Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kavimleri, kırım

Kırım Kavimleri

Eski 06-12-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Kırım Kavimleri



Karadeniz’in kuzeyinde tarih boyunca, jeopolitik önemini


koruyan Kırım’ın bilinen en eski sakinleri, MÖ XI Yüzyıldan itibaren
Kırım’a gelerek yerleşyen Tavrlar ve bir İranî kavim olan Kimmerlerdir
MÖ VII Yüzyılda doğudan gelen İskitler Kırım’ı 1000 yıla yakın
bir süre hakimiyetine almışlardır Kırım, MÖ II Yüzyılda Sarmatlar ve
Alanların, MS III Yüzyılda ise Germen menşeli Gotların istilasına
uğramıştır Kırım’ın konumu ve ticari önemi başta Miletliler olmak
üzere Yunanlıları daha sonraları da Roma, Bizans ve İtalyanları da
cezbetmiş ve bunlar Kırım sahillerinde koloniler kurmuşlardır
Kırım asırlar boyunca en önemli ticaret bölgelerinden biri olmuştur
Esas itibariyle göçebe olan Hunlar, Kırım’a ilk gelen Türk kavmidir
Hunlar, MS IV Yüzyılda Kırım’ı ele geçirmişler fakat kalıcı bir iz
bırakamamışlardır Sonraki dönemlerde Köktürkler, Onogurlar ve
Kuturgurlar da bu güzel yarımadaya gelmişlerdir MS VII yüzyılda
Hazar Türkleri Kırım’a hakim olmuşlardır Hazarlar, İdil (Volga) ile
Kafkaslar arasında büyük bir İmparatorluk kuran ve Musevî dinine mensup
bir Türk hanedanı ile İslam, Hristiyan ve Göktanrı dinlerine mensup
tebaadan oluşuyordu

Yine bir Türk kavimi olan Peçenekler, Karadeniz’in kuzeyini
ele geçirerek Balkanlara doğru sarkmışlar ve bunların büyük bir kolu da
X Yüzyılın başlarında Kırım’a yerleşmişlerdirKırım’ın etnik ve kültürel
yapısında en derin tesiri yapan ve en güçlü mirası bırakan Türk kavmi
olan Kıpçaklar, aynı yüzyılın sonlarında Peçenekler’i mağlup ederek
stepleri ve Kırım’ı ele geçirerek, iki yüzyılı aşkın bir süre buraların
hakimi olmuşlardır Kıpçakların zengin kültürel mirasının pek çok izleri
bugün dahi bütün canlılığı ile Kırım Tatarlarınca yaşatılmaktadır
XI Yüzyılın sonlarına kadar Kırım'daki Türk halkların çoğunluğu
İslamiyet’i kabul etmişlerdi

Kırım’daki İslam varlığı Anadolu Selçuklularının Sudak ve
çevresini 1220’lerde bir süre için ele geçirmeleri ve Kıpçakların
Müslüman ülkeleriyle sıkı ilişkileri sayesinde daha da güçlenmiştir
XII Yüzyıl başlarında en kudretli devrini yaşamış olan Anadolu Selçuklu
Devleti’nden Kırım’a ticaret yapmak maksadıyla pek çok Türk tüccarı
gelmiştir İlk Selçuklu -Kırım münasebeti Emir Hüsameddin Çoban’ın 1221
yılında yaptığı Kırım seferi ile başlamıştır

Cengiz’in orduları 1223’de bütün Kıpçak steplerini Rusya Ukrayna
ve Kırım’ı hakimiyetlerine almışlardı Ancak kısa süre sonra Cengiz
İmparatorluğu parçalandı ve bu muazzam devletin batısında Altın Ordu
imparatorluğu ortaya çıkmıştır

