Abdurrahim Karakoç |
06-28-2009 | #1 |
KRDNZ
|
Abdurrahim Karakoçİncitme Gölgesinde otur amma, Yaprak senden incinmesin Temizlen de gir mezara, Toprak senden incinmesin… Yollar uzun, yollar ince Yol kısalır aşk gelince Yat kurban ol İsmail’ce Bıçak senden incinmesin… Burdayım de ararlarsa, Doğru söyle sorarlarsa Tabutuna sararlarsa, Bayrak senden incinmesin… İl göçsün göçtüğün vakit, Yol yansın geçtiğin vakit, Suyundan içtiğin vakit, Irmak senden incinmesin… Toz konmasın sakın sana, Hakkı geçer halkın sana, Gücenmesin yakın sana, Uzak senden incinmesin Azınlık Satıcı simsarlar verdi el ele “Bölünmez” ülkeye girdi azınlık Her yana dal-budak saldı mesele Postunu divana serdi azınlık Kaboğlu fitneyi doldurdu kaba Gösterdi olağan dışı bir çaba Oran baskın çıktı, dedik merhaba Ortamı sinsice gerdi azınlık Yazmadı tarihler böyle hinliği Şaşırttı şeytanı kurul cinliği Bu kasap mantığı, bu pişkinliği “Al kurtul” ödülü, gördü azınlık Düşündüm, kimlerle yarıştı aklım Nihayet öfkemle barıştı aklım Okudum raporu, karıştı aklım Saydım beş kişinin dördü azınlık Avrupa yurdumu bölmek istiyor En az beş parçada görmek istiyor Tez günde mezara gömmek istiyor Amacı, gayesi, derdi azınlık Doymadılar yiyip içtikleriyle Onulmaz yaralar açtıklarıyla Devşirme güruhtan seçtikleriyle Jokerleri öne sürdü azınlık Haçlı Avrupa’sı düğmeye bastı Yerli uşakları fikrini kustu Gözcüler uyudu, sözcüler sustu Yuların ipini kırdı azınlık Papaz kilisede tezgâhı kurmuş Anahtar satarak milyarlar vurmuş Diyalog esnafı selâma durmuş Muradı maksada erdi azınlık Kayboldu hamamın tarağı, tası Bitmedi irtica paranoyası “Ekümenlik Patrik” oyunun as’ı Hatayı, Mardin’i sardı azınlık AB yollarına düşer gideriz Gelme deseler de koşar gideriz Bir garip âlemde yaşar gideriz Bekliyor kapıda ferdî azınlık Kimliğin Türk, dinin İslâm, orda kal Yazılan raporu oku, ibret al Ey sahibi devlet, söyle, bu ne hâl? ! Diyorlar ki “Türk’ü-Kürdü azınlık”… Biraz da kitaplar seni okusun Canlı bir kitapsın, yazarı Mevlâ Açık dur, kitaplar seni okusun Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ Eğilsin mehtaplar seni okusun Kasırga ol, döne döne zikir et Her nefese on bin misli şükür et Şüphe burgacında Hakk’ı fikir et Uyansın girdaplar seni okusun Erisin geceler gündüze gel ki Kalmasın tek engel bir düze gel ki Secdede Rabb’inle yüz yüze gel ki Minberler, mihraplar seni okusun ‘Ezel’in, ‘ebed’in şifresi sende ‘Menfi’nin, ‘müsbet’in şifresi sende Çözülsen de olur, çözülmesen de Sorular, cevaplar seni okusun Aşktan, estetikten, ahenkten yana Şiir, resim, müzik imrensin sana Camiler, sebiller gelsin lisana Hayırlar, sevaplar seni okusun Bedenin coğrafya, tarihtir dünün Ayrı ayrı sayfa saatin, günün Dört kapısı açık dursun gönlünün Alimler, erbaplar seni okusun Nefret boşta kalsın, aşk ile dol da Işık, kılavuz ol gittiğin yolda Kur’an’dan feyz alan bir mektup ol da Yazdığın kitaplar seni okusun Neyin eksilir? Belin kırılacak eğilme yazık! Şöyle dik durursan neyin eksilir? İnkâr tarlasına çakılan kazık Takvada