06-30-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Chaucer, Geoffrey (yaklaşık 1341-1400)
Chaucer, geoffrey (yaklaşık 1341-1400)
Geoffrey Chaucer İngiltere'nin en büyük şairlerindendir İlk yıllardaki eğitimine ilişkin bilgi yoktur Fransızca'yı ve dönemine özgü ortaçağ İngilizce'sini çok rahat konuştuğu, okuyarak kendini geliştirdiği bilinmektedir Sarayla ilişkisinin erken yaşlarda başladığı sanılan Chaucer 1359'da III Edward'ın ordusuyla Fransa'ya gitti ve Reims kuşatmasına katıldı Savaşta tutsak düştü 1360'ta Kral III Edward fidye ödeyerek Chaucer'ı kurtardı 1367'de kralın hizmetine giren Chaucer 1368'de şövalye adayı oldu 1370'lerde diplomatik görevle Flandre, Fransa ve İtalya'ya gitti Bu dönemde işlerinin yoğunluğundan yazı yazmaya pek zaman ayıramadığı anlaşılıyor
Chaucer ilk şiirlerini saray çevresinin beğenileri doğrultusunda ve Fransız şiirinin etkisi altında kalarak yazdıysa da, sonraları kendine özgü bir üslup oluşturmayı başardı Chaucer' m ilk özgün yapıtı The Book of the Duchesse' dir (yaklaşık 1370; "Düşesin Kitabı")
Kimi eleştirmenlerce en duygulu ve derin yapıtı olarak değerlendirilen Troilus and Criseyde'yi ("Troilos ve Khryseis") Boccaccio' nun Filostrato'sundan esinlenerek 1380'ler
de yazdı 8 239 dizelik bu şiir, Truva Savaşı sırasında yaşanan mutsuz bir aşk öyküsünü anlatırken, insanların özgür istemlerini ve kararlılıklarını dile getirir
Chaucer'ın 1390'lardaki en önemli yapıtı ise The Canterbury Tales'dir ("Canterbury Öyküleri")
Chaucer bu manzum yapıtını, Aziz Thomas Becket'in Canterbury'deki mezarını görmek üzere Londra'dan yola çıkan 30 kadar hacının, yolda hoşça vakit geçirmek için birbirlerine anlatacakları toplam 120 öyküden oluşturmayı tasarladı Ne var ki, büyük bir olasılıkla zaman bulamadığı için, bu tasarısını gerçekleştiremedi Canterbury Tales'den günümüze dört tanesi bitmemiş 24 öykü kalmıştır Yapıtın giriş bölümünde hacılar tanıtılır Aralarında bir şövalye ile uşağı, avlanmayı seven bir keşiş, rahibe, doktor ve kaptan gibi toplumun çeşitli kesimlerinden gelen kişiler vardır Bu öykülerin en hoşlan beş kocalı Bath'lı bir kadının anlattıklarıdır Chaucer'ın yarattığı kişilere çağını aşan bir gerçekçilik, mizah ve hoşgörüyle yaklaştığı bu yapıt hem eğlendirici hem de eğitici niteliktedir
Chaucer'ın başlıca özellikleri konularının değişkenliği, üslubu ve insan doğasının karmaşıklığını yansıtmadaki ustalığıdır Genellikle Latince'nin kullanıldığı bir dönemde Ortaçağ İngilizce'si ile yazması da önemli bir yeniliktir Öykülerine sinen ince mizah yer yer güldürüye dönüşür Ne var ki, çok temel ve önemli düşünsel sorunları da irdelemekten geri kalmaz Bedensel aşkı konu edindiği gibi, tanrısal aşkı da tutkulu bir biçimde dile getirir 2 000 dizeyi aşan The House of Fame (yaklaşık 1380; "Ün Evi") ile The Parliament of Fowls (yaklaşık 1380; "Kuşlar Meclisi"), ünlü şiirleri arasındadır
Chaucer'ın mezarı Londra'da, devlet adamları ve şairlerin gömüldüğü Westminster Abbey'dedir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|