Altın Ordu hakimiyeti Kirım’ın etnik, dini ve siyasi geleceğini
kesin olarak belirlemiş ve Kırım’ın tamamen İslâmlaşmasını ve Türkleşmesini
sağlamıştır 1357 ve peşi sıra gelen yıllarda Timur akınları yüzünden
Altın Orda Devleti bölünerek ortaya Kırım, Kazan, Sibir, Astrahan hanlıkları
ile Nogay Ordusu çıkmıştır 15 Yüzyılın ilk yarısında Kırım, müstakil
Hanlığı’nı ilan etmiştir

Kırım Hanlığı’nın kurucusu Hacı Geray’dır Hacı Geray,
Cengiz soyundan gelen bir Altın Orda prensi idi Çağında dünyanın en
kuvvetli devleti olan Altın Orda İmparatorluğu 14Yüzyıl sonlarında
zayıflayıp taht kavgaları baş gösterince, Hacı Geray, Altın Ordu tahtı
üzerindeki hak iddiasından vazgeçmeksizin 1428 yılı civarında kendisini
Kırım Hanı ilân etti Böylelikle bilfiil Kırım Hanlığını kuran Hacı Geray,
Hanlığın ilk parasını da 1441-42 yıllarında Solhat şehrinde bastırttı
Başşehir olarak Bahçesaray seçildi Hacı Geray’ın soyundan gelenler
“Geray”hanedanı adıyla Hanlığın sonuna kadar yaklaşık 350 yıl boyunca
tahtın sahipleri oldular

Osmanlılar ile Kırım Hanlığı ilişkilerine gelince ;Kefe’deki
Tatar büyüklerinden bazıları, bilhassa Eminek Bey (Mirza), Cenevizlilerin
Kefe’den ve Kırım'dan atılmaları için, Osmanlı padişahı ve İstanbul
fatihi Sultan Mehmed'e mektuplar yazarak, Osmanlı donanmasını Kefe’nin
zaptı ve Kırım Hanlığı’nı da zapt-u rapt altına koymasını ricaya başladı
Zaten İstanbul’un Türkler tarafından alınmasını müteakip, Anadolu
sahillerindeki Ceneviz kolonilerine de birer birer son verilmişti
Bu defa sıranın Kefe’ye geldiği de aşikardı Bunun üzerine Fatih
Sultan Mehmet Han, 1475 İlkbaharında Gedik Ahmed Paşa kumandasında büyük
bir Osmanlı donanmasını Kırım'a yolladı Kefe’nin Osmanlılar tarafından
alınmasından sonra Gedik Ahmed Paşa tarafından , Kırım Hanının Hanlık
hakları tanınmış ve aralarında yapılan antlaşma gereği; Cenevizlilere ait
şehirler, başta Kefe, Azak, Taman, Osmanlıların idaresinde kalacak ve Kırım
Han’ı da, devlet-i aliyye’nin “dostuna dost, düşmanına düşman “ olacaktı
Kırım Han’ı Mengli Geray’ın buna göre Osmanlı padişahına sefer esnasında
yardım etmesi gerekmekte idi Buna karşı Osmanlı padişahı da Mengli Geray'ı
Kırım tahtında tutmayı ve desteklemeyi taahhüt ediyordu Kefe’nin zaptından
az sonra Azak (Tana) ve diğer kolonilerde Osmanlılar tarafından ele
geçirilince, Kırım’ın güney sahili, Kerç Boğazı’nın her iki kıyısı ve Azak
şehri çevresindeki belli bir saha Osmanlı Devleti’nin hükmü altına girdi ve,
Kırım Hanlığıda Osmanlı Devletine bazı şartlar altında bağlanmış oldu
Bu suretle, 1475 ilkbaharından itibaren Kırım Hanlığı bakımından çok büyük
bir değişiklik hasıl oldu: Şimdiye kadar Kırım’ın içişlerine karışan ve
aynı zamanda tehlike dahi teşkil eden Hristiyan-Cenevizlilerin Kefe’de ve
diğer şehirlerdeki hakimiyetlerine son verildi Ve Onların yerine devrin en
büyük devleti olan ve İslam Dünyasının önderliğini eline alan
Osmanlı Padişahının hükmü kaim olduAyrıca bu bağlanış ile Kırım Hanlığının
devam etmesi garanti altına konduğu gibi, Kırım’ın ekonomik ve bilhassa
Kültür gelişmesi bakımından da büyük faydaları oldu