erirsen neyin eksilir? Gecikme, sen senden kaçıver biraz Doğru ne, yalan ne seçiver biraz Yumma gözlerini, açıver biraz Gerçeği görürsen neyin eksilir? Putperesttin, ya ki puttun ne oldu Farz et ki dünyayı yuttun ne oldu Gaddarlara alkış tuttun ne oldu Mağduru korursan neyin eksilir? Çok dolaştın gel-git bölgelerinde Gözükmedin tevhit bölgelerinde Hep kurudun ifrit gölgelerinde Işıkta kurusan neyin eksilir? Değildir bu zaman ricat zamanı Eğlenme, kaçıyor necat zamanı Vermen gerekeni hacet zamanı Talibe verirsen neyin eksilir? Muhalif rüzgârlar savurur taş, kum Dalma rehavete değişir durum Kestirme yollarda çoktur uçurum Düz yolda yürürsen neyin eksilir? Değmedi eline gül desteleri Çıkmadı ağzından aşk besteleri Benliğe saplanmış keresteleri Birliğe sürürsen neyin eksilir? Bulacak yere bakmalı İman kaynağımdır, tevhid havuzum İslâm’ın dışında arama beni Muhammed’ül-Emin tek kılavuzum Putların peşinde arama beni ‘Hak kelâm’ duyduğum, kitap Kur’an’dır Başka yok! Uyduğum kitap Kur’an’dır Dolduğum,doyduğum kitap Kur’an’dır Beşerin ‘boş’unda arama beni Evet sözü verdim Bezm-i Elest’te Şüphem yok, ayrılmam en son nefeste Şeytannın yaptığı süslü kafeste Papağan kuşunda arama beni Veli’ye, âlime hürmet ehliyim Vahdetten yanayım, ülfet ehliyim Tek kıble tanırım, sünnet ehliyim Kerbela taşında arama beni Türk doğmuşum, Türküm… kime ne bundan Her mü’min kardeşim, severim candan İman baharını kovup zamandan Zemheri kışında arama beni |
Çarpık çağ |
06-28-2009 | #2 |
KRDNZ
|
Çarpık çağÇarpık çağ Doğru mu yanlış mı karar sizlerin Biz aklın durduğu çağda yaşadık Ben dinsizim diyen beyinsizlerin Din dersi verdiği çağda yaşadık Baylar çalım sattı, bayanlar etin; Ar duvarı çürük, darbeler çetin Modern putçuluğun şirkin zilletin Kemale erdiği çağda yaşadık Bazan kör kilitler vuruldu dile Bazan armağanlar kazandı hile Homo’nun, komo’nun deyyusun bile İtibar gördüğü çağda yaşadık Yabancısı olduk ilin obanın; Müdür ekmeğini çaldı çobanın Resmi dairede devlet babanın İpe un serdiği çağda yaşadık Önümüz çileydi arkamız cefa Bir gün semtimize basmadı sefa Mürşidin müridin günde beş defa Günaha girdiği çağda yaşadık Kimi hak adalet gördü düşünde Kimi devlet kuşu buldu başında Vatanseverin vatan dışında Hasretlik sürdüğü çağda yaşadık Göz yumup izine düştük batının Tuttuk kuyruğundan haçlı atının Pamuk yumağının tüyün tütünün Nice baş yardığı çağda yaşadık Neler yıkmadık ki son olsun diye Harcadık günleri gün olsun diye Asker kaçağının şan olsun diye Askeri vurduğu çağda yaşadık Dilendik savurduk doları markı Döndükçe aşındı düzenin çarkı Şalvarı, kasketi, gömleği, börkü; İhtiras sardığı çağda yaşadık Başörtüsü yasak,Türk olmak günah; Sabır ver sabır ver Ey Gadir Allah Bulaşık basının her gün her sabah İslamı Yerdiği çağda yaşadık Görün halimizi biz insanların Tutsağı olmuşuz sui zanların Her zaman her yerde müslümanların Müslüman kırdığı çağda yaşadık |
Ey can… |
06-28-2009 | #3 |
KRDNZ
|
Ey can…Ey can…
