Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devletiimparatorluk, dönemidevlet, hititlerhitit, yapısıordudinhukukekonomisanatyazı

Eski 06-13-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan


Hititler-Hitit Devleti-İmparatorluk Dönemi-Devlet Yapısı-Ordu-Din-Hukuk-Ekonomi-Sanat-Yazı


Hititler, Anadolu'ya İÖ yaklaşık 2000 yılında küçük topluluklar halinde gelerek Kızılırmak'ın çizdiği yay içine yerleşen ve büyük bir imparatorluk kuran Hint-Avrupa kökenli bir kavimdir 20 yüzyıla kadar bu halka ilişkin pek az bilgi vardı Ama arkeologların sabırlı çalışmaları sonucunda Babil ve Asur uygarlıklarının en parlak dönemleri öncesinde Hititler'in büyük bir uygarlık kurduğu ortaya çıktı Hititler'in hangi yolla Anadolu'ya geldikleri bilinmemektedir O çağlarda Hatti ülkesi olarak anılan bu topraklarda Hattiler yaşamaktaydı Günümüzde ise eskiden bu bölgede oturanlara Hititler, dillerine de Hititçe denmektedir

Hititler'in Anadolu'ya geldikleri dönemde özellikle Orta Anadolu ile Mezopotamya arasında sıkı bir ticaret ilişkisi vardı Asurlular İÖ 19 ve 18 yüzyıllarda bu bölgenin çeşitli yerlerinde birçok ticaret kolonisi kurmuşlardı Bu sırada Anadolu küçük krallıklara ve beyliklere bölünmüştü Yerleştikleri bölgede yerel krallıkların yönetimlerinde söz sahibi olan Hititler zamanla bütün Anadolu' yu egemenlikleri altına alarak büyük bir imparatorluk kurdular Hitit tarihi genel olarak üç döneme ayrılarak incelenir: Eski Hitit Devleti, imparatorluk dönemi ya da Yeni Hitit Devleti ve Geç Hitit Devletleri




Eski Hitit Devleti


Anadolu'da küçük krallıkların egemenliklerine son vererek merkezi birlik kurmaya yönelik ilk adım Kuşşara Kralı Anitta tarafından atıldı Anitta, Kuşşara'nın sınırlarını genişleterek Neşa (Kaniş) ve Hattuşaş'la birlikte birçok kenti kendine bağladı Neşa kentini başkent yaparak burada kendisi için bir saray ve tanrılar için tapınaklar yaptırdı Anitta'dan sonraki yaklaşık 100 yıllık bir dönem konusunda yeterli bilgi yoktur
İÖ 1680-1650 yıllan arasında hüküm süren Labarna, Hitit Devleti'nin kurucusu olarak kabul edilir Eski Hitit Devleti'nin resmi belgelerinde Labarna'dan ilk kral olarak söz edilmektedir Labarna ülkesinin sınırlarını genişleterek Kızılırmak yayı içindeki birçok kenti ele geçirdi


Labarna'dan sonra Hititler'in başına I Hattuşili (İÖ 1650-1620) geçti Hattuşaş'ı başkent yapan Hattuşili Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye'ye doğru yayılma siyaseti izledi Bugün Hatay ilindeki Tel Açana'da bulunan Alalah'ı ele geçirerek Kuzey Suriye' ye egemen olmak için ilk adımı attı Daha sonra çıktığı Güneybatı Anadolu seferi sırasında fırsattan yararlanmak isteyen Huniler, Hitit topraklarına saldırarak birçok kenti ele geçirdiler Bunun üzerine yeniden Güneydoğu Anadolu'ya yönelerek Hurriler'in üzerine yürüyen I Hattuşili onları Anadolu'dan çıkarmakla yetinmeyip Kuzey Suriye'deki birçok Hurri kentini de egemenliği altına aldı Hititler özellikle Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye seferlerinden büyük ganimetlerle döndüler Hesaplanamayacak kadar altın ve gümüşle çok sayıda köle elde edildi Ama tüm bu başarılara karşın ülke içinde