Kırım Hanlığı'nın Osmanlı Devletine bağlanmasının en mühim neticesi
ise siyasidir Şöyle ki, Kırım’da istikrar sağlanmış ve han oğulları arasında
sürüp giden iç mücadelelerin önü büyük ölçüde alınmıştır Bununla Kırım Hanlığı
asayişe kavuşmuş ve Cengiz soyundan “Geray’lar” sülalesinin idaresinde bu
hanlıkta XVIII Yüzyıl sonlarına kadar devam edip gitmiştir Halbuki
Osmanlı himayesinden mahrum kalan ve kendi mukadderatları ile baş başa
bırakılan Altın Ordu artığı diğer hanlıklar (Kazan Hanlığı, Hacıtarhan
Hanlığı, Kasım Hanlığı ve Nogay Ordası) birer birer Rusya tarafından
yutulmuşlardır

Kırım Hanlığı, ilk defa 1484’te Sultan 2Beyazıt’ın
Akkerman Seferi’ne katılarak Osmanlı İmparatorluğu ile işbirliği yapmıştır
Yavuz Sultan Selim’e kızını vermiş olan Mengli Geray, ona askeri destek
sağlayarak tahta geçmesine yardım etmiştir Bundan sonra Hanlıkları
Osmanlı Sultanı’nın özel fermanı ile tasdik olunmuştur

1552’de Korkunç namıyla bilinen IV İvan, Kazan ve 1556’da
Hacıtarhan Hanlığı’nı işgal ederek Rusya’ya bağlamıştır Bu hadiseden
sonraki yüzyıllarda, Hristiyanlaştırma ve Ruslaştırma politikaları
uygulanmıştır Kazan’ın işgaline karşılık 1571'de Devlet Geray Han
Moskova’yı tahrip etmiştir Bu arada II Viyana Kuşatmasına değinmek
gerekiyorÇünkü Kırım Hanına bağlı güçlerin yeterli gayreti
göstermemeleri bozgun nedeni olarak belirtilerek Kırım kuvvetleri
haksız bir şekilde karalanmak istenmişlerdir Bu savaşta Kırım atlıları
Avusturya’nın içlerine kadar baskınlar düzenlemişler ele geçirdikleri
düşman askerleri sayesinde çok önemli istihbarat bilgileri elde ederek ,
tedbirler alınmasını sağlamışlardır Fakat Murat Geray Han’ın, Jan Sobieski
kumandasındaki Leh kuvvetlerine karşı istenen mukavemeti yapmadığı
öne sürülmüş, Han Murat Geray azledilerek yerine Hacı Geray getirilmiştir
Mamafih Murat Geray’a karşı yöneltilen bu kabil ithamların haksız olduğu
anlaşılıyor Viyana bozgunundan Kırım Hanını sorumlu tutmak için elde yeter
derecede deliller yoktur Zaten savaş sonrası muharebeyi kısa sürede
bozularak terkeden ve geri çekilen Vezir Koca Arnavut İbrahim Paşa bozgunun
en önemli sorumlusu sayılarak sorgulanmış ve "Savaş alanını erkenden
terkedip ordunun moralini bozduğu ve yenilgiye kapı açtığı " gerekçesiyle
boğdurulmuştur

