Şengül Şirin
|
Avustralya Yerlileri
Avrupalıların 17 yüzyılda Avustralya'yı buluşundan en az 40 000 yıl önce insanlar Asya'dan göç ederek Avustralya topraklarına yerleşmişlerdi O zamanlar deniz çok daha sığ olduğu için bir kıtadan ötekine rahatlıkla geçilebiliyordu Avrupalı göçmenlerin gelmesiyle bu toprakların asıl sahipleri olan Yerliler topraklarından sürülüp çıkarıldı Avrupahlar'la aralarında çıkan çatışmalar ve hızla yayılan salgın hastalıklar sonucu çok sayıda Yerli öldü 17 yüzyılda sayıları 300 000'i bulan Avustralya Yerlileri'nin sayısı 1981'de 145 000'e düştü Bunların yarısından fazlası Yerliler ile Avrupalıların melez çocuklarıydı Yerliler çoğunlukla kentlerde ya da taşra kasabalarının kenar semtlerinde yaşarlar Queensland ile Kuzey Topraklan'ndaki Yerliler ise özel kamplarda yaşar ve sıkı bir denetim altında tutulurlar
Geleneksel Yerli Yaşamı
Avustralya Yerlileri'nin tenleri koyu, saçları siyah ya da kahverengidir Ama saç rengi ve yüz çizgilerinde bölgeden bölgeye değişen farklılıklar da vardır
Geleneksel olarak avcıtoplayıcı olan Yerliler kanguru ve opossum gibi hayvanları, sürüngenleri ve kuşları avlayarak, balık tutarak, kabuklu deniz hayvanları toplayarak, böcek, yaban balı, yumurta, tırtıl, meyve, tohum ve kökler arayıp bularak yaşarlardı Toprağı işlemedikleri ve hayvan beslemedikleri halde, doğal kaynakları dikkatle kullanır ve korurlardı Ustalıkla değerlendirdikleri doğal çevrelerini, bugün olduğu gibi eskiden de çok iyi tanırlardı Evcilleştirdikleri tek hayvan dingo denilen bir tür yabani köpekti Odunları birbirine sürterek yaktıkları ateşin kızgın küllerinde yemeklerini pişirirlerdi Yiyeceklerini geniş alanlardan toplayan her Yerli grubu ya da kabilesi, kendi bölgesinin sınırlarını ağaç, kaya, pınar gibi doğal öğelerle belirlerdi
Göçebe oldukları için fazla eşyaları olmazdı (bak GÖÇEBELİK) Avustralya'nın soğuk güney yöresinde kışın kürk gocuk giyenler varsa da, genel olarak kalın giysilere gereksinimleri yoktu Gerektiği zaman ağaç kabukları, yaprak, hayvan postu gibi malzemeyle miamia ya da gunyah denen geçici barınaklar yaparlardı
Gereç ve Silahlar
Yerliler'in gereç ve silahları, basit bir teknolojiyle yapılmalarına karşın, son derece etkiliydi Genellikle tahta, bitki lifleri ve yontarak biçimlendirilmiş taşları kullanırlardı Erkeklerin taştan baltalan ve deniz kabuklarından ya da yontulmuş taştan bıçakları vardı Kadınlar ise kökleri sökmek için sopalar, topladıkları yiyecekleri taşımak için sepetler, fileler ve tahta çanaklar kullanırlardı Yerliler ağaç ve böcek kabuklarından, deriden ve liflerden çok değişik kaplar yapmışlar, bunları otların tohumlarını öğütüp un yapmak, içinde su biriktirmek ve eşyalarını taşımak için kullanmışlardır