karışıklıklar yaşandı Taht kavgaları oldu Bu olumsuzlukların da üstesinden gelen I Hattuşili, Hitit Devleti'nin temel düzenini ve komşu ülkelerle ilişkilerinin ilkelerini belirledi I Hattuşili'nin ölümünden sonra Hititler'in başına I Murşil (İÖ 1620-1590) geçti Bu yeni kral da Kuzey Suriye'ye yönelerek Halep kentini aldı Kuzey Suriye'nin fethi Hititler'e Mezopotamya kapılarını da açtı Fırat'ı geçen I Murşil, Babil'i alarak kenti yağmaladı
Çıktığı seferler nedeniyle I Murşil çok uzun süre Hattuşaş'tan uzak kalmıştı Bu süre içinde başkentte saray entrikaları yaygınlık kazandı Sonunda askeri başarılarla dolu Suriye seferinden dönen I Murşil, eniştesi tarafından bir suikast sonucu öldürüldü


I Murşil'in ölümünden sonra kargaşa dönemine giren Hitit Devleti taht kavgaları ve cinayetlerle çalkalandı Ele geçirilen toprakların yitirilmesinin yanı sıra Anadolu içindeki yerel devletler arasında oluşturulan bağlar da koptu Egemenlik alanı iyice daralan Hitit Devleti ilk kuruluş dönemindeki Hattuşaş ve çevresindeki topraklara çekildi İÖ

1525-1500 yılları arasında kral olan Telipinu hanedan içindeki cinayetleri engellemek için yayınladığı bir fermanla Hitit tahtına çıkışların ana ilkelerini belirledi Ayrıca yüksek mahkeme niteliğinde bir soylular meclisi oluşturarak kralın yetkilerini sınırladı


İmparatorluk Dönemi


Hitit tarihinde Telipinu'dan sonraki evreye imparatorluk dönemi ya da Yeni Hitit Devleti adı verilir Bu dönemin ilk kralı II Tuthal-ya'dır (İÖ 1460-1440) I Şuppiluliuma (İÖ 1380-1340) tahta geçinceye kadar Hitit Devle-ti'nde karışıklıklar ve toprak yitirimleri sürdü I Şuppiluliuma ilk iş olarak Anadolu'da Hitit birliğini yeniden sağladı Ardından Suriye'ye yöneldi Mitanniler'le yaptığı ilk savaşı yitir-diyse de daha sonra düzenlediği seferle Mi-tanni başkentini ele geçirerek Suriye'ye girdi Halep'i yeniden Hitit sınırları içine kattı Ama Anadolu'da baş gösteren karışıklıklar nedeniyle başkente dönmek zorunda kaldı


Bundan sonra I Şuppiluliuma Anadolu'da büyük Hitit birliğini yeniden oluşturmak üzere 20 yıl süren bir mücadeleye girdi Kuzey ve kuzeybatı sınırlarını güvenlik altına alıp Kiz-zuvatna'yı Hitit Devleti'ne bağladıktan sonra yeniden Suriye'ye yöneldi Karkamış kentini alarak oğullarını bu kente ve Halep'e kral olarak gönderdi Hitit Devleti'ni güçlü bir imparatorluk durumuna getiren I Şuppiluliuma savaşçılığının yanı sıra büyük bir diplomattı Ele geçirdiği kentlerin yöneticilerini Hititli prenseslerle evlendirerek hem bir barış ortamı, hem de ilerde o kentlerin tahtları üzerinde Hititler'in hak iddia etmelerinin koşullarını yaratmıştı