Özellikle Silahtar Mehmet Ağa'nın vesikaları incelendiğinde;
Kırım Hanı'nın , Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 'yı düşman karşısında
uyarmasından, Paşa'ya yaptığı tekliflerden, bahsedilmekte ve bu tekliflerin
Paşa tarafından dikkate alınmadığı ve üstelik Kırım Tatarlarını aşağılayıcı
ifadeler kullandığından bahisle, Han ile Sadrazam'ın aralarının bozuk olduğu
vurgulanmakta ve belkide bu nedenle bozgunun Kırım kuvvetlerine fatura
edildiği sanılmaktadır Nitekim bozgun sonrası dönüş yolunda Han, Paşa ile
anlaşamamasının sonucu olarak, Kırım Hanlığı görevinden alınıp yerine
Hacı Geray atanmış vezirliğine de önceki Han'ın da veziri olan Bahadır Ağa
yeniden getirilmiştir Görevden alınan Han'a yıllık 4 pul akça bağlanmıştır

Kırım Hanlığının zaman içerisinde Osmanlıya paralel olarak
güçsüzleşmesi sonucu, Ruslar 1736’da Kırım’a girerek Bahçesaray’da
iki bin evi ve Hansaray’ı yakmıştır Bu münasebetle şehirdeki bir çok
sanat ve kültür eserleri harap olmuş, kütüphanelerdeki kıymetli el
yazmaları yok edilmiştir Rusların, Rum ve Ermeni Kiliselerini de yağma
ettikleri ve yıktıkları göz önünde tutulursa, Rus “Vahşeti” nin derecesi
hakkında kolayca bir hükme varılabilir Bu Rus tahribatından sonra
Bahçesaray bir daha eski haline getirilememiştir

Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında 1774 yılında imzalanan
Küçük Kaynarca antlaşması ile Kırım Hanlığı Osmanlı himayesinden çıkmıştır
1783’te Rusya’nın işgaline maruz kalan Kırım Tatarları’nın esaret yılları
böylece başlamıştır Kırım’ın kaybedilmesinin Osmanlı İmparatorluğunda
tesirleri çok büyük oldu Çünkü ilk defa Müslüman bir tebanın yaşadığı yer
kaybediliyordu

Ruslar’ın Kırım Tatarlarına uyguladıkları baskı ve imha
politikaları Kırım Tatarları’nı Osmanlı İmparatorluğu sınırları
içerisindeki başka bölgelere göçe zorlamıştır Göçlerin büyük çoğunluğu
dalgalar halinde Türkiye’ye, Romanya’ya, Bulgaristan’a yapılmıştır
En büyük göç dalgaları, 1792, 1860-63, 1874-75, 1891-1902 senelere arasında
olmuştur Bu göçler, Rusya’nın, Kırım’daki Kırım Tatar nüfusunu azaltma
politikasını gerçekleştirmesine sebep olmuştur 1783’te Kırım’daki Türk
nüfus %98 iken 1897’deki nüfus sayımına göre Türk nüfus % 35’e düşmüştür
Kırım Türkleri bu göç sırasında yollarda büyük kayıplar vermiştir

Vatan Kırım’da kalan Kırım Tatarları bu esaretten Bolşevik
ihtilalinin yarattığı karmaşadan istifade ederek kısa bir süre içinde olsa
kurtulmuşlar ve yapılan seçimlerde Kırım Tatar halkının vekilleri
belirlenmiştir 9 Aralık 1917’de Kırım Tatar Millî Kurultayı toplanmıştır
Kurultay, 26 Aralık 1917’de Kırım Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan
etmiş ancak Akyar'da (Sevastopol) üstlenen Bolşevik denizciler Kırım
Tatarlarına saldırarak Kırım Müftüsü ve Kırım Hükûmeti Başkanı Noman Çelebi
Cihan’ı tutuklayarak 23 Şubat 1918’de Akyar’da şehit etmişlerdir

Kırım Tatar Millî Kurultayı 1918 yılı Mayıs ayında yeniden
toplanmış, Süleyman Sülkeviç başkanlığında yeni Kırım Bölge Hükûmeti
Haziran ayında kurulmuştur Kırım 1918-1920 arasında "Beyaz" Rus ordusu
ve Bolşevikler arasında üç defa el değiştirdikten sonra Kasım 1920'de
nihaî olarak Bolşeviklerin hakimiyetine girdi 18 Ekim 1921’de
Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilan edilerek Veli İbrahim bu
cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı seçildi

