Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edebi, sanatlar

Edebi Sanatlar

Eski 04-28-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Edebi Sanatlar



Anlama renk katmak, anlamı güzel ve etkili kılmak, zenginleştirmek amacıyla”şiirlerde ve düzyazı türlerinde kullanılan söz sanatlarıdır Günümüz edebiyatlarında sözü etkili kılmanın bir aracı olan bu sanatlar, Divan edebiyatında ustalığın temel ölçütlerinden biri sayılmıştırBiz bunlardan, günümüz edebiyatında da kullanılanları, dolayısıyla da sınavlarda karşımıza çıkabilecek olanları tanıyacağız Edebi sanatları üç ana kümede inceleyebiliriz: A) MECAZ ANLAMA DAYALI SANATLAR Mecaz (Değişmece)
Mecaz-ı Mürsel (Düzdeğişmece)
Teşbih (Benzetme)
İstiare (Eğretileme)
Kinaye (Değinmece)
Teşhis (Kişileştirme)
İntak (Konuşturma)
Tariz (İğneleme)
B) GERÇEK ANLAMA DAYALI SANATLAR Tezat (Karşıtlık)
Tevriye (İki anlamlılık)
Mübalağa (Abartma)
Hüsn-i talil (Güzel neden bulma)
Tenasüp (Uygunluk)
Tecahül-I arif (Bilmezlikten gelme)
İstifham (Soru sorma)
Terdit (Şaşırtma)
Telmih (Anımsatma)
Leff ü neşr (Sıralı açıklama)
Tedriç (Dereceleme)
Tekrir (Yineleme)
Rücu (Geriye dönüş)
Irsâl-i mesel (Atasözü söyleme)
Kat (Kesme)
C) SÖZE (SESE) DAYALI SANATLAR: Cinas (Sesteşlik), Seci (Içuyak), İştikak (Türetme), Akis (Çaprazlama), krostiş, Lebdeğmez (Dudakdeğmez), Aliterasyon (Ses Yinelenmesi) Yukarıda sınıflaması yapılan sanatlar yüzyıllardan beri edebiyat eserlerinde kullanılmış, kimi zaman bunlar anlatımın bir aracı değil, amacı durumuna gelmiştir Özellikle, Divan şiirinde bu sanatların çok yoğun ve karmaşık biçimde kullanıldığını görüyoruz
Bugün de konuşmalarımızda, gazete ve dergi yazılarında, sanatsal eserlerde duygu ve düşüncelerin, haberlerin, istek ve özlemlerin daha iyi, açık ve somut biçimde; kimi zaman daha süslü ve gösterişli olması için edebi sanatların bir kısmına başvuruyoruz
Edebi sanatların en çok kullanılanları aşağıda sıralanmıştır:
  • → Edebi Sanatlar
  • Mecaz (Değişmece) Sanatı
  • Mecaz-ı Mürsel
  • Benzetme (Teşbih) Sanatı
  • İstiare (Eğretileme) Sanatı
  • Kinaye (Değinmece) Sanatı
  • Teşhis (Kişileştirme) Sanatı
  • Konuşturmaca (intak) Sanatı
  • Tariz (iğneleme-sitem) Sanatı
  • Tezat (Karşıtlık) Sanatı
  • Mübalağa (Abartma) Sanatı
  • Hüsn-i Talil (Güzel Nedene Bağlama) Sanatı
  • Tenasüp (Uygunluk) Sanatı
  • Tecahül-i Arif
  • İstifham (Soru Sorma) Sanatı
  • Terdit (Şaşırtma) Sanatı
  • Telmih (Anımsatma) Sanatı
  • Leff ü Neşr Sanatı
  • Tedric (Dereceleme) Sanatı
  • Tekrir (Yineleme) Sanatı
  • Rücu (Geriye Dönüş) Sanatı
  • İrsal-ı Mesel (Atasözü Söyleme) Sanatı
  • Cinas (Sesteşlik) Sanatı
  • Seci (iç uyak) Sanatı
  • İştikak (Türetme) Sanatı
  • Akis (Yansıma) Sanatı
  • Akrostiş Sanatı
  • Leb Değmez (Dudak Değmez) Sanatı
  • Aliterasyon Sanatı
  • Tevriye Sanatı