I Şuppiluliuma'nın ardından II Murşil (İÖ 1339-1306) tahta geçti II Murşil'in küçük yaşta başa geçmesi Hititler'e bağlı krallıkların başkaldırmalarına yol açtıysa da II Murşil bu hareketleri kısa sürede bastırdı Güneybatı Anadolu'daki Arzava'yı ele geçirerek buradaki küçük krallıkları doğrudan Hititler'e bağladı Ayrıca Anadolu'da kendisine bağlı küçük krallıklarla barış antlaşmaları imzaladı
II Murşil'in ölümü üzerine kral olan oğlu Muvatalli (İÖ 1306-1282) birçok devletin bağlı olduğu bir imparatorluk devralmıştı Bu dönemde Hititler ile Mısırlılar arasında Filistin ve Suriye'den ötürü bir rekabet başladı İki ülke arasındaki bu gerginlik İÖ 1292'de Kadeş kenti önlerinde ordularının karşı karşıya gelmesine yol açtı Savaşın başında Hititler savaş arabalarının sağladığı üstünlükle savaşı lehlerine çevirdiler Ama Hititler'in Mısır ordusunu yağmalamaya başlamasından yararlanan Mısır Firavunu II Ramses yedek askerlerini savaşa sokarak Hititler'i püskürttü Ne var ki, iki ordu da çok yıprandığı için savaşın sonucu alınamayarak II Ramses ile Muvatalli arasında antlaşma yapıldı Antlaşma uyarınca Hititler'in Suriye'deki egemenliği sürdü


Muvatalli'nin Ölümünün ardından çıkan taht çekişmelerinin sonunda kral olan III Hattuşili (İÖ 1275-1250) döneminde Hitit Devleti gücünü korudu Bu sırada Asurlu-lar'ın güçlenmesi hem Hititler'i, hem de Mısırlılar'ı tedirgin etmekteydi Sonunda III Hattuşili ile Mısır Firavunu II Ramses arasında tarihin en eski antlaşması olarak bilinen Kadeş Barış Antlaşması İÖ 1270'te bazı kaynaklara göre de İÖ 1280'lerde yapıldı Bu anlaşma uyarınca her iki devlet de birbirini "büyük devlet" olarak tanıyacak, Suriye Mısır'a katılacak, iki devlet sonsuza kadar dost kalacak ve düşman saldırılarında birbirlerine yardım edeceklerdi Antlaşmadan sonra II Ramses, Hitit kralının kızıyla evlendi
III Hattuşili'den sonra tahta geçen IV Tuthalya döneminde devlet yönetiminde ve dinde birtakım yenilenmelere gidildi Bu sırada Asur Devleti de güçlenerek Hititler'i tehdit etmeye başladı


IV Tuthalya'mn ardından gelen krallar döneminde birçok bölgede egemenliği sarsılan Hititler, Anadolu'ya Boğazlar'dan giren Frigler'in hücumları sonunda İÖ yaklaşık 1200'lerde tarih sahnesinden silindiler {bak Frigya)


Geç Hitit Devletleri


Hitit Devleti yıkıldıktan sonra bazı Hitit prensleri Güney ve Güneydoğu Anadolu ile Kuzey Suriye'deki kentlerde varlıklarını İÖ 7 yüzyıla kadar sürdürdü Bu kent devletlerinin halkını Frigler'in önünden kaçan Hititler oluşturuyordu Bu dönemde Asur Devleti'nin iç karışıklıkları, Mısır firavunlarının tahtlarını korumak için yalnızca devletin içişleriyle uğraşmaları, Hitit kent devletlerinin oluşması için uygun ortamı yarattı Ayrıca bu kent devletleri doğudaki Urartular ile batıdaki Frigler arasındaki rekabetten de yararlanıyordu


Geç Hitit Devletleri'nin halkı kendilerini Büyük Hitit Devleti'nin mirasçısı saymaktaydı Bu küçük kent devletleri Asurlular'ca vergiye bağlandı Asurlular'a karşı bir konfederasyon içinde birleşerek birlik oluşturmaya çalıştılarsa da başarılı olamadılar Asurlular'ın egemenliklerinin sarsıldığı yıllarda Geç Hitit Devletleri rahat bir dönem yaşadı; ama ardından Urartu baskıları geldi Daha sonra kent devletleri üzerinde yeniden Asur egemenliği kuruldu ve bunlar birer Asur eyaleti durumuna getirildi