1927 yılından sonra Sovyet rejimi gerçek yüzünü göstermeye
başlamış, Kırım’daki Kırım Tatar aydınları katledilmiştir Başlatılan
din aleyhtarı kampanya ile de binlerce Müslüman Kırım Tatar aydını
Sibirya ve Urallar’a sürülmüştür Rejimin politikalarının yol açtığı
açlıklarda yüz binlerce insan hayatını kaybetti Ülkenin bütün tahıl ve
yiyecek maddeleri toplanarak Kırım dışına çıkarılmıştır Halk korkunç bir
açlıkla karşı karşıya bırakılmıştır Binlerce Kırım Tatarı açlıktan
hayatını kaybetmiştir 1936-38 döneminde ise toplumun bütün kesimlerinde
hissedilen kitle terörü başlatılmıştır 1941 yılında Alman orduları Kırım’ı
işgal etmiştir 8 Nisan 1944 yılında Kırım’a Rus hücumu başlamıştır
18 Nisan’dan sonra Kırım’ın bütün bölgeleri Ruslar’ın eline geçmiş ve
18 Mayıs 1944 yılında Kırım Tatarları topluca Vatan Kırım’dan sürgün
edilmişlerdir

Sovyet Hükümeti, 431945 tarihinde aldığı ve 2561945 yılında
yayınladığı Kararname ile Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetini
ortadan kaldırarak, Kırım oblası (Sovyet idarî sisteminde bir nevi eyalet)
statüsüne getirilerek, yine Rusya’ya bağlı bırakılmıştır Daha sonra Nikita
Hruşçov, Ukrayna'nın "Rusya'ya katılmasının" 350 yıldönümü gerekçesiyle
Kırım Oblastı’nı Rusya’dan alarak Ukrayna’ya bağlamıştır

Kırım Tatarlarının sürgün edilmesinden sonra Rus göçmenlerin
iskanına hız verilerek Kırım, Rusların ezici bir çoğunlukla yaşadığı yer
haline getirilmiştir

Kırım Tatarlarının Vatan Kırım’a dönme ve milli haklarını
yeniden elde etme mücadeleleri neticesinde Sovyet Hükümeti 5 Eylül 1967
yılında yayınladığı bir Kararname ile Kırım Tatarlarına haksızlık
yapıldığını kabul etmiştir Ancak Kararname, dolaylı bir şekilde Kırım’ın
Tatarların olmadığını ifade ediyor ve onlara Vatan Kırım’ın yolunu
açmıyordu Sovyet Hükümeti, Kırım Tatarlarına karşı haksızlık yapılarak
suç işlendiğini ancak 1987 yılında Kırım Tatarlarının Kızıl Meydan'da
bütün dünyayı şaşkına çeviren kitlesel gösterileri neticesinde açıkça
kabul ve ilan etti Kırım Tatarlarının Kırım’a döndürülmelerine razı oldu
ve Kırım Tatar probleminin çözümü için bir devlet komitesi kuruldu
Ancak bu komiteler ve dolayısıyla Sovyet hükümeti Kırım Tatar meselesinin
çözümü için ciddi ve müspet bir adım atmadılar meseleyi sürüncemede
bıraktılar

