Ayakkabı Ve Ayakkabıcılık’ta Türk Kültürü |
06-21-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Ayakkabı Ve Ayakkabıcılık’ta Türk KültürüOrta Asya Türkleri geçimlerini büyük ölçüde hayvancılıktan sağladıkları için deriden ve yünden giyim eşyaları yapmakta ustaydılar; en yaygın ayakkabı türü ise çizme ve çarıktı Çizme ata binenler için çok elverişliydi Çizmenin dize kadar uzananı yanında, ayak bileğinin üstüne kadar çıkan, "yarım çizme" diye adlandırılan çeşitleri vardı Deri çizmenin yanı sıra, yünden yapılan keçe çizme de yaygın olarak giyilirdi Kırmızı çizme hükümdarlık simgesiydi Çiftçilikle uğraşanlar, ham deriden yaptıkları çarıkları giyerlerdi Çarığa benzeyen, burnu kalkık bir ayakkabının Anadolu'nun eski halkı Hititler'ce de kullanıldığı bilinmektedir Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ordunun, yönetici sınıfların ve kentli halkın gereksinimlerini karşılamak üzere zamanla ayakkabı çeşitleri çoğaldı ve ayakkabıcılık çok gelişti 1618 yüzyıllarda başta İstanbul olmak üzere Edirne ve Bursa'da üretilen ayakkabılar, çeşitleri, dayanıklı oluşları ve güzellikleriyle ünlüydü Osmanlı toplumunda ayakkabının türü ve biçimi, onu giyenlerin toplumsal konumunu ve mesleğini de gösterirdi Ev içinde giyilen hafif ayakkabı ve terliklerin yüzleri atlas ve kadife gibi kumaşlardan yapılır, sırmayla işlenirdi Dışarda giyilen deri ayakkabı ve çizmelere de değişik yöntemlerle çeşitli süsler yapılırdı Topkapı Sarayı Müzesi'nde, ince bir zevkle ve hünerle işlenmiş deri ayakkabı ve çizmeler bulunmaktadır Kışlık ayakkabıların içi, onları giyecek kişinin toplumdaki yerine ve zenginliğine göre değerli kürklerle kaplanırdı Osmanlı dönemindeki ayakkabılar, yapıldıkları malzemeye, biçimlerine ve kullanıldıkları yere göre değişik adlar almıştır Başmak, cimcime, çapula, çizme, yarım çizme, çedik, çedik pabuç, edik, fotin, galoş, mest, kalçın, kundura, merkûb, nalın, sandal, terlik, tomak, yemeni başlıca ayakkabı çeşitleriydi Osmanlı döneminde, son zamanlara kadar, genellikle alçak ökçeli ya da ökçesiz, yumuşak deriden yapılan rahat ayakkabılar giyilirdi Dışarda giyilen ayakkabılardan bazıları mestayakkabı gibi iki parçadan oluşurdu Ayağa giyilen mestin üzerine onu yağmur ve çamurdan korumak amacıyla, önceleri ayakkabı, sonraları da lastik giyildi Şoson ya da galoş denen lastik ayakkabının içine geçirilerek giyilen mestler, özellikle namazlarını camilerde kılanlarca kullanılırdı Osmanlılar'da ayakkabıcı esnafının, kökü Ahilik'e dayanan (bak AHİLİK) bir loncası vardı Üretilen ayakkabıların niteliğini lonca denetlerdi Kötü mal üreten herkesin önünde açıklanır ve gereken cezaya çarptırılırdı Ayakkabı satıcıları için kullanılan kavaf sözcüğü, giderek yapımcıları da kapsadı Kavaflar da çizmeci, yemenici, nalıncı, terlikçi ve pabuççu gibi adlar alırlardı 19 yüzyıl sonlarına kadar Türkiye'de ayakkabı yapımı tümüyle el emeğine dayanıyordu Beykoz'daki deri fabrikasına 1884'te ayakkabı yapım bölümü eklendi 1912'de geliştirilen bu bölüm I Dünya Savaşı'nda ordunun gereksinimlerini büyük ölçüde karşıladı Cumhuriyet döneminde 1933'te Sümerbank'a devredilen Beykoz Deri ve Kundura Fabrikasında ve başka özel fabrikalarda makineli üretim yapılmaktadır 1980 sanayi sayımına göre ayakkabı üreten 80 büyük, 8000 kadar da küçük işyeri bulunmaktadır Ayakkabı yapmak için, önce sol ve sağ ayak modelleri, sonra da bunların tahta kalıplan yapılır Ayakkabı yapımı genellikle sekiz aşamada gerçekleşir Hayvan derisi, kumaş ya da yapay deriden, ayakkabının sayası ve astarı uygun biçimde kesilir Sayayı oluşturan parçalar ile astar birbirine dikilir Ayrıca ayakkabının burnuna sertlik veren parça ile topuğa konulan yumuşak parça da dikilir Bağcık delikleri bu aşamada açılır ve ayakkabının iç yüzeyine numara ve model kabartmaları yapılır İç ve dış taban parçalan ile topuklar hazırlanır Bunlar genellikle kösele, kauçuk, bunların bileşimi ya da öteki yapay malzemelerden yapılır Topuklar tahta da olabilir Parçaların eklenmesiyle oluşan saya, kalıbın üzerine gerilir; iç tabana dikilir ya da çivilerle tutturularak kalıplanır Saya ve iç taban, kalıcı biçimini alıncaya kadar kalıpta tutulur Tabanlama aşamasında dış taban sayayla birleştirilir Bu işlem dikerek, yapıştırarak, çivileyerek ya da bunlardan birkaçı birden uygulanarak yapılabilir 1953'te geliştirilen bir işlemle kauçuk, polivinil klorür (PVC) ve poliüretan tabanlar kalıpbaskı yöntemiyle biçimlendirilir ve ayakkabının üst bölümüne tek bir işlemde yapıştırılır Topuklama aşamasında topuk ayakkabının tabanıyla birleştirilir ve son biçimini alır Bitirme, cilalama, ayakkabıyı kalıptan çıkarma, topuk ve taban yastıklarının yerleştirilmesi işlemlerini içerir En son biçimini verme sırasında bağcıklar, fiyonklar ve tokalar takılır Günümüzde Ayakkabıcılık Günümüzde ayakkabılar büyük bir çoğunlukla makinelerle yapılmaktadır Elle çalışan bir ayakkabıcı günde yaklaşık bir çift ayakkabı üretebilirken, makineyle çalışan bir işçi günde 40 ya da 50 çift üretebilir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|