Yerliler'in başlıca silahları tahta sopalar, mızraklar ve bumeranglardı (bak Bumerang) Mızraklarını uzak hedeflere fırlatmak için özel mızrak atıcılar kullanırlardı Bunlar, bir ucunda mızrağın sapının yerleştirildiği bir yuva olan tahta sopalardı (Böylece, ele alındığında kol uzunluğunu artıran, dolayısıyla atış için ek güç sağlayan bir mekanizma oluşuyordu ) Ayrıca dövüşürken kendilerini korumak ve saldırıları savuşturmak için tahtadan kalkanlar kullanırlardı
Haberleşme çubuğu Avustralya Yerlileri' nin çok çarpıcı bir buluşuydu Üzerine çentikler ve çizgiler oyulmuş olan bu sopayı bir haberci, kabileler arasında iletişim kurmak amacıyla taşırdı Sopanın üzerindeki işaretler haberin ayrıntılarıyla ilgiliydi ve haberin doğru olarak ulaştığından emin olmaya yarıyordu Bu çubuklar her zaman ortak bir dile sahip olmayan ya da düşman kabileler arasındaki iletişimi kolaylaştırırdı (Bazı uzmanlar Avustralya'da, Yerli kabilelerin sayısı kadar, yüzlerce değişik dil olduğunu belirtir )
Avrupalılar'ın gelmesiyle Yerliler, çeşitli işlenmiş maddeler ve araçlar kullanmaya başladılar Artık tüfeklerle avlanıyor, takma motorlu tekneler, naylon ağlar kullanarak balık tutuyorlardı Oysa eskiden ağaçtan oyulmuş ya da ağaç kabuğundan yapılmış kanolar ve sallarda, deniz kabuğundan ya da taştan yaptıkları kancalarla ve tuzaklar kurarak balık avlarlardı
Kabile Yaşamı
Yalnızca temel gereksinimlerini karşılayarak yaşayan Yerliler büyük aile grupları içinde yaşarlar, bir yörede yaşayan tüm gruplar ise kabileyi oluştururdu Kabile üyeleri akrabaydı ve birbirine karşı belirli görevleri vardı
Kabile ikiye ayrılır, her yarı kendi içinde tekrar küçük birimlere bölünürdü Kabile içinde kimin kiminle evlenebileceği kurallara bağlanmıştı Kabilenin iki alt grubundan bİT rinden olan bir erkek ancak öteki alt gruptan bir kızla evlenebilirdi
Toplumsal örgütlenmelerinin bir başka görünümü totemleriyle ilgiliydi Genellikle bir bitki ya da hayvan olan totem grubun simgesiydi ve grupla özel bir ilişkisi olduğu kabul edilirdi {bak Totem) Yerliler'in inanışlarında toprağın özel bir yeri vardı Toprağın, atalarının dünyada yaşayıp kültürlerini oluşturduğu dönem olan "düş çağı"ndan kendilerine kalan bir armağan olduğuna inanırlardı Delikanlılar, bazıları acıyla sınanmak olan bir dizi dinsel törenle derin gizlere ortak olurdu Bu törenlerde yapılan corroboreeadlı danslar için Yerliler bedenlerini renkli kilden şekillerle, tüy ya da başka süslerle donatırlardı
Günümüzde Avustralya Yerlileri
Birçok Avustralya Yerlisi artık geleneksel biçimde yaşamıyor Bazıları çiftliklerde bazıları da kentlerde çalışıyor Bazı Yerliler ise özel kamplarda ya da kentlerin yoksul mahallelerinde devlet yardımıyla yoksul bir yaşamı sürdürmeye çalışıyor Avrupahlar'la karşılaşmaları Yerliler'in birçoğunun büyük sıkıntılara düşmesine ve bazılarının umutsuzlukla kendini içkiye vermesine neden oldu Ama bazıları da yeni koşullara uymayı başarmıştır Ne var ki, birçok Yerli topraklarının ellerinden alınmış olmasından ötürü hâlâ öfkelidir 1972'de Whitlam hükümetinin işbaşına gelmesi bu konuda bir dönüm noktası oldu "Yerliler'in haklarının kabul edilmemesi biz, bütün Avustralyalılara küçültür" diyen Başbakan Whitlam, parlamentonun desteğiyle 1976'da Yerliler'in toprak hakkını tanıdı ve Yerli sorunlarıyla ilgili bir bakanlık kurdu