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Edebi Sanatlar

Eski 06-01-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Edebi Sanatlar



EDEBİ SANATLAR
EDEBİ SANATLAR
Sözü etkili hale getirmek için değişik anlam çağrışımları ya da ses benzerlikleri kullanılır Şair ne kadar ince bir anlam, ne kadar hoş bir ses bulursa, şiiri o denli güçlü olur İşte şiirde, az da olsa düzyazıda, bu tür söz hünerleri edebi sanatları oluşturur
Şimdi bu sanatların önemlilerini görelim

BENZETME (TEŞBİH)
Aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki kavram ya da varlıktan birinin diğerine benzetilmesiyle yapılan sanattır Sadece şiirde değil düzyazıda hatta konuşma dilinde bile çok kullanılır
Bir benzetmede dört unsur bulunur: Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı
Arslan
Kendisine
Benzetilen
gibi
Benzetme
Edatı
güçlü
Benzetme
Yönü
askerler
Benzeyen
cepheden cepheye koşuyorlar
Yukarıda benzetmenin unsurlarının nasıl sıralandığı görülüyor
Elbette her benzetmede bu unsurların tümü bulunmaz Eğer sadece benzeyen ve kendisine benzetilen kullanılırsa, benzetmeye “teşbih-i beliğ” (en güzel benzetme) denir
Zeytin
Kendisine
Benzetilen
gözlüm sana meylim nedendir
Benzeyen
dizesinde “göz”, “zeytin”e benzetilmiş ancak benzetme yönü ve benzetme edatı kullanılmamış
Eğer kendisine benzetilen ya da benzeyenden biri eksik olursa, istiare sanatları ortaya çıkar Bunu iki grupta inceleyelim

1 Açık İstiare
Benzetme unsurlarından sadece kendisine benzetilenle yapılır
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi
dizesindeki “arslan” sözcüğünün askerleri ifade ettiği bellidir Eğer biz benzetmenin bütün unsurlarını söylersek, yani “arslanlar” yerine “arslan gibi güçlü askerler” dersek ilk örnekte gösterdiğimiz gibi “arslanlar” sözünün kendisine benzetilen olduğunu görebiliriz

2 Kapalı İstiare
Benzetme unsurlarından benzeyen ve benzetme yönüyle yapılır
Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda
Yanan alnım duvarda, sönen gözlerim camda
dizelerinin ikincisinde altı çizili sözlerde kapalı istiare vardır Çünkü alnın yanması, gözlerin sönmesi bir benzetmenin olduğunu hissettiriyor Yanmak ateşe ait bir özelliktir; sönmek de öyle Buna göre biz benzetmenin unsurlarını açık olarak yazsak
"Ateş
Kendisine
Benzetilen
gibi
Benzetme
Edatı
yanan
Benzetme
Yönü
alnım
Benzeyen
Görüldüğü gibi şiirde kendisine benzetilen ve benzetme edatı yoktur
Sadece benzeyen ve benzetme yönü vardır Öyleyse sanat, kapalı istiaredir

3 Temsili İstiare
Kendisine benzetilen ve benzetme yönüyle yapılan benzetmelerdir Bunlarda benzeyenin anlatılmak istenen birçok özelliği kendisine benzetilenin özelliği olarak sıralanır
Hani bir gün seninle Topkapı’dan
Geliyorduk yol üstü bir meydan
Bir çınar gördük enli, boylu, vakur
Bir çınar hiç eğilmemiş mağrur
Koca bir gövde belki altı asır
Belki ondan da fazla, dalgın, ağır
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş
Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş

Yukarıdaki dizelerde Osmanlı, bir çınara benzetilmiş ancak Osmanlı hiç söylenmemiş, çınarın özellikleriyle hissettirilmiştir

MECAZ-I MÜRSEL
Bir sözü, benzetme amacı gütmeden, başka bir söz yerine kullanma sanatıdır Genellikle bütünün, bir parçası söylenerek tümü çağrıştırılır Örneğin;
“Bu söze bütün sınıf güldü” cümlesinde “sınıf” sözü “sınıftaki öğrenciler” anlamındadır Benzetme amacı yok, çağrıştırma var
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun
dizelerinde “dudak” ve “göz” sözcükleri aslında kişiyi ifade eder