Kırım Tatar Milli Hareketi Teşebbüs Gurupları 5 Genel
Kongresi’nde Taşkent’de 2 Mayıs 1989 yılında Kırım Tatar Milli Hareketi
Teşkilatı kuruldu ve teşkilat başkanlığına Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu
getirildi Kırım Tatar Milli Hareketi Teşkilatı, 1989 yılı güzünden
itibaren çadır şehirler kurarak Kırım’a göçü hızlandırdı ve Kırım Oblastı
Hakimiyeti üzerinde baskıları arttırdı 1989’da Kırım’da ikamet eden
Kırım Tatar nüfusu 20000 civarında iken, bu sayı 1990 yılı Martında
76499’e 1991 yılı Martında ise 150000 civarına ulaşmıştı
20 Ocak 1991’de Kırım’da referandum yapıldı, referandumda oy kullanan
1441019 seçmenden 1343855’i Kırım Muhtar Sosyalist Cumhuriyetinin
kurulmasına evet dedi Bunun üzerine Ukrayna Yüksek Sovyeti Kırım’ın
tekrar Rusya’ya bağlanmasını önlemek için 12 Şubat 1991’de Ukrayna’ya
bağlı Kırım Muhtar Cumhuriyeti’nin kurulmasını kararlaştırdı
Yeni anayasa hazırlanıp parlamento seçimleri yapılıncaya kadar Kırım
Oblası Şurasının 22 Mart 1991’de yapılan toplantısında, Kırım Yüksek
Sovyeti Seçimleri yapıldı Cumhurbaşkanlığına da Kırım Komünist Partisi
Birinci Sekreteri Nikolay Bagrov getirildi
Kırım Tatarları bu durumu şiddetle protesto ettiler Milli iradelerini
ortaya koymak için Kırım Tatar Milli Hareketi Teşkilatı öncülüğünde
Milli kurultaylarını toplama kararı aldılar Kırım Tatarları, Kırım,
Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kafkasya, Rusya, Ukrayna,
Litvanya, Tataristan, Letonya ve başka Sovyet ülke ve şehirlerinde
demokratik seçimlerini yaparak vekillerini Kırım’a gönderdiler

IIKırım Tatar Millî Kurultayı 26 Haziran 1991’de Akmescit
şehrinde toplandı Kurultay, Kurultayın ana fikri ve prensiplerini
vurgulayan ve Kırım Tatarlarırın kendi kaderlerini belirleyeceklerini
ilan eden 5 maddelik bir “Kırım Tatarlarınına Millî Egemenlik Bildirisi”ni
oybirliği ile kabul etti ve Rusların kontrolündeki Kırım Muhtar Sovyet
Cumhuriyetini tanımadığını ilan etti
Kurultay, aynı zamanda Kırım Tatar halkının en yüksek ve yetkili tek
organı olarak Kırım Tatar Milli Meclisini belirledi ve onun 33 kişilik
üyesini seçti Meclis başkanlığına da Kırım Tatarlarının tanınmış insan
hakları savunucusu ve Milli yolbaşçısı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu seçimle
getirildi O tarihlerde henüz dağılmamış olan ve son günlerini yaşayan
Sovyet yönetiminin yıllardır, halkından kopmuş, halkına zarar veren,
ekstermist olarak suçladığı Kırımoğlu demokratik ilradesiyle Kırım Tatar
halkının yıllardır, gerçek temsilcisi olduklarını göstermiyorlardı
Kırım Yüksek Sovyeti, hazırladığı Anayasa ile Kırım Tatarlarını
görmezlikten geldi Kırım Tatar Milli Meclisi’nin itirazları ve
hazırladığı Anayasa taslağı dikkate alınmadı Bu durum Kırım’da gerginliği
tırmandırdı Bu arada 1 Ekim 1992’de Kırım’daki hakimiyet organları
Kırım’ın gerginliği tırmandırdı Bu organları Kırım’ın eniz kıyısındaki
güzel bir köyündeki Kırım Tatar çadır şehirlerini bastılar Sakinlerini
feci şekilde dövdüler Yapılmakta olan kulübeleri buldozerle yıktılar ve
Kırım Tatarlarının yıllardır biriktirdikleri paralarla aldıkları inşaat
malzemelerini yağmaladılar 27 Kırım Tatarı yaralandı Ve 26 kişi
tutuklandı Kırım’daki hakimiyetin bu tutumu durumu iyice gerginleştirdi
Kırım Tatar Milli Meclisi tutukluların serbest bırakılmasını talep etti
Tutuklu Kırım Tatarları önünde 6 Ekim 1992 günü toplanan binlerce Kırım
Tatarının gösterileri ve polis barikatlarının aşılarak Kırım Yüksek
Sovyeti’ne yürümeleri karşısında Kırım’daki Rusların kontrolündeki hükümet,
geri adım atmak mecburiyetinde kaldı