AVUSTURYA, Avrupa'nın ortalarında Doğu ve Batı Avrupa'nın birleştiği bölgededir Kuzeyinde Almanya ve Çekoslovakya; güneyinde İtalya ve Yugoslavya; batısında Liechtenstein ve İsviçre; doğusunda Macaristan yer alır Günümüzdeki büyüklüğü, 1918'de yıkılan AvusturyaMacaristan İmparatorluğu (bak Avusturya İmparatorluğu) zamanındaki boyutlarıyla karşılaştırıldığında çok küçük kalır Ülkenin başkenti ve en büyük kenti olan Viyana'ya ilişkin bilgileri VİYANA maddesinde bulabilirsiniz
AVUSTURYA'YA İLİŞKİN BİLGİLER
RESMİ ADI: Avusturya Cumhuriyeti
YÖNETİM BİÇİMİ: İki meclisli, çok partili federal cumhuriyet
YÜZÖLÇÜMÜ: 83 855 km2
BAŞKENT: Viyana
COĞRAFİ ÖZELLİKLER: Doğu Alpler'in dağlık bölgelerinin büyük bölümü ile Pannonia düzlüklerinin bazı bölümleri ülke sınırları içindedir
İHRAÇ ÜRÜNLERİ: Demir cevheri, çelik, kereste ve kâğıt hamuru, sanayi ürünleri, makine
BAŞLICA KENTLER VE NÜFUSLARI (1986): Viyana (1989; 1 487 577), Graz (241 437), Linz (204 799), Salzburg (137 833), Innsbruck (117 011)
EĞİTİM: 615 yaş arası çocukların okula devam etmesi zorunludur
Avusturya Temmuz 1989'da Avrupa Topluluklarına (AT) tam üyelik için başvurdu Ama AT bu konudaki görüşmeleri, 1993 başında tek pazarın kurulmasından sonra başlatmayı kararlaştırdı Öte yandan, Avusturya' nın da üyesi olduğu Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ile AT arasında Mayıs 1992'de bir serbest ticaret anlaşması imzalandı Bu anlaşmayla Avrupa Ekonomik Alanı'nın kurulması amaçlanmaktaydı
Doğu Avrupa'daki sosyalist ülkelerde başlayan demokratikleşme Avusturya'ya bu ülkelerle daha geniş işbirliği kurma olanağı sağladı 1989'da Macaristan'ın Avusturya sınırını açmasından sonra, özellikle Doğu Almanlar, Macaristan ve Avusturya üzerinden Batı Avrupa'ya yönelik büyük bir göç dalgası başlattılar Bu süre içinde Avusturya'da yasadışı işçi çalıştırma, karaborsa ve suç işleme oranlarında artış görüldü Alınan tüm önlemlere karşın işsizlik arttı ve yabancı düşmanlığı kaygı uyandırıcı boyutlara ulaştı
1986'dan beri görevde bulunan ve eski bir Nazi olmakla suçlanan Cumhurbaşkanı Kurt Waldheim'ın görev süresi Temmuz 1992'de sona erdi Kendisi daha önce, yeniden aday olmayacağını açıklamıştı
Avusturya genellikle dağlıktır Alpler'in doğu uçları ülkeyi boydan boya kapladığı için ulaşımı güçleştirir; ama orta kesimlerdeki vadiler ulaşımı kolaylaştırır Avusturyalıların çoğu, bu vadilerin alçak kesimlerinde yerleşmiştir (bak Alp Dağlari)
Avusturya coğrafyasına dorukları karlı dağlar egemendir Aşağılarda dik uçurumlar, olağandışı görünümlü kaya kütleleri, sık ormanlar ve dağ gölleri vardır Batıdaki Tirol