Devlet Yapısı ve Ordu

İlk dönemlerinde birçok beyliğin birleşmesinden oluşan Hitit Krallığı'nda merkezi yönetimin başında "Büyük Kral" unvanıyla anılan başrahip, başkomutan ve başyargıç yetkileriyle donatılmış bir kral bulunuyordu Beyliklerin başındakilere ise "Küçük Kral" sanı verilirdi Daha sonraki dönemlerde merkezi yönetimin ağırlığı arttı ve küçük kralların yerlerine valiler atandı Hitit krallarının yetkileri pankus adı verilen ve soylulardan oluşan bir meclisçe sınırlandırılmıştı Bu meclis kral soyundan gelen birine verilen ölüm cezasını ya da kralın gösterdiği veliahtı onaylamama hakkına sahipti


Hititler'de kraldan sonra en yetkili kişi tavananna adını verdikleri ana kraliçeydi Saraydaki bütün siyasal etkinliklere katılan ana kraliçe, kralın yokluğunda ya da tahta geçen kralların çocuk olması durumunda, devleti yönetirdi Hititler'in ilk zamanlarında krallar belirli bir hanedanın prensleri arasından soylular ve önde gelen devlet büyüklerin-ce seçilirdi Daha sonra Telipinu'nun ferma-nıyla kral ölümünden önce veliahtı seçebiliyordu Ama veliahtın pankus tarafından onaylanması gerekmekteydi Hititler'de kralın birinci karısından olan oğlu veliaht sayılırdı Veliaht ülke yönetimine katılır, bazen "Küçük Kral" sanıyla bir bölgenin yönetimine atanırdı Başarısız olması durumunda veliahtlık hakkı elinden alınırdı
İlk dönemlerde Hititler, ele geçirdikleri ülkelerin krallarına bağlılık yemini ettirir, bir antlaşma imzalayarak onları tahtlarında bırakırlardı Daha sonra bu krallıkların bazılarına doğrudan merkeze bağlı valiler atandı Ant-laşmalı krallıklar da kendi içlerinde bağlı devletler ve vasal devletler diye ayrılırdı Bağlı devletler Hititler'ce korunan bağımsız krallıklardı Vasal devletlerse Hititler'e karşı belirli yükümlülükleri yerine getirme zorunda olan prensliklerdi İçişlerinde serbest ama dışişlerinde büyük krala bağlı olan bu devletler istendiğinde asker göndermekle yükümlüydü


Hititler'de savaşabilecek durumda olan her erkek asker sayılırdı Kralın toprak verdiği soylular da tüm masraflarını kendilerinin üstlendiği özel askeri birlikler beslerlerdi Ayrıca savaş sırasında prensler ve vasal krallar da askerleriyle birlikte büyük krala katılırdı Hitit ordusu yaya ve arabalı askerlerden oluşurdu İki tekerlekli ve bir çift atın koşul-duğu savaş arabalarında sürücünün yanı sıra iki savaşçı asker bulunurdu Hızlı hareket etme yeteneğine sahip bu savaş arabaları savaşlarda Hititler'e büyük üstünlük sağlamıştır


Din, Hukuk ve Ekonomi


Toplumsal yaşamda dinin çok önemli bir yeri vardı Hititler çoktanrılı bir dine sahipti Ele geçirdikleri ülkelerin tanrı heykellerini kendi tapınaklarına taşıyarak onları da benimserlerdi Hititler tanrılarını insan şeklinde düşünür, onların insanın gereksindiği her şeye gereksinim duyduğuna, insan gibi üzülüp, sevindiğine, evlenip çocukları olduğuna inanırlardı Bazı tanrıların özel bir yeri vardı Bunların başında fırtına tanrısı Taru ve onun karısı güneş tanrıçası Vuruşemu gelirdi Bunların oğullarından biri olan bereket simgesi Telipi-nu tarımla uğraşır, su getirir, tahılların büyümesini sağlardı Hititler'de tapınmanın önkoşulu temizlikti Tapınaklara yıkanıp temiz elbiseler giyerek girerlerdi Tanrılara hayvan ya da insan kurban eden Hititler her türlü olumsuzluğu ve felaketi tanrıların öfkesine bağlarlardı