Ben sabit şeyleri sevmem ey can, Sen Eğer beni dinlersen, Çağlayan ırmak ol… Ve gönül gönderine çekilmiş, Nazlı nazlı dalgalanan Bayrak ol… Ben karanlığı hiç sevmem ey can, Vaktin her saatinde Her zaman Ağaran şafak ol… Güneş ışıklarıyla ürperen çiçek Seher yeliyle ırgalanan Yaprak ol… Ben bulanıklığı sevmem ey can, Sen Yayla pınarlarından akan Sulardan berrak ol… Göl olma, gölet olma, baraj olma, Kaynak ol… Ben uykuları da sevmem ey can, Uykulardan uzak ol… Kış günü karları yarıp çıkan Beyaz bir gül Mavi bir zambak ol… Ben zaafları da sevmem ey can, Hakikatleri sarıp-sarmalayan Zaaflardan ırak ol… Geri dur, geri dur ey can, Nefret sarayındaki sultanlıktan, İlim ocağında çırak ol… Sana tavsiyemdir ey can, Zalimlerin boynunda süslü kravat olacağına, Var bir garip ölünün üstünde Kefen ol… Kimsesiz gelinlerin yüzünde Duvak ol… Abdurrahim Karakoç |
YALVARIŞ |
06-30-2009 | #4 |
KRDNZ
|
YALVARIŞYALVARIŞ Ya Rab bu hasrete can dayanmıyor; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun Her adımda bir engel var, salmıyor, Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun Mümkün mü bu yolda maksuda ermek? Mümkün mü sılada dost yüzü görmek? Aşığa ar gelir geriye dönmek; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun Çekilmez bir şelek vurdun arkama; Şaşırdım yollarda kaldım, akşama Umudum her zaman bakidir amma, Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun Sevip sevilmemek varsa kaderde, Hangi doktor ilaç verir bu derde? Hastayım, susuzum gurbet illerde; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun Ey hanlar hanını halkeden Hancı!
Bir yudum aşkınla doğdu bu sancı Ey fakir ekmeği, Mümin inancı! Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun |
AÇIK DİLEKÇE |
06-30-2009 | #5 |
KRDNZ
|
AÇIK DİLEKÇEAÇIK DİLEKÇE Sizin şehrin kızlarında savcı bey Yaklaşanı ta yürekten vururlar Kan kokuyor gözlerinde savcı bey Gayeleri gönül kırmak dal gibi Bakışları çifte favül bal gibi Ülkeler fethetmiş bir kral gibi Gurur dolu pozlarında savcı bey Kaş yaparken, göz çıkarır elleri; Çok silahtan tesirlidir dilleri Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri Poyraz eser yüzlerinde savcı bey Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz İlk görüşte avladılar habersiz Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz Kebap oldum közlerinde savcı bey Bölüştüler gönlüm ile aklımı Davacıyım, ara benim hakkımı Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı? Yorulmayım izlerinde savcı bey AŞK HİKAYESİ Başımdan bir kova sevda döküldü Islanmadım, üşümedim, yandım oy! İplik iplik damarlarım söküldü Kurşun yemiş güvercine döndüm oy! Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana Anladım ki kendi gönlüm dar bana Alev dolu bardakları yâr bana Sunuverdi içtim içtim kandım oy! Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım Ne zamana, ne kendime alıştım Kırk senede yedi hasret bölüştüm Yedi dünya bana düştü sandım oy! Gönül şahinimi yordum gerçeğe Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe Teselliden kanat kırdım gerçeğe Tecellinin sinesine kondum oy! AYNANIN İKİ YÜZÜ Bir zirvede habire şiştikçe şişene bak Bir tabanda her adım yıkılıp düşene bak Bir ülke yansa bile yan gelip yatanlara Bir yangın söndürmeye çarıksız koşana bak |