eyaletinde bulunan Achensee Gölü, deniz düzeyinden 929 metre yüksekliktedir Hemen yanı başındaki komşu eyalet Salzburg'da da birbirinin benzeri 20 göl bulunur Tüm Avrupa ülkeleri arasında yalnızca İsviçre'de, böyle inanılmaz güzellikteki koyaklar, çağlayanlar ve buzullarla boy ölçüşebilecek doğal güzellikler bulunur Avusturya'nın kuzeyindeki çayırlık ve çiftlikler de gerçekten eşsiz güzelliktedir
Alpler'in Tuna Irmağı'na kadar uzanan yumuşak eğimli etekleri yer yer çayırlar ve çok güzel ağaçlık alanlarla bezenmiştir Tuna Irmağı Avusturya'nın kuzey kesiminden geçerek doğuya, Karadeniz'e doğru akar (bak TunaIRMAĞI)
Avusturya'nın Gelenekleri ve Kültürü
Avusturya'nın resmi dili Almanca'dır; ama yüzlerce yerel lehçe vardır Ülkenin dokuz eyaletinde yaşayan insanlar, alışkın oldukları yaşama biçimlerini, mutfak ve giyim geleneklerini bugün de sürdürmektedir Kuş tüyü ya da elik (kır keçi) kıllarıyla süslü fötr şapkalarla birlikte giyilen parlak düğmeli yelekler ve deriden yapılmış kısa pantalonlar, Avusturya'da çok yaygın olarak görülür Avusturyalı kadınlar bazen, rengârenk işlemeli bluz ve yelek ile belden büzgülü eteklerden oluşan yerel giysilerini giyerler
Ülke nüfusunun yaklaşık yarısı köylerde yaşar Gösterişli tahta işleri ve duvar resimleriyle köyler son derece göz alıcıdır Evler çoğunlukla tuğladan yapılır Tahtadan yapılan çatılar eğiktir ve dışarıya doğru sarkar
İkinci kat pencereleri önünde balkonlar vardır Bazen, Tirol'de olduğu gibi, evlerin ağaçtan yapılmış üçüncü bir katı bulunur Bütünüyle ahşap evler de yapılmaktadır Avusturyalıların çoğunluğu Katolik olduğu için evlerini gösterişli Meryem Ana ve aziz resimleriyle süslerler Yol kenarlarında aziz türbeleri de vardır
Haydn, Mozart, Schubert ve babaoğul Johann Strauss'lar gibi dünyaca ünlü pek çok besteci Avusturyalıydı Viyana'daki sanatsal ortam, Beethoven ve Richard Strauss gibi Avusturya yurttaşı olmayan bestecileri de kendine çekmiştir Avusturya'da pek çok büyük şair, romancı ve oyun yazarı yaşamıştır Üniversiteleriyle ünlü olan Avusturya'da Viyana 150 yıldır, bilim ve tıpta olduğu kadar sanat ve müzik alanında da dünyanın sayılı merkezlerinden biridir
Tarım, Madencilik ve Sanayi
Yaklaşık 500 bin Avusturyalı küçük çiftliklerde çalışır; ama toprak çok verimli değildir Gübre kullanarak çavdar, yulaf, arpa, buğday, patates, şalgam ve şekerpancarı üretilir Alpler ile Tuna Irmağı arasında kalan bölgedeki bağların üzümlerinden elde edilen Avusturya şarabı dünyaca ünlüdür Son yıllarda eti ve sütü için beslenen hayvanların sayısında da belirgin bir artış olmuştur