KİŞİLEŞTİRME (TEŞHİS)
İnsan dışındaki varlıklara insana özgü, insanın yapabileceği davranışları yaptırma sanatıdır
Akisler silinir bir bir denizden
Gece eşya uyur ve ruh uyanır
dizelerinde insana ait olan “uyumak”, “uyanmak” eylemlerini “gece” yapmıştır
Ay, suda bestelerken en güzel şarkısını
Küreklerim de suya en derin şiiri yazdı
dizelerinde de “ay” ve “kürekler” teşhis edilmiştir

İNTAK
İnsan dışındaki varlıkları konuşturma sanatıdır
Sabahleyin kozasından bakan gelincikler
Sorar bu dünyaya:
- Ne istersin?
Kanatlanıp uçalım mı?
Çiçek olup açalım mı?
Bu şiirde gelincik konuşturulduğu için intak yapılmıştır
İntak sanatının olduğu her yerde teşhis doğal olarak vardır

KİNAYE
Bir sözün gerçek anlamını söyleyip mecaz anlamını çağrıştırma sanatıdır Bu sanatta sözün gerçek anlamı da söylenmiş olabilir Ancak asıl kastedilen, geçerli olan mecaz anlamdır
Bulmadım dünyada gönüle mekan
Nerde bir gül bitse etrafı diken
dizelerinde son dizede kinaye yapılmıştır Çünkü; gerçekten gülün olduğu yerde, mutlaka dikenler de vardır Ancak burada asıl söylenmek istenen “nerde iyilik olsa çevresinde mutlaka kötülük de olur” anlamıdır Yani dizede söylenen gerçek anlamın ardında bir mecaz anlam vardır Buna kinaye denir

TEZAT
Anlamca birbirlerine karşıt olan durumların fikirlerin bir arada kullanılması sanatıdır
Seni her zaman düşündüm
Biliyorum güzelsin
Ama ne tanıdım
Ne gördüm
Bu şiirde hem “biliyorum” denmesi, hem de “ne tanıdım ne gördüm” denmesi tezat oluşturmuştur

TELMİH
Söz arasında bir olayı, bir atasözünü, bir fıkrayı hatırlatma sanatıdır Hatırlatılmak istenen şey hakkında ipucu olabilecek bazı özellikler verilir
Şeb-i yeldada uzar fecre kadar kıssa-i aşk
Ta ki Mecnun bitirir nutkunu Leyla söyler
Bu dizelerde geçen “Leyla” ve “Mecnun” sözleri aynı adlı hikayeyi çağrıştırıyor Dolayısıyla telmih yapılmıştır

HÜSN-İ TÂLİL
Bir olgunun gerçek nedeni bilindiği halde onu başka bir nedenden oluyormuş gibi gösterme sanatıdır Sanatçı gerçek sebebi inkar ederek yerine heyecanına uygun bir neden gösterir
Ateşten kızaran bir gül arar da
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi
dizelerine baktığımızda şair, çoban çeşmesi adını verdiği derenin akışının nedenini “ateşten kızaran bir gülü aramak” olarak söylemiştir Oysa derenin akmasıyla gül araması arasında gerçekte bir ilgi yoktur Bu nedeni şair kendisi kurmuştur

TECAHÜL-İ ARİF
Bilinen bir şeyi, bir anlam inceliği oluşturmak için bilmiyor görünme sanatıdır
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var
Benim mi Allah’ım bir çizgili yüz
dizelerini incelediğimizde, şairin, şakaklarındaki beyazlıkların, saçları olduğunu bildiği halde bilmezden geldiğini görüyoruz İkinci dizede de kendi yüzünü tanıdığı halde “benim mi” diye sormuş ve bilmezden gelmiş
Bunu hüsn-i tâlille karıştırmayalım Hüsn-i tâlilde şair bilmezden gelmez, kesinlikle başka bir nedene bağlar Örneğin yukarıdaki dizeyi “Şakaklarıma kar yağdığı için saçlarım beyaz” şeklinde söyleseydik, gerçek dışı bir nedene bağladığımızdan hüsn-i tâlil yapmış olacaktık

