Şengül Şirin
|
Abdera
Abdera
Abdera, Trakya kıyısında Nestos ırmağının ağzı yakınlarında kurulmuş kent Anadolu’nun Kiros yönetimindeki Persler tarafından MÖ 540 dolaylarında işgal edilmesinin ardından İyonya’yı terkeden Miletos halkı, burada bir koloni kurdu ve Trakya’nın iç bölgesiyle canlı bir ticaret gelişltirdi Abdera MÖ 5 yüzyılda Delos birliğinin zengin bir üyesiydi Ancak MÖ 4 yüzyılda Trakya’dan gelen akınlardan büyük zarar gördü ve önemini büyük ölçüde yitirdi Abdera’nın yerinde bugün Yunanistan’ın Avdhira kenti bulunuyor
Christoph Martin Wieland’ın Abderalılar adlı kitabında Abderalılar ve Abdera üzerine yazılmış hiciv öyküleri anlatılır Haldun Taner’de bu kitaptan esinlenerek ‘Eşeğin Gölgesi Davası’nı kaleme almıştır
İşte Abderalılar’dan bazı örnekler:
Bir keresinde, Abdera’ya güzel bir havuz yaptırmaya, onu da şehrin büyük pazarının ortasına yerleştirmeye karar verdiler Masrafları karşılamak üzere hemen bir vergi saldılar, paralar topladılar ve Atina’dan çok meşhur bir heykeltraş getirtip istenen şeyi anlattılar Plana göre, çeşmenin etrafında heykeller yer alacak, deniz tanrısı, sağında solunda deniz perileri, tritonlar ve yunuslar olduğu halde, dört deniz atının çektiği bir arabanın üzerinde görülecek, deniz atlarıyla yunusların burunlarından da sular fışkıracaktı Fakat her şey bitip tamamlandığında görüldü ki, Abdera’da tek bir yunusun burnunu ıslatacak kadar bile su mevcut değildir; fıskıyeler açıldığında da öyle oldu ki, sanki bütün deniz atları ve yunuslar heykelleri kaldırıp Neptun mabedine taşıdılar; bir yabancıya bu heykelleri görmesi tavsiye edildiğinde, mabet bekçisi övgüye değer Abdera şehri adına gayet ciddi bir şekilde, böyle muhteşem bir sanat eserinden “tabiatın fakirliği dolayısıyla” faydalanılamadığını üzüntüyle anlatır dururdu
Bir başka sefer, Abderalılar Praxiteles’in en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilen, fildişinden bir Venüs heykeli satın aldılar Heykelin yüksekliği bir buçuk metre kadardı ve aşk tanrıçasının bir mihrabı üzerine konacaktı Heykel şehre geldiğinde, bütün Abdera halkı Venüslerinin güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi, şunu da ekleyelim,
Abderalılar sanattan çok iyi anladıklarını, güzel sanatları çok sevdiklerini söylerlerdi “Bu heykel, öyle alçak bir yere konulmayacak kadar güzel!” dediler oybirliği ile, “şehrimize böylesine şeref kazandıran, bize de bu kadar çok paraya mal olan böylesine büyük bir eseri ne kadar yükseğe yerleştirirsek azdır; onu öyle bir yere koyalım ki, Abdera’ya giren bir yabancı, ilk bu heykeli görsün” Bu parlak düşünceye uyarak, küçük, zarif heykeli otuz metre yüksekliğinde bir sütunun tepesine oturttular Böylece sütunun tepesindekinin bir Venüs mü, yoksa istiridye içinde bir deniz perisi mi olduğu pek fark edilmiyordu gerçi, ama Abderalılar gene de bütün yabancıları sıkıştırıp, bundan daha mükemmel bir şey olamayacağını itiraf ettiriyorlardı
Bize öyle geliyor ki, bu örnekler, Abderalılara biraz fazla akıllı diyenlerin pek de haksız olmadıklarını göstermeye yeterlidir Fakat onların karakterini en iyi gösteren olay, Justinus’un anlattığı gibi şehirlerinin içinde ve civarında bulunan kurbağaların fevkalâde çoğalmasına karşı bir şey yapamayışları, yerlerini vırak vırak bağıran hemşemrilerine bırakıp,mesele halledilene kadar Makedonya Kralı Kassander’in himayesinde başka bir yere göçmeye mecbur kalışlarıdır
Bu felaket Abderalıların başına habersizden musallat olmamış, aralarındaki bir bilge, çok uzun zaman önce bunun böyle olacağını haber vermişti Bütün hataları, belâye defetmek için başvurdukları yoldaydı, ancak bu, kendilerine hiçbir zaman anlatılamadı Onların Abdera ‘dan göçmelerinden ancak birkaç ay sonra Gerania bölgesinden bir sürü turna kuşu gelip orayı öylesine temizledi ki, Abdera’nın bir mil çevresinde baharı vırak vırak ederek karşılayacak bir tane kurbağa bile kalmadı; bu olay onların gözlerini açabilirdi belki, ama ne çare, geç kalınmıştı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|