Özellikle Almanya ve öteki Avrupa ülkelerinden milyonlarca turist, yazın güzel dağ görünümleri arasında dolaşmak, kışın kayak yapmak için Avusturya'ya gelir Turizm ülkenin başlıca gelir kaynaklarından biridir Önemli bir sanayi dalı ise ladin ve çam ormanlarıyla beslenen ağaç işleme sanayisidir Kerestecilik, ağaç işleyen bıçkıhane ve fabrikalarla birlikte, Avusturyalılara çeşitli iş olanakları sağlar Kimyasal madde, giyim, deri eşya ve çalgı yapımı, günümüzdeki öteki önemli sanayi kollarıdır Linz ve Donawitz'te demir ve çelik üretilir; çelik üretiminde yaygın olarak kullanılan LinzDonawitz adlı yüksek ısılı fırın yöntemi burada icat edilmiştir Avusturya'da ayrıca linyit, demir cevheri, kurşun, çinko, bakır, magnezyum elde etmekte kullanılan magnezit, grafit ve petrol vardır Dağlardaki göl ve akarsuların suyundan yararlanılarak elektrik elde edilir
Avusturya'nın en önemli kentleri arasında, güzel Tirol Dağları arasında kurulmuş İnnsbruck; Mozart'ın doğum yeri olan, kalesi ve müzik şenlikleriyle ünlü Salzburg ile Graz ve Linz gibi sanayi kentleri sayılabilir
Viyana önemli bir sanayi, ticaret, ulaşım ve haberleşme merkezidir Birleşmiş Milletler'e bağlı kuruluşların ve başka uluslararası örgütlerin çoğunun yönetim merkezleri Viyana' dadır
İmparatorluktan Sonra Avusturya
AvusturyaMacaristan İmparatorluğu (bak Avusturya İmparatorluğu) 1918'de yıkıldığında, topraklarının dörtte üçü Çekoslovakya, İtalya, Polonya, Macaristan, Romanya ve Yugoslavya arasında paylaşıldı Avusturya zayıf duruma düştü Fiyatların aşırı yükselmesi sonucu Avusturya parası değer kaybetti ve ulus yoksullaştı 192021 kışında çok sayıda insan açlıktan öldü Avusturya
Viyana Belediye Sarayı (Rathaus), Avusturya'nın başkentini süsleyen, 19 yüzyıldan kalma zarif bir Gotik yapıdır
birkaç yıl boyunca, başka ülkelerden aldığı borçlarla ayakta durabildi Bu sırada, parçalanmış AvusturyaMacaristan İmparatorluğu' nun Almanca konuşan halkı Almanya ile birleşme isteğinde bulundu Avusturya hükümeti bu isteği kabul etmedi 1930'larda Avusturya doğumlu Hitler ve öncülük ettiği Nazizm' in yükselişi sırasında Avusturya'nın, Almanya'nın bir parçası olduğu savı yinelendi Bir hükümet darbesi ve ayaklanma girişimleriyle Avusturya Başbakanı Engelbert Dollfuss'un öldürülmesinden sonra, 1938'de Hitler ve ordusu Avusturya'yı işgal ederek Almanya' nın bir eyaleti durumuna getirdi
İşte bu nedenle Avusturya, II Dünya Savaşı'na Almanya'nın yanında katıldı Ülke savaştan çok zarar gördü; savaşın sonuna doğru bir yandan batılı Müttefikler'in öte yandan da SSCB ordusunun Avusturya'yı işgal etmeleri sonucu, ülkenin bir bölümü yıkıma uğradı Yaklaşık 160 bin Avusturyalı savaşta yaşamını yitirdi
1945'te Almanya'nın yenilmesi sonucu Avusturya, Almanya'dan ayrıldı Ülkeleri, ABD, İngiltere, Fransa ve SSCB birlikleri tarafından işgal edilmiş dört bölgeye ayrılan Avusturyalılar, savaştan sonra çok zor yıllar geçirdiler Ülke yavaş yavaş savaşta aldığı yaralarını sardı, kendini toparladı Sonunda 1955'te tüm yabancı birliklerin ülke topraklarından çekilmesi kabul edildi Avusturya 1938'de çizilen sınırları içinde bağımsız bir cumhuriyet oldu Avusturya parlamentosu, ülkenin sürekli yansızlığını ilan eden bir de yasa çıkardı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|