AYNALARIN ÖTESİ |
06-30-2009 | #6 |
KRDNZ
|
AYNALARIN ÖTESİ
|
Cevap : Abdurrahim Karakoç |
06-30-2009 | #7 |
KRDNZ
|
Cevap : Abdurrahim KarakoçBEBEĞE ÇAĞRI
Soyguncu soysun da, vurguncu vursun Sen ana karnında boşa durursun Doksan günde çık gel dokuz ay dursun Doğmaya gayret et, doğmaya bebek Sonra geç kalırsın yağmaya bebek Üçkağıtçı düzen geçip gitmeden Her ocakta üç- beş baykuş ötmeden Çabuk ' Devlet malı deniz' bitmeden Doğmaya gayret et, doğmaya bebek Sonra geç kalırsın yağmaya bebek Makam armağandır, koltuk hediye Muhkem ilamlar var ' rüşvet ye' diye Ne diye beklersin söyle ne diye? Doğmaya gayret et doğmaya bebek Sonra geç kalırsın yağmaya bebek Göz kırpınca sıfırı çok sayılar Zirveye tırmandı topal ayılar Yağcı yeğen arar haydut dayılar Doğmaya gayret et doğmaya bebek Sonra geç kalırsın yağmaya bebek Artık banka soymak basit eğlence Günde milyar hiçtir ' yurtsever genc' e(!) Dünyaya duhül et, gel biraz önce Doğmaya gayret et dogmaya bebek Sonra geç kalırsın yağmaya bebek Tez çık, haram süt bul, beleş kundak bul Yalancılık mübah, yüzsüzlük makbul Hukuksal açıdan bir ' olanak' bul Doğmaya gayret et doğmaya bebek Sonra geç kalırsın yağmaya bebek Adi ekranlarda iğrenç yüzü gör Halkı tiksindiren bir kof dizi gör Önce onları gör, sonra bizi gör Doğmaya gayret et doğmaya bebek Sonra geç kalırsın yağmaya bebek BEBEĞE İHTAR Geçmişte yağmanın hasat dönemi Acele gel diye çağırdım seni Şimdi iş değişti dur, dinle beni Dokuz aylık yolu altmış ayda çek Beş sene dolmadan doğma ha bebek Emmin, dayın annen, baban kereste İşçi, memur, çiftçi, çoban kereste Çarşı, pazar, yazı-yaban kereste İnsanlar ya mertek, ya orta direk Beş sene dolmadan doğma ha bebek Doğarsan üç günlük iş bulamazsın Acıkırsın, ekmek, aş bulamazsın Ucuz toprak, beleş taş bulumazsın Yaşamak rezillik, rüsvaylık demek Beş sene dolmadan doğma ha bebek Arı peteğinde ağulu bal var Kaçıp kurtulmaya ne yön, ne yol var Sıkıver dişini, annene yalvar Buradan rahattır orda beklemek Beş sene dolmadan doğma ha bebek Kurtlar sülük oldu, sıyrıldı posttan Kaçan kurtuluyor, ahbaptan dosttan Değişti bahçıvan, bozuldu bostan, Hıyarlar acıdır, karpuzlar kelek Beş sene dolmadan doğma ha bebek Vaziyet bambaşka vaziyet oldu Yaşamak işkence, eziyet oldu Dalkavukluk üstün meziyet oldu Sanatkârlar sansar, dâhiler şebek Sözümü dinlersen hiç doğma bebek BEBEĞE SİTEM "Aman gelme" dedim, bak geldin işte Dünyaya meylin var, beşer’sin bebek Bir bilsen dünyamız neyin nesidir Ayırır ağzını işersin bebek Kimisi su katar içtiğin süte Kimisi at sokar yediğin ete Günahtan, hileden, haramdan öte Zulmet kuyusuna düşersin bebek Yukarıya gitsen'köle'sayarlar Aşağıya insen tefe koyarlar Her saat bir başka renge boyarlar Baktıkça sen sana şaşarsın bebek Önün bal-petekli, elin mühürlü Omuzun kötekli, dilin mühürlü Haftan ipotekli, yılın mühürlü Aydan, günden mahrum yaşarsın bebek Sevgimiz rüşvettir seversek seni Aldatmak içindir ne versek seni Kalleş çağımızla eversek seni Gerdeğe girmeden boşarsın bebek |