Hititler'de toplumsal yaşamı düzenleyen yasalar hür ya da köle herkese mülkiyet hakkı tanımakta ve bu hakkı devlet güvencesine almaktaydı Evlenmeler, miras dağıtımı ve aile içi ilişkiler yasayla düzenlenmişti İşlenen suçlara verilen cezalar da insancıl ve ılımlıydı; onur kırıcı cezalar verilmezdi Ölüm cezalan ise çok özel durumlarda verilirdi İşlenen suçun bilerek yapılıp yapılmadığının üzerinde durulurdu Hititler'de pankus meclisinin dışında halkın davalarına bakan Yaşlılar Mahkemesi, yüksek memurların davalarına bakan Ayan Mahkemesi ve ağır suçlara bakan Kral Mahkemesi vardı


Ekonomik yaşamın temelini tarım ve hayvancılık oluştururdu Arpa, çavdar ve buğday en önemli ürünleriydi; tarım aracı olarak saban kullanılmaktaydı Beslenen başlıca hayvanlar ise at, sığır, domuz, eşek, koyun ve keçiydi Savaş arabalarında da kullanıldığı için ata son derece önem verilirdi Hitit Devleti'nin bir başka gelir kaynağı da vasal devletlerin gönderdiği vergilerdi Ayrıca altın, gümüş ve bakır madenlerinin işletilmesi ve Anadolu'dan geçen ticaret yolları da devlete önemli bir gelir sağlamaktaydı


Sanat ve Yazı


Göçebe bir toplum olarak Anadolu'ya gelen Hititler kendi kültürlerini dışa karşı kapalı tutmamış, beraber yaşadıkları toplumlardan birçok kültür öğesi almışlardır Bütün bu öğeler Hatti uygarlığı içinde birleşerek yeni bir kültür oluşumuna yol açmıştır Hitit sanatı üzerinde Mezopotamya etkisi görülse de Hitit sanatı kendine özgü ayrı bir gelişme göstermiştir Demir ve öteki madenleri işlemeyi bilen Hititler yetenekli zanaatçılardı


Dinsel yapıları ise anıtsal mimarlığın görkemli örnekleriydi Kabartma sanatı da çok gelişmişti Düzleştirdikleri kayalara tanrılarının ve krallarının kabartmalarını yaparlardı Bunlar içinde Boğazköy yakınındaki Yazılıkaya açık hava tapınağındaki tanrı ve tanrıçaları gösteren kabartmalar günümüze kadar ulaşan en önemli yapıtlarındandır Halk iki katlı, üç ya da dört odalı evlerde yaşardı


Hititler iki tür yazı kullanmışlardır Bunlar Sümer ve Akadlar'dan aldıkları çiviyazısı ile kendilerinin bulduğu resimyazısı hiyerogliftir Hitit hiyeroglif yazısı insan ve hayvan vücudunun çeşitli bölümleri ile ev eşyalarını simgeleyen işaretlerden oluşmuştur
Ayrıca bak ALACAHÖYÜK; BOĞAZKÖY; DEMİR ÇAĞI

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Hititler-Hitit Devleti-İmparatorluk Dönemi-Devlet Yapısı-Ordu-Din-Hukuk-Ekonomi-Sanat-Yazı

Eski 06-13-2009   #2
ysnkrks
Varsayılan

Cevap : Hititler-Hitit Devleti-İmparatorluk Dönemi-Devlet Yapısı-Ordu-Din-Hukuk-Ekonomi-Sanat-Yazı



Paylaşım için Teşekkürler Sayın Şengül
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.