Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dağlarca, fazıl, hüsnü

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Eski 04-28-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Fazıl Hüsnü Dağlarca



Şâir İstanbul’da doğdu Yarbay Hasan Hüsnü Bey’in oğludur İlköğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan’da, ortaöğrenimini Tarsus ve Adana ortaokulları ile Kuleli Askerî Lisesi’nde yaptı (1933) HarbOkulu’nu bitirerek (1935) uzun yıllar subaylık yaptı Onyüzbaşı iken kendi isteği ile ordudan ayrıldı Çalışma Bakanlığı İş Müfettişi olarak sekiz yıl çalıştı (1952-1960) İstanbul’da (Aksaray’da) Kitap Kİtabevi’-ni açtı (1959), yayımcılık yaptı Türkçe adlı aylık bir dergiyi 43 sayı çıkardı (1960-1964) Kitabevini kapattıktan sonra kendini sadece sanatına verdi
Fazıl Hüsnü‘nün ilk yazısı (hikâye) ortaokulda öğrenci iken Yeni Adana gazetesinde çıktı (1927) şiir olarak yayımlanan ilk eseri de İstanbul dergisinde yer alan Yavaşlayan ömür’dür(1933) Varlık dergisinde çıkan şiirleri ile tanınmaya başladı Yayımlanan ilk kitabı da Havaya Çizilen Dünyâ’dır (1935) Bu kitapta âşık tarzında, ölçülü, kafiyeli şiir denemeleri vardır Beş yıl sonra çıkan Çocuk ve Allah adlı kitabında edebi şahsiyetini bulduğu görülür Bu eserle birlikte Dağlarca şiirinin çizgisini, tekniğini ve temasını bulmuş olur Düşünce, destan, sosyal olaylar ve çocuk temalarını yalın bir dil ve etkili bir anlatımla işler Fazıl Hüsnü Dağlarca biçime, sembollere, ses güzelliğine önem verir Destan denemeleri (Üç Şehitler Destanı, İstiklâl Savaşı, İnönü’ler, Yedi Mehmetler vb) çok başarılı olmuştur Atatürk ve onun inkılâplarını şiirleriyle yorumlayan ve savunan
şâirlerimızdendır

İlk baskı yıllarına göre şiir kitapları:
1 Havaya Çizilen Dünyâ (1935), 2 Çocuk ve Allah (1940), 3 Daha (1943), 4 Çakırın Destanı (1945), 5 Taş Devri (1945), 6 Üç Şehitler Destanı (1949), 7 Toprak Ana (1950), 8 İstiklâl Savaşı- Samsun’dan Ankara’ya (1951), 9 İstiklâl Savaşı- InÖnüler (1951), 10 Sivaslı Karınca (1951), 11 İstanbul- Fetih Destanı (1953), 12 Anıtkabir (1953), 13 Âsû (1955), 14 Delice Böcek (1957), 15 Batı Acısı (1958), 16 Mevlânâ’da Olmak-Gezİ (1958), 17 Hoo’lar (1960), 18 özgürlük Alanı (1960), 19 Cezayir Türküsü (Fransızca, İngilizce ve Arapça tercümeleri ile birlikte, 1961), 20 Aylam (1962), 21 Türk Olmak (1963), 22 Yedi Memetler (1964), 23 Çanakkale Destanı (1965), 24 Dışardan Gazel (1965), 25 Kazmalama (1965), 26 Yeryağ (1965), 27 Vietnam savaşımız (ingilizce’si ile, 1966), 28 Kubilay Destanı (1968), 29 Haydi (1968), 3019 Mayıs Destanı (1969), 31 Vietnam Körü (1970), 32 Hiroşima (Fransızca, İngilizce tercümeleri ile, 1970), 33 Malazgirt Ululaması (1971), 34 Kınalı Kuzu Ağıdı (1972), 35 Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1973), 36 Horoz (1977), 37 Hollandalı Dörtlükler (1977), 38 Nötron Bombası (1981)
Çocuklar için şiirleri:
1 Açıl Susam Açıl (Üsküp, 1967), 2 Kuş Ayak (1971), 3 Arkaüstü (1974), 4 Yeryüzü Çocukları (1974), 5 Yanık Çocuklar Koçaklaması (1976), 6 Balina ile Mandalina (1977), 7 Yaramaz Sözcükler (1979), 8 GÖz Masalı (1979), 9 Yazıları Seven Ayı (1980), 10 Kaçan Ayılar Ülkesinde (1982)

[Dağlarca, CHP Şiir Yarışma-sı'nda üçüncülük (1964), Âsû kitabı ile 1956 Yeditepe Şiir Armağanı, Deli Böcek kitabı ile TDK 1958 Şiir Ödülü kazandı Arkın Çocuk Edebiyatı 1973 Yarışması'nda, yarışma üstün onur ödülü aldı (1974) Horoz adlı kitabı İle Sedat Simav'ı Vakfı Ödülü'nü Peride Celâl ile paylaştı (1977) Yurt içinde ve dışında aldığı başka ödülleri de vardır Cem Yayınevi şâirin bütün eserlerini yayınlamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Fazıl Hüsnü Dağlarca

Eski 07-01-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Fazıl Hüsnü Dağlarca