LEFFÜ NEŞR
Birinci dizede söylenen sözlerle ilgili olarak ikinci dizede bazı sözlerin bir sıra gözetilerek anlatılmasıdır
Gönlümde ateştin gözümde yaştın
Ne diye tutuştun ne diye taştın
dizelerine baktığımızda birinci dizedeki “ateş” ve “yaş” sözcüklerinin anlamıyla ilgili olarak ikinci dizede “tutuştun” ve “taştın” sözcükleri verilmiş, ilgili sözcüklerin alt alta geldiğini görüyoruz

CİNAS
Şiirde yazılışları aynı, anlamları farklı sözlerin bir arada kullanılmasıyla oluşan sanattır Cinaslı kafiyede bunu görmüştük
Söylerken o sözleri kızardı
Hem hazzeder ah hem kızardı
dizelerindeki altı çizili sözcüklere baktığımızda birinci dizedeki “kızardı” sözünün rengin kızarması, ikinci dizedekinin ise sinirlenmek anlamında olduğunu görüyoruz Yazılışları aynı anlamları farklı bu sözler cinas oluşturmuştur

TEVRİYE
Birkaç anlamı olan bir kelimenin, iki ya da daha fazla anlama gelecek şekilde kullanılması sanatıdır Bu anlamların tümü de gerçektir Bu yönüyle kinayeden ayrılır; çünkü kinayede mecaz anlam çağrıştırılır
Ulusun, korkma nasıl böyle bir imanı boğar
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar
dizelerindeki “ulusun” sözü hem yücesin, asilsin anlamına gelmiş, hem de “bir köpek gibi ses çıkarsın” anlamında kullanılmış Bu anlamların ikisi de gerçektir

TARİZ
Bir kişiyi, olayı ya da durumu alaylı yoldan, iğneleyici bir dille eleştirme sanatıdır
Yiyin efendiler yiyin bu han-ı yağma sizin
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin
dizelerinde devlet malını yiyip bitirenlerin eleştirildiği görülüyor; dolayısıyla tariz yapılmıştır

MÜBALAĞA (ABARTMA)
Bir durumu olduğundan çok büyük ya da çok küçük gösterme sanatıdır
Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken
Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken
dizelerinde şair, sevgilisinin yüzünün parlaklığının güneşten daha çok olduğunu söyleyerek hatta “güneşi uzak bir yıldız” olarak görerek, durumu abartmıştır

TEKRİR
Anlamı kuvvetlendirmek için bir veya birkaç kelimenin dizelerde tekrarlanmasıdır
Sanki siyah, simsiyah teller içinde
Sanki simsiyah kovuklarda yaşadık biz
Sanki hiç görmedik birbirimizi
Sanki hiç tanışmadık
Dizelerde altı çizili sözcük tekrir sanatını oluşturmuştur

TENASÜP
Aralarında anlam ilgisi bulunan sözleri bir sıra gözetmeksizin bir arada kullanma sanatıdır
Gün bitti ağaçta neşe söndü
Yaprak ateş oldu kuş da yakut
Yaprakla kuşun parıltısından
Havzın suyu erguvane döndü
dizelerinde ağaç, yaprak, kuş, havuz gibi bahçede bulunan şeyler sıralanmıştır

SECİ
Düzyazıda kafiyeli sözcüklerin kullanılması sanatıdır
İlahi! Bekaa isteyen candan vücud afetlerini sen def et! Dirlik uman gönülden varlık hicabını sen ref et! Can sırrın isteyene şer yolunu tarik et! Yokluk yoluna gidene tevfikini refik et!
Bu yazıda altı çizili sözler birbiriyle kafiyelidir Düzyazıda kafiye kullanılması ise seci sanatı oluşturur

ALLİTERASYON
Şiirde aynı sesin fazla kullanılmasından kaynaklanan ses sanatıdır
Eylülde melûl oldu gönül soldu da lale
Bir kaküle meyletti gönül geldi bu hale
Bu dizelerde “l” sesinin çok kullanıldığı görülüyor Öyleyse burada bu sesle alliterasyon yapılmıştır

NİDA
Seslenme sanatıdır Şiirde “ey” gibi ünlemlerle ifade edilir Ancak ünlem bildiren sözcük olmadan da nida sanatı yapılabilir
Ey bu toprakları için toprağa düşmüş asker
dizesinde altı çizili sözle nida sanatı yapılmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Edebi Sanatlar

Eski 06-15-2009   #3
ysnkrks
Varsayılan

Cevap : Edebi Sanatlar



Paylaşım için Teşekkürler
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.