BEN.. |
06-30-2009 | #8 |
KRDNZ
|
BEN..BEN
Ben: Karlı dağların deli rüzgârı Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım Ben: suyu kurumuş sevgi pınarı Ben: Toprak bekçisi, mezar taşıyım Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban Ben: Hayâl peşinde çarıksız taban Ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım Ben: çürük bir gemi aşk denizinde Ben: Yağmur damlası dostun izinde Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım Ben: Koyu düşmanım yersiz gülüşe Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe Ben: Bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe Ben: Bensiz duygunun ilk savaşıyım Ben: Gönlü aklına uymayan deli Ben: Az düşünceden doymayan deli Ben: Beni ben diye saymayan deli Bırakın, ben benden uzaklaşayım BENİ DE ÇAĞIR Çileyi koklayıp gül niyetine, Zindana girersen beni de çağır Sabrı, kanaatı bal niyetine Ekmeğe dürersen beni de çağır Bazen iki dünya sığar içime, Bazen iki güneş doğar içime Bazen gam yağmuru yağar içime Sen beni ararsan, beni de çağır Dostların var ise divanelerden, Göz yaşın aktıysa minarelerden Binlerce senelik viranelerden Birşeyler sorarsan, beni de çağır Ezelin ezelden öncesi vardı, Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı Zaman yumağına bizi kim sardı? Aklını yorarsan beni de çağır Dışarda göz yanar, içerde yürek, Taahhüt ehline tahammül gerek Mazlum yarasına merhem diyerek Göz yaşı sürersen beni de çağır |
BENZETTİLER |
06-30-2009 | #9 |
KRDNZ
|
BENZETTİLERBENZETTİLER Yeni bir afyondur yenen her lokma Biber avrupalı,tuz avrupalı Gülücükler sahte kirpikler takma Dudak Avrupalı,göz Avrupalı Bebeklikte benliğini yitiren Tepe tepe tepemizde oturan Bizi çıkmazlara alıp götüren Ayak Avrupalı,iz avrupalı Birisi diskoda içer kıvırır Birisi kulüpte konken çevirir Yapmasını bilmez ki yıkar devirir Ana avrupalı,kız avrupalı Kalıba uydurdu uyduklarımız Yazmakla bitmez ki duyduklarımız Paris modasıdır giydiklerimiz Astar avrupalı,yüz avrupalı En mahrem yerlerin kalktı örtüsü Beş santim tırnaktır ellerin süsü Bütün bunlar medenilik ölçüsü Cilve avrupalı naz avrupalı İster sari deyin isterse ırsi, Büyük revaç buldu makbulün tersi Duyduğumuz 'okey,adiyös,mersi' Ağız avrupalı söz avrupalı Her gün karşımıza on zıpır çıkar Bağırır,çağırır,devirir yıkar Dinler kulağımız gözümüz bakar Şarkı avrupalı,saz avrupalı Başımız ayıkmaz binlerce halttan Örf,adet gemimiz delindi alttan Analar Muğla'dan Van'dan Tokat'tan Bebek avrupalı bez avrupalı Sahnede ekranda hıyar dinleriz Deliye,densize uyar dinleriz Saçma çığlıkları duyar dinleriz Şarkı avrupalı saz avrupalı Herkes soyunuyor açılmıyor ki Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki Müslüman gavurdan seçilmiyor ki Şekil avrupalı,poz avrupalı Türklük bu mu desem bu diyecekler
Şampanyayı sorsam su diyecekler Bir gün kökümüze hu diyecekler Kabuk avrupalı,öz avrupalı |
|