Fazıl Hüsnü Dağlarca

(d 26 Ağustos 1914, İstanbul ö 15 Ekim 2008), ünlü Türk şairidir
İstanbul'da doğan Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın çocukluğu, subay olan babasının görevi gereği bulunduğu Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da geçti Edebiyat, müzik, resim gibi güzel sanatlara ilgi duyulan bir aile ortamında büyüyen Dağlarca edebiyat sevgisini okulda da sürdürdü Ortaokulu Tarsus ve Adana'da okuyarak bitirdi ve İstanbul'a gelerek Kuleli Askeri Lisesi'ne girdi Şiire çocukluğundan beri duyduğu ilgiyi sürdürüyor, askeri okul düzeninin kazandırdığı alışkanlıklardan yazdığı şiirde de yararlanmaya çalışıyordu Yıllar sonraki bir konuşmasında askerlikteki giyim düzeninin ve kurallarının, şiirlerinde de sözcük seçimi ve kullanımı açısından kendisine titiz davranma alışkanlığı kazandırdığını söylemiştir


Dağlarca'nın Harp Okulu'ndan subay çıktığı sırada yayımladığı ilk kitabı Havaya Çizilen Dünya (1935) hece ile yazılmış şiirlerinden oluşuyordu Dağlarca bu şiirlerinde daha çok Necip Fazıl Kısakürek, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi şairlerin etkisindeydi Okulu bitirip piyade subayı olarak orduya katıldıktan sonra Doğu ve Orta Anadolu'nun, Trakya'nın çeşitli yerlerinde askerlik hizmetini sürdürdü Doğuda görevli olduğu sırada yazdığı şiirlerini içeren Çocuk ve Allah (1940) ile şair kişiliğini, kendine özgü evrenini ortaya koydu Bu
şiirlerinde bir çocuk merakıyla evrenin gizleri, bilinen ama yorumlanmak istenen yanları üzerine sorular soruyor; bu çocuğun duygularını, ilgisini, acısını, sevincini dile getiriyordu


Şiirimize yeni konular, yeni duyarlıklar ve söyleyiş özellikleri getiren Dağlarca ölüm, sonsuzluk, yaşamın gizleri, doğada insanın yeri gibi konuları, Türk edebiyatında ilk kez küçük bir çocuğun iç dünyasından kaynağını alan yorum ve betimlemelerle işliyordu
Dağlarca 1950'de zorunlu hizmeti dolunca askerlikten ayrıldı 195260 arasında Çalışma Bakanlığı'na bağlı olarak İstanbul'da iş müfettişliği; daha sonra kitapçılık ve yayımcılık yaptı 196064 arasında Türkçe adını taşıyan ve 43 sayı süren aylık bir dergi çıkardı

1960'larda güncel konular üstüne yazdığı şiirlerini özgün bir biçimde hazırladığı ve kitabevinin vitrinine astığı "duvar dergisi" ile okurlarına ulaştırdı Daha sonra "Karşı Duvar Dergileri" dizisi adıyla küçük kitapçıklar oluşturarak yayımladığı bu şiirler yüzünden birkaç kez kovuşturmaya uğradıysa da aklandı 1974'te bütün işlerini bırakarak kendini yalnızca şiir uğraşına verdi


Doğa, evren ve insanın durumu Dağlarca' nın vazgeçemediği temalardır Anadolu insanının acıları, yoksulluğu, yalnız bırakılmışlığı, ülkenin geri kalmışlığı şiirinde çarpıcı bir dille işlenir Bütün şiirlerinde öz Türkçe de dediğimiz arı Türkçe'ye duyduğu sevgi ve saygı görülür Türkçe'nin sırlarına ulaşmak, sözcükleri en geniş ve en dar anlamlarıyla kullanmak, az sözcükle çok şey anlatmaya çalışmak Dağlarca'nın şiirdeki dil anlayışını oluşturur Dağlarca şiirinde bütün bir Türk şiiri tekniğini, gerek Divan gerek halk şiirinin özelliklerini yeni ve çağdaş bir anlayışla harman eder Şiirinde insanın acılarını, ölümsüzlük özlemini, sevgilerini, çocukluk yaşamını, bütün insanların kardeşliğini, Erzurum'daki bir böceği, Sivaslı bir karıncayı, kınalı kuzuları, yazıları seven ayıları, mandalinaya âşık dev balinaları, hayvanların ve bitkilerin renkli dünyasını dile getirir Evrende var olan her şeyi nasıl duyumsuyorsa şiirine katmak ister


Dağlarca'nın şiirleri birçok batı diline çevrilmiştir Yurtiçinde ve dışında birçok ödül almıştır Bunlardan biri de ABD International Poetry Forum ("Uluslararası Şiir Forumu") ödülüdür 1967'de bu kurum tarafından yaşayan en iyi Türk şairi seçilmiştir Dağlarca 1970'ten sonra çoğunlukla çocuklar için şiirler yazmaya yöneldi Kus Ayak (1971), Balina ile Mandalina (1977), Yazıları Seven Ayı (1978), Güneşi Doğduran (1981) bu tür yapıtlarındandır
Dağlarca'nın 1988'e kadar yayımlanan 80 şiir kitabından bazıları şunlardır: Bağımsızlık Savaşı, Samsun'dan Ankara'ya (1951); Mevtana'da OlmakGezi (1958); Hoo'lar (1960); Cezayir Türküsü (1961); Aylam (1963); Yedi Mehmetler (1964); Çanakkale Destanı (1965); Dışardan Gazel (1965); Kazmalama (1965); Açıl Susam Açıl (1967); Kubilay Destanı (1968); 19 Mayıs Destanı (1969); Vietnam Körü (1970); Hiroşima (1970); Malazgirt Ululaması (1971); Kınalı Kuzu Ağıdı (1972); Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1973); Yanık Çocuklar Koçaklaması (1977); Hollandalı Dörtlükler (1977); Takma Yaşamlar Çağı (1986); Şeyh Galib'e Çiçekler (1986)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.