Kırım Yüksek Sovyeti, 18 Eylül 1993’de yeni seçim kanununu kabul
etti Her zaman olduğu gibi, Kırım’ın gerçek sahipleri Kırım Tatarları bu
kanunda da hiç dikkate alınmadı Kırım Tatarları derhal bu durumu Yüksek
Sovyet önünde düzenledikleri gösterilerle protesto etmeye başladılar
Akmescit şehri etrafındaki ana yolları ve demir yolları kapatıldı
Kırım Tatar Milli Meclisi Kırım Yüksek Sovyeti’nin bu kararını gözden
geçirmeye ve Kırım Tatarları lehine değişiklikler yapmaya çağırdı

Kırım Tatarlarının şiddetli tepkileri ve kararlı tutumları
karşısında Kırım Yüksek Sovyeti 14 Ekim 1993’te toplandı ve seçim
kanununa eklemeler yaparak Kırım Tatarlarına 14 kişilik kota verilmesini
kabul etmek mecburiyetinde kaldı
Son değişikliklerde Kırım Yüksek Sovyet’indeki sandalye sayısı 80’den
98’e yükseltildi 14 yer Kırım Tatarlarına, 1’er yer Rum, Ermeni, Alman
ve Bulgarlara verildi

27 Mart ve 10 Nisan 1994 tarihlerinde iki turlu olarak yapılan
seçimlerde Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın listesinden 14 Kırım Tatarı
parlamentoya girdi İlerleyen zaman içerisinde, Kırım Cumhurbaşkanı
Meşkov ve Kırım Parlamento Başkanı Tsekov arasındaki güç kavgası I,
Rusya Blokunda parçalanmalara yol açtı Bu parçalanmadan en karlı
çıkanlar Kırım Tatarları oldular Bu arada Meşkov’un ve parlamentonun
Kırım’ı Ukrayna’dan ayırmak ve Rusya’ya bağlamak ürüttükleri siyasetin
bir adımı olarak, Kırım’da bağımsızlık referandumuna gitme kararları
üzerine Ukrayna, Kırım anayasasını ve Cumhurbaşkanlığı makamını
17 Mart 1995 tarihinde lağv etti SSCB’nin dağılmasından sonra ilk defa
Ukrayna’nın ilk defa Kırım’la Rusya yanlıları üzerinde sert ve kararlı
tutum takınması, Parlamentodaki dengeleri de etkiledi Meşkov’un
koltuğunu kaybetmesinden sonra Tsekov’u 5 Temmuz 1995’de görevinden
Kırım parlamentosu yerine Yevhen Suprunyuk’u seçti Değişen dengeler
içerisinde Kırım siyasetinde ağırlığını izlediği akıllı politikalarla
günden güne arttıran Kırım Tatar Milli Meclisi ve parlamentodaki
Kırım Tatar millet vekillerinden Refat Çubar Kırım parlamentosu başkan
yardımcılığına, Lenur Arif’de bakanlık statüsündeki Milliyetler Komitesi
başkanlığına seçildi

1991 yılına kadar Kırım’da hemen hiçbir önemli resmi göreve
alınmayan Kırım Türkleri, 13 Ekim 1994 tarihinde AFrançuk başkanlığında
kurulan Kırım Hükümetinde Dr İlmi Ömer’in başbakan yardımcılığına
getirilmesiyle durumlarını daha da güçlendirdiler

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Kırım Kavimleri

Eski 06-13-2009   #2
ysnkrks
Varsayılan

Cevap : Kırım Kavimleri



Paylaşım için Teşekkürler Sayın Şengül
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.