular, toplumun dışladığı insanlardan yana çıkmışlar; daha da ileri giderek yeni bir toplumsal düzenin ve yeni bir insan tipinin oluşturulmasına öncülük etme görevini üstlenmişlerdir


Dışavurumculara, aynı görüşü paylaşmakla birlikte her ülkede, aynı teknikleri kullanan ya da belli bir programı uygulayan bir sanatçılar topluluğu olarak düşünmek yanlış olur Dışavurumculuk'u benimseyen sanatçıların bu akımı değişik biçimlerde yorumladıkları, değişik ürünler verdikleri bilinmektedir


Romantizm'den olduğu kadar Simgecilik' ten de etkilenmiş olan Dışavurumcular, İzlenimcilik ve Döğalcılık'a {bak DOĞALCILIK; İZLENİMCİLİK; ROMANTİZM) karşı çıkmışlardır Özellikle plastik sanatlarda kendini duyuran Dışavurumculuk'un özünü, insan yaşamının ve insanla dünya arasındaki ilişkinin en güç, en kaygılı ve en trajik yanı oluşturur


Daha 19 yüzyılın sonlarında Van Gogh, Edvard Munch, James Ensor, ToulouseLautrec gibi ressamların yapıtlarında belirmeye başlayan Dışavurumculuk, 20 yüzyılın başlarında Almanya'da, bir düşünce ve sanat hareketi niteliği kazandı 1905'te Kirchner, Heckel, SchmidtRottluff, Pechstein, Mueller ve Nolde adlı ressamlar, Dresden'de Die Brücke ("Köprü") adlı bir sanatçı topluluğu kurdular Bu tarih, Dışavurumculuk'un başlangıcı kabul

edilir Bu topluluk, daha sonra Berlin'de etkinlik gösterdi Die Brücke sanatçılarının resimlerinde ve tahta üzerine gravürlerinde dikkat çeken özellikler, gerçeğe uygun düşmeyen renkler, çarpıcı bir biçimde verilmiş insan yüzleri ve görünümlerdir Lehmbruck ve Barlach'ın heykellerinde de bu özellikler vardır Herwarth Walden'in 1910'da Berlin'de kurduğu Der Sturm ("Fırtına") adlı sanat dergisi ve galerisi, Dışavurumculuk'un bu kentte

iyice yaygınlaşmasına yol açtı Wassily Kandinsky, Franz Marc, August Macke, Alexey von Jawlensky gibi Münih' te yaşayan ressamların kurduğu Der Blaue Reiter ("Mavi Atlı") adlı topluluk, Die Brücke sanatçılarının kullandığı renklere benzer renkler kullandı, ama daha az akılcı ve daha az kötümser bir tutumu benimsedi Çok geçmeden de soyut araştırmalara yöneldi Avusturya'da Egon Schiele ve Oskar Kokoschka Dışavurumcu yapıtlar verirken, Fransa'da bu akımın başlıca temsilcisi Georges Rouault oldu

I Dünya Savaşı sırasında Kirchner, Kokoschka gibi birkaç sanatçının sürdürdüğü Dışavurumculuk'un yerini, bu yıllarda Dadacılık ile Otto Dix ve George Grosz'un temsil ettikleri Yeni Nesnelcilik aldı Savaş yıllarında Belçika'da Permeke, Van den Berghe, De Smet gibi bir grup sanatçının geliştirmeye başladığı Flaman Dışavurumculuk'u, savaştan sonra da sürdü Kübizm'in sağlamlık ve tutarlılık anlayışından etkilenen bu sanatçılar, savaş

öncesinde varlık gösteren LaethemSaintMartin grubunun uzantısı gibidirler Hollanda'da da Le Fauconnier ile Sluyters ve Gestel'in çevresinde, Dışavurumcu bir hareket doğdu Meksika'da Rivera, Siqueiros, Orozco ve Tamayo'nun, Brezilya'da ise Portinari ve Segal'ın temsil ettiği 192030 Dışavurumculuk'u, daha çok duvar resimlerine ağırlık vererek toplumsal ve devrimci temaları işledi

II Dünya Savaşı'ndan sonra, eski ve yeni birçok eğilim ve anlayışın çeşitli yönleri birleşerek yeni bir Dışavurumculuk ortaya çıktı 1940'ların başlarında ABD'de doğan ve 1950'lerde olgunlaşan Soyut Dışavurumculuk Kübizm'in son dönem ürünlerinden olduğu kadar, Gerçeküstücülük'ten de etkilenerek, gereçleri ve teknikleri yeni bir anlayışla ele aldı (bak Gerçeküstücülük) Sanatçının içinde birikmiş tüm güçlerin dışavurulmasını öngören bu

anlayış, resme ve doğuştan yaratıcılığa öncelik tanıdı Bu anlayıştaki ressamların yapıtları, birer Action Painting (Hareketli Soyut) olarak nitelendi Soyut Dışavurumculuk'un başlıca temsilcileri, Gorky başta olmak üzere, De Kooning, Kline, Motherwell, Guston ve Pollock'tur Bu ressamlar, tuval üzerindeki herhangi bir bölgeyi ya da noktayı merkez sayan anlayışa karşı çıktılar; tuvalin her yanını eşdeğer tutarak, derinliği olmayan yeni bir mekân anlayışı getirdiler

Dışavurumcu ressamların etkisiyle, dış gerçekliğin dolaysız olarak yansıtılmasından kaçınma ve dünyaya, tümüyle kişisel, öznel bir açıdan bakma eğilimi edebiyatçılar arasında da etkili oldu Bunun sonucu olarak, biçim, imgeler, sözdizimi, noktalama gibi öğeler ikinci plana itildi; öncelik dışavuruma verildi ve her şey ona göre belirlendi Dışavurumcu yazarlar, biçimkurallarını yıkmaya çalıştılar Dışavurumculuk, tiyatroda, varlıklı ve kurulu düzen içinde yaşayan kesimleri oldukça sert eleştiren Strindberg ve Wedekind'in yapıtlarıyla sürdü


Dışavurumculuk, I Dünya Savaşı'nın ardından sinemada da etkisini göstermeye başladı Dışavurumcu sinemada, kişilerin ruh durumları, biçimsel simgelerle belirtilmeye çalışıldı Bu yüzden de dekorlar ve ışık oyunları büyük önem kazandı Başlıca Dışavurumcu yönetmenlerin en önemli filmleri şunlardır: Robert Wiene'in Das Kabinen des Dr Caligari (1919; "Dr Caligari'nin Odası"), Paul Wegener'in Golem (1920), Fritz Lang'ın Dr Mabuse, der Spieler (1922, "Kumarbaz Dr Mabuse"), F W Murnau'nun Nosferatu (1922) ve Paul Leni'nin Mumyalar Müzesi (Das Wachsfigurenkabinette; 1924)

Arnold Schönberg, Alban Berg ve Anton von Webern başta olmak üzere, bestecilerden de Dışavurumculuk'a katılanlar oldu Müzikte Dışavurumculuk, yoğun biçimde yarım tonluk aralıkların ve hiçbir kural gözetilmeksizin üst üste bindirilmiş seslerin kullanılmasıyla kendini belli eder

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.